Danıştay Kararı 15. Daire 2015/7517 E. 2015/9092 K. 23.12.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/7517 E.  ,  2015/9092 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/7517
Karar No : 2015/9092

Karar Düzeltme İsteminde Bulunanlar: 1-(Davacılar)
Vekili :
2-Davacı Yanında Müdahil
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 04/06/2015 tarih ve E:2014/6232, K:2015/3678 sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi :Karar düzeltme isteminin kabul edilerek Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek, davacının karar düzeltme dilekçesinde ileri sürülen hususlar, Danıştay Onbeşinci Dairesinin 04/06/2015 tarih ve E:2014/6232, K:2015/3678 sayılı kararının düzeltilmesini gerektirecek nitelikte görüldüğünden, istemin kabulü ile anılan kararın kaldırılarak temyiz istemi yeniden incelenmek suretiyle işin gereği görüşüldü:
Dava, davacılardan ……’nın eşi, ……’nın babası ……’nın 06.11.2007 tarihinde, …İli, …İlçesi sınırları içerisindeki TEM Otoyolu üzerinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat etmesi olayında davalı idarenin hizmet kusurunun bulunduğundan bahisle toplam 48.868,75 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
…2. İdare Mahkemesi’nce, yol üzerinde bulunan akaryakıt veya yağ nedeniyle meydana gelen ölümlü kazanın oluşumu ile davalı idarenin yürütmekle sorumlu olduğu kamu hizmeti arasında illiyet bağı kurulamadığından, idareye atfedilebilecek bir hizmet kusurunun olmadığı, dolasıyla davalı idarenin maddi ve manevi zarara ilişkin tazmin sorumluluğunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı ve davacı yanında müdahil tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
T.C. Anayasa’nın 125’inci maddesinin son fıkrasında; “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” hükmüne yer verilmiştir.
5539 sayılı Kuruluş ve Görevleri Hakkında Kanun’un 1. maddesinde Bayındırlık Bakanlığına bağlı, tüzelkişiliği haiz olmak ve katma bütçe ile idare edilmek üzere kurulduğu, Görevler başlıklı 2.maddenin a fıkrasında; bu kanunda tarif olunan Otoyol, Devlet ve il yolları ağına giren yol güzergahlarını ve bunların değişikliklerini hazırlayıp, imar mevzuatı kapsamına giren yerlerde İmar ve İskan Bakanlığının onayına sunmak, imar mevzuatı kapsamı dışında kalan yerlerde doğrudan doğruya tayin ve tespit etmek, hazırlayacağı programlar uyarınca yol ve köprüleri inşa ve ıslah etmek, onarmak ve emniyetle kullanılmalarını sağlayacak şekilde sürekli bakım altında bulundurmak ve bu konularda gerekli eğitim yapmak, b fıkrasında; bütün yol ağlarının inşaası, onarımı, bakımı ve diğer hususlar hakkında teknik esaslarla vasıf ve şartları tespit etmek, c fıkrasında; yolların kullanılmasına, teknik emniyet ve korunmasına ait esas ve kaideleri tespit etmek, yürütmek ve uygun göreceği yol işaretlerini tesis etmek, f fıkrasında; yolların yapım, ıslah, onarım ve bakımına, emniyetle işlemesine gerekli garaj ve atelyeleri, makina ve malzeme ambarları ile depolarını, servis ve akaryakıt tesislerini, laboratuvarları, deneme istasyonlarını, tarihi yol ağlarına ait köprü ve diğer bütün yan tesisleri, yol boyu inkişafı ve ağaçlandırılması için lüzumlu fidanlıkları, dinlenme yerlerini, bakım ve trafik emniyetini sağlayacak bina ve lojmanları, verici telsiz istasyonları ile gerekli muhabere şebekelerini, Genel Müdürlüğün görevlerini daha verimli şekilde yönetimine yarayacak diğer her türlü sosyal tesisleri, hazırlayacağı ve hazırlatacağı plan ve projelerine göre yapmak, yaptırmak, onarmak, donatmak, işletmek, kiralamak ve bakımlarını sağlamak, ı fıkrasında Otoyol, Devlet ve İl yolları ile ilgili diğer kanunların tahmil ettiği işleri yapmak görevlerinin ’ne verildiği hükme bağlanmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu 13.maddesinde ise “Karayolunun yapım ve bakımı ile görevli ve sorumlu bütün kuruluşların karayolu yapısını, trafik güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmakla yükümlü oldukları hükmü yer almaktadır.
Doktrinde idarenin hukuki sorumluluğu, kamu hizmetlerinin yürütülmesi sırasında doğan zararların karşılanıp giderilmesini amaçlayan hukuki bir kurum olarak tanımlanmaktadır.
Bu bağlamda, idarenin hukuki sorumluluğundan söz edebilmek için ise, ortada bir zararın bulunması ve bunun idareye yüklenebilen bir işlem veya eylemden doğması, başka bir deyişle, zararla idari faaliyet arasında illiyet bağı bulunması gerekir. Daha açık bir anlatımla, zararın gerçek nedenini idari faaliyet oluşturmalıdır.
Bu genel şartların dışında, idarenin tazminat ödemekle yükümlü tutulabilmesi için idari faaliyetin hukuki yönüyle de tazmine yol açacak nitelikte olması gereklidir.
Kısaca, ilgililerin zarara uğramasına neden olan idari işlem veya eylem ya bir hizmet kusuru oluşturmalı ya da kusursuz sorumluluk esasının uygulanmasına elverişli olmalıdır.
İdare hukuku ilkelerine göre, bir olayda idarenin hizmet kusurunun varlığından söz edilebilmesi için, idarenin yürütmekle yükümlü olduğu kamu hizmetinde kuruluş, işleyiş ya da personel açısından gereken emir ve talimatların verilmemesi, denetimin yetersiz olması, hizmete tahsis edilen araç ve gereçlerin, hizmet gereklerine uygun veya yeterli olmaması, gereken önlemlerin alınmaması veya geç ya da yetersiz alınması gibi nedenlerle bir aksaklık, bozukluk, düzensizlik, eksiklik veya sakatlık meydana gelmiş ve oluştuğu ileri sürülen zararında, bundan kaynaklanmış olması gereklidir.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacılardan ……’nın eşi, ……’nın babası ……’nın 06.11.2007 tarihinde, …İli, …İlçesi sınırları içerisindeki TEM Otoyolu üzerinde meydana gelen trafik kazası sonucu vefat ettiği, olay yerinde tutulan 06.11.2007 tarihini ve 12:20 saatini belirten kaza tespit tutanağında; ……’ın sevk ve idaresindeki … plaka nolu aracın ıslak zemin üzerindeki yağ ve akaryakıttan kaynaklı olarak yolun kaygan olması nedeniyle sürücüsünün hakimiyetini kaybederek yaya olarak olay mahallinde bulunan ……’ya ve başka bir araca çarptığı, söz konusu kazadan önce ise aynı yerde başka bir kazanın meydana geldiği ve bu kazaya ilişkin olarak tutulan 06.11.2007 tarihini ve 12:15 saatini belirten kaza tespit tutanağında ise; yönetimindeki … plaka nolu aracın otoyol üzerindeki refüje çarpması sonucu maddi hasarlı kazanın meydana geldiği ve havanın yağmurlu, yolun da ıslak olduğunun belirtildiği, söz konusu ölümlü trafik kazası nedeniyle …1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davada Ankara Adli Tıp Kurumu’na yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen 01.04.2009 tarih ve 2009/3139/1006 sayılı raporda; sürücü ……’ın tali kusurlu, sürücü ‘un tali kusurlu, ……’nın kusursuz, ıslak yol üzerindeki akaryakıt ve yağın kazanın oluşumunda 1. derece etkili olduğunun belirtildiği, anılan kazada yolun bakım ve onarımdan sorumlu olan ‘nün hizmet kusuru bulunduğundan bahisle maddi ve manevi tazminata hükmedilmesi istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosya kapsamında, Mahkemelerince yaptırılan 04.04.2014 tarihli Adli Tıp Kurumu Başkanlığı Trafik İhtisas Dairesinin Raporunda; 06.11.2007 günü saat 12:20 sıralarında sürücü sevk ve idaresindeki … plakalı otomobil ile otoyolu takiben İstanbul istikametinden Ankara istikametine seyri sırasında olay mahalline geldiğinde, direksiyon hakimiyetini kaybedip önce sağda toprak alana çarpıp sonrasında sola savrularak bariyerlere çarpması ve aracının sol şeridi ve orta şeridin bir kısmını işgal eder şekilde son konumunu almasıyla neticelenen maddi hasarlı birinci kazanın meydana geldiği ve sürücünün aracından emniyetle indiği, sonrasında yardım amaçlı emniyet şeridinde araçların durduğu ve müteveffa ……’nın da yardım amaçlı emniyet şeridi üzerinde yaya olarak bulunduğu esnada, aynı istikamette seyreden ve geriden gelen sürücü ……’ın sevk ve idaresindeki …plakalı kamyonetin, daha önce kaza yapmış ve kaplama üzerinde bulunan aracı geç fark edip fren ile birlikte sağa direksiyon manevrasında bulunması ile kamyonetin, ıslak zeminli kaygan yolda direksiyon hakimiyetini kaybetmesi ve kontrolsüzce sağa savrularak emniyet şeridinde yaya olarak bulunan müteveffa ……’ya çarpması sonucu yayanın ölümüyle neticelenen dava konusu kazanın meydana geldiği, trafik kazası tespit tutanağı ve ekli basit krokiden; olay mahalli yerleşim yeri dışı olduğu, yolun 10.5 m genişliğinde asfalt kaplama tek yönlü otoyol olduğu, vakit gündüz, hava yağmurlu, zeminin ıslak olduğu, zeminden yağ veya akaryakıt bulunduğu, … plakalı aracın hasarla neticelenen 1. kazanın sonunda hiçbir güvenlik tedbiri alınmadan sol şeridi ve orta şeridin bir kısmını işgal edecek şekilde son konumunu aldığı, 2. kaza öncesi … plakalı kamyonete ait fren izi tespiti bulunmamakta olup, yayaya çarpma noktasının emniyet şeridi üzerinde olduğu, bu duruma göre; sürücü idaresindeki otomobil ile seyri sırasında olay mahalline geldiğinde direksiyon hakimiyetini kaybetmesi neticesinde meydana gelen ve maddi hasarla neticelenen birinci kaza neticesinde idaresindeki aracın sol şeridi ve orta şeridin bir kısmını işgal edecek şekilde durması ve akabinde güvenle aracından indikten sonra geriden gelen araçları uyaracak şekilde yeterli güvenlik tedbirlerini almadığı anlaşılmakla, ikinci kazanın meydana gelmesinde %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu, sürücü …… idaresindeki kamyonet ile olay mahallinde seyri sırasında dikkatini yola vermediği, dikkatsiz ve tedbirsiz şekilde seyri neticesinde birinci kazadan kaynaklı kaplama üzerinde bulunan aracı ve civardaki araç ve yaya trafiğini geç fark etmesi ve hızını zamanında azaltmamasının da etkisiyle olay mahalline geldiğinde, aldığı sağa direksiyon ve fren tedbiriyle ıslak zemin üzerindeki akaryakıt ve yağın etkisiyle direksiyon hakimiyetini kaybedip sağa yönelerek emniyet şeridinde yaya olarak bulunan müteveffaya çarpması ile neticelenen kazada %10 (yüzde on) oranında kusurlu olduğu, müteveffa yaya ……’nın, olay mahallinde emniyet şeridinde yaya olarak bulunduğu esnada, direksiyon hakimiyetini kaybederek üzerine gelen aracın çarpması ile karıştığı kazada atfı kabil kusurunun bulunmadığı, olay mahallinde ıslak yol zemininde bulunan akaryakıt veya yağın yolun kaygan hale gelmesine sebep olduğu ve bu haliyle trafiğin seyir güvenliğini tehlikeye düşürdüğü anlaşılmakla, kazanın oluşumunda %80 (yüzde seksen) etken olduğu, davalı idarenin hizmet kusuru yönünden ise; kaplama üzerinde bulunan ve araçların kaymasına sebep olan yağ ve akaryakıtın ne kadar süre ile kaplama üzerinde bulunduğu, dava konusu kazanın meydana gelmesinden ne kadar önce kaplamaya döküldüğü ve karayollarının kaplama üzerinde bulunan akaryakıt ya da yağın varlığına dair bilgilendirilip bilgilendirilmediğini belirten her hangi bir tutanak yada beyan dosya kapsamında bulunmadığı tespitlerine yer verilmiştir.
Her ne kadar bu anılan kazadan önce olay yerinde başka trafik kazasının da meydana geldiği, bu kazaya ait 12:15 saatli tespit tutanağında ıslak zeminden bahsedilmekle birlikte yol üzerinde yağ veya akaryakıt bulunduğuna ilişkin bir tespite yer verilmediği, kazaların kısa aralıklarla ve zincirleme şeklinde meydana geldiği, yol üzerinde bulunan ve kazaya büyük oranda etki eden akaryakıt veya yağın önceki kaza neticesinde yola dökülmüş olabileceği, kazaların oluşma şekli itibariyle idarenin olaya anında müdahalede bulunabilmesinin olanaksız olduğu, yol üzerindeki yağ yada akaryakıtın ne zaman oluştuğu tespit edilemediği, yolun bakım ve onarımından sorumlu olan idarenin yürüttüğü kamu hizmeti ile meydana gelen kaza arasında illiyet bağının kurulamadığından bahisle davalı idareye kusur atfedilmemiş ise de, davaya kaza dışında olay yerinde 6 kazanın daha meydana geldiği, diğer kazalara ait tutanakların dosya kapsamında olmadığı, davaya konu kazaların dışında diğer dört kazanın ne zaman meydana geldiği, kaza sebebi ve kazalarda kusur durumlarının araştırılması gerektiği anılan kazalarında aynı sebepten meydana gelmiş olması durumunda yolun bakımından sorumlu olan davalı kuruluşun olayda kusurlu olmadığını söylemek imkansızdır.
Dava konusu olayda Adli Tıp Trafik İhtisas Dairesinin Raporunda; % 80 olarak kazanın meydana gelmesinde ıslak yol üzerindeki akaryakıt ve yağın kazanın oluşumunda 1. derece etkili olduğunun belirtildiği, anılan kazada yolun bakım ve onarımdan sorumlu olan ‘nün hizmet kusuru yönünden kusur değerlendirmesi yapılmamakla birlikte kazanın oluşuna tamamen %80 etken olarak yol üzerindeki akaryakıt ve yağın kazanın oluşumunda 1. derece etkili olduğunun görülmektedir.
Bu durumda, idare mahkemesince, davaya konu kazanının meydana gelmesinde %80 etken olarak yol üzerindeki akaryakıt ve yağ tabakasının kazalara etkisi ve davalı idarenin yolun bakım, onarım ve araçların emniyetle seyir etmesindeki sorumluluğu da dikkate alınarak davaya konu kazanın meydana gelmesinde davalı idarenin belirtilen hususlarda araştırılarak hizmet kusuru bulunup bulunmadığının tespitinden sonra karar verilmesi gerekmektedir.
Buna göre eksik inceleme nedeniyle davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, …2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve …sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 23/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.