Danıştay Kararı 15. Daire 2015/8898 E. 2017/1819 K. 13.04.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/8898 E.  ,  2017/1819 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/8898
Karar No : 2017/1819

Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : …. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu gerekçesiyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, işin esasına geçilerek gereği görüşüldü:
Dava; gümrük müşavir yardımcısı olan davacıya 4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun Geçici 6/3 ve 6/2-c maddeleri uyarınca “bir yıl süre ile mesleki faaliyetten alıkoyma” cezası verilmesine ilişkin Gümrük ve Ticeret Bakanlığı Merkez Disiplin Kurulu Başkanlığı’nın 11.11.2013 tarih ve 2013/146 sayılı kararının iptali istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince; davacının düzenleyerek imzaladığı gümrük çıkış beyannameleri ile gerçekleştirilen ihracatta, mesleki kurallara aykırı fiil ve davranışı ile görevin gerektirdiği güveni sarsıcı harekette bulunduğu hususunun subuta erdiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
4458 sayılı Gümrük Kanunu’nun 225. maddesinde; eşyanın gümrükçe onaylanmış bir işlem veya kullanıma tabi tutulmasına ilişkin faaliyetlerin, Kanunun 5. maddesi hükümleri çerçevesinde sahipleri veya bunlar adına hareket edenler tarafından doğrudan temsil yoluyla veya Gümrük Müşavirleri tarafından dolaylı temsil yoluyla takip edilerek sonuçlandırılacağı hükme bağlanmış olup, aynı Kanunun geçici 6. maddesinin 2 numaralı fıkrasında, “Gümrük müşavirliği veya gümrük müşavir yardımcılığı mesleğinin vakar ve onuruna aykırı fiil ve hareketlerde bulunanlarla, görevlerini yapmayan veya kusurlu olarak yapan ya da görevinin gerektirdiği güveni sarsıcı hareketlerde bulunan meslek mensupları hakkında, gümrük müşavirliği hizmetlerinin gereği gibi yürütülmesi amacıyla durumun niteliğine ve ağırlık derecesine göre aşağıda tanımlanan disiplin cezaları verilir.
a) Uyarma: Meslek mensubuna mesleğinin icrasında daha dikkatli davranması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.
b) Kınama: Meslek mensubuna görevinde ve davranışında kusurlu sayıldığının yazı ile bildirilmesidir.
c) Geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma: Mesleki sıfatı saklı kalmak şartıyla altı aydan az, bir yıldan çok olmamak üzere mesleki faaliyetten alıkoymadır.
d) Meslekten çıkarma: Meslek mensubunun izin belgesinin geri alınarak, bir daha bu mesleği icra etmesine izin verilmemesidir.”, 3 numaralı fıkrasında ise; “Mesleki kurallara, mesleğin vakar ve onuruna aykırı fiil ve harekette bulunanlarla, görevin gerektirdiği güveni sarsıcı harekette bulunan meslek mensupları hakkında, ilk defasında uyarma, tekrarında ise kınama cezası uygulanır.
Görevini bağımsızlık, tarafsızlık ve dürüstlükle yapmayan veya kusurlu olarak yapan ya da bu Kanunda yer alan mesleğin genel prensiplerine aykırı harekette bulunan meslek mensupları için geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır.
Sahte belgelere dayanılarak yanlış beyanda bulunulduğunun, ancak bu durumun gümrük müşavirinin bilgisi dışında olduğunun, bununla birlikte, bir araştırma sonucunda gerçek durumun öğrenebileceğinin Gümrük Müsteşarlığı merkez denetim elemanlarınca rapora bağlandığı durumlarda, ilgili gümrük müşavirine ilk defasında kınama cezası verilir. Bu hususun tekerrür etmesi halinde geçici olarak mesleki faaliyetten alıkoyma cezası uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin incelenmesinden, gümrük müşavirlerinin gümrük işlemlerini yaparken, mesleki bilgi ve birikimlerinden faydalanarak Gümrük Kanunu’na ve gümrüklerde tatbik edilen mevzuata uygun olarak hareket etmek zorunda oldukları ve imzaladıkları beyannamelerden dolayı sorumluluklarının olduğu anlaşılmaktadır. Ancak, sahte belgelere dayanılarak yanlış beyanda bulunulması durumunda gümrük müşavirlerinin sorumluluğu, gerçek durumun bilindiği veya mesleği icabı mutat olarak bilinmesi gerektiği ve bu durumun bir araştırma sonucunda anlaşılabileceği hususunun sabit olması haliyle sınırlandırılmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının Gümrük Müşavir Yardımcısı olarak görev yaptığı, “www……com” adlı internet sitesinde 06.09.2011 tarihinde yayınlanan “Usta Başmüdüre Dost Nasihatları” başlıklı haber üzerine Müfettişlerince başlatılan inceme neticesinde düzenlenen 01.03.2013/148 sayılı İdari Soruşturma Raporunda davacı tarafından düzenlenerek imzalanan …… Cam İç ve Dış Ticaret Pazarlama. Ltd. Şti. adına tescilli, sarı hat muayene kriterine tabi tutulan 16.12.2010 tarih ve EX037430 sayılı, 17.12.2010 tarih ve EX037474 sayılı, 17.12.2010 tarih ve EX037475 sayılı beyannameler ile ……… Teks. İnş. ve Eğt. İth. İhr. Ltd. Şti. adına tescilli kırmızı hat muayene kriterine tabi tutulan 16.12.2010 tarih ve EX037431 sayılı gümrük çıkış beyannameleri ile gerçekleştirilen ihracata ilişkin eşyanın züccaciye olarak beyan edilmesine karşın çimento olduğu, anılan beyannamelere konu eşyaların nakliyesini gerçekleştiren şoför ……….’in İzmir Balçova’da ……. Makine’den ihraç eşyası olarak çimento yüklenen konteynırı Newport limanına taşıdığı, İstanbul’dan İzmir’e züccaciye eşyası taşmadığı ve irsaliyede mevcut imzanın kendisine ait olmadığı şeklinde ifade verdiği, şoför ………’in ifadesinde belirttiği üzere, 16.12.2010 tarihinde sözkonusu konteynırı Balçova’dan NEWPORT Limanı’na çimento yüklü olarak taşıyan …. plakalı aracın, 17.12.2010 tarihinde yani bir gün sonra, bu kez de züccaciye eşyası ile yüklü olarak İstanbul’dan Newport Limanı’na taşıma yapmasının mümkün bulunmadığı, ihracatçı firmalardan …….. Teks. İnş. ve Eğt. İth. İhr. Ltd. Şti.’nin adresinde bulunamadığı, …….. Cam İç ve Dış Ticaret Pazarlama. Ltd. Şti.’nin ise anlaşmalarının depo teslimi olması nedeniyle beyannamelere konu ihracat eşyasının yükleme, mühürleme ve nakliye aşamalarından bilgilerinin bulunmadığını beyan etmekle birlikte, anılan beyannamelere konu eşyaların deniz yoluyla nakliyesini gerçekleştiren ……. Denizcilik Nakliye ve Ticaret A.Ş.’nin 04.02.2013 ve 06.02.2013 tarihli yazılarından IRNU 200350-6 No’lu boş konteynırın ihracatçı firma ……. Cam İç ve Dış Ticaret Pazarlama. Ltd. Şti.’nin anlaşmalı nakliyecisi tarafından Newport Limanı’ndan 16.12.2010 tarihinde alındığı, şoföre 35357 numaralı kurşun mühür verildiği, konteynırın aynı gün yüklenmiş ve 35357 numaralı kurşun mühür takılmış olarak Newport Limanı’na teslim edildiği, 30.12.2010 tarihinde ………. isimli gemiye yüklendiği, konteynırın varış limanına varmakla birlikte alıcısı tarafından çekilmediği için halen dolu olarak varış limanında beklemekte olduğu, yurt dışına züccaciye eşyası yerine çimento gönderilmiş olması nedeniyle yapılan kısmi muayenede beyan dışı eşyanın bulunduğunu görmemesi mümkün bulunmayan davacının sözkonusu kaçakçılık olayında rolü olduğu kanaatine varıldığından dava konusu “bir yıl süre ile mesleki faaliyetten alıkoyma” disiplin cezasının verilmesi üzerine bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Olayda, davacı hakkında, dava konusu disiplin cezasına esas alınan fiil nedeniyle, ‘nca 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ve Türk Ceza Kanunu hükümleri uyarınca suç duyurusunda bulunulmasına karşın, davacı hakkında herhangi bir soruşturmanın yapılmadığının Dairemizin 29.03.2016 tarih ve E.2015/8898 sayılı ara kararına cevaben ‘nın 01.06.2016 tarih ve 2016/29663 sayılı yazısından anlaşılması, davalı idarenin beyannamelere konu ihraç eşyalarının yurt dışı akıbetlerinin belirlenebilmesi amacıyla yaptığı araştırmalardan herhangi bir netice alınamaması, hayali ihracat ve kaçakçılık yapılarak yurt dışına züccaciye eşyası yerine çimento gönderildiği belirtilmekle birlikte, bu hususun nasıl gerçekleştiğinin tespit edilemediğinin inceleme raporunda belirtilmesi, konu ile ilgili olarak …Ağır Ceza Mahkemesi’nin …. Esasında görülmekte olan kamu davasının derdest olduğu ve davacının sözkonusu davada yargılanan kişiler arasında yer almaması, hayali ihracat ve kaçakçılık olayının internet sitesinde yer alan haber üzerine başlatılan inceleme ve araştırmalar neticesinde ortaya çıkarılabilmiş olması, yapılan kısmi fiziki muayenede açılan 10 kap haricindeki eşyaların kaçak eşya olduğunun davacı tarafından bilindiği veya bilinmesi gerektiğine ilişkin somut bir delil bulunmaması, davacının kendisine ibraz edilen belgelerin içeriğinin gerçek durumu yansıtmadığından haberdar olduğuna ve kasıtlı hareket ettiğine yönelik bir tespitin de olmadığı hususları göz önüne alındığında, tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmış olup, İdare Mahkemesince dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet görülmemektedir.
Açıklanan nedenlerle, davacı tarafın temyiz isteminin kabulü ile ….. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:….; K:…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/04/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

İdare mahkemeleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin bulunması halinde mümkündür.
İdare Mahkemesi’nce verilen karar ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup bozulmasını gerektirecek bir sebep de bulunmadığından temyiz isteminin reddi ile İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.