Danıştay Kararı 15. Daire 2015/6740 E. 2018/5617 K. 05.06.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/6740 E.  ,  2018/5617 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/6740
Karar No : 2018/5617

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Terör örgütüne üyelik mahkumiyeti bulunan davacının 5233 sayılı Kanun kapsamında zararlarının tazmini mümkün olmadığından, başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, yürütmeyi durdurma istemi hakkında ayrıca karar verilmeksizin, dosyanın tekemmül ettiği görülerek işin esasına geçildi, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, .. İli, … İlçesi, … Köyü’nde ikamet etmekte iken, terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle, malvarlığına ulaşamaması ve taşınır, taşınmaz mallarının zarara uğradığı nedeniyle, zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 18/01/2012 tarih ve 2209 sayılı kararın iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; … ili, … ilçesi,… Köyü’nün terör olayları nedeniyle boşaltılması nedeniyle oluşan zararın, davacının kendisinin katıldığı terör eylemlerinden kaynaklanmamış olması ve adli sicil kaydına esas olan eylemi ile 5233 sayılı Kanun kapsamında yaptığı başvuruya esas olan tazminat istemi arasında herhangi bir bağlantı bulunmaması nedeniyle davacının başvurusunun, adli sicil kaydı olduğu gerekçesiyle reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, anılan Mahkeme kararının, hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
5233 Sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu; 2. maddesinde, bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanununun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı; aynı maddenin (f) bendinde; 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararların bu Kanun kapsamı dışında olduğu hüküm altına alınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından, … ili, … ilçesi, … Köyü’nün terör olayları nedeniyle boşaltılması nedeniyle 5233 sayılı Kanun kapsamında yaptığı 04/08/2006 tarihli başvurunun terör suçundan mahkumiyeti bulunması nedeniyle reddine karar verilmesi üzerine bu işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada mevcut adli sicil kaydına ilişkin belgeden, davacının terör örgütüne üye olmak suçundan dolayı Türk Ceza Kanunu’nun 314/2 maddesi uyarınca 6 yıl 3 ay hapis cezasına mahkum olduğu görülmektedir.
5233 sayılı Kanunun yukarıda aktarılan maddelerinin incelenmesinden, Kanun koyucunun terör örgütüne üyelik suçu işleyen kişiler ile terör suçundan mahkum olan kişileri bu Kanun hükümlerinden faydalandırmamayı amaçladığı anlaşılmaktadır. Dolayısıyla, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında üyelik suçlarından mahkum olanlara bu yasa kapsamında tazminat ödenmesi hukuken mümkün değildir.
Bu durumda; terör örgütüne üyelik suçundan mahkumiyeti bulunan davacının zararının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini mümkün olmadığından, başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık görülmemiş olup,dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 05/06/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.