Danıştay Kararı 15. Daire 2015/5120 E. 2018/2523 K. 13.03.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/5120 E.  ,  2018/2523 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/5120
Karar No : 2018/2523

Temyiz Eden (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davacılar) :
Vekilleri :

İstemin Özeti :Davacıların murisi …’un 04/10/1994 tarihinde … İli, … İlçesindeki evine giren kimliği belirsiz kişilerce alınıp götürülmesinin ardından kendisinden bir daha haber alınamaması nedeniyle uğradıkları ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini talebiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … 3. İdare Mahkemesi’nce; uyuşmazlık konusu olayda kişinin yaşam hakkının ihlal edildiği, ancak sorumluların bugüne kadar açığa çıkarılamadığı görülmekte olup, davacıların murisi …’un kaybolması olayı ile ilgili bilgi ve belgelerin birlikte değerlendirilmesinden, her ne kadar davalı idarece, olayın 5233 sayılı Kanun kapsamına girmediğinden bahisle davacıların başvurusu reddedilmiş ise de olayın adi bir olay olmadığı, o tarihlerde yörede yaşanan yaygın ve yoğun terör olaylarının bir sonucu olduğu ve bu haliyle 5233 sayılı Kanun kapsamında kaldığı kanaatine varıldığı, durum böyle olunca, davacıların başvurusunun 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptali yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Davacılar yakınının terör veya terörle mücadele kapsamında yürütülen bir faaliyet sonucu kaybolduğu veya öldüğüne ilişkin hukuken kabul edilebilir herhangi bir bilgi ve belge bulunmaması nedeniyle temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 13/03/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Uyuşmazlık konusu olayda, davacılar yakınının, gözaltında kaybolduğu veya evine gelen kimliği belirsiz kişilerce alınıp götürüldüğü ya da terör ve terörle mücadele kapsamında öldüğü veya öldürüldüğü yolunda her türlü şüpheden uzak, somut ve inandırıcı hiç bir bilgi ve belgenin bulunmaması karşısında 5233 sayılı Kanun uyarınca tazminat ödenmesi istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenle, davalı idarenin temyiz isteminin kabul edilerek temyiz istemine konu mahkeme kararının bozulması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyoruz.