Danıştay Kararı 15. Daire 2015/8981 E. 2015/9041 K. 22.12.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/8981 E.  ,  2015/9041 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/8981
Karar No : 2015/9041

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekilleri : -Av.
Karşı Taraf (Davalı) : Gümrük ve Ticaret Bakanlığı
Vekilleri : -Aynı yerde

İstemin Özeti : … 8. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek, temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyize konu Mahkeme kararının vekalet ücretine ilişkin kısmının bozulması, davanın reddine ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacı şirket tarafından üretimi, tanıtımı ve satışı yapılan “…” isimli ürüne ilişkin olarak muhtelif mecralarda yayınlanan “Sağlıklı Dişler” sloganlı reklamlarda, ürünün çiğnenmesi halinde tüketicinin dişlerinin sağlıklı olacağı, ürünün diş sağlığına yararlı olduğu ve tek başına kullanıldığında bile sağlığını koruyucu ürün olduğu izlenimi verildiği ancak ilgili mevzuatı gereği bir gıda ürününün tedavi edici, bir sağlık sorununun çözümünü sağlayıcı nitelikte, tüketiciye sunulmaması gerektiği, bu durumun 4077 sayılı Kanun’un 16.maddesine aykırılığından bahisle aynı Kanunun 17. ve 25/8.maddeleri uyarınca 91.370-TL. idari para cezası verilmesine ve anılan reklamların durdurulmasına ilişkin 27.05.2014 tarih ve 436400 sayılı işlemin iptali ile peşin yatırılan 68.527,50-TL. ödemenin iadesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesi’nce, diş rahatsızlıklarının tek bir gıda takviyesi ile tedavi edilebileceği şeklindeki reklamın tüketiciyi aldatıcı nitelikte olduğunun anlaşıldığı, söz konusu reklamın 4077 sayılı Kanunun 16. maddesine aykırılık teşkil etmesi nedeniyle tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, öte yandan, dava konusu işleme esas olan reklamların ülke genelinde yayın yapan televizyon kanalı aracılığı ile gerçekleştiğinin anlaşıldığı; 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanun’un ilgili hükümlerinin davacı lehine bir düzenleme getirmediği, uyuşmazlığın işlem tarihinde yürürlükte olan Kanun hükümleri gözetilerek çözümlendiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından; dosyaya sunulan bilimsel çalışmaların mahkemece dikkate alınmadığı, yapılan reklamla söz konusu ürünün, zaten sağlıklı dişleri olan kişilerin dişlerinin çürümesini önlemeye yardımcı ürün olduğunun ortaya konulduğu halde ortalama bir reklam izleyicisinin algısı değerlendirilmeden, reklamın tüketiciler için aldatıcı nitelikte olduğuna karar verildiği, reklamın tüketiciyi aldatıcı bir yönünün bulunmadığı ve ihtirazi kayıtla ödenen idari para cezasının iadesi talebinin, Mahkemece, dava, tam yargı davası imiş gibi değerlendirilerek reddedilen miktar üzerinden davalı lehine nisbi vekalet ücretine hükmedilmesinin, kanuna aykırı olduğu gerekçeleriyle kararın bozulması istenilmektedir.
Temyize konu Mahkeme kararının, davanın reddine ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, davacının bu kısma yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Temyize konu Mahkeme kararının, davalı idare lehine, reddedilen miktar üzerinden hesaplanan nispi vekalet ücretine hükmedilmesine ilişkin kısmına gelince;
1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 164. maddesinde avukatlık ücretinin, avukatın hukuki yardımının karşılığı olan meblağı veya değeri ifade edeceği belirtilmiştir.
Mahkeme kararının verildiği tarihte yürürlükte olan 31.12.2014 tarih ve 29222 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin ikinci kısmının ikinci bölümünde, yargı yerleri ile icra iflas dairelerinde yapılan ve konusu para olmayan veya para ile değerlendirilemeyen hukuki yardımlara ödenecek ücretler belirlenmiş olup, aynı bölümün 15. bendinde ise, idare ve vergi mahkemelerinde takip edilen davalar için takdir edilecek avukatlık ücretinin maktu olarak belirlendiği görülmektedir.
Avukatlık Ücret Tarifesinin 12. maddesinde, Tarifenin ikinci kısmının ikinci bölümünde gösterilen hukuki yardımların konusu para veya para ile değerlendirilebiliyorsa avukatlık ücretinin Tarifenin üçüncü kısmına göre belirleneceği kurala bağlanmıştır. Bu düzenlemeye göre, konusu para olan veya para ile değerlendirilebilen davalarda nispi avukatlık ücretine hükmedilecektir.
Anayasa’nın 125. maddesinin son fıkrasında, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlü olduğu kurala bağlanmış; 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesinde; iptal davalarının, idari işlemler hakkında yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenler tarafından açılacağı hükme bağlanmış, tam yargı davaları ise, idarenin eylem ve işlemlerinden dolayı kişisel hakları doğrudan muhtel olanlar tarafından açılan davalar olarak tanımlanmıştır.
Dava konusu uyuşmazlıkta, davacıya 91.370-TL.idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin tebliği üzerine, davacı tarafından anılan para cezasının peşin ödendiği için 3/4’ünün tahsil edildiği, dava dilekçesinde dava konusu işlemin iptali yanında ihtirazi kayıtla ödenmiş olan 68.527,50-TLnin iadesine karar verilmesinin de istenildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, davacının ödemiş olduğu para cezasının iade talebinin, iptal davasının doğal bir sonucu olduğu, iptal davası ile birlikte ileri sürülen nedenlerle iade talebinde bulunulduğu, tahsil edilen tutarın iadesine yönelik davalı idarenin sorumluluğundan söz edilmediği, idareye tazminatı gerektirir herhangi bir hizmet kusuru atfedilmediği, bu yönüyle davanın tam yargı davası niteliğinde bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda, davanın konusunun “maddi tazminat” olarak nitelendirilmeyeceğinin gözetilerek vekalet ücretinin maktu olarak belirlenmesi gerekirken davalı idare lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesinde hukuka uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle; davacının temyiz isteminin kısmen kabulüyle … 8. İdare Mahkemesi’nin … günlü, … sayılı kararının vekalet ücreti yönünden BOZULMASINA, sair temyiz istemlerinin reddiyle kararın ONANMASINA, vekalet ücreti yönünden yeniden bir karar verilmek üzere, dosyanın adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, 22/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.