Danıştay Kararı 15. Daire 2015/6312 E. 2017/6446 K. 08.11.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/6312 E.  ,  2017/6446 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/6312
Karar No : 2017/6446

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekilleri :
Davanın Özeti : … Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nin, özel hastanelerde eczane açılmasını zorunlu kılan düzenlemeden muaf tutulması isteğiyle yapılan başvurunun reddine dair 25.06.2015 günlü ve 54567092 sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin 23.09.2010 günlü, 27708 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik 27. maddesinin iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Sağlık kuruluşlarının çağın gereklerine ve ihtiyaçlarına uygun olarak hizmet verebilmelerini sağlamak, sağlık hizmeti sunan ve sağlık hizmeti alanların güvenliğini mümkün olan en üst seviyede korumak maksadı ile tüm sağlık hizmetlerini sunabilen özel hastaneler hakkında standartları belirleyen dava konusu Yönetmelik’te, 23/09/2010 tarihli ve 27708 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelik değişikliği ile dava konusu hükmün getirildiği, Bakanlığın faaliyetlerindeki temel amacın her vatandaşın mümkün olan en yüksek standartlarda sağlık hizmetinden yararlanabilmesi, çağdaş bilimin gereklerine uygun, etkin, verimli, kaliteli, hakkaniyete uygun, yaygın ve kolay erişilebilir sağlık hizmetinin herkese, her yerde ve her zaman sunulabilmesi olduğu, bu amacın yerine getirilmesinin çok hızlı değişen günümüz bilim ve teknolojisine ayak uydurmayı ve bilimin gerektirdiği değişimleri gerçekleştirmeyi zorunlu kıldığı, mevcut ruhsatlandırılmış sağlık kuruluşlarından bilimsel keşifler öncülüğünde sürekli değişen ve gelişen sağlık uygulamalarının zorunlu kıldığı değişikliklerin istenmesinin pek tabii ki hukuken kazanılmış hakkın ihlali manasına gelmediği, elbette idarenin değişen şartlara göre vatandaşların daha iyi hizmet alabilmesini sağlamaya yönelik standartları yükseltmek ve geliştirmek için sağlık kuruluşlarının fiziki şartları hususunda ve diğer hususlarda iyileştirmeye yönelik yeni düzenlemeler getirebileceği ve mevcut kuruluşların bu düzenlemelere uymalarını isteyebileceği, özel hastanelerin sağlık hizmeti sunan diğer özel sağlık kuruluşlarıyla kıyaslandığında, en modern ve gelişmiş donanımlara, en fazla hizmet birimlerine sahip ve sağlık hizmetinin en kapsamlı personeli tarafından sunulduğu sağlık kuruluşları olduğu, dolayısıyla standartlarının diğer özel sağlık kuruluşlarına kıyasen en yüksek düzeyde olması gerektiği, hastaların tedavisinde doğru ilaçların tespiti yanında, reçete edilen ilaçların doğru kullanılmasının da son derece önemli olduğu, günümüzde ilaçların çok çeşitlendiği ve kullanım şekilleri ve miktarı konusunda uzmanlık gerektiren ilaçların üretiminin arttığı, uzmanlaşmanın çok arttığı ve önem kazandığı günümüzde de ilaçların kullanımı, muhafazası ve hesaplanması konusunda uzman olan eczacıların ve eczanenin en kapsamlı sağlık kuruluşu olan hastanelerde bulunmasının zorunlu hale geldiği, özel hastaneler hakkında dava konusu madde ile standart belirlenmesinin özel hastane sahiplerinin kazanılmış haklarının ihlali olarak değerlendirilmesinin mümkün olmadığı, söz konusu Yönetmelik hükümlerinin iddia edildiği gibi mevcut özel hastanelerin devamını olumsuz etkilemediği, sadece gerekli asgari standardı düzenlediği, sağlık hizmetlerinin gelişen teknoloji ve yükselen standartlara paralel olarak sunulmasını temin etmenin Bakanlığın temel hedefi ve görevi olduğu, dava konusu Yönetmelik hükmünde de belirtildiği üzere söz konusu hükmün 18/12/1953 tarihli ve 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun ile 13/10/1992 tarihli ve 21374 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelik uyarınca ihdas edildiği, Özel Hastaneler Yönetmeliğinin ilk yayım tarihi olan 2002 yılında ülkede eczacı sayısının kısıtlı olması sebebiyle özel hastanelerde eczacı istihdamının kısmen zorunlu olarak belirlendiği, Yönetmeliğin Eczane başlıklı 27. maddesinde “(Değişik 13/04/2003-25078) Yatak sayısı elli ve altında olan özel hastaneler ile özel dal hastaneleri haricindeki özel hastanelerde, 18/12/1953 tarihli ve 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun ile 13/10/1992 tarihli ve 21374 sayılı Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelik uyarınca, bir eczacı sorumluluğunda ruhsatlandırılmış eczane bulunması zorunludur. Ancak, artan her elli yatak için on metrekare ilave alana sahip bulunması gerekir. Yatak sayısı elliye kadar olan hastanelerce eczane açılmak istenmesi halinde bu eczanenin, depo alanları hariç olmak üzere en az yirmi metrekare olması şarttır.” hükmünün sevk olunduğu, ancak 2010 yılına gelindiğinde mevcut eczacı sayıları özel hastanelerde istihdam edilecek yeterliliğe ulaştığından, özel hastanelerin ayrım yapılmaksızın tamamında eczane işlemlerinin eczacı istihdam edilerek yürütülmesi yönünde düzenleme yapıldığı, Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 44. maddesinde yer alan “Özel hastanelerde bulundurulması zorunlu ilaçların türleri ve asgarî miktarları EK-5’de gösterilmiştir.” hükmü gereği tüm özel hastanelerin bulundurulması zorunlu ilaçlar ve ihtiyaç duyulan diğer ilaçlar için zaten bir depo bulundurduğu, 13/10/1992 tarihli ve 21374 sayılı mülga Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin “Eczane Olarak Kullanılacak Yerin Özellikleri” başlıklı 9. maddesinde, “… 6197 sayılı Kanun’un 14 üncü maddesinin (A) ve (B) bentlerine göre açılacak eczanelerin depo hariç asgari 20 metrekare olması şarttır.” hükmüne, 12.04.2014 tarihli ve 28970 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Yönetmeliğin 20. maddesinde “…Kanunun 14 üncü maddesinin (A) ve (B) bentlerine göre açılacak eczanelerin depo hariç asgari 20 metrekare olması şarttır.” hükmüne yer verildiği, mezkûr hükümlerde aranan asgari 20 metrekarelik eczanenin, özel hastanelere ağır bir külfet getirmesinin söz konusu olmadığı, faaliyette olan özel hastanenin bir odayı eczane olarak tanzim etmesi için ilave bir izin, ilave yapı vs. istenmediği, bina içerisinde herhangi bir odanın eczane olarak tanziminin mümkün olduğu, ayrıca davacı dilekçesinde, yalnızca muayene ve ayakta teşhis ve tedavi hizmeti verdiğini, hastanede yatan hasta olmaması ve ilaç tedavi yapılmaması nedeniyle düzenlemeden muaf tutulması gerektiğini iddia etmekte ise de, davacının kendi iradesi ile Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik hükümlerine tabi tıp merkezi, poliklinik veya muayenehane açma imkânı varken, Özel Hastaneler Yönetmeliğine tabi bir özel hastane açıp işletmeyi tercih ettiği, bu itibarla davacının Özel Hastaneler Yönetmeliği hükümlerine uygun hareket etmeyi de kabul etmiş olduğu, dava konusu hükmün iptali talebiyle açılan davada, Danıştay Onbeşinci Daire’nin 28/04/2015 tarihli ve E.2013/2953-K.2015/2401 sayılı kararı ile “Herkesin hayatını bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde sürdürmesini sağlamak için fert ve toplum sağlığını korumak ve bu amaçla ülkeyi kapsayan plan ve programlar yapmak, uygulamak ve uygulatmak, her türlü tedbiri almak, gerekli teşkilatı kurmak ve kurdurmakla yükümlü davalı idare tarafından, eczane sayısındaki artış göz önünde bulundurularak özel hastanelerin tıbbi ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabilecek şekilde donatılmasını sağlamak amacıyla özel hastaneler bünyesinde bir eczacı kontrolünde ruhsatlandırılmış bir eczane açılması yönünde yapılan düzenlemede kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı bir durum bulunmadığı” gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği, dolayısıyla yasal dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Düşüncesi : Dava konusu 25.06.2015 günlü, 54567092 sayılı işlemin iptali, dava konusu Yönetmelik hükmüne yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, … Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nin, özel hastanelerde eczane açılmasını zorunlu kılan düzenlemeden muaf tutulması isteğiyle yapılan başvurunun reddine dair işlem ile bu işlemin dayanağı Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin 23.09.2010 tarihli ve 27708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik 27. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 56. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; üçüncü fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; dördüncü fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği hükmüne yer verilmiştir.
663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ve 3359 sayılı yasa hükümleriyle Sağlık hizmetinin sunulması için Devlete verilen görev ve yetki çerçevesinde hazırlanarak yürürlüğe konulan Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 23.09.2010 tarihli ve 27708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik dava konusu 27. maddesinde,” Özel hastanelerde 18/12/1953 tarihli ve 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun ile 13/10/1992 tarihli ve 21374 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelik uyarınca, bir eczacı sorumluluğunda ruhsatlandırılmış eczane bulunması zorunludur.” hükmü yer almıştır.
Herkesin hayatını bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde sürdürmesini sağlamak için fert ve toplum sağlığını korumak ve bu amaçla ülkeyi kapsayan plan ve programlar yapmak, uygulamak ve uygulatmak, her türlü tedbiri almak, gerekli teşkilatı kurmak ve kurdurmakla yükümlü davalı idare tarafından, eczacı sayısındaki artış göz önünde bulundurularak özel hastanelerin tıbbi ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabilecek şekilde donatılmasını sağlamak amacıyla özel hastaneler bünyesinde bir eczacı kontrolünde ruhsatlandırılmış bir eczane açılması yönünde yapılan düzenlemede kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Davanın davacı adına tesis edilen işleme yönelik kısmına gelince;
… Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi ismiyle …’ndan 13.02.2009 tarihli, 379 ve 5850 sayılı “Özel Hastane Açılış Ruhsatı”nı alan ve aynı tarihte “Özel Hastane Faaliyet İzin Belgesi” alarak faaliyetine başlayan davacının, faaliyete başladığı tarihte hasta yatak sayısının 10 olması nedeniyle yatak sayısı elli ve altında olan özel hastaneler ile özel dal hastanelerinin bu zorunluluktan muaf tutulmaları sebebiyle eczane açma zorunluluğundan muaf olduğu, ancak iptali istenen düzenleme ile bünyesinde bir eczacı kontrolünde ruhsatlandırılmış bir eczane açılması gerektiğinden, …’ndan bu zorunluluktan muaf olma talebinde bulunduğu ve talebinin, mezkur mevzuat kapsamında eczane kurma zorunluluğundan muaf tutan istisnai bir düzenlemeye yer verilmediği gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin Ek 9. maddesinde “Ağız ve diş sağlığı hastanesi, geriatrik tedavi merkezi, klinik konukevi ile turistin sağlığı kapsamında konaklama tesislerinde kurulan sağlık kuruluşları, sağlıkla ilgili diğer kuruluşlar olarak değerlendirilir. Bu kuruluşlar, türleri ve aşağıda belirtilen hususlar dikkate alınarak Bakanlıkça ruhsatlandırılır. ” denilmiş; (a) bendinde, ağız ve diş sağlığı hastanesinin “a) Ağız ve diş sağlığı hastanesi: Genel diş hekimliği hizmetlerinin yanında diş hekimliğinin en az dört uzmanlık dalında hizmet sunan, genel anestezi imkânları ile girişimsel işlem yapmaya müsait ameliyathanesi, ağız ve diş sağlığı hizmetlerine yönelik mesai dışı hastaların kabulüne uygun ayrı bir müdahale bölümü, tedavi gören hastaların aciliyet durumlarında kullanılmak üzere içerisinde acil müdahale seti olan bir müdahale odası ile asgari dört hasta yatağı bulunan yataklı sağlık tesisleridir. Hasta yatağı bulunan bölümde yirmi dört saat hizmet sunulur.” şeklinde
tanımı yapılmış olup, ağız ve diş sağlığı hastanelerinin, özel hastaneler için zorunlu tutulan “gözlem yatakları hariç en az yüz hasta yatağı bulundurma” istisnai hallerde “Planlama ve İstihdam Komisyonunun görüşü alınarak yatak sayısının ellinin altında olmaması” gibi bir zorunlulukları bulunmadığı, en az dört hasta yatağının yeterli sayıldığı; yoğun bakım ünitesi bulundurmalarının zorunlu olmadığı, sadece ilgili dalların gerektirdiği acil hizmetini verecek şekilde ve donanımda acil ünitesi bulundurması, ameliyathane, laboratuvar ve radyoloji hizmetlerinde ağız ve diş sağlığı dal hastanelerine istisnalar tanınması göz önüne alındığında özel hastanelerden kapasite ve hizmet birimleri bakımından farklı bir konumda olduğu, “sağlıkla ilgili diğer kuruluş” kapsamında düzenlendikleri görülmektedir.
Bu durumda, her ne kadar … Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi olarak ruhsat alıp faaliyette bulunsa da Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin Ek 9. maddesiyle “sağlıkla ilgili diğer kuruluş” statüsünde tanımı yapılan bir sağlık kuruluşunun Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 27. madde hükmü kapsamında özel hastane olarak değerlendirilemeyeceğinden, davacının bünyesinde eczane açılması zorunluluğundan muaf tutulması istemine ilişkin başvurusunun reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu 25.06.2015 günlü, 54567092 sayılı işlemin iptali, dava konusu Yönetmelik hükmüne yönelik davanın reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, … Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nin, özel hastanelerde eczane açılmasını zorunlu kılan düzenlemeden muaf tutulması isteğiyle yapılan başvurunun reddine dair 25.06.2015 günlü ve 54567092 sayılı işlem ile bu işlemin dayanağı Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin 23.09.2010 günlü, 27708 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik 27. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davacı tarafından, … Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi’nin 13.02.2009 tarihinde ruhsat alarak faaliyete başladığı,
Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 27. maddesinde 23.09.2010 tarihinde yapılan değişiklikle, özel hastanelerde dal hastanesi olup olmadığına ve yatak sayısına bakılmaksızın eczane bulundurma zorunluluğu getirildiği, Geçici 15. maddesiyle de özel hastanelere eczane kurması için 31.12.2014 tarihine kadar süre verildiği,
Hastanelerinin dal hastanesi olması ve oldukça küçük bir hastane olması nedeniyle eczane açılmasının bireysel olarak kendilerine katlanılamayacak bir yük getireceği, düzenlemenin hastaneler arasındaki ayrımı dikkate almadığı için haksız ve hukuka aykırı olduğu iddiasıyla eczane açılmasından muaf tutulmaları talebiyle idareye başvurulduğu, başvurularının reddi üzerine hem başvurunun reddine dair işlemin hem de işlemin dayanağı Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 27. maddesinin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı,
Hastanelerinin diğer özel hastanelerden dal hastanesi olması bakımından ayrıldığı, haliyle diğer özel hastanelerle aynı hukuksal durumda olmadığı, özel dal hastanelerinin daha spesifik bir sağlık hizmetinin sunulması nedeniyle dar kapsamlı hastaneler olduğundan farklı nitelikteki hastanelere göre hak ve yükümlülükleri bakımından da farklı uygulamalara tabi tutuldukları, Yönetmeliğin 27. maddesinin değiştirilmesiyle tüm özel hastanelerin teknik, uzmanlık, dal farkı gözetilmeksizin, aynı uygulamaya tabi tutulmasının eşitlik, hukuk devleti ve orantılılık ve ölçülülük ilkelerine aykırı olduğu, hastaneler arasındaki farklar, küçük büyük olup olmadığı, yatarak tedavi yapılıp yapılmadığı, hasta sayısı, sağlık hizmetinin niteliği, ilaca ihtiyaç duyulup duyulmadığı vb. objektif kriterler dikkate alınmadan dava konusu hükmün getirildiği,
Dava konusu Yönetmeliğin birçok maddesinde özel hastaneler ile dal hastaneleri arasında fark gözetildiği, dal hastanelerinin bazı yükümlülükler bakımından istisna kapsamında tutulduğu, örneğin ağız ve diş sağlığı hastanelerinde yoğun bakım ünitesi bulundurma zorunluluğunun olmadığı, özel dal hastanelerinde sadece ilgili dalların gerektirdiği acil hizmetini verecek şekilde ve donanımda acil ünitesinin bulunacağının düzenlendiği,
Hastanelerinde halen yalnızca muayene ve ayakta tedavi hizmeti verildiği, hastanenin uzmanlık dalı göz önüne alındığında ilgili dal dışında acil ünitesi vb. üniteler bulunmayacağından ve herhangi bir komplikasyon durumunda hastanenin müdahale yetkisi olmadığından, devamlı olarak hazır bulundurulan ambulanslar ile hastanın tam teşekküllü bir hastaneye sevk edildiği, gerek hastanede yatan hasta olmaması sebebiyle ilaç tedavisi yapılmaması gerekse herhangi bir komplikasyon durumunda hastaların tam teşekküllü bir hastaneye sevk zorunluluğu dikkate alındığında hastane bünyesinde bir eczaneye gereksinim olmadığı, iddialarıyla bireysel işlem ile bu işlemin dayanağı Yönetmelik hükmünün iptali istenilmektedir.
Anayasanın 56. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; üçüncü fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; dördüncü fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği hükmüne yer verilmiştir.
Sağlık hizmetinin sunulması için Devlete verilen görevler, 663 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile yapılandırılarak görev ve yetkileri belirlenen nca yürütülmektedir. Bu Kanun Hükmünde Kararname’nin 40. maddesinde, Bakanlığın, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idari düzenlemeler yapabileceği belirtilmiştir.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 3. maddesinin (a) bendinde, sağlık kurum ve kuruluşlarının yurt sathında eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunacak şekilde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca, diğer ilgili bakanlıkların da görüşü alınarak plânlanacağı, koordine edileceği, mali yönden destekleneceği ve geliştirileceği, 9. maddesinin (c) bendinde ise; bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarının tesis, hizmet, personel kıstaslarının belirlenmesinin, sağlık kurum ve kuruluşlarının sınıflandırılmasının ve sınıflarının değiştirilmesinin, sağlık kuruluşlarının amaca uygun olarak teşkilatlanmalarının, sağlık hizmet zinciri oluşturulmasının, hizmet içi eğitim usul ve esasları ile sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile bu Kanunla ilgili diğer hususların Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen mevzuat uyarınca Özel Hastaneler Yönetmeliği hazırlanmış, 27.03.2002 tarih ve 24708 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Anılan Yönetmeliğin 27. maddesinin ilk halinde “Özel Hastanelerde, 18.12.1953 tarihli ve 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun ile 13.10.1992 tarihli ve 21374 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelik uyarınca, bir eczacı sorumluluğunda ruhsatlandırılmış eczane bulunması zorunludur.” hükmü düzenlenmiş, 13.04.2003 tarih ve 25078 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Yönetmeliğin 17. maddesi ile ana yönetmeliğin 27. maddesi değiştirilerek, yatak sayısı elli ve altında olan özel hastaneler ile özel dal hastaneleri bu zorunluluktan muaf tutulmuşlardır. Dava konusu Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 23.09.2010 tarihli ve 27708 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Yönetmelik ile değişik 27. maddesinde de Yönetmeliğin ilk haline dönülerek herhangi bir istisnaya yer verilmeksizin tüm özel hastanelerde, 18/12/1953 tarihli ve 6197 sayılı Eczacılar ve Eczaneler Hakkında Kanun ile 13/10/1992 tarihli ve 21374 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmelik uyarınca, bir eczacı sorumluluğunda ruhsatlandırılmış eczane bulunması zorunlu kılınmıştır.
Herkesin hayatını bedenen, ruhen ve sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde sürdürmesini sağlamak için fert ve toplum sağlığını korumak ve bu amaçla ülkeyi kapsayan plan ve programlar yapmak, uygulamak ve uygulatmak, her türlü tedbiri almak, gerekli teşkilatı kurmak ve kurdurmakla yükümlü davalı idare tarafından, eczacı sayısındaki artış göz önünde bulundurularak özel hastanelerin tıbbi ihtiyaçlarını tam olarak karşılayabilecek şekilde donatılmasını sağlamak amacıyla özel hastaneler bünyesinde bir eczacı kontrolünde ruhsatlandırılmış bir eczane açılması yönünde yapılan düzenlemede kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırı bir durum bulunmamaktadır.
Davanın, davacının işletmekte olduğu sağlık kuruluşunun, özel hastanelerde eczane açılmasını zorunlu kılan düzenlemeden muaf tutulması isteğiyle yapılan başvurunun reddine dair ‘nın 25.06.2015 tarih ve 54567092 sayılı işleme yönelik kısmına gelince,
…. ‘ye ait olup, … Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi ismiyle …’ndan 13.02.2009 tarihli, 379 ve 5850 sayılı “Özel Hastane Açılış Ruhsatı”nı alan ve aynı tarihte “Özel Hastane Faaliyet İzin Belgesi” alarak faaliyetine başlayan davacının, faaliyete başladığı tarihte hasta yatak sayısının 10 olması nedeniyle yatak sayısı elli ve altında olan özel hastaneler ile özel dal hastanelerinin bu zorunluluktan muaf tutulmaları sebebiyle eczane açma zorunluluğundan muaf olduğu, ancak iptali istenen düzenleme ile bünyesinde bir eczacı kontrolünde ruhsatlandırılmış bir eczane açılması gerektiğinden, …’ndan bu zorunluluktan muaf olma talebinde bulunduğu ve talebinin, mezkur mevzuat kapsamında eczane kurma zorunluluğundan muaf tutan istisnai bir düzenlemeye yer verilmediği gerekçesiyle reddedildiği anlaşılmaktadır.
Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin “Özel hastanelerin temel özellikleri” başlıklı 5. maddesinde; özel hastanelerin, bu Yönetmelikte asgari olarak öngörülen bina, hizmet ve personel standartlarını haiz olmak kaydıyla, yirmi dört saat süreyle sürekli ve düzenli olarak, bir veya birden fazla uzmanlık dalında hastalara ayakta ve yatırarak muayene, teşhis ve tedavi hizmeti vereceği, özel hastanelerin gözlem yatakları hariç en az yüz hasta yataklı açılmasına izin verileceği hüküm altına alınmıştır. Yönetmeliğin 20. madde ila 30. maddeleri arasında özel hastanelerde bulunması zorunlu hizmet üniteleri sayılmış; eczanenin de özel hastanelerde bulunması zorunlu hizmet üniteleri arasında bulunduğu belirtilmiştir.
Aynı Yönetmeliğin Ek 9. maddesinde “Ağız ve diş sağlığı hastanesi, geriatrik tedavi merkezi, klinik konukevi ile turistin sağlığı kapsamında konaklama tesislerinde kurulan sağlık kuruluşları, sağlıkla ilgili diğer kuruluşlar olarak değerlendirilir. Bu kuruluşlar, türleri ve aşağıda belirtilen hususlar dikkate alınarak Bakanlıkça ruhsatlandırılır. ” denilmiş; (a) bendinde, ağız ve diş sağlığı hastanesinin “a) Ağız ve diş sağlığı hastanesi: Genel diş hekimliği hizmetlerinin yanında diş hekimliğinin en az dört uzmanlık dalında hizmet sunan, genel anestezi imkânları ile girişimsel işlem yapmaya müsait ameliyathanesi, ağız ve diş sağlığı hizmetlerine yönelik mesai dışı hastaların kabulüne uygun ayrı bir müdahale bölümü, tedavi gören hastaların aciliyet durumlarında kullanılmak üzere içerisinde acil müdahale seti olan bir müdahale odası ile asgari dört hasta yatağı bulunan yataklı sağlık tesisleridir. Hasta yatağı bulunan bölümde yirmi dört saat hizmet sunulur.” şeklinde
tanımı yapılmıştır.
Yukarıdaki hükümler birikte değerlendirildiğinde ağız ve diş sağlığı hastanelerinin, özel hastaneler için zorunlu tutulan “gözlem yatakları hariç en az yüz hasta yatağı bulundurma” gibi bir zorunlulukları bulunmadığı, en az dört hasta yatağının yeterli sayıldığı; yoğun bakım ünitesi bulundurmalarının zorunlu olmadığı, sadece ilgili dalların gerektirdiği acil hizmetini verecek şekilde ve donanımda acil ünitesi bulundurması, ameliyathane, laboratuvar ve radyoloji hizmetlerinde ağız ve diş sağlığı dal hastanelerine istisnalar tanınması göz önüne alındığında, özel hastanelerden kapasite ve hizmet birimleri bakımından farklı bir konumda olduğu, “sağlıkla ilgili diğer kuruluş” kapsamında düzenlendikleri görülmektedir.
Öte yandan, Yönetmeliğin 41. maddesi hükmü gereği özel hastanelerin eczanelerinden sadece yatan hastalara ilaç verileceği, ancak davacı ağız ve diş sağlığı hastanesinde yatan hasta olmaması, 44. maddesinde Eczaneler ve Eczane Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin ilgili maddesi uyarınca belirlenen listedeki ilaçların, tıbbi madde ve malzemenin bulundurulması gerektiğine dair hükmü uyarınca hastane bünyesinde açılacak eczanede ağız ve diş sağlığı hastanesinin uzmanlık alanı ve diş hekimlerinin branşı dahilinde yazabileceği ilaçların kısıtlı olması göz önünde bulundurulduğunda, eczanede bulundurması gereken ilaç ve tıbbi malzemenin atıl halde kalmasına sebebiyet verileceği de anlaşılmaktadır.
Ayrıca, …’nın … Valiliği il Sağlık Müdürlüğü’ne hitaplı 25.10.2013 tarih ve 35549 sayılı görüş yazısında; Yönetmeliğin Ek 9. maddesinde ağız ve diş sağlığı hastanesinin özelliklerinin belirtildiği ifade edilerek “Bu itibarla, ağız ve diş sağlığı hastanesi ile özel hastanelerin statülerinin ve ruhsatlarının farklı olması sebebiyle, sağlıkla ilgili diğer kuruluş olan ağız ve diş sağlığı hastanesinin, özel hastane olarak faaliyet gösteremeyeceği” görüşüne yer verilmiştir.
Bu durumda, her ne kadar ruhsatında … Ağız ve Diş Sağlığı Hastanesi yazılı olsa da davacı kurum Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin Ek 9. maddesiyle “sağlıkla ilgili diğer kuruluş” statüsünde tanımı yapılan bir sağlık kuruluşu niteliğinde olduğundan, Özel Hastaneler Yönetmeliğinin 27. madde hükmü kapsamında özel hastane olarak değerlendirilemeyeceğinden, eczane bulundurma zorunluluğundan muaf tutulmasına ilişkin başvurunun reddine dair işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu 25.06.2015 günlü, 54567092 sayılı işlemin İPTALİNE, dava konusu Yönetmelik hükmü yönünden ise DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama giderinin haklılık oranları dikkate alınarak …-TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına, …-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya, … TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içinde İdari Dava Daireleri Kurulunda temyiz yoluna başvurulabileceğinin taraflara bildirilmesine, 08/11/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.