Danıştay Kararı 15. Daire 2015/6915 E. 2017/1900 K. 20.04.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/6915 E.  ,  2017/1900 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/6915
Karar No : 2017/1900

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacılar) :
Vekili :
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemlerin Özeti : …İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:…sayılı kararının taraflarca hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : ……tarafından Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur. Davacılar tarafından savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi Düşüncesi : Mahkeme kararının efor tazminatı, bakıcı giderleri ve faize ilişkin kısım yönünden bozulması, diğer kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; dosyanın tekemmül ettiği görülerek yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, dosyadaki bilgi ve belgeler incelendikten ve tetkik hakiminin açıklamaları dinlenildikten sonra işin esasına geçilerek gereği görüşüldü:
Dava; davacılardan H… Ş…’nun cezai sorumluluğunun belirlenmesi için sulh ceza mahkemesi kararı ile yatırıldığı …………. Hastanesi’nde psikiyatrik tedavisi devam ederken, 28.05.2011 tarihinde aynı müşahade odasına konulduğu G.. D…. isimli hastanın saldırısına uğraması sonucu iki gözünde de tamamen görme kaybına bağlı %100 maluliyeti oluşmasına; idarenin ağır hizmet kusurunun sebebiyet verdiğinden bahisle, …. için 575.000 TL maddi, 150.000 TL manevi, erkek kardeşi için 25.000 TL manevi, yine babası için 25.000 TL manevi olmak üzere 775.000 TL maddi ve manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; H.. Ş….’nun bıçakla kasten yaralama suçu nedeniyle, ceza sorumluluğunun belirlenmesi amacıyla … Sulh Ceza Mahkemesi’nin 07.05.2011 tarih ve 2011/…. sayılı D.İş gözlem kararı ile …. Hastanesi’nde atipik psikoz tanısı ile tedavisine başlandığı, iki yataklı 33. serviste yalnız yatırılmak suretiyle tedavisine devam edildiği, aynı servise 26.05.2011 tarihinde tehlikeliliği bulunan “Şizofreni” tanılı L… G… isimli hastanın yatırılması üzerine bu durumu dolayısıyla tek yataklı yakın gözlem odasına alınmasına karar verildiği, mevcut üç adet yakın gözlem odasının da dolu olması nedeniyle bu üç serviste tedavi gören hastaların durumlarının değerlendirilmesi sonucu “Şizofreni” tanılı G… D…’nın durumundaki iyileşme göz önüne alınarak H…Ş….’nun bulunduğu 33. servise alındığı, 28.05.2011 günü G… isimli hastanın davacıya saldırması sonucu H.. Ş….u’nun iki gözünde de tamamen görme kaybı meydana gelmesi üzerine, idarenin hizmet kusuru nedeniyle bu zarara sebebiyet verdiğinden bahisle H… Ş… için daimi iş gücü kaybı nedeniyle 200.000 TL, bakıma muhtaç hale gelmesi dolayısıyla bakım giderleri nedeniyle 350.000 TL ve yapay göz nakli için gereken 25.000 TL olmak üzere toplam 575.000 TL maddi tazminatın ve kendisi için 150.000 TL manevi tazminatın, erkek kardeşi S.. Ş…u için 25.000 TL manevi, yine babası için 25.000 TL manevi tazminatın yasal faiziyle ödenmesi istemiyle davanın açıldığı, başkaları için tehlike arz eden hastaların tedavileri süresince ilgili kurumun gereken önlemleri alması gerektiği, ortaya çıkan zarar ile idarenin kusurlu eylemi arasında illiyet bağının olduğu, Hakan Şahinoğlu hakkında …. Hastanesi’nce “Kronik Şizofreni” tanısıyla rapor düzenlendiği, Hakan Şahinoğlu’nun ….Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 21.07.2011 gün ve E:2011/.., K:2011/… sayılı kararı ile vesayet altına alınmış bulunduğu, ……Hastanesi’nce davacının %18 Sol ve Sağ Sensörinöral işitme kaybı ve tedavi ile düzelmeyen tip şizofreni (%80) tanılı toplam %84 engelli olduğuna dair rapor düzenlendiği, ….2. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 13.09.2012 gün ve E:2012/… K:2012/… sayılı ilamı ile akıl hastalarına özgü güvenlik tedbiri uygulanması amacıyla …. Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yatırılmasına karar verildiği, H… Ş….’nun maluliyet oranının belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor tanzim edilmesinin istenilmesi üzerine Kurumca düzenlenen 13.08.2014 tarih ve 10459 sayılı raporda; %100 oranında meslekte kazanma gücü kaybı olduğunun belirtildiği, ….’nun olay tarihi olan 28.05.2011 tarihinden önce “Kronik Şizofreni” hastası olduğuna ilişkin doktor raporu olması ve 2. Ağır Ceza Mahkemesi kararıyla hakkında hastanede gözetim altında tutulmak şeklinde güvenlik tedbiri uygulanıyor olması nedeniyle her ne kadar hakkında %100 oranında iş gücü kaybı olduğuna ilişkin rapor düzenlenmiş olsa da görme kaybından önce kişide Atipik Psikoz denilen akıl hastalığının mevcut olduğu ve bu hastalığın kronik seyirli olduğu, tedavi ile çalışma olanağı bulunmadığı yolunda teşhis ve rapor bulunduğu, H.. Ş…u’nun olay tarihinden önce çalıştığına ve geliri olduğuna dair bilgi belge de olmadığı anlaşıldığından, şahsın iş gücü kaybı nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın oluşmayacak olması nedeniyle davacı tarafından sunulan hesap bilirkişi raporunda hesaplanan 200.000 TL tutarındaki efor tazminatına yönelik maddi tazminat talebi yerinde görülmemiş, yapay göz tedavisi için istenilen 25.000 TL tutarındaki maddi tazminat istemi bakımından dava tarihi itibariyle böyle bir tedavi sürecinin başlamamış olduğu ve bu zararın belgelendirilemediği görülerek henüz tam ve kesin olarak ortaya çıkmayan zararın tazmini niteliğindeki bu talebinde yerinde görülmediği, davacı tarafından düzenletilen ve bir örneği dosyada mevcut olan efor kaybı ve bakıcı giderine ilişkin 12.06.2012 tarihli raporun yalnız bakıcı giderlerine yönelik kısmı açısından ise dava tarihi olan 26.09.2012 tarihinden önce bakım gideri yapıldığını gösterir bilgi belge sunulmadığından bu tarihten itibaren bakiye otuz yıllık ömrünce bakım giderleri için belirlenen toplam 323.207,92 TL maddi tazminat isteminin kabulüne, …’nun idarenin hizmet kusuru nedeniyle görme yetisini kaybetmiş olması dolayısıyla duydukları elem ve üzüntü nedeniyle babası için 15.000 TL, erkek kardeşi …. için 15.000 TL, kendisi için ise olayın gerçekleşme biçimi de dikkate alınarak 100.000 TL olmak üzere toplam 130.000 TL manevi tazminata hükmedilmesine, davacının ıslah dilekçesinin karar tarihinden sonra verildiğinden, Mahkemece hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarı ilk dava dilekçesindeki talebin de altında belirlendiğinden ıslah dilekçesiyle ilgili olarak bir hüküm tesis edilmemesine, dava konusu maddi tazminat talebinin 323.207,97 TL’lik kısmının ve manevi tazminat talebinin 130.000,00 TL’lik kısmının kabulüne ve bu tutarın davalı idarece davacılara ödenmesine, davanın kısmen kabul, kısmen reddi yönünde karar verilmiştir.
Taraflarca, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan İdare Mahkemesi kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyize konu mahkeme kararının manevi tazminat talebinin kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin kısımlarında 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından tarafların anılan kısımlara yönelik temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
Maddi tazminat talebinin bakıcı giderleri ve efor tazminatına ve hükmedilen tazminata talep edilmesine rağmen faiz yürütülmemesine ilişkin kısım yönünden incelenmesine gelince;
Dosyanın incelenmesinden; davacının yakının psikiyatrik tedavisi devam ederken davalı idarenin hastahanesinde tek kişilik gözlem odalarında tedavi olması gerekirken yer olmaması nedeniyle aynı gözlem odasında kalmak zorunda kalınan başka bir hasta tarafından saldırıya uğraması neticesinde iki gözünü kaybettiği, başkaları için tehlike arz eden hastaların tedavileri süresince ilgili kurumun gereken önlemleri alması gerektiği yeterli donanımı sağlamayan idarenin tek kişilik gözlem odasında kalması gereken iki hastayı yer olmaması nedeniyle aynı gözlem odasında tedavisine devam etmesine karar verildiği bu minvalde ortaya çıkan zarar ile idarenin kusurlu eylemi arasında illiyet bağının olduğu,bu durumun hizmet kusuru oluşturduğunun açık olduğu, davacının yakının maluliyet oranın belirlenmesi için Adli Tıp Kurumu’ndan rapor alındığı, bu raporda iki göz kaybının %100 maluliyet oluşturduğunun belirlendiği görülmüştür. Davalı idare tarafından davacı yakınının akut şizofreni teşhisiyle olay tarihinden önce tedavi gördüğü ve raporlarının olduğu iddiası mevcuttur. Mahkemece alınan raporda davacı yakınındaki önceden var olan bu durumun maluliyete değerlendirilirken incelenmeden göz kaybı üzerinden maluliyet belirlenmiştir. Yeniden alınacak bilirkişi raporuyla bu durumun irdelenerek maluliyetin yeniden belirlenmesi gerekmektedir.
Öte yandan idarenin hizmet kusuru sonucunda davacı yakınında oluşan maddi zararın tespiti için bilirkişi incelemesi yaptırılmamış olup, davacının dosyaya sunduğu Avukat Y… tarafından hazırlanan 12.06.2012 tarihli rapor hükme esas alınmış yeni bir rapor alınmamış olup, olay tarihi olan 28.05.2011 tarihinden itibaren PMF yaşam tablosu baz alınarak efor tazminatı ve bakıcı giderleri hesaplandığı, Mahkeme tarafından efor tazminatına ilişkin olarak davacı hakkında %100 oranında iş gücü kaybı olduğuna ilişkin rapor düzenlenmiş olsa da görme kaybından önce kişide Atipik Psikoz denilen akıl hastalığının mevcut olduğu ve bu hastalığın kronik seyirli olduğu, tedavi ile çalışma olanağı bulunmadığı yolunda teşhis ve rapor bulunduğu, ….’nun olay tarihinden önce çalıştığına ve geliri olduğuna dair bilgi belge de olmadığı anlaşıldığından, şahsın iş gücü kaybı nedeniyle uğranıldığı ileri sürülen zararın oluşmayacak olması nedeniyle davacı tarafından sunulan hesap bilirkişi raporunda hesaplanan 200.000 TL tutarındaki efor tazminatına yönelik maddi tazminat talebi yerinde görülmeyip reddedilmiş, olay tarihinden itibaren hesaplanan bakıcı giderine toptan hükmedilmiştir.
İdarenin hatalı tıbbi uygulamaları neticesinde ağır engelli konuma gelen ve başkasının desteği olmaksızın günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyecek olanların bakımının üstlenilmesi nedeniyle açılan davalarda, muhtemel yaşam süresi dikkate alınarak yapılan hesaplamalara dayalı olarak belirlenen toplu tazminat miktarları idarelerce ilgililere ödenmektedir. Tazminatın toplu olarak ödenmekle birlikte bakıma muhtaç kişinin hesaplanan muhtemel yaşam süresinden daha erken bir tarihte vefatı halinde, idare aleyhine bir sebepsiz zenginleşme ortaya çıkabilmekte ve ödenen tazminatlar geri istenebilmektedir.
Bu neviden bir soruna mahal verilmemesi açısından, bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat kaleminin hesaplanmasının aşağıda belirtilen ilkelere göre yapılması:
1- Bakımı üstlenilen ağır engelli hastanın hayatta olduğunun belgelendirildiği sürece bakıcı giderlerinin ödenmesine karar verilmesi,
2- Ödemenin her takvim yılı başında yıllık peşin olarak yapılması,
3- Bakımı üstlenilen ağır engelli hastanın bakıcı giderine ilişkin maddi tazminat tutarının, aylık brüt asgari ücret üzerinden hesaplanması,
4- Anılan bu kriter üzerinden yapılacak hesaplamada, olay tarihinden davanın açıldığı tarihe kadar olan kısmın ayrıca hesaplanması ve bu zaman aralığına tekabül eden tazminat tutarının yasal faiziyle birlikte tazminat olarak ödenmesine hükmedilmesi, bu kısım açısından nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi,
5- Dava süresince ve daha sonraki yıllar için yapılacak bakıcı gideri tazminat hesaplamasının, ilgili yıldaki brüt asgari ücret üzerinden ve ağır engelli kişinin yaşadığı belgelendirilmek kaydıyla her takvim yılının başında peşin olarak yapılmasına, bu kısım açısından maktu vekalet ücretine hükmedilmesi gerekmektedir.
Öte yandan, İdari yargı yerlerinde zarar hesabı yapılırken ülkemize özgü verilerek kullanılarak hazırlanmış bir hayat tablosu bulunmaması nedeniyle 1931 PMF Hayat Tablosu kullanılmakta ise de; PMF 1931 hayat tablosunun Fransız nüfus verileri/istatistikleri kullanılarak 1931 yılında hazırlanmış bir tablo olduğu anlaşılmaktadır.
Oysa ki; Başbakanlık Hazine Müsteşarlığı, Hacettepe Üniversitesi Fen Fakültesi Aktüerya Bilimleri Bölümü, BNB Danışmanlık, Marmara Üniversitesi ve Başkent Üniversitesi’nin çalışmalarıyla “TRH2010” adı verilen “Ulusal Mortalite Tablosu” hazırlanmıştır.
Bu bağlamda; gerçek zarar hesabı özü itibariyle varsayımlara dayalı bir hesap olduğundan, gerçeğe en yakın verilerin kullanılması esastır. Bu durumda, ülkemize özgü ve güncel verileri içeren TRH 2010 tablosunun, tazminat hesabına esas bakiye ömrün belirlenmesinde nazara alınması zorunluluk arz etmiştir.
İdare Mahkemesince yukarıda belirtilen kriterler dikkate alınarak bakıcı giderine ilişkin tazminatın yeniden dönemsel olarak bilirkişiye hesaplatılarak karara bağlanması ve yaşam sürelerinin PMF tablosu yerine TRH tablosu baz alınarak hesaplanması, öte yandan yeniden alınacak hesap bilirkişi raporunda davacının Yargıtay içtihatları da göz önünde bulundurularak efor tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı hususunun da irdelenmesi gerektiği, ayrıca kabul edilen tazminat miktarına faiz talep edilmesine rağmen bu talebin karşılanmadığı yeniden verilecek kararda faiz talebinin de karşılanması gerektiği, bu yönlerden eksik olan Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, …. İdare Mahkemesi’nin… tarih ve E:…; K:…. sayılı kararının davalı idare ve davacının temyiz istemlerinin kısmen kabulü ile maddi tazminat kalemlerinden bakıcı giderleri, efor tazminatına ve hüküm altına alına tazminat miktarı üzerinden faize hükmedilmemesine ilişkin kısımlarının BOZULMASINA, bozulan kısımlar yönünden yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, davacı ve davalının temyiz istemlerinin kısmen reddi ile Mahkeme kararının diğer kısımlarının ONANMASINA, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/04/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.