Danıştay Kararı 15. Daire 2015/5343 E. 2018/5297 K. 29.05.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/5343 E.  ,  2018/5297 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/5343
Karar No : 2018/5297

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti :… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyize konu mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacının … İli, … İlçesi, … Köyü’nde ikamet etmekte iken meydana gelen terör olayları nedeniyle köyü terk etmek zorunda kalmasından dolayı uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 20.04.2012 tarih … sayılı 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonu kararının iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; … tarihli ara karar üzerine gönderilen bilgi ve belgeler ile dava dosyasında yer alan bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davacı adına tespiti yapılan ev, ahır ve bağın metre karesi ile eşi adına tespiti yapılan ev, ahır ve bağın metre karesinin birbiri ile aynı olmadığı, dolayısıyla davalı idarece, davacının eşi … tazminat ödemesine dayanak olan taşınmazlar ile keşiften sonra yapılan kadastro çalışmaları ile davacı adına tapulanan yerlerin aynı yerler olup olmadığı hususunda gereği gibi araştırma yapılmadığı anlaşıldığından, eksik incelemeye dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata uyarlık görülmediği gerekçesiyle işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 1. maddesinde: “Bu Kanunun amacı, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemektir.” hükmüne, 2. maddesinde; “Bu Kanun, 3713 sayılı Kanunun 1′ inci, 3’üncü, 4’üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsar.” hükmüne, yine aynı Kanun’un 8. maddesinde; “7’nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de gözönünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir. Taşınmaza ilişkin zarar tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 11’inci maddesinde belirtilen kıymet takdiri esasları kıyasen uygulanır.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; aynı köye ilişkin davacı ve eşinin ayrı başvuruları olduğu, davacının 19.12.2008 tarihli bir dilekçe ile Zarar Tespit Komisyonu’na “…komisyonda yapılan keşiflerle köydeki malvarlığımda oluşan zarar eşimin adına olan dosyada hesaplanmıştır. Bu itibarla adıma kayıt altına alınmış olan ve yukarıda belirtilen tazminat başvuru dosyamdan(13438) kendi isteğim ve rızamla vazgeçiyor ve eşimin adına olan ve bu dosyada raporları sunulan ve bizlere ait olan malvarlığımızla ilgili tazminat başvurumuzun eşimin adına olan 9530 nolu dosyada karar bağlanmasının istiyorum.” şeklinde beyanlarını içeren kendi başvuru dosyasından vazgeçme dilekçesi verdiği görülmektedir. Bu durumda 04.08.2006 tarihli dilekçe ile komisyona başvuran davacının kendi isteği ile 2008 yılında dava konusu işlem dosyasından eşinin dosyası lehine vazgeçtiği görülmektedir. Dosyada davacının eşi … 22.01.2009 tarihli Sulhname Tasarısı İmza Davetiyesi gönderildiği anlaşılmaktadır.
Buna göre davacının vazgeçme dilekçesi üzerine idarece herhangi bir işlem yapılıp yapılmadığı, yapılmadıysa neden değerlendirmeye alınmadığı, ayrıca davacının eşinin davalı idareden ödeme alıp almadığı hususları açıklığa kavuşturularak bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ve araştırma neticesinde dava konusu işlemin iptaline karar veren mahkeme kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 29/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.