Danıştay Kararı 15. Daire 2015/6114 E. 2015/8473 K. 04.12.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/6114 E.  ,  2015/8473 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/6114
Karar No : 2015/8473

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf(Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin… tarih ve E:….; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi :Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava; emekli kıdemli başçavuş olan davacının silahlarının, Ateşli Silahlar ve Bıçaklar Hakkında Yönetmeliğin 16. maddesinin (e) bendi uyarınca değişik zamanlarda işlediği ikiden fazla suçtan mahkumiyeti bulunduğundan bahisle zapt edilerek davacıya altı ay içerisinde silahları devretme yükümlüğü getirilmesine ilişkin 24.12.2013 tarih ve 218-13 sayılı Kara Kuvvetleri Komutanlığı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; Yönetmeliğin 16. maddesinin (e) bendinde ikiden fazla suçtan dolayı ağır hapis cezasına mahkum olanlara ruhsat verilmeyeceği ve verilmiş ruhsatların iptal edileceğinin düzenlendiğini, uyuşmazlıkta ise 16 ayrı asta müessir fiil nedeniyle ağır para cezası ile cezalandırılan davacının bu mahkumiyetlerinin Askeri … Dairesi’nin 22.11.2005 tarih ve … sayılı ilamı ile “ağır para cezalarının adli para cezasına çevrilmesine” şeklinde düzeltilerek onandığı, netice itibariyle davacının Yönetmelik hükmünde aranan biçimde ağır para cezasıyla değil adli para cezasıyla cezalandırıldığı görülmüş olup, davacının silah taşıma ve bulundurma hakkını kaybetmediği sonuca ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülen anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 7. maddesinin altıncı fıkrasında; silah taşımaya yetki veren kimlik kartları ile belgelerin düzenlenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi ya da geri alınmasına ilişkin usul ve esasların Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceği hükmü yer almıştır.
6136 sayılı Kanuna dayanılarak çıkarılan 91/1779 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin Silah Ruhsatı Verilmesini Engelleyen Haller başlıklı 16. maddesinde; “Aşağıda belirtilen hallerden birine giren kimselere hiçbir şekilde ateşli silah ve mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez, verilmiş ruhsatlar iptal edilir…
e) Taksirle veya basın yoluyla işlenenler hariç değişik zamanlarda işlediği aynı veya farklı türden ikiden fazla suçtan dolayı hapis veya ağır hapis ve/veya ağır para cezasına mahkum olanlar,
… Yukarıdaki fıkranın (a), (b), (c), (d), (e), (f), (g), (h), (ı), (i) ve (ö) bentleri kapsamına girenler, affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile kendilerine hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmez. Bu fıkra hükmü 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 2 nci maddesi hükümlerine göre suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş olanlara uygulanmaz.
…Bu madde de belirtilen mahkumiyet, kesinleşmiş mahkumiyettir.” hükmüne, 17.maddesinin birinci fıkrasında ise; “Taşıma veya bulundurma ruhsatı verilen kişilerden sonradan 16. maddede belirtilen hallerden birine girmesi nedeniyle silah taşıma ve bulundurma şartlarını kaybedenlerin, yeni ruhsat talepleri kabul edilmeyeceği gibi mevcut silah ruhsatları iptal edilerek, silahlar zaptedilir. Bu silahların, zaptedildiği tarihten itibaren altı ay içinde silah sahibinin isteği dikkate alınarak, silah satın almaya hak kazanmış kişilere devri sağlanır. Bu süre içinde devri sağlanamayan silahlar ilgili kanunlara göre işlem yapılmak üzere adli makamlara intikal ettirilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 95. maddesi ile 647 sayılı Cezaların İnfazı Hakkında Kanun’nun 6. maddesi uyarınca, ağır veya hafif para cezası ya da bir yıla kadar ağır hapis veya iki yıla kadar hapis cezasına mahkumiyet halinde, bu cezaların Mahkemece ertelenebileceği, beş sene içinde kişi hakkında başka bir mahkumiyet kararı verilmediği takdirde, mahkumiyetin esasen vaki olmamış sayılacağı hükme bağlanmıştır.
Öte yandan 5552 sayılı Türk Ceza Kanununun Yürürlük ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un Ağır para cezasının dönüştürülmesi başlıklı 5. maddesinde; kanunlarda öngörülen “ağır para” cezaları, “adli para” cezasına dönüştürülmüştür, hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; kıdemli başçavuş olarak görev yapan davacının 19.10.2012 tarihinde emekliye ayrıldığı, ayrılışı sırasında üzerine kayıtlı olan silahları için silah taşıma belgesi verilmesi talebiyle idareye başvurduğu, bu başvuru üzerine yapılan tahkikatta; davacının .. Komutanlığı … Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:…sayılı kararıyla ikiden fazla suçtan mahkumiyeti bulunduğunun tespit edildiği, bu tespit üzerine Yönetmeliğin 16. maddesinin (e) bendi ve 17. maddesi uyarınca dava konusu işlemin tesis edildiği, anılan Ceza Mahkemesi kararı incelendiğinde, netice itibariyle; davacı hakkında 16 ayrı asta müessir fiil suçu nedeniyle 16 ayrı 10.000.000 TL ağır para cezası verilmesine ve 647 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca ayrı ayrı ertelenmesine karar verildiği, temyiz incelemesi sonucunda ağır para cezalarının adli para cezasına çevrilerek düzeltilerek onanmasına karar verildiği, kararın 22.11.2005 tarihinde kesinleştiği, memuriyet nüfuzunu kötüye kullanmak suçundan 350,00 TL adli para cezası verilmesine ve 647 sayılı Kanun’un 6. maddesi uyarınca ertelenmesine karar verildiği, kararın temyiz incelemesi sonucunda 15.05.2007 tarihinde kesinleştiği, davacının 20.05.2014 tarihli başvurusu üzerine beş yıllık erteleme süresi içinde suç işlemediğinden anılan mahkumiyetleri bakımından beş yıllık sürenin bitimi itibariyle hükmün vaki olmamış sayıldığının tespitine yönelik aynı Mahkemenin 24.07.2014 tarih ve 2006/873 sayı, 2014/228 karar numaralı kararının verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda metnine yer verilen mevzuatın birlikte incelenmesinden; Yönetmeliğin 16. maddesinin (e) bendine göre, değişik zamanlarda işlediği aynı veya farklı türden ikiden fazla suçtan hapis ve/veya ağır para cezasına mahkum olanlara silah ruhsatı verilmeyeceği/ verilmiş silah ruhsatlarının iptal edileceği, 5252 sayılı Kanun’da yer alan geçiş hükmü uyarınca önceki mevzuata göre verilmiş olan ağır para cezalarının adli para cezasına çevrilmesi halinde mahkumiyetlerin bu madde kapsamında ruhsat verilmesine engel mahkumiyet olma özelliğini kaldırmayacağı sonucuna ulaşılmakla birlikte; Mülga 765 ve 647 sayılı Kanunlar uyarınca erteleme kararı verildikten sonra beş yıllık süre içerisinde suç işlenmemesi halinde mahkumiyet kararı esasen vaki olmamış sayılacağından, diğer bir deyişle hukuk aleminde hiç doğmamış sayılacağından, hukuken mevcut olmayan bu kararların Yönetmeliğin 16. maddesi kapsamında ruhsat almaya engel haller arasında sayılarak silah ruhsatı işlemlerine esas alınmayacağı sonucuna ulaşılmıştır.
Uyuşmazlıkta; davacının başvuru yaptığı tarih olan 19.10.2012 tarihi itibariyle, erteleme kararlarının kesinleşmesinden itibaren beş yıllık süre içerisinde başka bir suçtan ceza almadığı görülmüş olup, başvuru tarihi tarihi itibariyle dava konusu işleme esas alınan mahkumiyetleri Mülga 765 sayılı Türk Ceza Kanununun 95/2. maddesi uyarınca esasen vaki olmamış sayıldığından, hukuken mevcut olmayan mahkumiyet kararları esas alınarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uygunluk görülmemiştir.
Bu durumda; belirtilen gerekçeyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekmekteyse de, farklı bir gerekçeyle dava konusu işlemi iptal eden İdare Mahkemesi kararı sonucu itibariyle hukuka uygun bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının yukarıda belirtilen gerekçeyle ONANMASINA, dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/12/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.