Danıştay Kararı 15. Daire 2015/7799 E. 2018/1428 K. 13.02.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/7799 E.  ,  2018/1428 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/7799
Karar No : 2018/1428

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekilleri : –
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; Tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının … İli, … İlçesi, … Köyü’nde ikamet etmekte iken yaşanan terör olayları nedeniyle uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 12/06/2014 tarih ve 30/02/2014-961 sayılı 2 No’lu Zarar Tespit Komisyonu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; davacının yaşanan terör olayları nedeniyle boşaltılan … İli, … İlçesi, … Köyü’nden göç ettiği, bu durumun taraflar arasında ihtilaf konusu olmadığı, … Köyü’nde 2013 yılında yapılan kadastro çalışmaları sonucu … ada … parsel sayılı taşınmazın … adına tespit gördüğü, yapılan tespitlerin 24.01.2014 ile 24.02.2014 tarihleri arasında askıya çıkarıldığı, askı süresi içerisinde davacı tarafından açılan dava sonucu, … Kadastro Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararı ile söz konusu taşınmazın kadastro tespitinin iptaline ve taşınmazın hisseli olarak davacı adına tesciline karar verildiği, davanın Zarar Tespit Komisyon kararından önce açıldığı, davalı idarece söz konusu taşınmazlara ilişkin olarak, 5233 sayılı Kanun kapsamında davacının annesine ödeme yapıldığı, davacının boşaltılan yerde arazinin olmadığı gerekçesi ile herhangi bir ödemenin yapılmadığı; … Kadastro Mahkemesi’nin kararı uyarınca, … Köyü … ada … parsel sayılı taşınmazın hisseli maliki olduğu hususu tartışmasız bulunan davacının, 5233 sayılı Kanun kapsamında terör nedeniyle uğramış olduğu zararların ödenmesi istemiyle yaptığı başvurunun, boşaltılan yerde arazinin olmadığı gerekçesi ile reddine yönelik dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık bulunmadığı, aynı taşınmazlar yönünden mükerrer ödeme yapılmasının önüne geçilmesi açısından davacıya ödeme yapılması gereken taşınmazlar bakımından öncesinde bir başkasına yapılan ödemelerde haksız ve yersiz bir ödeme yapıldığının tespiti edilmesi durumunda, hukuka aykırı olarak yapılmış tazminat ödemelerinin idare hukukunun genel ilkeleri bağlamında geri alınabileceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı tarafından anılan mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 1. maddesinde: “Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.” hükmüne, 2. maddesinde; “Bu Kanun, 3713 sayılı Kanunun 1′ inci, 3’üncü, 4’üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.” hükmüne, yine aynı Kanun’un 8. maddesinde; “7’nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de gözönünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir. Taşınmaza ilişkin zarar tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11’inci maddesinde belirtilen kıymet takdiri esasları kıyasen uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dosyanın incelenmesinden, … İli, … İlçesi, … Köyü’nün terör nedeniyle boşaltılması sebebiyle zarara uğradığını iddia eden davacının, zararının tazmini istemiyle 5233 sayılı Yasa kapsamında davalı idareye başvurduğu, bu başvurunun davacının boşaltılan … Köyünde arazisinin bulunmadığından bahisle 12/06/2014 tarih ve 30/02/2014-961 sayılı 2 No’lu Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı işlemi ile reddi üzerine, anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun amacı, terör ve terörle mücadele nedeniyle malvarlığına ulaşamama sebebiyle oluşan zararların malvarlığının bulunduğu yerin boşaltıldığı süre ile sınırlı olarak karşılanmasıdır.
Aynı niteliklere sahip dosyaların incelenmesinden; söz konusu malvarlıklarının kadastro tespitlerinin ileri tarihlerde yapıldığı, bu tespitler yapılırken malın sahibi olarak belirlenen kişilerin aynı yer ve aynı tarihlere ilişkin malvarlığına ulaşamama zarar tespit başvurularının olduğu ve genelde tazminat ödemelerini zilyetlikten faydalanarak aldıkları görülmektedir. Sonrasında aralarında ya yakın akrabalık bağı (anne-baba-evlat-kardeş-amca-dayı…) ya da aynı köy/mezrada yaşamaları nedeniyle yakın komşuluk ilişkileri bulunan kimselerin zilyetlikle zararı karşılanan kişilere Kadastro Tespitine İtiraz ve Tescil Davası/Tapu İptali Tescil Davası açtıkları, davalıların bu davaları itiraz etmeden kabul beyanları ile sonuçlandırdıkları ve söz konusu malvarlığına tapu güvencesi ile sahip olarak aynı yerlere ve aynı dönemlere ilişkin zarar başvurularında bulundukları görülmektedir.
Malvarlığı zararına ilişkin olarak daha önce aile veya yakın köy/mezra ahalisine ödeme yapılırken Kadastro Tespitine İtiraz eden kişilerin, zilyetlik hakkına dayanarak başvuru yapan kişilerin işlem dosyalarında yapılan keşiflere itirazlarının olmadığı, köy bilirkişi heyetinin de itirazları olmadığı, zilyetlikle ödeme yapılan yerler ile tapu ile başvuru yapılan yerlerin davalar, başvurular, tazminat ödemesi ve taraf ilişkileri gözününde tutulacak olursa aynı yerler olduğu; bu halde zilyetliğe dayalı yapılan ödemelerin usulüne uygun ve doğru ödemeler olduğu, söz konusu davalardan sonra tapulu hak sahibine bu tapu kayıtlarına dayanarak ödeme yapılmasının mükerrer ödemeye yol açacağı görülmektedir.
Bu durumda; mükerrer ödemeye yol açmamak için zilyetlikle ödeme yapılan yerlerde Kadastro Tespitine İtiraz ve Tescil Davası sonucuna dayanarak başvuru yapan kişilerin başvurularının, bu davaların davalısı olan kişilerin aynı köy/mezra/mevki ve aynı döneme ilişkin karşılanan malvarlığına ulaşamama zarar tazmini işlem dosyaları bulunması halinde; aynı yerlere ilişkin zararların mükerrerlik nedeniyle karşılanmaması gerektiği, tapulu hak sahiplerinin söz konusu dönemlere ait haklarını, açtıkları davalar neticesinde elde ettikleri taşınmazlar sebebiyle kazandıkları ve bu davaların davalıları ile aralarındaki karşılıklı mutabakata dayalı ilişki de gözönünde tutularak zilyetlikle ödeme alan kişilerden almalarının hak ve nesafete uygun çözüm yolu olduğu açıktır.
Dosyada … adına kadastro tespiti gören yerin, Kadastro askı süresi içerisinde Kadastro Tespitine İtiraz ve Tescil Davası açılarak hissesi oranında davacı adına tescili sağlanmış ve idare mahkemesi tarafından davacının boşaltılan yerde malvarlığı bulunduğu Kadastro Tespitine İtiraz Davası sonucu kesinleştiğinden iptal kararı verilmiştir.
Davacının başvurusuna esas olan taşınmazın, kadastro aşamasında akrabası … adına kaydedildiği, …’nın davalı idare tarafından belirtilen 3252 nolu başvurusu ile aynı yere ilişkin olarak ve 26.000 m2 arazi ve 105 m2 ev için Zarar Tespit Komisyonu’ndan 27.986,40-TL ödeme aldığı, Kadastro Tespitine İtiraz ve Tescil Davası sonucu …’nın davayı kabul ile söz konusu yerleri hissesi oranında davacıya bıraktığı (söz konusu tapu miktarı 422,35 m2), sonrasında da davacının dava konusu işlem için açılan işbu incelemekte olduğumuz iptal davasını açtığı görüldüğünde zaten ödeme yapılan bir taşınmaz için yapılan bu başvurunun mükerrer ödemeye sebep olacağı görülmektedir.
Bu nedenle daha önce aynı taşınmaza, aynı döneme ilişkin ödeme yapıldığının tespiti nedeniyle karşılanması gereken bir zarar bulunmadığı, zararın karşılanmasının mükerrer ödemeye yol açacağı anlaşıldığından dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.