Danıştay Kararı 15. Daire 2015/5221 E. 2015/5647 K. 01.10.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/5221 E.  ,  2015/5647 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/5221
Karar No : 2015/5647

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma dilekçesi verilmemiştir.

Düşüncesi : Temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının … İli, … İlçesi, …Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığı zararın, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle yaptığı başvurusunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
.. İdare Mahkemesince; …ı Köyü ve bağlı mezralarının terör olayları nedeniyle tamamen boşaltılmaması ve davacı tarafından da “terör eylemleri” veya “terörle mücadele kapsmında yürütülen faaliyetler” nedeniyle zarara uğradığına ilişkin somut herhangi bir bilgi belge sunulmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından usul ve hukuka aykırı olduğundan bahisle mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddî zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 5. Maddesinde, Valilikler nezdinde oluşturulacak komisyonların; zarar görenin veya mirasçılarının başvurusu hâlinde Kanun kapsamına giren bir zararın bulunup bulunmadığını tespit etmek ve kamu kurum ve kuruluşlarınca uygulanmış projelerin, zararın giderilmesine katkıları ile zarar görenin değerlendirebileceği enkaz ve diğer zararları belirlemek görevi bulunduğu belirtilmiş, aynı Kanun’un 7. maddesinde ise; a) hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; b) yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; c) terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddî zararlar, bu Kanuna göre sulh yoluyla karşılanabilecek zarar kalemleri arasında sayılmış, yine aynı Kanun’un “Zararın tespiti” başlıklı 8. maddesinde, “7 nci maddede belirtilen zararlar, zararın beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de gözönünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirleneceği, taşınmaza ilişkin zarar tespitinde 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 11 inci maddesinde belirtilen; a-Cins ve nevini, b-yüzölçümünü, c-kıymetini etkileyebilecek bütün nitelik ve unsurlarını ve her unsurun ayrı ayrı değerini, d-varsa vergi beyanını, e-kamulaştırma tarihindeki resmi makamlarca yapılmış kıymet takdirlerini, f-arazilerde, taşınmaz mal veya kaynağın kamulaştırma tarihindeki mevkii ve şartlarına göre ve olduğu gibi kullanılması halinde getireceği net gelirini, g-arsalarda, kamulaştırılma gününden önceki özel amacı olmayan emsal satışlara göre satış değerini, h- yapılarda, resmi birim fiyatları ve yapı maliyet hesaplarını ve yıpranma payını, ı-bedelin tespitinde etkili olacak diğer objektif ölçüleri kıymet takdiri esaslarının kıyasen uygulanacağı” hükmüne yer verilmiştir.
20/10/2004 gün ve 25619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkındaki Yönetmeliğin 1. ve 2. maddelerinde de 5233 sayılı Yasa’yla aynı doğrultuda düzenlemelere yer verilmiş, anılan Yönetmelik’in “Bilgi ve belgelerin toplanması” başlıklı 10. maddesinde; “Komisyon ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından başvuru konusu ile ilgili her türlü bilgi, belge ve yardım isteyebileceği gibi, adli ve askeri teşkilat ile kolluk kuvvetleri dışında kalan diğer kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları bilirkişi olarak da görevlendirebilir. Komisyon, gerekli gördüğü uzmanları çalıştırabilir veya bunlardan görüş alabilir. Komisyon tarafından görevlendirilen kamu görevlileri öncelikli olarak komisyon tarafından verilen görevleri yerine getirirler.” ayrıca “Komisyonca keşif yapılması” başlıklı 11. maddesinde ise; “komisyon gerek görmesi halinde keşif yapabilir.”kuralına yer verilmiştir.
5233 sayılı Kanunun yukarıda aktarılan maddelerinin değerlendirilmesinden; başvurucuların Kanun kapsamına giren zararının olup olmadığı, varsa bunun niteliği, kapsamı ve miktarını belirlemenin komisyonun görevi olduğu; bu maksatla, komisyonun ilgili kurum ve kuruluşlardan konuyla ilgili her türlü bilgi-belgeyi isteme, yardım isteme, kamu personelini bilirkişi olarak görevlendirme, uzman çalıştırma, görüş alma, keşif yapma ve tanık dinleme gibi geniş yetkilerle donatıldığı, komisyon, başvuru sahiplerinin zararlarını, Kanundan aldığı bu yetkileri kullanarak yapacağı araştırma ve inceleme sonucunda elde edeceği somut verileri esas alarak objektif ve tutarlı ölçülere göre  hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde belirlemek zorunda olup, Kanunda işaret edilen “gerçek zararın, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde tazmini” ilkesinin yaşama geçirilebilmesi için öncelikle komisyon tarafından, gerek mahallinde yapılacak keşif ile tespiti, gerekse de ilgili kurum ve kuruluşlar nezdinde yapılacak araştırmalar neticesinde elde edilecek verilerin, zarar görenin beyanı ve sunduğu bilgi belgelerle bir arada değerlendirilerek zarar kalemlerinin ve miktarlarının net ve somut olarak belirlenmesi, sonrasında ise elde edilen bu veriler esas alınarak belirlenen objektif kriterlere göre gerçek zarar miktarının belirlenmesi gerektiği açıktır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı tarafından, terör olayları nedeniyle köyünden göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığı zararının, 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini istemiyle davalı idareye başvurulduğu; komisyon tarafından ihtilaf konusu köyde, terör eylemlerinin olmadığı, sosyal ve ekonomik sebeplerle bu yerden, göç ettikleri gerekçesiyle davacı başvurusunun reddine karar verilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dava konusu olayda, … Köyünün terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle tamamen boşaltmadığı, davacı tarafından da “terör eylemleri” veya “terörle mücadele kapsmında yürütülen faaliyetler” nedeniyle zarara uğradığına ilişkin somut herhangi bir bilgi belgenin sunulamadığından dolayı başvurusu reddedilmiş ise de; öncelikle davacının ikamet ettiği köyün boşaltılmaması durumunda dahi münferit zararı söz konusu ise bunun tazmin edilmesi gerekir.
Dosya kapsamında davacının evinin yandığının sabit olduğu, davacıya ait ev ve eşyaların hangi nedenle yakıldığına dair iddiaların ve bu olaylar nedeniyle davacının köyden göç etmesi ve neticesinde köydeki malvarlığına ulaşamamadan kaynaklı bir zararının oluşup oluşmadığının idarece yeterince araştırılmadığından; davacının ev ve eşyaları ile mal varlığına ulaşmamaktan kaynaklı bir zararının olup olmadığının usulüne uygun yapılacak keşif ve bilirkişi incelemesi sonrası yeniden değerlendirilmesi gerektiğinden, davalı idarece eksik incelemeye dayalı olarak tesis edilen dava konusu işlemde hukuka uyarlık, davanın reddine dair idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Öte yandan davacının kardeşi …’ün aynı olay nedeniyle uğradığı zararın tazmini istemiyle … İdare Mahkemesi’nin E:…; K:… sayılı dava dosyasında dava konusu işlemin iptal edilmesi sonucunda tazminat ödendiği iddiasının da araştırılması gerekir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:..; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın, yeniden bir karar verilmek üzere adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01.10.2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.