Danıştay Kararı 15. Daire 2015/6527 E. 2018/7401 K. 07.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/6527 E.  ,  2018/7401 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/6527
Karar No : 2018/7401

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekilleri :
Davanın Özeti: Özel Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde Anesteziyoloji ve Reanimasyon alanında uzman doktor olarak çalışan davacı tarafından, çalıştığı ADSM’yi işleten şirkete ortak olmak amacıyla davalı idareye yaptığı başvurunun reddine ilişkin 08/06/2015 tarih ve sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan ve 03/02/2015 günlü, 29256 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasının, A tipi ADSM ile B tipi ADSM arasında nitelik olarak hemen hemen hiçbir fark bulunmadığı,1999 tarihli mülga yönetmelikte ve bu yönetmelikte ADSM’leri diğer sağlık kuruluşlarından (poliklinik, muayenehane) ayıran temel faktörün, genel anestezi biriminin mevcudiyeti olduğu, B tipi ADSM’nin olmazsa olmaz personeli olduğu halde bu işletmeye ortak olamadığı, Anayasa ile teşebbüs hürriyeti güvence altına alınmışken ve dayanak kanunlarda ve benzer durumdaki Özel Hastaneler Yönetmeliğinde şirket ortaklarına ilişkin bir kısıtlama getirilmemişken, yönetmelikle getirilen bu kısıtlamanın hukuka aykırı olduğu iddialarıyla iptali istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte, ağız ve diş sağlığı hizmeti veren sağlık kuruluşlarının kural olarak münhasıran diş hekimleri tarafından açılmasının öngörüldüğü, daha nitelikli şartlar arandığı için daha fazla sermaye gerektiren A Tipi ADSM’lere hasren, şirket idaresi diş hekimlerinde kalmak kaydıyla şirketler tarafından açılıp işletilmesinin uygun görüldüğü; davaya konu hükmün Anayasa’nın 48/1. maddesinde yer alan, “Herkes, dilediği alanda çalışma ve sözleşme hürriyetlerine sahiptir.” hükmüne neden dolayı aykırı olduğuna dair dilekçede somut bir iddia bulunmadığı, anestezi uzmanı olan davacının dilediği mesleği özgür olarak seçtiği, hekimlik mesleği icra edilen bir kuruluşu değil, fakat diş hekimliği alanında hizmet sunulan bir kuruluşta zorla değil, yine özgür iradesi ile çalışmayı tercih ettiği dikkate alındığında söz konusu Anayasal ilkenin hükümle ilgisi bulunmadığı; özel hastanelerin tabip olan mesul müdür istihdam edilmesi şartıyla kural olarak herkes tarafından açılabilmesinin 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu’nun cevaz vermesiyle mümkün olduğu, oysa, ayakta teşhis ve tedavi yapılan/ağız ve diş sağlığı hizmeti sunulan özel sağlık kuruluşlarının, Danıştay istişari kararları çerçevesinde merkez, poliklinik, dispanser ve benzeri isimler altında faaliyette bulunan sağlık kuruluşlarının birden fazla tabibin bir araya gelerek açtıkları “müşterek muayenehane” kabul edilmesi ve emek/sermaye ilişkisinin ticari bir işletme ve faaliyet olan özel hastanelerde sermaye yoğunluğunun baskın olması düşünsel temelinden kaynaklandığı, dava konusu yönetmeliğin ve yönetmeliğe dayanarak tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : :
Düşüncesi : Dava; 08/06/2015 tarih ve sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan 03/02/2015 tarihli ve 29256 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe konulan Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. Fıkrasının iptali istemiyle açılmıştır.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun ikinci faslında “Diş Tabipleri” ile ilgili kurallara yer verilmiş olup, anılan Kanunun 29 ilâ 46. maddelerinde diş tabiplerinin görev, yetki ve sorumluluklarına ilişkin düzenlemeler yapılmıştır.
3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 9. Maddesinin (c) bendinde, “Bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarının tesis, hizmet, personel, kıstaslarını belirlemeye, sağlık kurum ve kuruluşlarını sınıflandırmaya ve sınıflarının değiştirilmesine, sağlık kuruluşlarının amaca uygun olarak teşkilatlanmalarına, sağlık hizmet zinciri oluşturulmasına, hizmet içi eğitim usul ve esasları ile sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile bu Kanunla ilgili diğer hususlar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.” hükmü yer almaktadır.
Yine 3359 sayılı Kanunun Ek 11. maddesinde, sağlık hizmet sunumu ile ilgili iş ve işlemlerin nca denetleneceği, denetleme sonucunda tespit edilen eksikliklere bazı yaptırım kararları uygulanacağı belirtilmiştir.
663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 40. maddesinde,” Bakanlık ve bağlı kuruluşlar görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî düzenlemeler yapabilir.” kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine dayanılarak, fertlerin ve toplumun sağlığını korumak maksadıyla, mesleğini serbest olarak icra etme yetkisine sahip olan diş hekimlerinin münferiden ve müştereken ağız ve diş sağlığı hizmeti verdikleri muayenehanelerin, özel ağız ve diş sağlığı poliklinikleri ile merkezlerinin açılması, faaliyetleri, denetimleri, faaliyetlerine son verilmesi ve diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarılan Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik 03/02/2015 tarih ve 29256 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yönetmeliğin dava konusu maddesinde “B tipi ADSM bu Yönetmelikten önce ruhsatlandırılan mesleğini serbest icra etmek hak ve yetkisi olan birden fazla diş hekimi/uzman ortaklığı tarafından işletilen sağlık kuruluşudur.” hükmü yer almaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; Özel Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinde Anestezi Uzman doktoru olarak çalıştığı, çalıştığı ADSM’yi işleten Şirketine ortak olmak ve birikimlerini değerlendirmek istediği, bu nedenle yaptığı başvuru sonucu, 03/02/2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ağız Ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca kendisinin B Tipi ADSM’ye ortak olmasının mümkün olmadığının ifade edildiği, A tipi ADSM ile B tipi ADSM arasında nitelik olarak hemen hemen hiçbir fark bulunmadığı, ortaklık yapısında aranılan farklılığın hiçbir hukuki izahının olmadığı, mülga yönetmelikte ve bu yönetmelikte ADSM ve Polikiliniklerde anestezi birimin olması gerektiğinin belirtildiği, B tipi ADSM’nin olmazsa olmaz personeli olduğu halde bu işletmeye ortak olamadığı iddialarıyla bu davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Anılan yasa hükümlerine dayanılarak, bu yasaların uygulanmasını göstermek ve toplum sağlığını korumak amacıyla mesleğini serbest olarak icra etme yetkisine sahip olan diş hekimlerinin ağız ve diş sağlığı hizmeti verdikleri polikliniklerin açılması ve çalışmasına yönelik davalı idarece belirli kurallar konulabileceği hususunda duraksama bulunmamakta olup, Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte, ağız ve diş sağlığı hizmeti veren sağlık kuruluşlarının münhasıran diş hekimleri tarafından işletilmesinin öngörüldüğü, A Tipi ADSM’ler de daha nitelikli şartlar arandığı için bu yerlerin açılmasında daha fazla sermaye gerektiği, dolayısıyla şirket idaresi diş hekimlerinde kalmak kaydıyla A tipi ADSM’lerin şirketler tarafından açılıp işletilmesinin uygun görüldüğü, söz konusu yönetmeliğin ve yönetmeliğe dayanarak tesis edilen işlemin hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, 08/06/2015 tarih ve sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı olan ve 03/02/2015 günlü, 29256 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasının davanın özeti bölümünde belirtilen nedenlerle iptali istemiyle açılmıştır.
3359 Sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 9. maddesinin (c) bendinde, “Bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarının tesis, hizmet, personel, kıstaslarını belirlemeye, sağlık kurum ve kuruluşlarını sınıflandırmaya ve sınıflarının değiştirilmesine, sağlık kuruluşlarının amaca uygun olarak teşkilatlanmalarına, sağlık hizmet zinciri oluşturulmasına, hizmet içi eğitim usul ve esasları ile sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile bu Kanunla ilgili diğer hususlar Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, çıkarılacak yönetmelikle tespit edilir.” hükmü yer almaktadır.
663 sayılı, dava konusu işlemlerin tesis edildiği tarihteki adıyla, ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin, yine aynı tarihte yürürlükte olan, 40. maddesinde, “Bakanlık ve bağlı kuruluşlar görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî düzenlemeler yapabilir.” kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerine dayanılarak, fertlerin ve toplumun sağlığını korumak maksadıyla, mesleğini serbest olarak icra etme yetkisine sahip olan diş hekimlerinin münferiden ve müştereken ağız ve diş sağlığı hizmeti verdikleri muayenehanelerin, özel ağız ve diş sağlığı poliklinikleri ile merkezlerinin açılması, faaliyetleri, denetimleri, faaliyetlerine son verilmesi ve diğer hususlara ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik, 03/02/2015 tarih ve 29256 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Yönetmeliğin “Poliklinik ve ADSM” başlıklı 7. maddesinin 2. fıkrasında, “B tipi ADSM bu Yönetmelikten önce ruhsatlandırılan mesleğini serbest icra etmek hak ve yetkisi olan birden fazla diş hekimi/uzman ortaklığı tarafından işletilen sağlık kuruluşudur.” hükmü yer almaktadır.
Yönetmeliğin, “Açılmış Sağlık Kuruluşlarının Durumu” başlıklı Geçici 1. maddesinde ise,
“(1) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla uygunluk belgesi almış olan poliklinik ve ADSM’ler B tipi; bu kuruluşlar adına Müdürlükçe düzenlenmiş uygunluk belgeleri de B tipi ruhsat olarak kabul edilir.
(2) Bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihten önce uygunluk belgesi almış olan sağlık kuruluşları bina şartları ve fiziki standartları bakımından mevcut durumları ile faaliyetine devam ederler. Mevcut durumlarının tespitinde bu Yönetmeliğin yürürlüğe girdiği tarihteki resmi kayıtları esas alınır.” hükmü bulunmaktadır.
Dava konusu Yönetmelikten önce yürürlükte bulunan 14/10/1999 tarih ve 23846 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin “Sağlık Kuruluşlarının Türleri ve Temel Özellikleri” üst başlıklı ikinci bölümünde yer alan,
“Türler” başlıklı 5. maddesinde, “Bu Yönetmelik kapsamında bulunan sağlık kuruluşları faaliyet alanları, hizmet alt yapı özellikleri ile bünyesinde bulunan diş ünitlerine göre merkez, poliklinik, müşterek muayenehane ve muayenehaneden oluşur.
a) Merkez: Birden fazla diş hekiminin müştereken açtıkları, en az üç diş ünitinin ve genel anestezi ile müdahale biriminin bulunduğu, hastaların müşahede, muayene, teşhis ve tedavi edildikleri ağız ve diş sağlığı hizmeti sunulan sağlık kuruluşudur.
…” hükmü,
“Açmaya ve İşletmeye Yetkili Kişiler” başlıklı 6. maddesinde, “Yukarıda belirtilen merkez ve poliklinikler, 1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’a göre mesleğini serbest olarak icra etmek yetkisine sahip serbest çalışan diş hekimleri veya ortaklarının tamamı diş hekimi olan şirketler tarafından açılır ve işletilirler.” hükmü yer almaktaydı.
Dosyanın incelenmesinden, Özel Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi’nde Anesteziyoloji ve Reanimasyon alanında uzman doktor olarak çalışan ve çalıştığı ADSM’yi işleten şirkete ortak olmak isteyen, bu nedenle idareye başvuru yapan davacıya, 08/06/2015 tarih ve sayılı işlem ile, 03/02/2015 günlü, 29256 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrası uyarınca B tipi ADSM’ye ortak olmasının mümkün olmadığının bildirildiği; davacı tarafından da anılan bireysel işlem ile bu işlemin dayanağı olan Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin 7. maddesinin 2. fıkrasının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı görülmüştür.
Davacının ortak olmak istediği Ağız ve Diş Sağlığı Merkezinin, 1999 tarihli Yönetmelik zamanında ruhsatlandırılmış ve dava konusu yeni yönetmelik zamanında da, bina şartları ve fiziki standartları bakımından mevcut durumu ile B tipi ADSM olarak faaliyetine devam ettiği anlaşılmaktadır.
Dava konusu Ağız ve Diş Sağlığı Hizmeti Sunulan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelikte, ağız ve diş sağlığı hizmeti veren sağlık kuruluşlarının kural olarak münhasıran diş hekimleri tarafından açılmasının öngörüldüğü, daha nitelikli şartlar arandığı için daha fazla sermaye gerektiren A Tipi ADSM’lerin ise şirketler tarafından açılıp işletilmesinin uygun görüldüğü anlaşılmış olup, dava konusu Yönetmelik hükmünde ve bu hükme dayanılarak tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 07/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.