Danıştay Kararı 15. Daire 2015/613 E. 2016/150 K. 21.01.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/613 E.  ,  2016/150 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/613
Karar No : 2016/150

Karar Düzeltme İsteminde Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacılar) : 1-
2-
Vekili :

İstemin Özeti :Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 15.05.2014 tarih ve E:2013/4164, K:2014/3743 sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Dairemizce temyiz aşamasında verilen karar kaldırılarak, davacı tarafın manevi tazminat isteminin kabulü gerekirken istemi reddeden İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelendikten sonra Dairemizin 15.05.2014 tarih ve E:2013/4164, K:2014/3743 sayılı kararı kaldırılarak gereği görüşüldü:
Dava; 08.08.2007 ….Devlet Hastanesi’nde davacıların babasının başından alınan ve patoloji birimine gönderilen parçanın hizmet kusuru işlenerek kaybolduğu böylelikle hastalıkla ilgili gerekli tedbirlerin alınamaması nedeniyle babalarını 01.01.2008 tarihinde İtalya’da beyin metastası melanomasına bağlı beyin koması nedeniyle kaybeden davacılardan için; 5.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat, için; 5.000 TL maddi ve 10.000 TL manevi tazminat olmak üzere toplam 30.000 TL tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
Tokat İdare Mahkemesi’ce; davalı idarenin kusurunun bulunup bulunmadığının tespiti amacıyla Adli Tıp Kurumu’nda yaptırılan bilirkişi incelemesi sonucu hazırlanan raporda özetle; “….ın … Devlet Hastanesi’nde 25.07.2007 tarihli muayenesinde enfektif dermatit tanısı ile muayene olduğu, 08.08.2007 tarihinde piyojenik granüloma ön tanısı ile eksize edilen deri lezyonunun bilgisayar işlem kağıdında her ne kadar hastalık tanı kodu malign deri tümörlerinin eksizyonu olarak gruplandırılmış olsa da patolojik incelemeye gönderilen doku örneğinin Patoloji Laboratuvarına ulaşmadığı ve patolojik incelemesinin yapılmadığı, alınan sağ parietal bölgedeki lezyonun histo patolojik tanısının olmaması nedeniyle ölüme sebep olan beyindeki melenom metastazının bu lezyonla ilişkisi olup olmadığının bilinemeyeceği” şeklinde tespit ve görüşlere yer verildiği ve hükme esas alınabilecek nitelikte bulunan bilirkişi raporu dikkate alınarak, davacılarının babasının 01.01.2008 tarihinde beyin metastası melanomasına bağlı beyin koması nedeniyle ölmesi ile davacıların babasının başından alınan ve patoloji birimine gönderilen parçanın kaybolması arasında nedensellik bağı kurulamadığı, dolayısıyla idarenin tazmin yükümlülüğü olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davalı taraf Dairemiz kararının kaldırılarak İdare Mahkemesi kararının onanmasını talep etmektedir.
İdare Mahkemesi Kararının Maddi Tazminat Talebinin Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “kararın bozulması” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın maddi tazminat talebinin reddine ilişkin kısmının hukuka ve usule uygun olduğu, bu sebeple kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
İdare Mahkemesi Kararının Manevi Tazminat Talebinin Reddine İlişkin Kısmının İncelenmesi;
İdarenin, sunduğu sağlık hizmetinden sorumluluğu noktasında, maddi tazminat talepleri için doğrudan tıbbi uygulama neticesinde meydana gelen zarar ile idarenin eylemi arasında doğrudan illiyet bağının varlığı gerekli ise de, manevi tazmin noktasında böyle bir gereklilik yoktur. Manevi tazminata hükmedilebilmesi için sunulan sağlık hizmetindeki bir takım eksiklikler yeterli olacaktır.
Dosyadaki bilgi ve belgeler incelendiğinde;
1 – Davacılar murisi olan …. 08.08.2007 tarihinde “sağ taraf baş bölgede şişlik, ve kitle” şikayeti ile …. Devlet Hastanesi’ne müracaat etmiştir.
2 – Hastanenin beyin ve sinir cerrahisi polikliniğinde yapılan muayenesi sonucunda lokal anestezi ile sağ parietal bölgedeki ciltten kabarık lezyonun total olarak çıkarılmasına karar verilmiştir.
3 – Operasyonla …’ın başından çıkarılan parçanın patoloji birimine gönderilmesine karar verilmiştir.
4 – Operasyon sonrası hastanın yara yeri pansuman edilerek kapatılmış ve hasta ayaktan takibe gelmek üzere gönderilmiştir.
5 – Bu uygulamalardan yaklaşık 4 ay sonra davacılar tarafından verilen 17.12.2007 tarihli dilekçe ile lokal anestezi sonucunda çıkarılan parçaya ilişkin patoloji raporu hastaneden istenmiştir.
6 – Ancak hastane Patoloji Laboratuvarı kayıtlarında ….’a ait sonuç raporunun tanzim olunmadığının tespit edilmesi üzerine, konu hakkında … Devlet Hastanesi Baştabipliği’nce inceleme başlatılmıştır.
7 – Bu inceleme sonucunda …’tan alınan parçanın patoloji birimine gönderilmesinin istenilmesine rağmen söz konusu parçanın patoloji biriminde girişinin ve buna ait herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı tespit edilmiştir.
8 – İnceleme sonucu ortaya çıkan durum 31.12.2007 tarih ve 123 sayılı yazı ile davacılardan ‘a bildirilmiştir.
9 – Bu süreçte İtalya’da bulunan davacıların babası, 01.01.2008 tarihinde beyin metastası melanomasına bağlı beyin koması nedeniyle vefat etmiştir.
Dava konusu uyuşmazlıkla ilgili olarak Adli Tıp Kurumu tarafından düzenlenen raporun sonuç kısmı; ” … …’ın … Devlet Hastanesi’nde 25.07.2007 tarihli muayenesinde enfektif dermatit tanısı ile muayene olduğu, 08.08.2007 tarihinde piyojenik granüloma ön tanısı ile eskize edilen deri lezyonunun bilgisayar işlem kağıdında her ne kadar hastalık tanı kodu malign deri tümörlerinin eksizyonu olarak gruplandırılımış olsa da Patolojik incelemeye gönderilen doku örneğinin Patoloji Laboratuvarına ulaşmadığı ve patolojik incelemesinin yapılmadığı, alınan sağ parietal bölgedeki lezyonun histo patolojik tanısının olmaması nedeniyle ölüme sebep olan beyindeki melenom metastazının bu lezyonla ilişkisi olup olmadığının bilinemeyeceği … ” şeklindedir.
Görüldüğü üzere; davacılar yakınından alınan ve patolojik incelemeye gönderilen doku örneğinin Patoloji Laboratuvarına ulaşmadığı ve patolojik incelemesinin yapılmadığı açıktır.
Bu Eksikliğin Manevi Tazminat Gerektirip Gerektirmeyeceği Sorunu
Manevi tazminat, idari eylem veya işlem nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa karşılamaya yönelik bir manevi tatmin aracıdır.
Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte ise de, tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek miktarın aynı zamanda idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak bir miktarda olması gerekmektedir.
Manevi tazminat, evrensel hukukta eski kalıplarından çıkarılarak caydırıcılık unsuru da ön plana alınmaktadır.
Gelişen hukuktaki bu yaklaşım, kişilerin bedenine ve ruhuna karşı yöneltilen haksız eylemlerde, tatmin olma duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranlarda manevi tazminat takdir edilmesi gereğini de ortaya koymakta ve vücut bütünlüğü yanında ruh sağlığını da içeren kişi haklarının önemini vurgulamaktadır.
Manevi tazmin ile amaçlanan sadece bir nebze olsun rahatlama duygusu vermek değil, hizmet kusuruyla zarar veren idareyi, gerekli dikkat ve özeni gösterme konusunda etkili biçimde uyarmaktır.
Dava konusu olayda, davacılar yakınından alınan ve patolojik incelemeye gönderilen doku örneğinin Patoloji Laboratuvarına ulaşmaması ve patolojik incelemesinin yapılmaması, yakınları 01.01.2008 tarihinde beyin metastası melanomasına bağlı beyin koması nedeniyle vefat eden davacılar, nezdinde, sağlık uygulamalarının kusurlu işletildiği hususunda (özellikle patolojik inceleme yapılmayarak, teşhis noktasında gecikme yaşandığı noktasında) yaratılan şüphe ve ruhsal çöküntü manevi tazmin talebinin karşılanması gereğini ortaya koymaktadır.
Bu durumda olayda hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davayı reddeden İdare Mahkemesi kararının manevi tazminatın reddine ilişkin kısmının hukuka uygun olduğundan söz etmek mümkün olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının manevi tazminatın reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA, kararın maddi tazminatın reddine ilişkin kısmının ONANMASINA, dosyanın bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere anılan Mahkemesine gönderilmesine, 21/01/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

Karşı Oy (X):

Karar düzeltme isteminin reddi gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.