Danıştay Kararı 15. Daire 2015/8422 E. 2016/5175 K. 03.11.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/8422 E.  ,  2016/5175 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/8422
Karar No : 2016/5175

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Düşüncesi:Mahkeme kararı hukuka uygun olmakla birlikte; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 28.11.2013 tarih ve 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 86. maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından ve dava konusu işlemle davacıya uygulanan idari yaptırıma ilişkin 6502 sayılı Kanunda davacı lehine düzenlemeler söz konusu olduğundan, davacı lehine olan hükmün uygulanması gerektiği görüşüyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki, bilgi ve belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirkete 4077 sayılı Yasanın 6/C maddesi ve Paket Tur Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasına aykırı hareketinin varlığından bahisle verilen …-TL.idarî para cezasının tahsili amacıyla düzenlenen … takip numaralı ödeme emrinin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; her ne kadar davacı vekilince, ödeme emrine konu idari para cezasına karşı açılan davanın derdest olduğu, kesinleşmiş alacaktan söz edilemeyeceği iddia edilmiş ise de; 2872 sayılı Kanunun 25. maddesine göre idari para cezasına karşı İdare Mahkemesi’nde iptal davası açılmış olması, para cezasının tahsilini durdurmayacağından davacı vekilinin bu iddiasının yerinde görülmediği, ödeme emrinin dayanağını oluşturan para cezasına karşı açılan davanın reddedilmiş olması ve ödeme emirleri için yasada sınırlı bir biçimde öngörülen nedenlerin de olayda bulunmaması nedeniyle, para cezası alacağının tahsili amacıyla düzenlenen ödeme emrinde mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emrinin dayanağı davacı şirket hakkında düzenlenen 18.02.2013 tarih ve 335/3 sayılı İnceleme Raporu içeriğinde “davacı şirketin 2011-2012 yılında düzenlediği ve www…..com isimli internet sitesi aracılığı ile mesafeli usulle gerçekleştirdiği paket tur satışında, paket tur başlamadan önce yazılı paket tur sözleşmesinin düzenlenmemesi ve bir nüshasının tüketicilere verilmemesinin 4077 sayılı Kanun’un 6/C maddesi ve Paket Tur Sözleşmeleri Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin 5. maddesinin 1. fıkrasına aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle 2011 yılı için 21 adet paket tur satışında, 2012 yılı için 99 paket tur satışında usulsüzlük bulunduğundan bahisle, ilgili mevzuat uyarınca … TL idari para cezası uygulanması yönünde teklif getirildiği, sonrasında … TL idari para cezası verilmesine ilişkin 16.04.2013 tarih ve 1417 sayılı davalı idare işleminin tesis edildiği, bu işlemin iptali istemiyle de açılmış olan davada … İdare Mahkemesi’nce … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla davanın reddine karar verildiği, verilen kararın Danıştay Onbeşinci Dairesinin 16.10.2015 tarih ve E:2015/406, K:2015/6258 sayılı kararı ile 4077 sayılı Kanunun 6/A maddesinin 3. fıkrasına aykırılığı tespit edilen davacıya uygulanan idari yaptırım yerinde olmakla beraber, 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 51. maddesine aykırılık halinde müeyyideyi düzenleyen 77. maddesinin 1. fıkrasının davacı lehine uygulanması gerektiğinden dava konusu işlemde ve temyize konu mahkeme kararında bu yönüyle hukuka uygunluk görülmediği gerekçesiyle bozulduğu anlaşılmaktadır.
Bu durumda; dava konusu ödeme emrinin dayanağı olan idari para cezasının iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin davanın reddine ilişkin kararının Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 16.10.2015 tarih ve E:2015/406, K:2015/6258 sayılı kararı ile bozulduğu, bunun davacı lehine bir durum oluşturulduğu görüldüğünden, İdare Mahkemesi’nce bu husus dikkate alınarak yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.
Öte yandan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun internet aracılığıyla mesafeli olarak gerçekleştirilen paket tur sözleşmelerinde mevzuata aykırılık halinde her işlem veya sözleşme için uygulanacak idari para cezası miktarı açısından lehe hüküm getirmiş olmakla birlikte, ”Cezai Hükümler” başlıklı 77. maddesinin 19. fıkrasında ”Bu maddenin sekizinci, dokuzuncu, on ikinci ve on üçüncü fıkralarındaki idari para cezaları hariç olmak üzere, aykırılığın tespit edildiği tarih itibarıyla bir takvim yılında uygulanan toplam idari para cezası tutarının yirmi beş bin Türk Lirasını aştığı durumlarda, bu miktardan az olmamak ve yüz milyon Türk Lirasını geçmemek üzere toplam idari para cezası tutarı;
a) Cezaya muhatap gerçek ya da tüzel kişinin, aykırılığın tespitinden bir önceki mali yıl sonunda oluşan yıllık gayrisafi gelirlerinin yüzde beşini aşamaz. Bir önceki yıl gayrisafi gelirinin oluşmaması hâlinde, tespit tarihi itibarıyla oluşan gayrisafi geliri dikkate alınır. Gayrisafi gelirlerinin bildirilmediği veya yanlış bildirildiği durumlarda bu bent hükmü uygulanmaz.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Davacı tarafından temyiz dilekçesinde şirket hakkında idari para cezası tesisine ilişkin işlemlerin mevzuatta paket tur sözleşmesine ilişkin kurallara aykırı davranıldığı gerekçesiyle tesis edildiği, Paket Tur Sözleşmelerini düzenleyen 51. maddenin, 77. maddenin 19. fıkrasında hariç tutulan maddelerden olmadığı, davacı şirkete aykırılığın tespit edildiği inceleme raporunun tanzim tarihi itibariyle bir takvim yılına uygulanan toplam idari para cezası tutarının 19. fıkrada öngörülen miktarı aştığı, aykırılığın tespit edildiği inceleme raporunun tanzim tarihi itibariyle bir önceki mali yıl sonunun gayrisafi gelirinin %5’i kadar ceza verilmesi gerektiği, verilen cezaların bu miktarı aştığı, bu madde kapsamında da durumlarının değerlendirilmesi gerektiği ileri sürülmüş olup, 19. fıkra açısından davacı lehine bir durumun olup olmayacağı, davacının bu kapsama girip girmediği, bu hükümden faydalanıp faydalanamayacağı hususlarının Mahkeme tarafından değerlendirilerek, gerekirse davalı idareye ara kararla bu hususlar sorularak yeni bir karar verilmesi gerekmektedir. Bu nedenle eksik incelemeye dayalı Mahkeme kararında bu yönlerden hukuka ve hakkaniyete uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle,… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 03/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.