Danıştay Kararı 15. Daire 2015/8634 E. 2015/8635 K. 07.12.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/8634 E.  ,  2015/8635 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/8634
Karar No : 2015/8635

Karar Düzeltme İsteminde Bulunan (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti :Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 25/03/2015 tarih ve E: 2013/9615, K: 2015/1748 sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Kararın düzeltilmesi isteminin kabulü ile İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelendikten sonra, karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar, Danıştay Onbeşinci Dairesince verilen 25/03/2015 tarih ve E: 2013/9615, K: 2015/1748 sayılı kararın kaldırılmasını gerektirecek nitelikte görüldüğünden, karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin anılan kararı kaldırılarak temyiz istemi yeniden incelendi, gereği görüşüldü:
Dava, … ili, …ilçesi, … köyünde ikamet etmekte iken 22/10/1990 tarihinde terör örgütü mensuplarınca otomatik silâhlarla evinin taranması nedeniyle göç etmek zorunda kaldığı ve zarara uğradığı gerekçesiyle 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminat ödenmesi talebiyle yapılan başvuru üzerine tesis edilen ve sadece 2.144,18-TL tazminat ödenmesine dair 1 Nolu Zarar Tespit Komisyonunun …….. günlü, ……… sayılı ve …… dosya numaralı kararının iptali istemiyle açılmış; uyuşmazlık ev için önerilen tazminatın düşük olduğu; traktör ve malvarlığına ulaşamama nedeniyle tazminat verilmesi gerektiğine ilişkindir.
… İdare Mahkemesince; davacının göç ettiğini belirttiği … köyünün terör nedeniyle boşalan köyler arasında bulunmaması ve köyde bulunan malvarlığına ulaşımını engelleyen bir durumun olmaması nedeniyle malvarlığına ulaşamama yüzünden uğradığını iddia ettiği zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında tazminine olanak bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından hukuka aykırı olduğu ileri sürülen mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinin (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
5233 sayılı Kanun kapsamında mal varlığına ulaşamama nedeniyle uğranılan bir zarardan söz edebilmek için, yerleşim yerinin tamamen boşalmış/boşaltılmış olması gerekmektedir. Çünkü yerleşim yerinin kısmen boşalmış/boşaltılmış olması durumunda o yerleşim yerinde güvenli bir şekilde yaşayabilme olanağını sağlayan asgari güvenlik şartlarının idarece yerine getirilmiş olduğu sonucuna varılmaktadır. Böyle bir durumda da kişinin her zaman mal varlığına ulaşabileceği açık olduğundan, 5233 sayılı Kanun kapsamında artık uğranılan bir zarardan söz edilemeyeceği tabiidir.
Anılan Kanun hükümlerine göre, bir yerleşim yerinde asgari güvenlik düzeyinin gerçekleştirilmiş olmasına ve bu yerde köy korucuları ile bunların aileleri dışındaki diğer köy halkının yaşamasına karşın, yerleşim yerinde yaşayan kişilerin bir kısmının güvenlik kaygısı nedeniyle yerleşim yerini terk etmeleri sonucunda uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın da idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, bir yerleşim yeri kısmen boşalmış veya hiç boşalmamış olsa bile, kişinin kendisine veya ailesine yönelik bir terör saldırısı meydana gelmişse ya da ciddi, somut ve açık bir tehdit varsa ve bu nedenle de yerleşim yeri terk edilerek malvarlığına ulaşılamamışsa, bu şekilde oluşan zararın da 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmin edilmesi hakkaniyet gereğidir. Zira bu durumda, bir yörede genel olarak meydana gelen terör olaylarından kaynaklanmakla birlikte, etkisi kişiden kişiye değişen, sübjektif bir güvenlik kaygısından değil, belli bir kişiye yönelik somut bir tehdidin varlığından bahsetmek mümkündür. Bu durumda olan kişilerin objektif güvenlik kaygısı dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk etikleri ileri sürülemez. Aynı şekilde yerleşik Danıştay içtihatlarında, bir yerleşim yerinde meydana gelen terör olayları nedeniyle, bu yerde sadece köy korucuları ve bunların ailelerinin kaldığı, diğer köy halkının ise yerleşim yerini terk ettiği durumlarda, kısmen boşalan yerleşim yerini terk eden köy halkının da güvenlik kaygısıyla köyden ayrıldığı kabul edilmekte ve bu nedenden dolayı mal varlığına ulaşılamamasından kaynaklanan maddi zararların 5233 sayılı Kanun hükümleri çerçevesinde idarece karşılanması gerektiğine karar verilmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 1990 yılında terör örgütü mensuplarınca otomatik silâhlarla evinin ve traktörünün taranarak zarara uğradığı, ayrıca terör örgütünün baskı ve tehditleri yüzünden göç etmek zorunda kaldığından bahisle 2 yıl malvarlığına ulaşamadığını belirterek bu zararlarının karşılanması amacıyla yapılan başvurunun ev zararı için kabulü diğer zararlar için reddi işleminin iptali istemiyle açılan dava sonucunda ev için yapılan onarım maliyetinin 2.144,18-TL olarak saptandığı, dava konusu işlemle söz konusu miktarın ödenmesine, olay tarihinde üzerine kayıtlı araç saptanamaması nedeniyle traktör için tazminat ödenemeyeceğine ve …Köyü boşalan köyler arasında bulunmadığından malvarlığına ulaşamama nedeniyle de tazminat ödenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Ancak; dava dosyasındaki sözkonusu olay ile ilgili tutanakların ve keşif tutanağının incelenmesinden; davacının saldırıya uğradığı tarihte köy muhtarı olarak görev yaptığı, 22.10.1990 tarihli olay yeri tutanağında evine uzun namlulu silahlar ve roketatar ile saldırı yapıldığı, evinin büyük hasar gördüğü, evin önünde bulunan başvurusunda belirttiği Fiat marka traktörün zarar gördüğü; keşif tutanağında ise; traktörünün zarar gördüğü, motor ve tekerlek kısmının kullanılamaz hale geldiği, olaydan sonra 2 yıl boyunca evini terk ettiği belirtilmiş; bu durum başvuru ve dava dilekçesinde de tekrarlanmıştır.
Bu durumda, anılan köyde saldırıya uğrayan davacının arazi ve traktöre ait zararlarının terk ettiği öne sürülen 2 yıllık süreçte mal varlığına ulaşılıp ulaşılamadığı, arazisinin ve zilyetinde yada mülkiyetinde bulunan traktörünün terk edilme nedeniyle araştırılarak ve mal varlığına ulaşılamadığının tespiti halinde, davacıya yönelik tehdidin ortadan kalktığı tarihe kadar uğranılan zararın, mal varlığından herhangi bir şekilde yarar sağlanıp sağlanmadığı da göz önünde bulundurmak suretiyle karar verilmesi gerekirken, sadece köyün boşaltılıp boşaltılmadığı ve davacı adına o tarihlerde kayıtlı traktör bulunmadığı kriteri esas alınarak davanın reddine karar veren İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesine uygun bulunan davacınn karar düzeltme isteminin kabulüne, Danıştay Onbeşinci Dairesinin 25/03/2015 tarih ve E: 2013/9615, K: 2015/1748 sayılı kararın kaldırılarak temyize konu … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan Mahkeme’ye gönderilmesine, 07/12/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Karar düzeltme isteminin reddedilmesi gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.