Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2015/5621 E. , 2018/8287 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/5621
Karar No : 2018/8287
Davacı :
Vekili :
Davalılar :
Vekilleri :
Davanın Özeti: 21.04.2015 tarih ve 29333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 19. maddesinin (ç) bendi ile Tebliğin Eki 8 numaralı listede yer alan Tanıya Dayalı İşlem Puan Listesinin P704970, P704971, P704972 P704973, P704980 kod numaralı işlemlerin puanlarının azaltılması yönünde yapılan değişikliğin iptali istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı tarafından; davacı derneğin iş bu davayı açmakta menfeaati bulunmadığından davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmesi gerektiği, 5510 sayılı yasanın 72. maddesi uyarınca kurumca ödenecek sağlık hizmet bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komistonunun yetkili olduğu, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından, kemik iliği nakil bedellerinin SUT Ek-2/C “Tanıya dayalı işlem puan listesi”ndeki işlem puanlarının karşılığı olarak paket fiyat olarak ödendiği, kemik iliği nakil tedavisi için yurtdışından temin edilen ve yüksek fiyatlı ilaçların bedelleri daha önceden işlem bedeline dahil iken, 01/04/2015 tarihli Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu Kararı ile, Sağlık Uygulama Tebliği EK-2/C listesindeki “Kemik İliği Nakilleri” bölümünün açıklama kısmına “şahsi tedaviamacıyla yurtdışından getirilen ilaçlar hariç” ibaresi eklendiği ve bahse konu ilaç bedellerinin işlem bedeli dışında tulmasına karar verildiği, yeni düzenlemeyle söz konusu ilaç bedellerinin şahıs ödemesi olarak ayrıca ödenmesi sağlandığı ve kemik iliği nakil maliyetlerinin azaltıldığı, bahse konu maliyet düzenlemesinin Türkiye Kamu Hastaneleri Kurumu Finansal Analiz Daire Başkanlığı’nca hazırlanarak Kuruma iletilen “Kemik İliği Nakil İşlemleri Maliyet Analiz Raporu”nda belirlenen maliyetlerle uyumlu olarak gerçekleştirildiği, yapılan düzenleme sonucunda gerek hasta gerekse sağlık hizmet sunucularının herhangi bir mağduriyetlerinin oluşmadığı, Sosyal Güvenlik Kurumu Özel Sağlık Hizmeti Sunucularından Sağlık Hizmeti Satın Alma Sözleşmesi’nin 6.2.1. maddesi uyarınca, Sağlık Hizmeti Sunucularının Kurum tarafından çıkartılan mevzuat hükümlerine uymak zorunda olduğu, 12.1. maddesi uyarınca da; Kurumun sağlık hizmeti bedellerinde zeyilname gerekmeksizin değişiklik yapabileceği, Kurum ile sözleşme imzalayan Sağlık Hizmeti Sunucularının da söz konusu hükümlere uymayı kabul ve taahüt ettiği, Kemik iliği verici taramaları ve kemik iliği/kordon kanı temin bedellerinin Sağlık Uygulama Tebliği hükümlerine uygun olarak ayrıca karşılandığı, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından, Maliyet analiz raporunda yer alan Tablo 29 SUT Eki 2/C listesinde yer alan işlemlerin alternatifli maliyet tablosunda yer alan hesaplamalardan “Maaş ve ek ödeme Türkiye Ortalaması Hesaplanan Maliyeti” nin dikkate alınarak paket fiyatlarının belirlendiği, P704970 ve P704980 işlem kodları bakımından yeterli hasta sayısına ulaşıldığından daha güvenilir ve doğruya en yakın maliyetlere ulaşıldığının düşünüldüğü için tablodaki verilerin baz alındığı, P704971 işlem koduna ilişkin ödemeye esas tutarın akraba dışından yapılan nakillerin desteklenmesi amacıyla daha yüksek tutulduğu, P704972 ve P704973 kodlu işlemlere ilişkin analizin sınırlı sayıdaki hasta verileri dikkate alınarak yapıldığının anılan raporda bildirilmesi üzerine belirtilen kodlu işlemlerde fiyat düzenlemesinin yapıldığı, maliyet analiz çalışmasının yapıldığı hastanelerin Sosyal Güvenlik Kurumu ile sözleşmeli sağlık kuruluşları olduğu, dava konusu düzenleme sonucunda Sağlık Hizmeti Sunucularının herhangi bir mağduriyetinin oluşmasının mümkün olmadığı savunulmaktadır.
Diğer davalı tarafından; Sosyal Güvenlik Kurumu’nca kemik iliği nakli işlemleine ait maliyet analizinin istenilmesi üzerine Bakanlıklarınca hazırlanan “Kemik İliği Nakil İşlemleri Maliyet Analiz Raporu”nun Kuruma gönderildiği, maliyet analiz çalışmasının, Bakanlıklarına bağlı hastanelerde yapılan toplam nakillerin %97’sinin gerçekleştirildiği 3 sağlık tesisinin verileri dikkate alınarak yapıldığı, 3 sağlık kuruluşundaki 251 hastaya ait verilerin tek tek incelendiği ve faturalarda bulunan maliyet unsurlarının 9 gruba ayrılarak analiz edildiği, maliyet unsurlarından 4 tanesinin farklı işçilik giderlerine ilişkin olduğu, çalışmanın yapıldığı tesislerin birer kamu kurumu olması ve personel ücretlerinin (maaş, ek ödeme vb) genel bütçe ve/veya döner sermaye bütçesinden karşılanıyor olması nedeniyle farklı alternatiflere göre hesaplamalar yapıldığı, ilaç, serum, kan ve kan ürünleri ile tıbbi malzeme giderleri belirlenirken çalışmanın yapıldığı hastanelerin kendi maliyet birim fiyatları baz alınarak hesaplama yapıldığı, güven aralığındaki ortalamalarının maliyete yansıtıldığı, yurt dışından temin edilen ilaçların hasta tarafından ayrıca alındığı ve ilaç bedelleri Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından karşılandığı için çalışmaya dahil edilmediği, hazırlanan maliyet analiz raporunun Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından dikkate alınmış olmasının tamamen Komisyonun yetkisinde olduğu savunulmaktadır.
Düşüncesi : Davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; ….. tarafından, 21.04.2015 gün ve 29333 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 19’uncu maddesinin (ç) bendi ile Tebliğin Eki 8 numaralı listede yer alan Tanıya Dayalı İşlem Puan Listesinin P704970, P704971, P704972 P704973, P704980 kod numaralı işlemlerin puanlarının azaltılması yönünde yapılan değişikliğin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 2, 5, 17, 60 ve 65. maddelerinin birlikte değerlendirilmesinden, tüm yurttaşların yaşama haklarının, Devlet güvencesi ve onun pozitif yükümlülüğü kapsamı içinde koruma altında olduğu anlaşılmaktadır. Anayasanın 17’nci maddesinde düzenlenen “yaşama hakkı” yalnızca yaşamını sürdürmek anlamında değil “sağlıklı yaşama hakkı”na sahip olmak anlamındadır. İşte bu nedenle kişilerin sağlıklı olma hakkı, kamusal korumaya tabidir. Sağlık hizmetlerinden yararlanma hakkı, bir ekonomik ve sosyal hak olup, bu yönüyle kamuya ya da Anayasada geçen biçimiyle Devlete belli yükümlülükler getirmekte olup; Devlet, bu anayasal yükümlülüğün gereğini yerine getirmek için her türlü önlemi almak, kişilerin sağlık hizmetlerinden gecikmeksizin yararlanmasını sağlamak durumundadır.
Anayasa Mahkemesi de, 22.11.2007 günlü, E:2004/114, K:2007/85 sayılı kararında, sağlık hizmetlerinin nitelikleri gereği diğer kamu hizmetlerinden farklı olduğunu, sağlık hizmetlerinin temel hedefi olan insan sağlığı sorununun ertelenemez ve ikame edilemez nitelikte bulunduğunu belirtmiştir.
Bireylerin istek ve iradeleri dışında oluşan sosyal risklerin, kendilerinin ve geçindirmekle yükümlü oldukları kişilerin üzerlerindeki gelir azaltıcı ve harcama artırıcı etkilerinin en aza indirilmesini, ayrıca sağlıklı ve asgari hayat standardının güvence altına alınmasını ifade eden sosyal güvenlik güvencesinin gerçekleştirilebilmesi için sosyal güvenlik kuruluşları oluşturularak, kişilerin yaşlılık, hastalık, malûllük, kaza ve ölüm gibi sosyal risklere karşı asgari yaşam düzeylerinin korunması amaçlanmaktadır.
Nitekim, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, sosyal sigortalar ile genel sağlık sigortası bakımından kişileri güvence altına almak; bu sigortalardan yararlanacak kişileri ve sağlanacak hakları, bu haklardan yararlanma şartları ile finansman ve karşılanma yöntemlerini belirlemek; sosyal sigortaların ve genel sağlık sigortasının işleyişi ile ilgili usûl ve esasları düzenlemek amacıyla yürürlüğe konulmuştur.
5510 sayılı Kanunun 60’ncı maddesinin 1’inci fıkrasının (f) bendi, 62’nci maddesinin 1’inci fıkrası, 67, 68, 72’nci maddesi, 73’üncü maddenin 2’nci fıkrası ve 74’üncü maddesinin 1’inci fıkrasının birlikte değerlendirilmesinden; kurumca finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri için ödenecek bedelin belirlenmesinde Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun yetkili olduğu, genel sağlık sigortalısının, kurumun sağlık hizmeti sunucularından satın aldığı ve komisyonca fiyatı belirlenen sağlık hizmetinden genel sağlık sigortası primi, katılım payı ve ilave ücret ödemek şartıyla yararlanabildiği, genel sağlık sigortası prim gelirlerinin kurumca sunulan sağlık hizmetinin finansmanında etkin bir şekilde kullanılmasını sağlamak amacıyla komisyona tanınan fiyat belirleme yetkisinin, hastanın sağlık hizmetine erişim hakkını engelleyecek veya hastanın dolayısıyla genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin ödeyemeyeceği ağır bir maddi yük altında bırakacak şekilde kullanılmasının, sağlıklı yaşam hakkına ve sosyal devlet ilkesine aykırı olduğu, bir başka ifade ile doktor veya sağlık kurulu raporu ile hastanın tedavisinde kullanılması zorunlu görülen tedavi bedelinin, bir kısmının hasta ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin üzerinde bırakılması mümkün değildir.
Dava konusu edilen Sağlık Uygulama Tebliği ile hücre nakli ve kordon kanı nakli işlemleri için (P704970, P704971, P704972 P704973, P704980 kod numaralı işlemler) belirlenen işlem puanı düşürülerek tanıya dayalı işlem listesinde azaltılan fiyatlar belirlenmiştir.
Buna göre, Kurumca, Tebliğin eki 8 numaralı listede yer verilen işlemler için ödenecek bedellerin azaltılmasının haklılığı geçerli nedenlerle ortaya konulamadığından, salt düzenleme yapma yetkisinden bahsedilerek, kişilerin sağlık sorunlarını gidermeksizin ve onların sağlıklı bir yaşam sürdürebilmelerini engelleyici bir sonuç doğuran dava konusu düzenlemede hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 21.04.2015 gün ve 29333 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 19’uncu maddesinin (ç) bendi ile Tebliğin Eki 8 numaralı listede yer alan Tanıya Dayalı İşlem Puan Listesinin P704970, P704971, P704972 P704973, P704980 kod numaralı işlemlerin puanlarının azaltılması yönünde yapılan değişikliğin iptali yönünde karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; davalı Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı’nın ehliyet itirazı yerinde görülmeyerek, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenilip dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dava, 21.04.2015 tarih ve 29333 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 19. maddesinin (ç) bendi ile Tebliğin Eki 8 numaralı listede yer alan Tanıya Dayalı İşlem Puan Listesinin P704970, P704971, P704972 P704973, P704980 kod numaralı işlemlerin puanlarının azaltılması yönünde yapılan değişikliğin iptali istemiyle açılmıştır.
Davacı tarafından; Sağlık Uygulama Tebliğindeki dava konusu değişiklik yapılmadan önce Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ödemeler dikkate alınarak dernek üyelerince kemik iliği transplantasyon merkezi açıldığı, dava konusu değişiklik sonrasında ise Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ödemelerin %16 ila %30 oranında düştüğü, mevzuat uyarınca kemik iliği nakillerinde hastalardan ilave ücret alınmasının yasak olduğu, bu nedenle tek gelir kaynağı Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından yapılan ödemeler olan kemik iliği nakil merkezinin gelirlerinin ciddi oranda düştüğü ve faaliyetinin sürdürülebilmesinin imkansız hale geldiği, davalı Kurumun başlangıçta organ nakli merkezlerinin fiyatlandırmasını adil ve maliyetleri dikkate alarak planladığı, bunun da özel sağlık hizmeti sunucularının ciddi yatırımlar yaparak başarılı organ nakil merkezlerini açmasının önünü açtığı, devam eden süreçte davalı Kurumun maliyet ve enflasyon artışlarını dikkate alarak paket fiyatlarında artış yapması beklenirken aksine 2008 yılından itibaren Sağlık Uygulama Tebliğinde değişiklik yapılarak paket işlem fiyatlarının iki kez düşürüldüğü, dava konusu paket fiyatlar belirlenirken, özel sağlık sektörüne ait giderlerin dikkate alınmadığı, özel hastanelerin sabit giderlerinin bir kısmı genel bütçeden karşılanan kamu hastaneleri ile aynı maliyet hesabına dahil edildiği, bunun da sabit maliyetleri, personel ve sarf malzeme giderleri sürekli artan özel sağlık hizmet sunucularının mali açıdan zor duruma düşürdüğü, buna karşılık Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından anılan maliyet kalemleri kapsamında özel sağlık kuruluşlarına yapılan ödemelerde 2008 yılından bu yana herhangi bir artışın yapılmadığı iddia edilmektedir.
Anayasa’nın 17.maddesinin 1.fıkrasında; ”Herkes yaşama, maddi ve manevi varlığını koruma ve geliştirme hakkına sahiptir.”, 56.maddesinin 1.fıkrasında; “Herkes, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahiptir.”, 3.fıkrasında da, “Devlet, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak, insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenler.” hükmüne yer verilmiş, 65. maddesinde ise, devletin sosyal ve ekonomik alanlarda Anayasa ile belirlenen görevlerini, ekonomik istikrarın korunmasını gözeterek mali kaynaklarının yeterliliği ölçüsünde yerine getireceği öngörülmüştür.
5502 sayılı Sosyal Güvenlik Kurumu Kanunu’nun 3.maddesinde; Kurumun temel amacının, sosyal sigortacılık ilkelerine dayalı, etkin, adil, kolay erişilebilir, aktüeryal ve mali açıdan sürdürülebilir, çağdaş standartlarda sosyal güvenlik sistemini yürütmek olduğu belirtilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 63. maddesinde; Kurum tarafından finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ile bu hizmetlerin süresine dair usül ve esaslara yer verilmiş, son fıkrasında da, Kurumun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile (f) bendinde belirtilen sağlık hizmetlerinin türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usul ve esaslarını Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile nın görüşünü alarak belirlemeye yetkili olduğu; Kurumun, bu amaçla komisyonlar kurabileceği, ulusal ve uluslararası tüzel kişilerle işbirliği yapabileceği, Komisyonların çalışma usul ve esaslarının Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı, Maliye Bakanlığı ile ‘nın görüşü alınarak Kurumca belirleneceği hükme bağlanmıştır.
Anılan Yasanın 72. maddesinde ise; Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu’nun 63. madde hükümlerine göre finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkili olduğu, Komisyonun; Bakanlık, Maliye, Sağlık ve Kalkınma bakanlıkları, Hazine Müsteşarlığı, üniversite sağlık hizmeti sunucuları ile özel sağlık hizmeti sunucularını temsilen Bakanlıkça belirlenecek birer üye ve Kurumu temsilen iki üye olmak üzere toplam dokuz üyeden oluşacağı, Komisyonun kararlarını salt çoğunluk ile alacağı, Komisyon kararlarının Resmî Gazete’de yayımlanacağı, Komisyonca gerekli görülen hâllerde sağlık hizmetlerinin türlerine göre birden fazla alt komisyon kurulabileceği, Komisyonun sekretarya işlemlerinin Kurumca yerine getirileceği düzenlenmiştir.
Aktarılan mevzuat hükümlerine göre, Kurumca finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin bedellerini belirlemeye yetkili olan Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun, bu bedelleri 5510 sayılı yasanın 72. maddesinde yer alan kriterleri göz önünde bulundurmak suretiyle belirlemesi gerekmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davalı Sosyal Güvenlik Kurumu’nun talebi üzerine diğer davalı ‘nca “Kemik İliği Nakil İşlemleri Maliyet Analizi” çalışmasının yapıldığı, anılan maliyet analiz çalışmanın ülkemizde na bağlı hastanelerde yapılan toplam kemik iliği nakillerinin %97′ sinin gerçekleştirildiği 3 sağlık tesisine veriler ile bu sağlık tesislerinde kemik iliği nakli yapılan 251 hastaya ait veriler dikkate alınarak yapıldığı, dokuz gruba ayrılan maliyet unsurlarından dört adedinin işçilik giderlerine ilişkin olduğu, söz konusu işçilik giderlerinin çalışmanın yapıldığı kamu hastaneleri bakımından genel bütçe veya döner sermaye bütçesinden karşılanması hususu dikkate alınarak “Maaş ve Ek Ödeme Tavandan” , “Maaş ve Ek Ödeme Türkiye Ortalaması” ve ” Maaş hariç Ek Ödeme Türkiye Ortalaması” olmak üzere 3 farklı alternatif hesaplamanın yapıldığı, yurt dışından temin edilen ilaç bedellerinin Sağlık Uygulama Tebliği uyarınca ayrıca karşılandığı gerekçesi ile bu bedellerin maliyet analiz çalışmasına dahil edilmediği, Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu’nun 01/04/2015 tarih ve 2015/3 sayılı toplantısında, “Gündem-2: SUT eki EK-2/C listesinde yer alan Kemik iliği nakli işlemlerine ait işlem puanlarının karar eki Liste-1’ de şekilde düzenlenmesine ve izniyle şahsi tedavi amacıyla yurt dışından getirilen ilaçların paket harici ayrıca faturalandırılması yönünde açıklama kısmının değiştirilmesine” şeklinde karar alındığı, alınan karar ile yurt dışından temin edilen ve Kurumca ayrıca ödemesi yapılan ilaç bedellerinin paket fiyatı dışında tutulduğu ve buna ilişkin açıklamanın SUT EK-2/C “Tanıya Dayalı İşlem Puan Listesi” dava konusu işlem puanlarına ilişkin kısmına eklendiği, Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından dava konusu işlem puanları belirlenirken “Kemik İliği Nakil İşlemleri Maliyet Analizi” çalışmasının “Maaş ve Ek Ödeme Türkiye Ortalaması” maliyet hesaplamasının dikkate alındığı anlaşılmıştır.
Davacı tarafın iddiaları yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri ve açıklamalar çerçevesinde değerlendirildiğinde; dava konusu işlem puanları belirlenirken işçilik ve diğer maliyet unsurları bakımından “Maaş ve Ek Ödeme Türkiye Ortalaması” hesaplamasının benimsenmesinin özel sağlık kuruluşlarının maliyet unsurlarının da gözetildiğini gösterdiği, işlem puanlarındaki azalmanın nedeninin daha önce maliyet hesabına dahil olan yurt dışından temin edilen ilaç bedellerinin hesaplama dışı tutulması olduğu, söz konusu ilaç bedellerinin Sağlık Uygulama Tebliği uyarınca şahıslara ayrıca ödendiği, benimsenen yeni hesaplama metodunun idarenin takdir yetkisi kapsamında kaldığı ve davacı aleyhine sonuç doğurmayacağı, yine işlem puanlarında yapılan indirimin, hastaların sağlık hizmetlerine ulaşma hakkı, sağlık hizmetinin niteliği, maliyet etkinlik ölçütleri, Kurum bütçesi, sağlık hizmeti sunucularının asgari personel ve cihaz durumları ile yasada öngörülen diğer kriterler dikkate alınarak getirildiği anlaşıldığından, dava konusu işlem puanları nedeniyle özel sağlık hizmet sunucularının haksız olarak zarara uğrayacakları yönündeki iddialara itibar edilmemiştir.
Bu durumda, üst hukuk normları, kamu yararı ve hizmet gereklerine uygun olduğu anlaşılan dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan …-TL yargılama giderinin davacının üzerinde bırakılmasına, kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca duruşmalı işler için belirlenen …-TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunabileceğinin taraflara bildirilmesine, 13/12/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.