Danıştay Kararı 15. Daire 2015/8697 E. 2016/405 K. 29.01.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/8697 E.  ,  2016/405 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/8697
Karar No : 2016/405

Temyiz Eden (Davacılar) :1-
2-
3-
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili : 1.Huk. Müş. Yrd.
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesinin … tarih ve … sayılı kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi : Davacıların yaptığı başvuru üzerinden henüz altı aylık sürenin geçmemesi nedeniyle ortada idari davaya konu edilebilecek bir işlem(zımnen ret işlemi) olmadığından, davanın incelenmeksizin reddi gerektiğinden mahkeme kararının bu gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacılar tarafından, … İli, … İlçesi, … Köyünde 08.11.1984 tarihinde meydana gelen terör olaylarında yakınlarının ölümü nedeniyle uğranılan zararların tazmini amacıyla yapılan başvurunun zımnen reddine ilişkin işlemin iptali ile uğranılan zararın tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince, 2577 sayılı Kanunda düzenlenen süreler geçirildikten sonra açılan davanın, esasının incelenebilme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından, anılan kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 14/3-d maddesinde; dilekçelerin idarî davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olup olmadığı yönüyle incelemeye tabî tutulacağı; 15/1-b maddesinde de; idarî davaya konu olacak kesin ve yürütülmesi gereken bir işlem olmaması durumunda davanın reddine karar verileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 10. maddesinde ise; “İlgililer, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara başvurabilirler. Altmış gün içinde bir cevap verilmezse istek reddedilmiş sayılır. İlgililer altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde, konusuna göre Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine dava açabilirler…” kuralı yer almıştır.
Öte yandan, 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 1. maddesinde; “Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.”, 6. maddesinde de; “Zarar gören veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde zararın gerçekleştiği veya zarar konusu olayın meydana geldiği il valiliğine başvurmaları hâlinde gerekli işlemlere başlanır. Bu sürelerden sonra yapılacak başvurular kabul edilmez. Bu Kanun kapsamındaki yaralanma ve engelli hâle gelme durumlarında, yaralının hastaneye kabulünden hastaneden çıkışına kadar geçen süre, başvuru süresinin hesaplanmasında dikkate alınmaz. İlgili valilik dışında diğer valilikler, kaymakamlıklar, Türkiye Cumhuriyeti dış temsilcilikleri, diğer bakanlıklar ile kamu kurum ve kuruluşlarına yapılan başvurular ilgili valiliğe gönderilir. Komisyon, zarar görenlerce yapılacak her başvuru ile ilgili çalışmalarını, başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde tamamlamak zorundadır. Zorunlu hâllerde, bu süre vali tarafından üç ay daha uzatılabilir…” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyasının incelenmesinden; davacılar tarafından, … İli, … İlçesi, … Köyünde 08.11.1984 tarihinde meydana gelen terör olaylarında yakınlarının ölümü nedeniyle uğranılan zararların tazmini amacıyla 5233 sayılı Kanun kapsamında 16.03.2015 tarihinde başvuruda bulunulduğu, söz konusu başvurunun cevap verilmemek suretiyle reddi üzerine, zımnen ret işleminin iptali ve uğranılan zararın tazminine karar verilmesi istemiyle 27.05.2015 tarihinde bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
2577 sayılı Yasanın 10. maddesinde, ilgililerin, haklarında idari davaya konu olabilecek bir işlem veya eylemin yapılması için idari makamlara yaptıkları başvuruya altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı ve bu altmış günün bittiği tarihten itibaren dava açma süresi içinde dava açılabileceği kurala bağlanmış olmakla birlikte, 5233 sayılı Kanunda idarelerin işlem tesis etme süreleri ile ilgili olarak farklı bir düzenlemeye gidilmiştir. Anılan Kanunun 6. maddesinde, zarar görenlerce yapılacak başvurular ile ilgili çalışmaların, başvuru tarihinden itibaren altı ay içinde tamamlanmak zorunda olduğu, zorunlu hâllerde ise, bu sürenin vali tarafından üç ay daha uzatılabileceği belirtilmiştir. Diğer bir ifadeyle, 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan başvuruya idarenin cevap vermeyerek zımnen ret işleminin oluşabilmesi için başvuru tarihinden itibaren altı aylık bir sürenin geçmesi gerektiği açıktır.
Bu durumda, davacıların 16.03.2015 tarihinde yaptığı başvuru üzerinden henüz altı aylık sürenin geçmemesi nedeniyle ortada idari davaya konu edilebilecek bir işlem(zımnen ret işlemi) olmadığından, davanın 2577 sayılı Kanun 15/1-b maddesi uyarınca reddi gerekmektedir.
Buna göre, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararı sonucu itibariyle yerinde görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz dilekçesinde ileri sürülen hususlar kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte bulunmadığından, davacıların temyiz isteminin reddi ile sonucu itibariyle yerinde bulunan … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçe ile ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, temyiz harç ve posta ücretinin Mahkemesince tamamlattırılmasına, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.