Danıştay Kararı 15. Daire 2015/9149 E. 2018/3031 K. 27.03.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/9149 E.  ,  2018/3031 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/9149
Karar No : 2018/3031

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; … İli, … İlçesi, … Köyü’nü terk etmek zorunda kaldığını iddia eden davacı tarafından, yaşanan terör olayları nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin Zarar Tespit Komisyonu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; sözkonusu yerin terör olayları nedeniyle güvenlik gerekçesiyle boşaltıldığı, …. Kadastro Mahkemesi’nin … tarih ve E:…., K:…. sayılı kararı uyarınca,….Köyü … ada …ve … parsel sayılı taşınmazın hisseli maliki olduğu hususu tartışmasız bulunan davacının, 5233 sayılı Kanun kapsamında terör nedeniyle uğramış olduğu zararların ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun, boşaltılan yerde arazinin olmadığı gerekçesi ile reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı, aynı taşınmazlar yönünden mükerrer ödeme yapılmasının önüne geçilmesi için davacıya ödeme yapılması gereken taşınmazlar bakımından öncesinde bir başkasına yapılan ödemelerde haksız ve yersiz bir ödeme yapıldığının tespiti edilmesi durumunda, hukuka aykırı olarak yapılmış tazminat ödemelerinin idare hukukunun genel ilkeleri bağlamında geri alınabileceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
5233 sayılı Kanunla terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin zararlarının karşılanması esas olup kişilerin daha önce karşılanmış bulunan zararlarının mükerrer ödeme yapılmasına neden olacak şekilde tekrar tazmin edilmesine olanak bulunmamaktadır.
Dosyanın ve aynı niteliklere sahip dosyaların birlikte incelenmesinden; ilgililerin söz konusu taşınmaz mal varlıklarına ilişkin kadastro tespitlerinin ileri tarihlerde yapıldığı, bu tespitler yapılırken malın sahibi olarak belirlenen kişilerin aynı yer ve aynı tarihlere ait malvarlığına ulaşamama zararları için tazminat başvurularının olduğu ve genelde tazminat ödemelerini zilyetlikten faydalanarak aldıkları görülmektedir. Sonrasında aralarında ya yakın akrabalık bağı (anne-baba-evlat-kardeş-amca-dayı…) ya da aynı köy/mezrada yaşamaları nedeniyle yakın komşuluk ilişkileri bulunan kimselerin zilyetlikle zararı karşılanan kişilere Kadastro Tespitine İtiraz ve Tescil Davası/Tapu İptali Tescil Davası açtıkları, kadastro çalışmalarında taşınmaz üzerine kaydedilen kişilerin bu davaları itiraz etmeden kabul beyanları ile sonuçlandırdıkları ve davalar sonucu söz konusu malvarlığına tapu güvencesi ile sahip olan kişilerin bu kez tapu kaydına dayanarak aynı yerlere ve aynı dönemlere ilişkin zarar başvurularında bulundukları görülmektedir.
Malvarlığı zararına ilişkin olarak daha önce aile veya yakın köy/mezra ahalisine ödeme yapılırken Kadastro Tespitine İtiraz eden kişilerin, zilyetlik hakkına dayanarak başvuru yapan kişilerin işlem dosyalarında yapılan keşiflere itirazlarının olmadığı, köy bilirkişi heyetinin de itirazları olmadığı, zilyetlikle ödeme yapılan yerler ile tapu ile başvuru yapılan yerlerin davalar, başvurular, tazminat ödemesi ve taraf ilişkileri gözününde tutulacak olursa aynı yerler olduğu; bu halde zilyetliğe dayalı yapılan ödemelerin usulüne uygun ve doğru ödemeler olduğu, söz konusu davalardan sonra tapulu hak sahibine bu tapu kayıtlarına dayanarak ödeme yapılmasının mükerrer ödemeye yol açacağı görülmektedir.
Bu durumda; mükerrer ödemeye yol açmamak için zilyetlikle ödeme yapılan yerlerde Kadastro Tespitine İtiraz ve Tescili Davası sonucuna dayanarak başvuru yapan kişilerin başvurularının, bu davaların davalısı olan kişilerin aynı köy/mezra/mevki ve aynı döneme ilişkin karşılanan malvarlığına ulaşamama zarar tazmini işlem dosyaları bulunması halinde; aynı yerlere ilişkin zararların mükerrerlik nedeniyle karşılanmaması gerektiği, tapulu hak sahiplerinin söz konusu dönemlere ait haklarını, açtıkları davalar neticesinde elde ettikleri taşınmazlar sebebiyle kazandıkları ve bu davaların davalıları ile aralarındaki karşılıklı mutabakata dayalı ilişki de gözönünde tutularak zilyetlikle ödeme alan kişilerden almalarının hak ve nesafete uygun çözüm yolu olduğu açıktır.
Dosyada davacının başvurusuna esas olan taşınmazların kadastro aşamasında dava dışı …, …, …, … adına kaydedildiği, bu kişilerin davalı idare tarafından belirtildiği ve dosyada bulunan komisyon kararlarına göre Zarar Tespit Komisyonu’ndan dava konusu taşınmazlar da dahil olarak ödeme aldıkları, Kadastro Tespitine İtiraz ve Tescil Davası’nda dava dışı …, …, …, …nın davayı kabul ile söz konusu yerleri hissesi oranında davacıya bıraktıkları, ancak söz konusu Kadastro Mahkemesi karar tarihinin komisyon kararından sonraki bir tarih olduğu, sonrasında da davacının ilgili tapu kayıtlarına dayanarak dava konusu komisyon kararı için işbu incelemekte olduğumuz iptal davasını açtığı görülmüştür.
Davacının başvurusunun … Köyü, Merkezi’ne ilişkin olduğu, tapu kayıtlarına göre, dava konusu taşınmazların Gürkavak Koçkan Mevkii’nde bulunduğu, … İdare Mahkemesi’nin E:… sayılı dosyasında yapılan ara karar üzerine gönderilen … Kaymakamlığı’nın … tarihli yazısından … Mevkii’nin … Mezrası’nda bulunduğunun tespit edildiği, davacının başvuruda bulunduğu yere ilişkin mal varlığının bulunmadığı, ilgili taşınmazların komisyon tarafından önceden ödeme yapılan taşınmazlar olduğu görülmüştür.
Bu durumda, davacının başvuruda bulunduğu … Köyü Merkezi’nde mal varlığı bulunmadığından, dosyada bulunan tapu kayıtlarının … Mezrası’na ve daha önce zararı karşılanan taşınmazlara yönelik olduğundan davanın reddine karar verilmesi gerekirken dava konusu işlemin iptaline ilişkin mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:….; K:…sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.