Danıştay Kararı 15. Daire 2015/5397 E. 2016/811 K. 11.02.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/5397 E.  ,  2016/811 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/5397
Karar No : 2016/811

Temyiz Eden Taraflar : 1- (Davalı) Sağlık Bakanlığı
Vekili :
2- (Davacılar) ,
Vekili :

İstemin Özeti : Davacılardan ‘ın eşi, ve ‘ın babaları (müteveffa) …’ın 03.11.2010 tarihinde Dr. … Eğitim ve Araştırma Hastanesinde yapılan ameliyat sırasında beyninden patolojik inceleme yapılması için alınan parçanın kaybolması üzerine hastanın teşhis ve tedavilerinin tam olarak yapılamadığı, hastanın ruhi bunalıma girdiği, hastalığının ağırlaştığı ve sonucunda vefatı olayında davalı idarenin kusuru bulunduğundan baisle uğranılan manevi zararlara karşılık olarak eşi için 50.000 TL manevi ve (müteveffa) … için 200.000 TL manevi zarar toplamından oluşan 250.000 TL manevi zararın olay tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte tazmini istemiyle açılan dava sonucunda, … 9. İdare Mahkemesi’nce; 22.10.2014 tarili Adli Tıp Kurumu Raporunda; ameliyat sırasında alınan biyopsi materyalin teslim alma transfer prosedürleri işleyişlerinde eksikliğin idari bir kusur olduğu, ancak patoloji tetkik yapılarak tanı konulmamış olmakla birlikte “glial tm” tanısı ile radyoterapi ve kontrol önerildiği, yapılan bu işlemlerin uygun olduğu, daha sonra yapılan tetkiklerde ön tanının doğru olduğu, da dikkate alındığında; yapılacak tedavinin değişmeyeceği, radyoterapi kemoterapi yapıldığı ve kontrol önerildiği, yüksek süreli tümörlerden hızlı seyir olduğu nedenle bu eksikliğin ölümü üzerinde etkisi ve katkısının olduğunun tıbbi delileri bulunmadığı, kişinin muayene takip ve tedavisine katılan hekimlere ve yardımcı sağlık personeline atfı kabil kusur bulunmadığının belirtildiği, uyuşmazlığa konu olayda …’ın 03.11.2010 tarihinde yapılan ameliyatı sırasında beyninden patolojik inceleme yapılması için alınan parçanın kaybolmasında davalı idare personelinin söz konusu protokole uymamasında hizmet kusurunun bulunduğu nedeniyle davacıların manevi acı ve üzüntü duyduğu açık olup, bu acı ve üzüntünün karşılığı olarak olayın meydana geliş biçimi ve manevi tazminatın manevi tatmin aracı olmasından dolayı zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerektiği hususları dikkate alınarak toplam 140.00,00 TL manevi tazminatın başvuru tarihi olan 03.05.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesi isteminin kabulüne, fazlaya ilişkin manevi tazminat taleplerinin reddi yolunda verilen kararın, taraflarca aleyhlerine olan kısımların hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti :Davacı tarafından davalı idarenin temyiz isteminin reddi gerektiğini savunmaktadır. Davalı idare tarafından savunma dilekçesi verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz istemlerinin reddi gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dava dosyasının tekemmül ettiği görüldüğünden, davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz istemlerinin reddine, … 9. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davalı idareye iadesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 11/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.