Danıştay Kararı 15. Daire 2015/5473 E. 2018/7062 K. 23.10.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/5473 E.  ,  2018/7062 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/5473
Karar No : 2018/7062

Davacı : …
Vekili : …
Davalılar :1-
Vekilleri : …
2-
Vekili : ….
Davanın Özeti : 21.04.2015 tarih ve 29333 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ’in 8. maddesi ile aynı Tebliğe 3.3.34 numaralı maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 3.3.35 numaralı, İşitme Cihazı ve Kulak Kalıbı başlıklı maddenin 9/a bendinde yer alan “üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında” ibaresi, 9/b-1 bendinde yer alan “…iyi işiten” ve “…en az 40 db ve üzeri olması halinde” ibaresi ile 9/b-3 bendinin tümünün iptali istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi: …
Düşüncesi : Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.3.35 numaralı, “İşitme Cihazı ve Kulak kalıbı” başlıklı maddenin 9/a bendinde yer alan “üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında” ibaresi yönünden davanın reddi, yapılan Tebliğ değişikleri sonucu konusuz kaldığı anlaşılan diğer dava konusu düzenlemeler açısından ise karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı : …
Düşüncesi : Dava; 21.4.2015 gün ve 29333 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 8’inci maddesi ile aynı Tebliğe 3.3.34 numaralı maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 3.3.35 numaralı, “İşitme Cihazı ve Kulak kalıbı” başlıklı maddenin 9/a bendinde yer alan “üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında” ibaresi, 9/b-1 bendinde yer alan “…iyi işiten” ibaresi ve “….en az 40 db ve üzeri olması halinde” ibaresi ile 9/b-3 bendinin tümünün iptali istemiyle açılmıştır.
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından usüle ilişkin olarak ileri sürülen iddialar yerinde görülmeyerek, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 3’üncü maddesinin 25’inci bendinde, “Sağlık hizmeti sunucusu: Sağlık hizmetini sunan ve/veya üreten; gerçek kişiler ile kamu ve özel hukuk tüzel kişilerini ve bunların tüzel kişiliği olmayan şubelerini, ifade eder.” hükmüne yer verilmiş; “Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi” başlıklı 63’üncü maddesinde de, “Genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlıklı kalmalarını; hastalanmaları halinde sağlıklarını kazanmalarını; iş kazası ile meslek hastalığı, hastalık ve analık sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanmasını, iş göremezlik hallerinin ortadan kaldırılmasını veya azaltılmasını temin etmek amacıyla Kurumca finansmanı sağlanacak sağlık hizmetleri şunlardır: a) Kişilerin hastalanmalarına bakılmaksızın kişiye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri ile insan sağlığına zararlı madde bağımlılığını önlemeye yönelik koruyucu sağlık hizmetleri……………Bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ve nın görüşü üzerine Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” hükmü yer almış; “Sağlık hizmetlerinin sağlanma yöntemi ve sağlık giderlerinin ödenmesi” başlıklı 73’üncü maddesinde de, “Bu Kanuna göre sağlık hizmetleri, Kurum ile yurt içindeki veya yurt dışındaki sağlık hizmeti sunucuları arasında yapılan sözleşmeler yoluyla ve/veya bu Kanun hükümlerine uygun olarak genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sözleşmesiz sağlık hizmeti sunucularından satın aldıkları sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi suretiyle sağlanır. Kamu idaresi sağlık hizmeti sunucuları dışındaki vakıf üniversiteleri dahil sözleşmeli sağlık hizmeti sunucularınca, Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunca belirlenen sağlık hizmetleri bedeline ek olarak, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü oldukları kişilerden sağlık hizmeti sunucularının giderleri ve ürettikleri sağlık hizmetlerinin maliyetleri, yapılan sübvansiyonlar gibi kriterler dikkate alınarak bu bedellerin iki katına kadar alınabilecek ilave ücretin tavanını belirlemeye Bakanlar Kurulu yetkilidir………….Bu fıkranın uygulanmasına ilişkin usul ve esaslar Kurumca belirlenir. Sağlık hizmeti satın alma sözleşmelerinin hazırlanması ve akdedilmesi, sağlık hizmeti giderlerinin ödenmesi ve bu maddenin uygulanmasına ilişkin diğer usul ve esaslar, Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir.” kuralına yer verilmiştir.
Öte yandan; 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun genel sağlık sigortası hükümleri ile getirilen hak ve yükümlülükleri ve genel sağlık sigortası işlemlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanan ve 28.8.2008 tarihli ve 26981 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin “İşitme cihazı” başlıklı 27’inci maddesinde, “(1) İşitmenin cihaz ile düzeltilmesinin mümkün olduğunun Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusu sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi kaydıyla Kurumca karşılanır.
(2) Her iki kulak için işitme cihazı bedeli ödenebilmesi için, sağlık kurulu raporunda işitme cihazı kullanılması gerektiğinin belirtilmesi gerekmektedir.
(3) İşitme cihazının yenilenme süresi beş yıldır. Ancak, işitme durumunda değişiklik olması ve verilen cihazın yeterli gelmemesi durumunda bu durumun Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusu sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi hâlinde veya ilgililerin kusuru olmaksızın garanti süresi dışında cihazın arızalanması nedeniyle kullanılamaz hâle geldiğinin Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusu tarafından sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi ve onarımının yapılamaması hâlinde, süresinden önce yenilenmesi mümkündür.” hükmüne yer verilmiştir.
Yukarıda yer verilen hükümlere göre; Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliği ile 5510 sayılı Kanuna uygun olarak sağlık konusunda günlük hayatta meydana gelebilecek değişikliklere uyum sağlayabilmek amacıyla belirtilen genel ilkelere dayalı olarak 24.3.2013 gün ve 28597 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği ile genel sağlık sigortalısının ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin hastalanmaları hâlinde sağlıklarını kazanmaları ve hastalıklar sonucu tıbben gerekli görülen sağlık hizmetlerinin karşılanması, iş göremezlik hâllerinin ortadan kaldırılması veya azaltılması, iş kazası ve meslek hastalığına, kazaya, hastalıklara veya konjenital (doğuştan) nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan durumlarda vücut bütünlüğünün sağlanması amacıyla Kanunun 63 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (c), (d), (e) ve (f) bentlerinde sayılan sağlık hizmetlerinin finansmanı Kurumca sağlanacağı açıktır.
Diğer taraftan, üçüncü basamak sağlık kuruluşları, ileri teknoloji ve ilgili uzmanlık dallarıyla verilen hizmetler sayesinde, gerekli testlerin yapılması ve belirlenen tanıya uygun müdahalede bulunulması açısından önem taşıdığı gibi; bilimsel komisyon raporları dikkate alınarak, kamu kaynaklarının da bütçe imkânları doğrultusunda etkin ve verimli şekilde kullanılması, kamu kaynaklarının kullanımında gereksiz harcamaların yapılmaması, tıbbi malzeme alımlarının ve gereksiz tüketimin önüne geçilerek tasarrufun sağlanması; bu konuda standartların tespit edilerek sınırlamalar konulması hususları da bir arada değerlendirildiğinde, dava konusu edilen düzenlemelerde hukuka ve kamu yararına aykırılık görülmemiştir.
Kaldı ki; 5.8.2015 gün ve 29436 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 9’uncu maddesiyle, 24.3.2013 gün ve 28597 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğine sonradan eklenen 3.3.35 numaralı maddesinin dokuzuncu fıkrasının b-1 bendinde yer alan “en az 40 db ve üzeri olması halinde” ibaresindeki 40 db sınırı 30 db olarak değiştirilmiş; 9/b-3 bendi ise yürürlükten kaldırılmıştır.
Öte yandan; davacı tarafından ileri sürülen diğer iddialarda da yasal isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, davanın reddi yönünde karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince tetkik hâkiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından süre ve ehliyete ilişkin olarak ileri sürülen iddialar yerinde görülmeyerek, işin esasının incelenmesine geçilmiştir.
Dava; 21.4.2015 gün ve 29333 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğin 8’inci maddesi ile aynı Tebliğe 3.3.34 numaralı maddesinden sonra gelmek üzere eklenen 3.3.35 numaralı, “İşitme Cihazı ve Kulak kalıbı” başlıklı maddenin 9/a bendinde yer alan “üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında” ibaresi, 9/b-1 bendinde yer alan “…iyi işiten” ibaresi ve “….en az 40 dB ve üzeri olması halinde” ibaresi ile 9/b-3 bendinin tümünün iptali istemiyle açılmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun “Finansmanı sağlanan sağlık hizmetleri ve süresi” başlıklı 63. maddesinde, Kurumun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemleri ile türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını nın görüşünü alarak belirlemeye yetkili olduğu düzenlenmiştir.
5510 sayılı Kanun’un, “Sağlık hizmetlerinin ödenecek bedellerinin belirlenmesi” başlıklı 72. maddesinde, “65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu yetkilidir. Komisyon, tıp eğitimini, hizmet basamağını, alt yapı ve kaynak kullanımı ile maliyet unsurlarını dikkate alarak sağlık hizmeti sunucularını fiyatlandırmaya esas olmak üzere ayrı ayrı sınıflandırabilir. Komisyon, 63 üncü madde hükümlerine göre finansmanı sağlanan sağlık hizmetlerinin Kurumca ödenecek bedellerini; sağlık hizmetinin sunulduğu il ve basamak, Devletin doğrudan veya dolaylı olarak sağlamış olduğu sübvansiyonlar, sağlık hizmetinin niteliği itibarıyla hayati öneme sahip olup olmaması, kanıta dayalı tıp uygulamaları, maliyet-etkililik ölçütleri ve genel sağlık sigortası bütçesi dikkate alınmak suretiyle, her sınıf için tek tek veya gruplandırarak belirlemeye yetkilidir.” hükmü yer almaktadır.
Aynı Kanunun “Hizmet basamakları ve sevk zinciri” başlıklı 70. maddesinin 2. fıkrasında Kurumca sağlık hizmetlerinin sağlanabilmesi için, genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişiler sevk zinciri kurallarına uygun hareket etmek zorunda olduğu, 60 ıncı maddenin birinci fıkrasının (c) bendinin (1), (3) ve (9) numaralı alt bentlerinde sayılanların, Kurumla sözleşmeli üniversite ve istisnai hallerde özel sağlık hizmeti sunucularına müracaat edebilme koşulları ile uygulamaya ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından belirleneceği hükmü yer almaktadır.
Bu fıkranın iptali istemini de içeren başvuruya ilişkin … Mahkemesinin 08.11.2012 tarih ve E: …, K: … sayılı kararında; “… Kanun koyucunun, sağlık hizmeti sunumu ile sosyal güvenlik sistemini ekonomik bakımdan sürdürülebilir kılmak amacıyla dava konusu kural kapsamındakilerin durumlarındaki özel koşulları gözetmek suretiyle ve sağlığa erişim haklarını engellememek koşuluyla çeşitli tedbirler alınabilmesini sağlamak amacıyla idareye düzenleme yetkisi vermesinde eşitlik ilkesine aykırı bir yön bulunmamaktadır…” gerekçesiyle iptal isteminin reddine karar verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu’nun 65. maddesinin birinci fıkrasında, hekimin veya diş hekiminin muayene veya tedavi sonrası tıbben göreceği lüzum üzerine genel sağlık sigortalısı ve bakmakla yükümlü olduğu kişilerin sağlık hizmetinden yararlanmaları için muayene ve tedavi edildikleri yerleşim yeri dışına yapılan sevkinde, ayakta tedavilerde kendisinin ve bir kişi ile sınırlı olmak üzere refakatçisinin gidiş ve dönüş yol gideri ve gündeliklerinin, yatarak tedavilerde ise gidiş ve dönüş tarihleri için gündelikleri ile yol giderinin Kurumca karşılanacağı, üçüncü fıkrasında; yurt içinde veya yurt dışına yapılan sevkler nedeniyle ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin tutarının 72 nci maddede belirtilen Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonu tarafından belirleneceği, beşinci fıkrasında; bu maddenin uygulanmasına ilişkin usul ve esasların Kurum tarafından çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği, 72. maddesinin birinci fıkrasında, 65 inci madde gereği ödenecek gündelik, yol, yatak ve yemek giderlerinin Kurumca ödenecek bedellerini belirlemeye Sağlık Hizmetleri Fiyatlandırma Komisyonunun yetkili olduğu hükme bağlanmıştır.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun genel sağlık sigortası hükümleri ile getirilen hak ve yükümlülükleri ve genel sağlık sigortası işlemlerine ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanan ve 28.8.2008 tarihli ve 26981 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Genel Sağlık Sigortası İşlemleri Yönetmeliğinin “İşitme cihazı” başlıklı 27’inci maddesinde, “(1) İşitmenin cihaz ile düzeltilmesinin mümkün olduğunun Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusu sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi kaydıyla Kurumca karşılanır.
(2) Her iki kulak için işitme cihazı bedeli ödenebilmesi için, sağlık kurulu raporunda işitme cihazı kullanılması gerektiğinin belirtilmesi gerekmektedir.
(3) İşitme cihazının yenilenme süresi beş yıldır. Ancak, işitme durumunda değişiklik olması ve verilen cihazın yeterli gelmemesi durumunda bu durumun Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusu sağlık kurulu raporu ile belgelenmesi hâlinde veya ilgililerin kusuru olmaksızın garanti süresi dışında cihazın arızalanması nedeniyle kullanılamaz hâle geldiğinin Kurumla sözleşmeli sağlık hizmeti sunucusu tarafından sağlık kurulu raporuyla belgelenmesi ve onarımının yapılamaması hâlinde, süresinden önce yenilenmesi mümkündür.” hükmüne yer verilmiştir.
5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanununun 63. maddesinde, Kurumun, finansmanı sağlanacak sağlık hizmetlerinin teşhis ve tedavi yöntemlerini, türlerini, miktarlarını ve kullanım sürelerini, ödeme usûl ve esaslarını nın görüşünü alarak belirlemeye yetkili olduğu hususu düzenlenmiştir. Bu kapsamda, 24.03.2013 gün ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği yayımlanarak yürürlüğe konulmuştur.
Dava konusu Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.3.35 numaralı, “İşitme Cihazı ve Kulak kalıbı” başlıklı maddenin 9/a bendinde yer alan “üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında” ibaresine ilişkin olarak;
Dava konusu Tebliğin ilgili maddesi;
“(9) İşitme cihazı verilebilmesi için;
a) 0-18 yaş çocuklarda; işitme kaybının kalıcı işitme kaybı olduğu 3. basamak resmi sağlık kurumlarında düzenlenen sağlık kurulu raporunda belirtilmeli ve aşağıdaki yöntemlerden biri ile test edilmiş olmalıdır;” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından, üçüncü basamak resmi sağlık kurumları ülkenin her ilinde bulunmadığından bu düzenlemenin vatandaşların sağlık hizmetine erişim hakkını güçleştirdiği, sağlık hizmetinden faydalananları bulunduğu yerden başka bir ile seyahat ve konaklama gibi ek külfetlere maruz bırakacağı, düzenlemenin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Dava idareler tarafından, dava konusu düzenlemelerdeki şartların, akademisyenlerden ve konuyla ilgili uzmanlardan oluşan bilimsel bir komisyonun görüşü alınarak belirlendiği, Ülkemizde yer alan ikinci basamak resmi sağlık kurumlarının tümünde yetkin ve uygun personel olmaması, odyolojik testlerin yapılabilmesi için gerekli ekipmanlardan (çocuk odyometrisi – serbest alan odyometrisi yapılmasına olanak sağlayacak odyometri donanımının ve uygun özelliklerde test odası, klinik otoakustik emisyon test cihazı, klinik ABR test cihazı) bazılarının bulunmaması nedeniyle hastalar için yapılması mutlaka gerekli testler yapılamayarak güvenilir sonuçlara ulaşılamadığı, hastaların seyahat bedelleri ve gündeliklerinin SUT 2.6 maddesi uyarınca karşılandığı, bu anlamda bir mağduriyet yaşanmadığı, düzenlemenin üst normlara ve hizmet gereklerine uygun olduğu savunulmaktadır.
Dava konusu düzenleme ile 0-18 yaş arası kalıcı işitme kaybının belirlenmesinde, üçüncü basamak sağlık kuruluşlarının yetkili kılındığı, bu düzenlemenin konusunda yetkin kişilerden oluşan bir bilimsel komisyonun önerisine dayandığı dava dosyasında görülmektedir. 2015 yılı içinde yapılan dört ayrı komisyon toplantısında da komisyonun bu yönde görüş bildirdiği anlaşılmaktadır.
İkinci basamak resmi sağlık kurumlarının tümünde yetkin ve uygun personel olmaması, odyolojik testlerin yapılabilmesi için gerekli ekipmanlardan (çocuk odyometrisi – serbest alan odyometrisi yapılmasına olanak sağlayacak odyometri donanımının ve uygun özelliklerde test odası, klinik otoakustik emisyon test cihazı, klinik ABR test cihazı) bazılarının bulunmaması nedeniyle ikinci basamak sağlık kuruluşlarında çocuklar için kalıcı işitme kaybı teşhisinin konulmasında güçlükler yaşanabileceği dikkate alınarak, doğru ve sağlıklı sonuca ulaşılabilecek uzman personel sayısı ve teknik donanımı daha üst seviyede olan üçüncü basamak sağlık kurumlarının bu konuda yetkili kılınmasında, yukarıda aktarılan yasal düzenlemelere ve hizmet gereklerine bir aykırılık bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Kalıcı işitme kaybının tespiti amacıyla bulunduğu mahallin dışına sevk edilecek hastaların yol ve gündelik giderlerinin, 5510 sayılı Kanun kapsamında karşılanacağı dikkate alındığında, dava konusu düzenlemenin sağlık hizmetine erişimi güçleştirici bir yönünün de bulunmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.3.35 numaralı, “İşitme Cihazı ve Kulak kalıbı” başlıklı maddenin 9/b-1 bendinde yer alan “…iyi işiten” ibaresi ve “….en az 40 dB ve üzeri olması halinde” ibarelerine ilişkin olarak;
Tebliğ maddesi, “b) 18 yaş üzeri erişkinlerde; işitme kaybının kalıcı işitme kaybı olduğu belirtilmeli ve aşağıdaki yöntemlerden biri ile test edilmiş olmalıdır;
1) Saf ses odyometri testi yapılan hastalarda iyi işiten kulakta 500-1000-2000-4000 Hz frekanslarından kötü olan 3 frekansın ortalamasının en az 40 dB ve üzerinde olması halinde, ” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından, 9/b-1 bendinde yer alan “iyi işiten” ve “…en az 40 dB” ibaresine ilişkin olarak, dava konusu düzenleme ile sizin bir kulağınız ne kadar işitme kaybına uğrarsa uğrasın diğer kulağınız normal duyuyorsa size işitme cihazı verilmeyeceği, günümüzde 26 dB’nin üzerinde bir işitme kaybı halinde işitme cihazı kullanımının gereklilik olduğunun bilimsel olarak kabul edilmekte olduğu, düzenleme ile 40 dB altında işitme kaybı olanların işitme cihazı kullanamayacağı, düzenlemenin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
Davalı idareler tarafından, 21.04.2015 tarihinde yapılan değişikliklerin sahadaki yansımaları ile hasta, dernek, akademisyenler ve firmalardan gelen geri bildirimler toplanarak 06.05.2015 tarihinde yeni bir bilimsel komisyon toplantısı yapılarak alınan karar doğrultusunda, 9/b-1 bendinde yer alan “…en az 40 dB” ibaresinin “…en az 30 dB” olarak düzeltildiği, bilimsel komisyon görüşüne istinaden bu bentte yer alan “iyi işiten kulakta işitme kaybı aranması” şartının; tek taraflı işitme kayıplı hastalarda normal işitme eşiğine sahip kulak ile seslerin doğal duyulacağı, işitme kayıplı kulakta ise cihaz kullanılması durumunda seslerin mekanik duyulacağı, bu sebeple iki kulak arasında işitme düzensizliklerinin yaşanması ve hastada rahatsızlık hissi oluşması sebepleriyle 05.08.2015 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikte aynı şekliyle yer aldığı belirtilmektedir.
08.06.2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği değişikliği ile, dava konusu edilen “iyi işiten kulakta” ibaresi, “ilgili kulakta” şeklinde yeniden düzenlenmiştir. Bu son düzenlemenin, davacının hukuka aykırılık iddialarını giderir mahiyette olduğu ve dava konusu edilen bir bireysel işlem de bulunmadığı dikkate alındığında davanın konusunun kalmadığı, dava konusu maddede yer alan ibarelere ilişkin karar verilmesine yer olmadığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.3.35 numaralı, “İşitme Cihazı ve Kulak kalıbı” başlıklı maddenin 9/b-3 bendine ilişkin olarak;
Dava konusu Tebliğ maddesi; “b) 18 yaş üzeri erişkinlerde, işitme kaybının kalıcı işitme kaybı olduğu belirtilmeli ve aşağıdaki yöntemlerden biri ile test edilmiş olmalıdır;
3) Her iki kulak için işitme cihazı bedeli 3. basamak resmi sağlık kurumlarında düzenlenen sağlık kurulu raporunda her iki kulakta işitme kaybının bulunduğunun belirtilmesi halinde, tek kulakta en az 6 ay süre ile işitme cihazı kullanımı sonucunda elde edilen eşikler ile işitme cihazından yarar gördüğünün (konuşmayı ayırt etme skorunda % 20 artış sağlaması) sağlık kurulu raporunda belirtilmesi halinde,” şeklinde düzenlenmiştir.
Davacı tarafından, dava konusu düzenlemede yer alan, üçüncü basamak resmi sağlık kurumları düzenlemesi ile sağlık hizmetine erişim hakkının kısıtlandığı, konuşmayı ayırt etme skorunda %20 artış sağlanması şartının bilimsel bir temelinin bulunmadığı, düzenlemeye göre iki kulağında birden işitme kaybı olduğu tespit edilen bir kişinin iki kulağı için de işitme cihazı kullanılmasının engellendiği ileri sürülmektedir.
Davalı idareler tarafından, 9-b/3 bendinde yer alan şartların 05.08.2015 tarihli Tebliğ değişikliğinde yeniden düzenlendiği, üçüncü basamak resmi sağlık kurumu şartının ve konuşmayı ayırt etme skorunda %20 artış sağlanması şartının kaldırıldığı, yalnızca raporu hazırlayan hekimin hastanın cihazdan fayda gördüğünün belirtilmesinin yeterli kabul edildiğine savunmalarında yer verilmiştir.
08.06.2017 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan Sağlık Uygulama Tebliği değişikliği ile dava konusu 9-b/3 bendi, 9-c bendi olarak;
“c) 18 yaş üzeri erişkinlerde bilateral işitme cihazı için; bilateral kalıcı işitme kaybı bulunduğu bu fıkranın (b) bendinde belirtilen yöntemlerden biri ile test edilerek belirlenmeli, daha önce tek kulakta en az 6 ay süre ile işitme cihazı kullanıldığı ve işitme cihazı kullanımı sonucunda elde edilen eşikler sonucunda hastanın işitme cihazından yarar gördüğü (konuşmayı ayırt etme skorunda cihazlı ve cihazsız ölçümlerde artış sağlaması) resmi sağlık kurumlarınca düzenlenen sağlık kurulu raporunda belirtilmelidir.” şeklinde yeniden düzenlenmiştir.
Yapılan değişikliklerin, davacının ileri sürdüğü hukuka aykırılıkları giderir mahiyette olduğu, dava konusu edilen bireysel bir işlemin bulunmadığı dikkate alındığında, davanın konusuz kaldığı anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, hukuka uygun olduğu anlaşılan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin 3.3.35 numaralı, “İşitme Cihazı ve Kulak kalıbı” başlıklı maddenin 9/a bendinde yer alan “üçüncü basamak resmi sağlık kurumlarında” ibaresi yönünden davanın REDDİNE, yapılan Tebliğ değişikleri sonucu konusuz kaldığı anlaşılan diğer dava konusu düzenlemeler açısından KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, davanın reddedilen kısmı için Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalı idarelere verilmesine, davanın diğer kısmı için ise Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin, davanın açılmasına sebep olan davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine, aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderinin … TL’sinin davacı üzerinde bırakılmasına, … TL’lik kısmının ise davalı idarelerden alınarak davacılara verilmesine, kararın tebliğini izleyen 30 (otuz) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyizen başvurulabileceğinin taraflara bildirilmesine, 23/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi