Danıştay Kararı 15. Daire 2015/5153 E. 2017/5391 K. 10.10.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/5153 E.  ,  2017/5391 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/5153
Karar No : 2017/5391

Davacı :
Vekili :
Davalılar : 1-
Vekili :
2-
Davanın Özeti : Davacının 0,22 promil alkollü iken araç kullandığından bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 04.04.2015 tarih ve 5211 sayılı işlem ile davacıya 1.003,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 974155 sayılı işlemin iptali; söz konusu işlemlere dayanak teşkil eden 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan hali ile değişen 97. maddesinin 3. fıkrasının (c), (ç), (f) bentlerinin; alkol ölçümüne itiraz edilmesine rağmen sağlık kuruluşuna sevk edilmediği, kan yoluyla ölçüm yapılmadığı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48.maddesinin 3.fıkrasında teknik cihaz ile ölçüme itiraz halinde hastaneye sevk öngörülmesine rağmen Yönetmelikte tekrar ölçüm yapılamayacağının düzenlendiği, Yönetmeliğin kanuna aykırı olamayacağı, Mahkemelere başvurma yolu gösterilmiş ise de bu yola başvurulma zamanına kadarki sürede kandaki alkol oranının kaybolacağı ve mahkemeler tarafından tespit yapılmasının mümkün olamayacağı, adil yargılanma hakkı ve hak arama hürriyetinin ihlal edildiği ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Davalı ‘nın Savunmasının Özeti : 2918 sayılı Kanunun 48.maddesinin 3. fıkrasında trafik kazası halinde kazaya karışan sürücüler için alkol ölçümünün zorunlu kılındığı, rutin trafik denetiminde 48. maddenin 1, 2 ve 5. fıkraları ile Yönetmeliğin 3. fıkrasının uygulanması gerektiği, dava konusu (c) bendinin teknik cihaz ile ölçümü kabul etmeyenlerle ilgili olduğu ancak davacının ölçüm yaptırdığı, ayrıca Anayasa Mahkemesi’nce, Kanunun 48. maddesinin 9. fıkrasının hukuka uygun olduğunun tespit edildiği, (ç) bendi ile anılan Kanunun 36. ve 48. maddelerine açıklık getirildiği, (f) bendi açısından ise kaza halinde ölçüm zorunluluğu öngörülerek kaza nedeniyle adli soruşturmanın gereklerinin yerine getirildiği, ancak somut olayda trafik kazasının söz konusu olmadığı, mevcut düzenlemede sürücülerin herhangi bir sağlık kuruluşunda ölçüm yapmasını kısıtlayan bir hüküm bulunmadığı, mahkemelere başvuru yolu gösterilerek sürücülerin yasal haklarına açıklık getirildiği, dava konusu Yönetmelik maddesinde ve tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalı ‘nin Savunmasının Özeti : Trafik ekiplerince yapılan denetimde alkolmetre cihazı ile yapılan ölçüm sonucunda davacının yasal sınırlar üzerinde alkollü olduğunun tespit edilmesi üzerine dava konusu sürücü belgesinin geri alınması ve para cezası işlemlerinin tesis edildiği, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı savunulmaktadır.

Düşüncesi : Dava konusu düzenlemelerde hukuka, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, Davacının 0,22 promil alkollü iken araç kullandığından bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 04.04.2015 tarih ve 5211 sayılı işlem ile davacıya 1.003,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 974155 sayılı işlemin iptali; söz konusu işlemlere dayanak teşkil eden 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan hali ile değişen 97. maddesinin 3. fıkrasının (c), (ç), (f) bentlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 124. maddesinde; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzelkişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla, yönetmelikler çıkarabilecekleri düzenlenmiştir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, karayollarında, can ve mal güvenliği yönünden trafik düzenini sağlamak ve trafik güvenliğini ilgilendiren tüm konularda alınacak önlemleri belirlemek olduğu belirtilmiş; “Alkol, Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddelerin Etkisi Altında Araç Sürme Yasağı” başlıklı 48. Maddesinin 1. fıkrasında, (Değişik madde ve başlığı : 6487 – 24.5.2013 / m.19) uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, 2. fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla kollukça teknik cihazlar kullanılacağı, 3. fıkrasında, kişinin yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazasına karışması hâlinde, ikinci fıkrada belirtilen muayeneye tabi tutulmasının zorunlu olduğu, teknik cihaz ile yapılan ölçüme itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen bu sürücülerin, en yakın adli tıp kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örnekler alınacağı, bu işlem bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 75 inci maddesi hükümlerinin, beşinci fıkrası hariç olmak üzere uygulanacağı, 5. fıkrasında, yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında, fiili bir suç oluştursa bile, 700 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin altı ay süreyle geri alınacağı, hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırının 0.21 olarak uygulanacağı, alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye, son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin her seferinde beşer yıl süreyle geri alınacağı, sürücü belgelerinin herhangi bir nedenle geçici olarak geri alınmış olması hâlinde belirtilen sürelerin, geçici alma süresinin bitiminde başlayacağı hükme bağlanmış: 9. Fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınacağı hükmüne yer verilmiş;14. fıkrasında da, alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin tespiti için kullanılacak teknik cihazların sahip olacağı asgari koşullar ile diğer usul ve esasların yönetmelikte gösterileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
Anılan Yasa hükmü uyarınca, can ve mal güvenliği yönünden; karayollarında trafik düzeninin sağlanması ve trafik güvenliğini ilgilendiren hususlarda alınacak tedbirler ile ilgili olarak,
Yönetmelikte düzenlenmesi işaret edilen ve gerekli görülen diğer hükümleri ve bunların uygulanmasına ait esas ve usulleri belirlemek amacıyla çıkarılan ve 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler etkisi altında araç sürme yasağı başlıklı (Başlığı ile birlikte değişik:RG-19/2/2014-28918) 97. maddesinin 1. fıkrasında, uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile kanlarındaki alkol miktarı 0.50 promilin üzerinde olan hususi otomobil sürücülerinin ve kanlarındaki alkol miktarı 0.20 promilin üstünde olan diğer araç sürücülerinin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, 2.fıkrasında, trafik görevlilerince sürücülerin her zaman alkol kontrolüne tabi tutulabilecekleri, uyuşturucu veya uyarıcı madde kontrolünün ise durumundan şüphe edilen sürücüler üzerinde yapılacağı, 3. fıkrasında da, trafik görevlilerince sürücülerin alkol oranlarının tespitinde aşağıdaki usul ve esasların uygulanacağı belirtilmiş, iptali istenilen c) bendinde, teknik cihaz kullanılmasını kabul etmeyen sürücüye 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasında belirtilen miktarda idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınacağı, ç) bendinde, yasal sınırların üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler ile teknik cihaz kullanılmasını kabul etmeyen ve bu nedenle hakkında işlem yapılan sürücülerin araç kullanmaktan men edileceği, f) bendinde de, teknik cihazla yapılan ölçüm sonucuna itiraz edilmesi durumunda tekrar ölçüm yapılmayıp, yapılan işlemlere itirazın 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 27 nci maddesi kapsamında ilgili mahkemelere yapılacağı hükme bağlanmıştır.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden; ülkemizde trafik kazalarının fazlalığı ve bu kazalarda ölen ve sakat kalan insan sayısı gözönüne alındığında, vatandaşların can ve mal güvenliğinin sağlanabilmesi için karayollarında düzen ve güvenliğin gerçekleştirilmesine yönelik olarak alkollü araç kullanılmasını önlemek amacıyla tüm yurttaşlar için geçerli olacak belli bazı standartların ve kuralların belirlenmesinde kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Bu durumda, can ve mal güvenliğini sağlamakla yükümlü olan idare tarafından, ülke genelinde trafik düzeninin sağlanması için sürücülerin alkollü araç kullanımını önlemek amacıyla, dayanağı yasa hükümlerine paralel hüküm içeren dava konusu Yönetmelik hükümleri ile alkollü araç kullanma yasağı getirilmesinde; dayanağı olan yasanın amacı ile hizmet gereklerine aykırılık görülmemiştir.
Davacının sürücü belgesinin 2 yıl süreyle geri alınmasına ilişkin işlem ile davacıya 1003,00-TL para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemine gelindiğinde ise;
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının 4.4.2015 tarihinde açık kasa kamyonet ile seyir halinde iken trafik ekiplerince yapılan kontrolde, davacının alkolmetre cihazı ile yapılan alkol kontrolünde 0,22 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, bu Kanun maddesini son beş yıl içerisinde ikinci kez ihlal ettiğinin tespiti üzerine 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ihlali nedeniyle bu tespite göre 1003,00 TL para cezası verildiği ve sürücü belgesine 2 yıl süreyle el konulduğu ve davacının ilgili tutanakları itirazsız imzaladığı anlaşılmıştır.
Buna göre, olay günü tarafik ekiplerince yaptırılan ölçümde davacının 0, 22 promil alkollü olduğunun belirlenmesi üzerine dava konusu Yönetmelik hükümlerine uygun olarak tesis edilen işlem ve 1.003,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemde de hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Her ne kadar dava dilekçesinde, 2918 sayılı Yasanın 48. maddesinin 3. fıkrasınında , teknik cihazla yapılan ölçüme itiraz eden yada bu cihazla ölçüm yapılmasına müsade etmeyen
sürücülerin adli tıp kurumu yada en yakın sağlık kuruluşuna gönderileceği hükmü yer almasına rağmen kendisinin tekrar ölçüm için en yakın sağlık kuruluşuna gönderilmemesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmekte ise de, anılan yasa maddesi trafik kazasına karışan araç sürücülerine yönelik düzenleme içermekte olduğundan rutin trafik kontrolü sırasında alkollü olduğu belirlenen davacıya bu madde hükmünün uygulanması mümkün olmadığı gibi; davacının hakkında düzenlenen tutanakları itirazsız imzaladığı ve teknik cihazla yapılan ölçüme de müsade ettiği görülmekle bu iddiası da dava konusu işlemleri kusurlandıracak nitelikte görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi yolunda karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenildikten sonra dosya incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının 0,22 promil alkollü iken araç kullandığından bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 04.04.2015 tarih ve 5211 sayılı işlem ile davacıya 1.003,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 974155 sayılı işlemin iptali; söz konusu işlemlere dayanak teşkil eden 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan hali ile değişen 97. maddesinin 3. fıkrasının (c), (ç), (f) bentlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinin 3. fıkrasının (c) bendi incelendiğinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Alkol, Uyuşturucu veya Uyarıcı Maddelerin Etkisi Altında Araç Sürme Yasağı” başlıklı 48. maddesinde; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla kollukça teknik cihazlar kullanılacağı belirtilerek 9. fıkrasında; “Uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeyen sürücülere 2000 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınacağı” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanunun 48. maddesinin 9. fıkrasının Anayasa’ya aykırılık itirazını değerlendiren Anayasa Mahkemesi’nce 02.10.2014 tarih ve E:2014/65, K:2014/150 sayılı kararıyla;
“İtiraz konusu kuralın trafikte etkin bir şekilde alkol ve uyuşturucu madde denetimi yapılması suretiyle toplum sağlığını ve düzenini tehdit eden trafik kazalarının önlenmesini sağlamak dolayısıyla kişilerin can ve mal güvenliğini ve kamu düzenini korumak amacıyla öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bu düzenlemenin anayasal sınırlar içinde kanun koyucunun takdirinde olduğu açıktır. Bu bağlamda kanun koyucu, trafikte uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla, kollukça teknik cihazlar kullanılmasını kabul etmeme eyleminin trafik düzeni ve denetimi üzerinde meydana getireceği neticeleri dikkate alarak caydırıcı bir şekilde cezalandırılmasını benimsemiştir. Dolayısıyla kanun koyucunun, takdir yetkisine dayanarak ve eylemin meydana getireceği neticeleri de dikkate alarak düzenlediği itiraz konusu kuralda hukuk devleti ilkesi ile çelişen bir yön bulunmamaktadır.
Başvuru kararlarında, alkollü araç kullanımı için öngörülen yaptırımlar ile kuralda öngörülen yaptırım karşılaştırılarak aralarında orantısızlık bulunduğu belirtilmişse de kuralda yaptırıma bağlanmış olan denetime uyulmaması eyleminin alkollü araç kullanımı eyleminden bağımsız ve farklı bir eylem olması, kuralın alkol denetimini kabul etmeyen sürücüler yanında uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin denetimini kabul etmeyen sürücüler için de geçerli olan ortak bir hüküm niteliğinde olması ve uyuşturucu veya uyarıcı madde aldığı tespit edilen sürücüler için de 3.600 Türk Lirası idari para cezası ve sürücü belgesinin beş yıl süreyle geri alınması yaptırımının öngörülmüş olması birlikte değerlendirildiğinde düzenlemenin kendi içinde tutarlı ve ölçülü olduğu da açıktır.
Öte yandan, Anayasa’nın 10. maddesinde yer verilen eşitlik ilkesi hukuksal durumları aynı olanlar için söz konusudur. Bu ilke ile eylemli değil, hukuksal eşitlik öngörülmüştür. Eşitlik ilkesinin amacı, aynı durumda bulunan kişilerin yasalar karşısında aynı işleme bağlı tutulmalarını sağlamak, ayrım yapılmasını ve ayrıcalık tanınmasını önlemektir. Bu ilkeyle, aynı durumda bulunan kimi kişi ve topluluklara ayrı kurallar uygulanarak kanun karşısında eşitliğin ihlali yasaklanmıştır. Kanun önünde eşitlik, herkesin her yönden aynı kurallara bağlı tutulacağı anlamına gelmez. Durumlarındaki özellikler, kimi kişiler ya da topluluklar için değişik kuralları ve uygulamaları gerektirebilir. Aynı hukuksal durumlar aynı, ayrı hukuksal durumlar farklı kurallara bağlı tutulursa Anayasa’da öngörülen eşitlik ilkesi zedelenmez.
İtiraz konusu kuralda etkili bir trafik denetiminin yapılması ve kamu otoritesinin sağlanması için öngörülen yaptırım ile alkollü araç kullanımı eylemi için öngörülen yaptırımın getiriliş amacının başka bir ifadeyle yaptırıma bağlanan anılan eylemlerin koruduğu hukuki değerlerin farklılığı dikkate alındığında bu eylemlerin faillerinin aynı konumda bulunmadıkları ve tümüyle aynı kurallara tabi tutulmalarının gerekmediği açıktır. Dolayısıyla, trafikte alkollü araç kullanan sürücüler ile trafikte yapılan alkol denetime uymayan sürücüler hukuksal anlamda aynı konumda bulunmadıklarından, bu kişilere uygulanacak olan yaptırımlardaki farklılıklar eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmez.” gerekçeleriyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Dava konusu 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan hali ile değişen “Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler etkisi altında araç sürme yasağı” başlıklı 97. maddesinin trafik görevlilerince sürücülerin alkol oranlarının tespitinde uygulanacak usul ve esasları gösteren 3. fıkrasının (c) bendinde ise; “Teknik cihaz kullanılmasını kabul etmeyen sürücüye 2918 sayılı Kanunun 48 inci maddesinin dokuzuncu fıkrasında belirtilen miktarda idari para cezası verilir ve sürücü belgesi iki yıl süreyle geri alınır.” düzenlemesi yer almaktadır.
Yukarıda aktarıldığı üzere dava konusu düzenleme; 2918 sayılı Kanunun 48. maddesinin 9. fıkrası ile aynı içeriktedir ve fıkranın uygulanmasını göstermektedir. Bu anlamda dava konusu düzenlemede, hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinin 3. fıkrasının (ç) bendi incelendiğinde;
2918 sayılı Kanunun “Sürücü belgesi alma zorunluluğu” başlıklı 36. maddesinde; motorlu araçların, sürücü belgesi sahibi olmayan kişiler tarafından karayollarında sürülmesi ve sürülmesine izin verilmesinin yasak olduğu, sürücü belgesi olmayanların, Mahkemelerce veya Cumhuriyet savcılıklarınca ya da bu Kanunda belirtilen yetkililerce sürücü belgesi geçici olarak ya da tedbiren geri alınanların, sürücü belgesi iptal edilenlerin, araç kullanarak trafiğe çıktıklarının tespiti hâlinde, bu kişilere idari para cezası verileceği, ayrıca, aracın sürücü belgesiz kişilerce sürülmesine izin veren araç sahibine de tescil plakası üzerinden aynı miktarda idari para cezası verileceği hükmü yer almaktadır.
Anılan Kanunun 48. maddesinde ise; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, kişinin uyuşturucu veya uyarıcı madde etkisi altında veya yasal sınırlar üzerinde alkollü olduğunun tespiti veya kişinin alkol ölçümünü reddetmesi üzerine sürücü belgesinin Kanunda yer alan süreler boyunca geri alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinin 3. fıkrasının dava konusu (ç) bendinde ise; “Yasal sınırların üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler ile teknik cihaz kullanılmasını kabul etmeyen ve bu nedenle hakkında işlem yapılan sürücüler araç kullanmaktan men edilir.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu durumda alkollü olduğu veya alkol ölçümünü reddettiği gerekçesiyle sürücü belgesinin geri alınması kişinin, geri alma süresi boyunca araç kullanmaktan yasaklılığını ifade etmektedir.
Yukarıda aktarılan yasal düzenlemeler karşısında, Kanunda yer alan sebeplerle sürücü belgesi geri alınan kişinin araç kullanmaktan men edileceğini düzenleyen ve bir anlamda kanuni düzenlemelerin tekrarı mahiyetindeki dava konusu Yönetmelik maddesinde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinin 3. fıkrasının (f) bendi incelendiğinde;
2918 sayılı Kanunun 48. maddesinin 1. fıkrasında; uyuşturucu veya uyarıcı maddeleri almış olan sürücüler ile alkollü olan sürücülerin karayolunda araç sürmelerinin yasak olduğu, 2. fıkrasında; uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin kullanılıp kullanılmadığı ya da alkolün kandaki miktarını tespit amacıyla kollukça teknik cihazlar kullanılacağı, 3. fıkrasında; kişinin yaralanmalı veya ölümlü ya da kollukça müdahil olunan maddi hasarlı trafik kazasına karışması hâlinde ikinci fıkrada belirtilen muayeneye tabi tutulmasının zorunlu olduğu, teknik cihaz ile yapılan ölçüme itiraz eden veya bu cihaz ile ölçüm yapılmasına müsaade etmeyen bu sürücülerin en yakın adli tıp kurumuna veya adli tabipliğe veya Sağlık Bakanlığına bağlı sağlık kuruluşlarına götürülerek uyuşturucu veya uyarıcı madde ya da alkol tespitinde kullanılmak üzere vücutlarından kan, tükürük veya idrar gibi örneklerin alınacağı, bu işlem bakımından 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 75 inci maddesi hükümlerinin beşinci fıkrası hariç olmak üzere uygulanacağı, 5. fıkrasında; yapılan tespit sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında fiili bir suç oluştursa bile 700 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin altı ay süreyle geri alınacağı, hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırının 0.21 olarak uygulanacağı, alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin her seferinde beşer yıl süreyle geri alınacağı, sürücü belgelerinin herhangi bir nedenle geçici olarak geri alınmış olması hâlinde belirtilen sürelerin geçici alma süresinin bitiminde başlayacağı, son fıkrasında ise alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddelerin tespiti için kullanılacak teknik cihazların sahip olacağı asgari koşullar ile diğer usul ve esasların yönetmelikte gösterileceği hüküm altına alınmıştır.
Anılan Kanuna dayanılarak çıkarılan 18.07.1997 tarih ve 23053 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 19.02.2014 tarih ve 28918 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan hali ile değişen “Alkol, uyuşturucu veya uyarıcı maddeler etkisi altında araç sürme yasağı” başlıklı 97. maddesinin trafik görevlilerince sürücülerin alkol oranlarının tespitinde uygulanacak usul ve esasları gösteren 3. fıkrasının dava konusu (f) bendinde ise; “Teknik cihazla yapılan ölçüm sonucuna itiraz edilmesi durumunda tekrar ölçüm yapılmaz, yapılan işlemlere itiraz 30/3/2005 tarihli ve 5326 sayılı Kabahatler Kanununun 27 nci maddesi kapsamında ilgili mahkemelere yapılır.” düzenlemesine yer verilmiştir.
Bu durumda Kanunun 48. maddesinde; rutin trafik denetiminde yapılacak alkol ölçümünün yeterli kabul edildiği, kontrolü yapan trafik ekiplerine sürücünün ölçüm sonucunu kabul etmemesi halinde başkaca bir işlem yapma görevi verilmediği ve ölçüm yapılan sürücü için itiraz usulüne yer verilmediği, ölümlü/ yaralanmalı veya maddi hasarlı trafik kazası halinde ise sürücülerin alkol ölçümünün yaptırılması zorunluluğu öngörülmüştür. Anılan maddede; trafik kazası halinde sürücülerin, cezai sorumlulukları ve bilhassa sigorta hukukuna ilişkin olmakla birlikte hukuki sorumluluklarında da doğru tespit ve değerlendirmeler yapılabilmesi için kazaya karışan sürücüler için ölçümü reddetme veya ölçüm sonucunu kabul etmeme hallerinde tekrar ölçüm zorunluluğu düzenlenmiştir.
Dava konusu Yönetmelikte ise Kanunun 48. maddesinin uygulanmasından farklı veya kişiler aleyhine herhangi bir sınırlamaya yer verilmeksizin, sürücülerin alkol ölçümü bir kez yapıldıktan sonra, Kanunda da itiraz usulü öngörülmediğinden, tekrar ölçüm yapılmayacağı belirtilmiştir. Bu nedenle dava konusu düzenlemede hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmamaktadır.
Ayrıca Adli Tıp Kurumu Ankara Grup Başkanlığı’nın 25.11.2008 tarih ve 342 sayılı yazısında da kandaki alkol düzeyi tespit edilirken, solunum havasından yararlanarak Yönetmelikte belirtilen özellikleri haiz teknik cihaz kullanılması halinde cihazın, oldukça yeterli bilgi verebileceği mütalaa edilmiştir.
Bu nedenle karayollarında can ve mal güvenliği açısından trafik düzenini sağlamak amacıyla kandaki alkol düzeyi ile araba kullanma arasındaki ilişki göz önünde bulundurularak birtakım önlemler alınmasında kamu yararı ve hizmet gereklerine de aykırılık bulunmamaktadır.
Kaldı ki dava konusu düzenlemede, sürücünün alkol ölçüm sonucunu kabul etmemesi halinde kendi imkanlarıyla tekrar ölçüm yaptırmasına engel bir durum bulunmamakla birlikte idarece tesis edilen işlemlerin iptali talebiyle dava yoluna gidilebileceği açıktır. Bu anlamda düzenlemenin, sürücülerin hak arama hürriyetini engeller nitelikte olmadığı sonucuna varılmaktadır.
Davacıya ait sürücü belgesinin davacının 0,22 promil alkollü iken araç kullandığından bahisle sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ilişkin 04.04.2015 tarih ve 5211 sayılı işlem ile davacıya 1.003,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin aynı tarih ve 974155 sayılı işlemin incelendiğinde ise;
2918 sayılı Kanunun 48. maddesinde 5. fıkrasında; yapılan alkol ölçümü sonucunda, 0.50 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığı tespit edilen sürücüler hakkında fiili bir suç oluştursa bile 700 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgesinin altı ay süreyle geri alınacağı, hususi otomobil dışındaki araçları alkollü olarak kullanan sürücüler bakımından promil alt sınırının 0.21 olarak uygulanacağı, alkollü olarak araç kullanma nedeniyle sürücü belgesi geri alınan kişiye son ihlalin gerçekleştiği tarihten itibaren geriye doğru beş yıl içinde; ikinci defasında 877 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin iki yıl süreyle, üç veya üçten fazlasında ise, 1.407 Türk Lirası idari para cezası verileceği ve sürücü belgelerinin her seferinde beşer yıl süreyle geri alınacağı hüküm altına alınmıştır.
Karayolları Trafik Yönetmeliği’nin 97. maddesinin 3. fıkrasında; trafik görevlilerince sürücülerin alkol oranlarının tespitinde tarih, saat ve ölçüm sonucu ile cihaza ait seri numarasını gösterir çıktı verebilen ve kalibrasyon ayarı yapılmış teknik cihazlar kullanılacağı düzenlenmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; görevli polis memurlarınca 04.04.2015 tarihinde yapılan trafik denetiminde, açık kasa kamyonet cinsi araç kullanan davacıya yapılan alkol kontrolünde, davacının saat 23:45’te alkolmetre ile yapılan ölçümde 0,22 promil alkollü olduğunun tespit edildiği, bu tespit üzerine hususi otomobil dışındaki araçlar bakımından yasal sınır olan 0,21 promilin üzerinde alkollü olarak araç kullandığından ve beş yıl içerisinde ikinci kez alkollü iken araç kullandığından bahisle 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 48. maddesinin 5. fıkrası uyarınca sürücü belgesinin iki yıl süreyle geri alınmasına ve davacıya idari para cezası verilmesine ilişkin işlemlerin tesis edildiği, bakılmakta olan davanın bu işlemlerin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Bu durumda; davacının hususi otomobil olmayan ve 0,21 promil ve üzerinde alkol oranıyla kullanılamayacak araçlardan olan aracı 0,22 promil alkollü olarak kullandığı cihaza ait seri numarasını gösterir, kalibrasyon ayarı yapılmış teknik cihaz ile tespit edildiğinden, davacı hakkında tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan …TL yargılama giderinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen ….-TL vekâlet ücretinin davacıdan alınarak davalı ‘na verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz isteminde bulunulabileceğinin taraflara duyurulmasına, 10/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.