Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2015/694 E. , 2017/6323 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/694
Karar No : 2017/6323
Temyiz Eden (Davacılar) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu temyiz istemlerinin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyiz istemlerinin kabulü ile mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıların başlattığı icra takibinde, borçlu şirketin araçları üzerine konulan haciz şerhini idarenin sebepsiz yere kaldırması nedeniyle uğranıldığı iddia edilen 120.000,00 TL maddi zararın tazmini istemiyle açılmıştır.
Malatya İdare Mahkemesince; idarenin tazminata mahkum edilebilmesi için gerçekleşmiş belirli bir zararın meydana gelmiş olması gerektiği, davacıların alacaklarının tahsili için dava konusu araçların sahibi dışında iki borçlunun daha müştereken ve müteselsilen sorumlu olduğu, söz konusu araçların sahibinin bu araçlar dışında malvarlığının da bulunduğu, icra takibinin sona ermemiş olduğu, söz konusu olay nedeniyle davacıların gerçekleşmiş belirli bir zararının söz konusu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
T.C. Anayasasının 125. maddesinin 1. fıkrasında; “İdarenin her türlü eylem ve işlemlerine karşı yargı yolu açıktır….” denilmiş ve maddenin son fıkrasında da, “İdare, kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararı ödemekle yükümlüdür.” kuralı getirilmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 5. maddesinin b/9 bendinde; “Ülke çapında taşıtların ve sürücülerin sicillerini tutmak, bunlara ilişkin teknik ve hukukî değişiklikleri işlemek, işlettirmek, istatistiksel bilgileri toplamak ve değerlendirmek” Emniyet Genel Müdürlüğü trafik kuruluşlarının görev ve yetkileri arasında sayılmış olup, aynı maddenin son fıkrasında; “Sürücülere ait bilgilerde meydana gelebilecek değişiklikler ve araçlar üzerinde meydana gelebilecek teknik veya hukukî değişiklikler ile haciz, rehin, ihtiyatî tedbir ve belge iptali gibi kısıtlayıcı şerhlerin; elektronik ortamda tutulan siciller üzerine işlenilmesi ve kaldırılması işlemleri, bu değişiklik veya şerhlere karar veren yargı ve icra birimleri ile kamu kurum veya kuruluşları tarafından elektronik sistemle yapılabilir. Sürücü belgesi ve tescil işlemlerine esas teşkil edecek bilgiler, Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından ilgili kamu kurum veya kuruluşlarından elektronik sistemle temin edilebilir veya kanunlardaki istisnalar hariç olmak üzere bu amaçla sınırlı olarak paylaşılabilir. Bu fıkraya ilişkin usûl ve esaslar yönetmelikte belirlenir.” kuralına yer verilmiştir.
Kamu idareleri, yapmakla yükümlü bulundukları kamu hizmetlerini gereği gibi yerine getirmek ve hizmetin yürütülmesi sırasında gerekli önlemleri almakla yükümlüdürler. Bu yükümlülüğün yerine getirilmemesi (hizmetin kötü işlemesi, geç işlemesi veya hiç işlememesi) durumunda, hizmet kusurundan doğan zararların idarece tazmini gerekeceği idare hukukunun yerleşik ilkelerindendir.
Öte yandan, idarenin, hizmet kusuru nedeniyle sorumlu tutulabilmesi için tek başına hizmet kusurunun varlığı yeterli olmayıp, bunun yanında idari işlem veya eylemden bir zarar doğmuş olması ve idari eylem veya işlemle zarar arasında bir illiyet bağının kurulabilmesi gerekmektedir. Başka bir anlatımla zarar ile idari işlem veya eylem arasında bir bağın varlığı şart olup, ancak zarar doğuran işlem veya eylemin idareyle ilişkisinin kurulmasından sonra zararın tazmini yoluna gidilmesi mümkündür.
Dosyanın incelenmesinden; ….Asliye Hukuk Mahkemesince hükmedilen maddi ve manevi tazminatın davalılardan müştereken ve mütesesilen tahsiline karar verilmesi üzerine boçlular aleyhine … İcra Müdürlüğü’nün … sayılı dosyasında icra takibi başlatıldığı, borçlulardan … Şirketi adına kayıtlı , … plakalı araçlara icra müdürlüğünün yazısına istinaden haciz şerhi konulduğu, Kayseri 3. İcra Müdürlüğünce bila tarihli … Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ ne yazılan yazıda alacaklı tarafından satış için gerekli olan avans yatırıldığından araçlar üzerindeki şerhin kaldırılmamasına karar verildiğinin bildirildiği, ancak görevli memur tarafından yazıdaki “kaldırılmamasına” ifadesinin “kaldırılmasına” şeklinde anlaşılması üzerine söz konusu araçlar üzerindeki yakalama ve haciz şerhinin kaldırıldığı, bunun üzerine … plakalı araçların satıldığı, söz konusu araçlar üzerinde sadece davacının haciz şerhi bulunduğu, alacağın tahsili güçleştiğinden davacıların uğradığı zararın tazmini için bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
İcra Müdürlüğü’nün, Trafik Tescil Şube Müdürlüğü’ne gönderdiği yazıda haczin kaldırılmaması gerektiği açık ve anlaşılır şekilde yazılmasına karşın, idarenin yeterli dikkat ve özeni göstermemek suretiyle yükümlü olduğu hizmeti kusurlu işlettiği ve davacının zararına neden olunduğu ortadadır.
Bu itibarla, davalı idarece söz konusu araçlar üzerinde hatalı olarak haciz şerhi kaldırılarak davacıların zararına sebebiyet verildiğinden uğranılan zararın tazmin edilmesi gerekirken, zararın kesin ve ortaya çıkmış bir zarar olmadığından hareketle davanın reddi yolunda verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan; mevcut icra takibinin devam ettiği ve icra takibinde birden fazla borçlu bulunduğu anlaşıldığından söz konusu icra takibinde zararın bir kısmının veya tamamının tazmin edilmesi söz konusu olabileceğinden mükerrerliğe sebebiyet vermemek için dava konusu araçların sahibi olan borçlu şirketten ve diğer muteselsil borçlulardan tahsil kabiliyetinin bulunup bulunmadığı, icra takibinin akibetinin araştırılarak, bozma kararı üzerine yeniden verilecek kararda bu hususun da gözetilmesi gerektiği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, temyiz istemlerinin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 02/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.