Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2015/9094 E. , 2016/500 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/9094
Karar No : 2016/500
Temyiz Eden (Davalı) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davacılar) : 1-
2-
İstemin Özeti : … 6. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının araç sürüsüne idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptaline ilişkin kısmının bozulması, diğer işlemler yönünden kısmının ise onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava; davacılardan ‘a ait … plakalı aracın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2/3. maddesi uyarınca altmış gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin 28.08.2014 tarih ve 419408 sayılı işlem ile araç sahibi ve diğer davacı araç sürücüsüne ayrı ayrı idari para cezası verilmesine ilişkin 27.08.2014 tarih ve 104047, 104048 sayılı işlemlerin iptali istemiyle açılmıştır.
… 6. İdare Mahkemesi’nce; araç sürücüsüne idari para cezası verilmesine ilişkin işlem yönünden; davacıya ait aracın işlem tarihinden önce alınmış güzergah izin belgesinin bulunduğu, bu nedenle ilgili belediyeden izin veya ruhsat alınmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığından söz edilemeyeceğinden tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle iptaline, aracın trafikten men edilmesi ve araç sahibine idari para cezası verilmesine ilişkin işlemler yönünden ise anılan gerekçeye ek olarak; Anayasa Mahkemesi’nin 11.09.2014 tarih ve E:2014/52 sayılı dosyada verdiği kararla, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2/3. maddesinin birinci cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresi ile ikinci cümlesi “araç sahibine” yönünden Anayasaya aykırı oldukları gerekçesiyle iptaline karar verildiği, işlemlerin dayanağı kanun hükmü iptal edildiğinden ortaya çıkan yeni hukuki durum nedeniyle işlemlerin hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir
Davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülen anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyize konu İdare Mahkemesi kararının, aracın trafikten men edilmesi ve araç sahibine idari para cezası verilmesine ilişkin işlemlerin dayanağı Kanun hükmü Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edildiklerinden bahisle hukuka aykırı oldukları gerekçesiyle iptal edilmelerine ilişkin kısmında 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, davalının bu kısma yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Temyize konu idare Mahkemesi kararının, araç sürücüsüne idari para cezası verilmesine ilişkin işlem yönünden verilen kısmına gelince;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Araçların tescil edildikleri amacın dışında kullanılması” başlıklı Ek 2. maddesinde; araçlarını motorlu araç tescil ve trafik belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahiplerinin 14.400.000 lira para cezası ile cezalandırılacağı, ayrıca, aracın onbeş gün süre ile trafikten men edileceği, ilgili belediyeden izin veya ruhsat almaksızın, belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıyan kişiye, araç sahibine, bağlı bulunduğu durak, işyeri ve işletmelerin sorumlularına birinci fıkrada gösterilen idari para cezasının üç kat olarak, fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde tekerrürü halinde ise beş kat olarak uygulanacağı, ayrıca, aracın her defasında altmış gün süre ile trafikten men edileceği hükmüne yer verilmiştir.
Anılan maddenin ilk halinde aracın üretim amacı dışında yolcu veya yük taşımacılığında kullanılması hali için ceza öngörülmüşken, maddeye 31.05.2012 tarihinde kabul edilen 6321 sayılı Kanunla eklenen üçüncü fıkrayla, “korsan” olarak tabir edilen şehiriçinde ticari amaçlı kayıt dışı yolcu taşımacılığının engellenerek, hem taşımacılık hizmetlerinin düzene sokulması hem de kurallara bağlı olarak yolcu taşımacılığı yapan esnafın haklarının korunmasının amaçlandığı görülmektedir.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; görevli polis memurlarınca 27.08.2014 tarihinde yapılan denetimde düzenlenen tespit tutanağında; davacıya ait … plakalı araç ile personel servis taşımacılığı yapıldığının tespit edildiği, yolcular ve araç sürücüsü tarafından imzalanan tutanakta yolcuların isimleri, kimlik bilgileri ve personeli oldukları firmaya ilişkin bilgilere yer verildiği, bu tespit üzerine ilgili belediyeden izin veya ruhsat alınmaksızın ticari amaçla yolcu taşımacılığı yapıldığından bahisle dava konusu işlemin tesis edildiği, söz konusu araca ait 19.12.2013 tarihinde verilen ve 30.06.2014 tarihine kadar geçerli olan … sayı ve .. barkod numaralı servis aracı güzergah izin belgesinin bulunduğu anlaşılmaktadır.
Olayda araca ait güzergah izin belgesinin geçerlilik süresinin işlem tarihinden yaklaşık iki ay önce sona ermiş olduğu görülmektedir.
Bu veriler ışığında, davacıya ait araçla, işlem tarihinde geçerlilik süresi sona ermiş olan güzergah kullanım izin belgesi ile personel servis taşımacılığı yapıldığı hususu, trafik ekiplerince düzenlenen tespit tutanağı ile sabit olduğundan, 2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrası kapsamına giren davacı araç sürücüsü hakkında tesis edilen işlemde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Durum böyle olunca; dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Öte yandan, Mahkemece, söz konusu araç için işlem tarihinden önceki iki aylık süre içinde veya işlemden sonra makul süre içerisinde güzergah izin belgesi alınıp alınmadığı hususunun araştırılması, yeniden karar verilirken bu hususun da gözetilmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kısmen reddi ile … 6. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve … sayılı kararının aracın trafikten men edilmesi ve araç sahibine idari para cezası verilmesine ilişkin işlemler yönünden verilen iptale ilişkin kısmının oyçokluğuyla ONANMASINA, temyiz isteminin kısmen kabulü ile araç sürücüsüne idari para cezası verilmesine ilişkin işlem yönünden verilen iptale ilişkin kısmının ise oybirliğiyle BOZULMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/02/2016 tarihinde karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Araçların tescil edildikleri amacın dışında kullanılması” başlıklı Ek 2. maddesinin 1. ve 2. fıkralarında; araçlarını motorlu araç tescil ve trafik belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahiplerinin 14.400.000 lira para cezası ile cezalandırılacağı, ayrıca, aracın onbeş gün süre ile trafikten men edileceği, aynı maddenin 3. fıkrasında ise; ilgili belediyeden izin veya ruhsat almaksızın, belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıyan kişiye, araç sahibine, bağlı bulunduğu durak, işyeri ve işletmelerin sorumlularına birinci fıkrada gösterilen idari para cezasının üç kat olarak, fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde tekerrürü halinde ise beş kat olarak uygulanacağı, ayrıca, aracın her defasında altmış gün süre ile trafikten men edileceği hükmü yer almaktaydı.
Anılan maddenin ilk halinde aracın tescil amacı dışında yolcu veya yük taşımacılığında kullanılması hali için ceza öngörülmüşken, maddeye 31.05.2012 tarihinde kabul edilen 6321 sayılı Kanunla eklenen 3. fıkrayla, “korsan” olarak tabir edilen şehir içinde ticari amaçlı kayıt dışı yolcu taşımacılığının engellenerek, hem taşımacılık hizmetlerinin düzene sokulması hem de kurallara bağlı olarak yolcu taşımacılığı yapan esnafın haklarının korunmasının amaçlandığı görülmektedir.
2918 sayılı Kanunun Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrasının iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 11.09.2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 sayılı kararıyla, alınması gereken izin veya ruhsatı olmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılması ve sürücünün araç sahibi olmaması hâlinde tescil plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım uygulanmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturduğu, Anayasa ve ceza hukukunun temel kuralları uyarınca, kişilere ceza verilebilmesi için aranan koşullardan birinin hukuka aykırı eylemin kanunda belirtilmiş olması, diğerinin ise bu eylemin o kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanmasını gerektirdiği, itiraz konusu kuralda araç sahiplerinin hangi eylemlerinin suç sayıldığı için başkasının eyleminden sorumlu tutulduğu açık bir şekilde gösterilmediği gibi araç sahibi olma ile suç arasındaki illiyet bağının da ne suretle oluştuğunun belirtilmediği, kuralın bu yönleriyle açık ve belirgin olmadığı gerekçesiyle 2918 sayılı Kanunun yukarıda bahsi geçen Ek 2/3. maddesinin ilk cümlesinde yer alan “araç sahibine” bölümü iptal edilmiş, Ek 2/3. maddesinin son cümlesinde yer alan “aracın her defasında 60 gün süreyle trafikten men edileceği” kısmının ise “araç sahibi” yönünden iptal edilmesine karar verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; olay günü yapılan denetimde davacıya ait araç ile izinsiz yolcu taşımacılığı yapıldığının araçta bulunan yolcuların da isimleri yazılmak suretiyle tespit edildiği, tutanağın araç sürücüsü tarafından imzalandığı, söz konusu tespite dayanılarak dava konusu işlemlerin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Organ veya temsilcinin davranışından dolayı sorumluluk başlıklı” 8. maddesinin 1. fıkrasında; organ veya temsilcilik görevi yapan ya da organ veya temsilci olmamakla birlikte, tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde görev üstlenen kişinin bu görevi kapsamında işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı tüzel kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabileceği, 2. fıkrasında; temsilci sıfatıyla hareket eden kişinin bu sıfatla bağlantılı olarak işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı temsil edilen gerçek kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabileceği, gerçek kişiye ait bir işte çalışan kişinin bu faaliyeti çerçevesinde işlemiş bulunduğu kabahatten dolayı, iş sahibi kişi hakkında da idarî yaptırım uygulanabileceği, 3. fıkrasında; Kanunun, organ veya temsilcide ya da temsil edilen kişide özel nitelikler aradığı hallerde de yukarıdaki fıkralar hükümlerinin uygulanacağı, 4. fıkrasında; birinci ve ikinci fıkra hükümlerinin, organ veya temsilcilik ya da hizmet ilişkisinin dayanağını oluşturan işlemin hukuken geçerli olmaması halinde de uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Her ne kadar Anayasa Mahkemesi tarafından 2918 sayılı Kanunun Ek-2/3. maddesinin uygulanması araç sahibi yönünde iptal edilmiş ise de, kararda cezaların şahsiliği ilkesinden yola çıkılmış ve aracın izinsiz yolcu taşımacılığında kullanılması hususunda “bilgi sahibi” olmayan araç sahibinin korunması amaçlanmıştır.
Anayasa Mahkemesinin iptal kararının ardından, anılan madde kapsamında yapılan taşımacılıkta araç sahibine verilen para cezası ve aracın trafikten men edilmesine ilişkin işlemin araç sahibi yönünden uygulanmasında, 2918 sayılı Kanunun Ek-2/3. maddesi yasal dayanak olarak gösterilemeyecek ise de, “sahip olduğu aracın izinsiz yolcu taşımacılığında kullanılması hususunda bilgi sahibi olan” araç sahibi ile ilgili olarak; 5326 sayılı Kanunun 8. maddesinin 2. fıkrasında yer alan temsil ilişkisinin sonucu olarak temsil edilene de yaptırım uygulanabileceğinin, 4. fıkrasında ise temsil ilişkisinin hukuken geçerli olmamasının dahi bu yaptırımın uygulanmasına engel olmayacağının düzenlenmesi karşısında, bilgisi olduğunun dosya kapsamından anlaşılması halinde araç sahibine, 5326 sayılı Kanun gereğince yaptırım uygulanmasının mümkün olduğu sonucuna varılmaktadır.
Somut olayda; davacının kendi adına kayıtlı olan aracın, araç sürücüsü tarafından ticari amaçlı taşımacılıkta kullanıldığının, davacı araç sahibi tarafından bilindiği dosya kapsamından anlaşılmakta olup; Mahkemece güzergah izin belgesi bulunmadığının tespiti halinde araç sahibi yönünden tesis edilen işlemin sonucu itibariyle yerinde olacağından, temyize konu İdare Mahkemesi kararının bu kısmının da bozulması gerektiği görüşüyle, karara katılmıyoruz.