Danıştay Kararı 15. Daire 2015/6189 E. 2015/8090 K. 27.11.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/6189 E.  ,  2015/8090 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/6189
Karar No : 2015/8090

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :

İstemin Özeti : …17. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.

Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava, Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığında emniyet amiri olarak görev yapan davacının, koruma görevlisi olarak … Türkiye Büyükelçiliği’ndeki görevi sonrasında satın aldığı bir adet … marka, 45 ACP çap ve 1911 model silahı için Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin Özel Ferdi İthal başlıklı 40. madddesi uyarınca ithal izni verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin 02.04.2014 tarih ve 53142 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…17. İdare Mahkemesi’nce; Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 40. maddesinde; yurda giriş sırasında ya da yurda giriş tarihinden itibaren 6 ay içinde getirilen silahların ithaline izin verileceğinin düzenlendiği, davacının yurda giriş tarihinden itibaren başlayan altı aylık sürenin sonu olan 16.03.2014 tarihine kadar silaha ait gümrük vergi ve resimlerinin ödendiğine dair gümrük vezne alındı makbuzunun davalı idareye ibraz edilmemesi üzerine dava konusu işlemin tesis edildiği, silahın 09.04.2014 tarihinde yurda giriş yaptığı, bu durumda Yönetmeliğin 40. maddesinde açık ve kesin bir şekilde düzenlenen süre sınınırına riayet edilmediği, dolayısıyla davacının özel ferdi ithal hakkının kalmadığı anlaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından hukuka aykırı olduğu ileri sürülen anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
6551 sayılı Barut ve Patlayıcı Maddelerle Silah ve Teferruatı ve Av Malzemesinin İnhisardan Çıkarılması Hakkında Kanunun 1. maddesinde; “Her nevi av ve taş barutları; lağım patlatmakta kullanılan her nevi patlayıcı maddelerle bunların fitil, kapsül, ateşleme aletleri gibi bütün ateşleme ferileri; her nevi nişan tüfek ve tabancaları fişekleri ve bunların parçaları ve tazyik edilmiş hava ile işleyen silahlar ve bunların fişekleri veya parçaları; her nevi şenlik fişekleri, maytap ve benzerleri ve doluya karşı kullanılan havai fişekler; dolu veya boş av fişekleri ile bunların hazırlanmasında kullanılan tapa, kapsül gibi av malzemesi, av saçması ve kurşunları; yivli av tüfekleri ve fişekleri ve bunların parçaları ve potas küherçilesinin bu Kanun hükümleri dahilinde, rovelver ve tabancalarla fişekleri ve bunların parçalarının 6136 sayılı Kanun hükümleri mahfuz kalmak üzere; imal, ithal ve satışı serbesttir.” kuralı yer almıştır.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanunun 1 .maddesinde; ateşli silahlarla mermilerinin ve bıçaklarla salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel olarak yapılmış bulunan diğer aletlerin memlekete sokulması, yapılması, satılması, satın alınması, taşınması veya bulundurulmasının bu Kanun hükümlerine tabi olduğu düzenlenmiş, 2. maddesinde ise; “Milli Savunma Bakanlığı, Jandarma Genel Komutanlığı, , Milli İstihbarat Teşkilatı Müsteşarlığının ihtiyaçları ile Savunma Sanayii Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığınca, kamu kurumlarına ve bu Kanuna göre silah taşımaya hak kazanmış hakiki şahısların uygun görülen taleplerini karşılamak için yurt dışından yapılacak alımlar ve 6551 sayılı Barut ve Patlayıcı Maddelerle Silah ve Teferruatı ve Av Malzemesinin İnhisardan Çıkarılması Hakkında Kanun Hükümleri saklı kalmak üzere, ateşli silahlarla mermilerinin ve bıçaklarla salt saldırı ve savunmada kullanılmak üzere özel olarak yapılmış bulunan sair suç aletlerinin ülkeye sokulması yasaktır.
Ancak; (…) C) Memuriyetleri devamınca bir defaya ve tek bir silaha mahsus olmak üzere, dış temsilciliklerimizde elçi sınıfından olanlar ile konsolosların ve daimi görevlerde bulunan subaylarla güvenlik memurlarının getirdikleri silah ve mermisinin yurda sokulmasına izin verilir. …” hükmüne yer verilmiştir.
6136 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin Özel Ferdi İthal başlıklı 40. maddesinde ise; “Memuriyetleri devamınca bir defaya ve tek bir silaha mahsus olmak üzere; dış temsilciliklerimizde elçi sınıfından olanlar ile konsolosların, yurt dışına daimi görevle gönderilen subaylarla dış temsilciliklerimizin güvenlikleri ile görevli Emniyet Hizmetleri Sınıfı Personeli ve diğer güvenlik görevlilerinin kesin dönüşlerinde beraberlerinde veya kesin dönüş tarihinden itibaren en fazla altı ay içinde getirecekleri tabanca veya yivli av tüfeği ve bu silahlara ait en fazla 200 adet merminin yurda sokulmasına izin verilir.
Bu kişilerden, kesin dönüşleri sırasında beraberlerinde silah getirmek isteyenlerin, kesin dönüş belgesini, silahın nereden temin edildiğini ve kıymetini belirten belge ve tercümesini ve nüfus cüzdanı örneğini ekleyecekleri ve adını, soyadını, memuriyet unvanını, sicil numarasını, pasaport tarih ve numarasını, iş ve ikametgah adresini belirten bir dilekçe ile Bakanlığa başvurmaları gerekir. Bakanlıkça gerek görülmesi halinde araştırma yapıldıktan ve lüzumlu bilgiler kayıtlara geçirildikten sonra silahın özelliklerini ve mermi miktarını belirten üç nüsha (Ek-9)’daki Silah İthal ve Menşei Belgesi düzenlenir. Bu belgenin bir nüshası gümrük makamlarına ibraz edilmek üzere ilgiliye verilir. İthalde alınan gümrük vergi ve resimleri ödenmek şartıyla silah ve mermilerin yurda sokulması sağlanır. (…)” hükmü yer almıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; Başbakanlık Koruma Dairesi Başkanlığında emniyet amiri olarak görev yapmakta olan davacının, 2010 ile 2013 yılları arasında Türkiye’nin … Büyükelçiliği’nde koruma görevlisi olarak çalıştığı ve görevi devam ederken Kanada’da faaliyet gösteren bir firmadan 17.01.2013 tarihinde …Marka… model bir silah satın aldığı ve görevinin sona ermesi üzerine 16.09.2013 tarihinde yurda kesin dönüş yaptığı, sipariş edilen silahın tedarikçi firma tarafından temin edilemediğinin ve bu silah yerine başka bir silah alabileceğinin davacıya 22.01.2014 tarihinde bildirilmesi üzerine davacı tarafından aynı firmadan 18.02.2014 tarihinde bir adet … marka, 45 ACP çap ve 1911 model silah satın alındığı ve anılan silahın bir gün sonra deniz yolu üzerinden kargoya verildiği, davacı tarafından 25.02.2014 tarihinde bu silah için özel ferdi ithal izni verilmesi ve ruhsat işlemlerinin yapılmasının talep edilmesi üzerine, talebi olumlu değerlendirilerek 27.02.2014 tarihinde Silah İthal ve Menşei Belgesi düzenlendiği, ardından idare tarafından; Yönetmeliğin 40. maddesinde öngörülen 6 aylık sürenin 16.03.2014 tarihinde dolduğu, bu tarihe kadar silaha ait gümrük ve ithal işlemleri tamamlanmadığından silah ithal hakkının kaybedildiği gerekçesiyle 02.04.2014 tarihli dava konusu işlemin tesis edildiği, silahın ise 09.04.2014 tarihinde Türkiye’ye ulaştığı anlaşılmaktadır.
Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin Özel Ferdi İthal başlıklı 40. maddesinde ; … yurda kesin dönüş tarihinden itibaren altı ay içerisinde getirecekleri silah ve mermilerin yurda sokulmasına izin verileceği, … ithalde alınan gümrük vergi ve resimleri ödenmek şartıyla silah ve mermilerin yurda sokulmasının sağlanacağı, hükümlerine yer verilmiş olup, maddede özel ferdi ithal izni işlemleri belli bir süreye bağlanarak yurda giriş tarihinden itibaren çok sonra yapılacak ithal izni başvurularının önüne geçilmesinin hedeflendiği sonucuna ulaşılmıştır.
Bu bağlamda; izin başvurusu, Yönetmelikte öngörülen gerekli ön aşamalar tamamlanmak suretiyle bu süre içerisinde yapılırsa, altı aylık süre dolduktan sonra yurda sokulan silahların da gerekli gümrük işlemleri tamamlanması halinde ithaline izin verilmesi gerektiği, kısacası belirlenen sürede silahın fiziken yurda getirilmesinin değil silahın yurda sokulma iradesinin idare önünde tekemmül ettirilmesinin gerekli olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta; davacı tarafından, yurda giriş tarihinden itibaren altı ay içinde ithal izni istenen silahın satın alındığı ve tedarikçi firma tarafından kargoya verildiği, yine süresi içerisinde yapılan başvuru sonucunda davacı adına Silah İthal ve Menşei Belgesi düzenlendiği, kısacası davacının yurda giriş tarihinden itibaren öngörülen altı aylık sürenin sonu olan 16.03.2014 tarihinden önce ön işlemlerin tamamlanarak silahın yurda sokulma iradesinin idare önünde tekemmül ettiği, silahın ise kargoda yaşanan teknik sorunlar nedeniyle süre sonunda yurda giriş yaptığı görülmüştür.
Bu açıklamalar ışığında; davacı tarafından süresinde başvuru yapıldığı ve adına Silah İthal ve Menşei Belgesi düzenlendiği, gümrük vergi ve resimlerini ödemesi halinde ithal izni alma hakkının devam ettiği sonucuna ulaşıldığından, silahın altı aylık süre içerisinde yurda sokulmaması nedeniyle özel ferdi silah ithal hakkının sona erdiğinden bahisle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu durumda, dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında da hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile …17. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/11/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.