Danıştay Kararı 15. Daire 2015/7636 E. 2018/6043 K. 26.06.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/7636 E.  ,  2018/6043 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/7636
Karar No : 2018/6043
Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …; K: … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, davacının adli yardım talebi yerinde görülmeyerek tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının ikâmet ettiği … İli, … İlçesi, … Köyü, … Mezrasından terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle, malvarlığına ulaşamaması ve taşınır, taşınmaz mallarının zarara uğradığı gerekçesiyle, zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davalı idarece 2008 yılında yapılan keşif ve bilirkişi incelemelerinde, … köyü ve mezralarında 5233 sayılı yasa uyarınca tazmini gereken herhangi bir malvarlığı ya da hak tespiti yapılmayan davacının başvurusunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin (d) bendinde; terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Yasanın kapsamı dışında tutulmuş, 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin malvarlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Yasa hükümlerine göre sulh yoluyla karşılanabileceği belirtilmiştir.
Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde; zarar görenin veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin başvurusu halinde bu Yönetmelik kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etme görevi olan Komisyon’un gerek görmesi halinde keşif yapabileceği, komisyon başkanının, belirlemiş olduğu keşif yeri ile gün ve saatini komisyon üyeleri ve/veya bilirkişi ile başvuru sahibine veya yetkili temsilcisine yazılı olarak bildireceği, başvuru sahibinin kendisi, veli veya vasisi veya yetkili temsilcisi ve varsa şahitlerinin keşif mahallinde hazır bulunacakları, muhtar veya o yer mahallinden iki kişinin de keşifte hazır bulunmasının temin edileceği başvuru sahibi veya yetkili temsilcisinin keşif esnasında hazır bulunmaması halinde durumun tutanakta belirtileceği, 15. maddesinde; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararların, yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri ve terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların sulh yoluyla karşılanabilecek zararlar olduğu, 16. maddesinde; 15. maddede belirtilen zararların, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirleneceği hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; davacı vekili tarafından, davacının ikâmet ettiği Köy’den, bölgede yaşanan terör olayları ve terör saldırılarından dolayı yaşamlarının tehlikeye girmesi nedeniyle göç etmek zorunda kaldığı, göç sonucu taşınır, taşınmaz malvarlığı ile yoksun kalınan malvarlığı zararının bulunduğu belirtilerek 5233 sayılı Kanun uyarınca tazminat talebinde bulunulduğu, idare tarafından 2008 yılında yapılan keşif ve bilirkişi incelemelerinde, … Köyü ve mezralarında 5233 sayılı yasa uyarınca tazmini gereken herhangi bir malvarlığı ya da hak tespiti yapılmayan davacının başvurusunun reddine dair dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
5233 sayılı Kanun hükümlerine göre köyün tamamen boşalması yanında, davacının özelinde malvarlığı zararının somut ve net olarak tespiti, yani zarar gören bir korunacak hakkının bulunup bulunmadığının ortaya konulması gerekmektedir. 5233 sayılı Kanun bu araştırma ve inceleme yükümlülüğünü Zarar Tespit Komisyonu’na yüklemiştir.
Bu durumda; 27.11.2008 tarihinde … Köyü’nde gidildiğini gösterir keşif tutanağında davacı veya vekilinin katılımının olmadığı, ayrıca keşif evraklarının davacı vekiline tebliğ edildiğine dair herhangi bir bilgi veya belgeye rastlanmamıştır.
Ayrıca; 27.11.2008 tarihli keşfe dayanan inşaat bilirkişi raporunun … Köyü’ne ilişkin olduğu, yine 2008 tarihli keşfe dayanan Ziraat ve Fen Bilirkişi Raporlarının … Mezraasına ilişkin olduğu, 1 No’lu Bilirkişi Heyeti Başkanı tarafından imzalanan tarihsiz keşif tespit tutanağının ise … Mezraasına ilişkin olduğu, … Mezraasında usulüne uygun keşif yapıldığına ilişkin verilerin olmadığı, idare tarafından ise söz konusu yerde ikinci kez keşif yapıldığına ilişkin herhangi bir bilgi belge sunulmadığı, anılan bu çelişkili durumların varlığı sebebiyle, … Mezraası’nda usulüne uygun keşif yapıldığına dair tereddütlerin oluştuğu, davacının başvuru dilekçesinde belirttiği malvarlığı zararlarının tespiti amacıyla Komisyon tarafından yapılacak keşfin gün, yer ve saatinin başvuru sahibine ve/veya vekiline yazılı olarak tebliğ edilmesi ve varsa şahitlerinin keşif esnasında hazır bulundurulmasının sağlanarak zarar tespiti yapılması, eksik ve yanlış incelemeye dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemin iptal edilmesi gerekirken, davacı adına herhangi bir malvarlığı ya da hak tespiti yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …, K: … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.