Danıştay Kararı 15. Daire 2015/5097 E. 2017/6649 K. 15.11.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/5097 E.  ,  2017/6649 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/5097
Karar No : 2017/6649

Davacı :
Davalı :
Vekili :
Davanın Özeti : ‘nın 13.10.2010 tarih ve (2010/KUGM-18 /ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelgesi’nin 6. bölümüne 15. madde olarak eklenen maddelerin; vekaletnamenin geçerlilik süresinin vekil eden ve edilen tarafından belirlenebildiği ve bunun sunulması yeterli görülmesine rağmen Genelge’de her araç için ayrı ve bir ay geçerlilik süresi olan vekaletnamenin arandığı, bu durumun Anayasa’nın 10. maddesine aykırı olduğu, ayrıca Genelge’de gerçek kişiler için noter onaylı vekaletname aranmasına rağmen tüzel kişilere ait araçlarda kişiye verilen bir yazının yeterli sayıldığı, bu yönüyle düzenlemenin çelişkili olduğu ve yine eşitlik ilkesine aykırılık teşkil ettiği, önceden sınırsız sayıda aracı muayeneye götürebiliyorken dava konusu düzenlemeler nedeniyle mağdur olunduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Araç Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmeliğin 8. maddesinde Bakanlığa verilen muayene kurallarında düzenleme ve değişiklik yapabilme yetkisi kapsamında düzenleme getirildiği, araç muayene istasyonlarının denetimlerinde kendilerini trafik müşaviri olarak adlandıran kişilerin buralara gelen araç sahiplerine yardım etme adı altında haksız kazanç sağladıklarının tespit edildiği, bu kişilerin vatandaşları yanlış yönlendirerek Bakanlığı, işletici ve alt işletici firmaları olumsuz göstererek vatandaşlara kendilerine iş takibi yapma zorunluluğunun bulunduğu izlenimini verdikleri, dava konusu düzenlemeler ile vatandaşın kolayca yaptırabileceği araç muayenesi işlemleri için gereksiz olarak fazla ücret ödemelerinin önüne geçilmesi ve araç muayene istasyonlarının düzeni ve güvenliğinin sağlanmasının amaçlandığı, eşitlik ilkesine aykırı bir yön bulunmadığı, ayrıca araç muayene işlemleri yapılırken vekaletname aranmasının kamu güvenliği açısından gerekli olduğu, dava konusu düzenlemelerde hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.

Düşüncesi : İptal davalarında; her ne kadar husumet kural olarak işlemi tesis eden makama yöneltiliyor olsa da esasen yargılanan idare değil işlemin bizatihi kendisi olduğundan objektif bir uyuşmazlık söz konusudur ve re’sen araştırma ilkesi çerçevesinde yargı yeri işleme ilişkin gerekli incelemeleri yapmaktadır.
Dava konusu Genelge gibi düzenleyici işlemler; genel ve soyut nitelikte olup belli kişiler için değil düzenleme içinde yer alan herkes için geçerli olduğundan bu işlemlerin hukuka aykırılığı iddiası ile açılan iptal davası da objektif niteliği haizdir.
Bu nedenle 19/12/2011 tarih ve “Araç muayeneleri” konulu (2011/KUGM-17/ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelgesi ile dava konusu düzenlemenin de yer aldığı Genelge yürürlükten kaldırılmış ise de idari yargı yerlerince dava konusu düzenlemelerin hukuka uygunluğu denetlenerek işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekmektedir.
İşin esasına geçildiğinde ise; mevzuatta verilen yetki kapsamında davalı idare tarafından araç muayenelerine ilişkin kurallar belirlendiği, dava konusu düzenlemelerin ile araç sahipleri ve muayene işlemlerini yürüten görevliler açısından güveni ve düzeni sağlayacağı, bu yönüyle dava konusu düzenlemelerde hukuka, kamu yararı ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı, ayrıca gerçek kişiler ile tüzel kişilere farklı hukuki statüde olduklarından farklı kurallara tâbi tutulmalarının eşitlik ilkesine aykırılık teşkil etmediği, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.

Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, Ulaştırma Bakanlığı Kara Ulaştırma Genel Müdürlüğünce Araç Muayene İstasyonlarının Çalışma Usül ve Esaslarına İlişkinin Genelgenin 6. bölümüne 15.madde olarak eklenen ilave hükümlerinin iptali istemiyle açılmıştır.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanuunun 35. maddesinin 6. fıkrasında; “Muayene istasyonlarında bulunacak makine, araç, gereç ile personelin nitelikleri, işletme, çalışma ve denetleme usülleri ve işletme belgesi ile diğeri şartları ve esaslar Ulaştırma Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte gösterilir ” hükmü yer almış olup, bu hükmün Bakanlığa verdiği görev, yetki ve sorumluluk çerçevesinde hazırlanan “Araç Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmelik” 23.9. 2004 tarih ve 25592 sayılı Resmi Gazetede Yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Yönetmeliğin 8. maddesinin 2. fıkrasında; “Araçların muayenelerinde Ek-1’de belirtilen sınıflar esas alınır. Bakanlık bu sınıflar ile muayene kurallarında düzenleme ve değişiklikler yapabilir.Yapılan değişiklikler ve düzenlemeler genelgelerle İşletici ve Alt işleticilere duyurulur.” hükmüne yer verilmiştir.
Bu itibarla, 2918 sayılı Kanunu’nun 35. maddesi hükümleri uyarınca yayımlanan Yönetmelik hükümleri gereğince araç muayenelerine ilişkin belirli kurallar getiren 2010/KUGM-18/ ARAÇ MUAYENE sayılı Genelge Bakanlıkça yayımlanmıştır.
Dava konusu 13.10.2010 tarihli Genelge ile 22/3/2010 tarih ve 2010/KUGM -08/ARAÇ MUAYENE /sayılı Genelgenin “Araç Muayene İstasyonlarının Çalışma Usül ve Esaslarına ilişkin hususlar ” başlıklı 6. bölümüne 15 ve 16. maddeler eklenmiştir.
15) 1 Kasım 2010 tarihinden itibaren ;
a) Bu kişinin bir takvim ayı içerisinde başka bir gerçek kişiye ait sadece bir aracı muayeneye getirebilmesi, ayni kişinin birden fazla aracı aynı takvim ayı içerisinde muayeneye getirmek istemesi halinde ise; her bir araç için ayrı ayrı olmak üzere son bir ay içinde düzenlenmiş noter onaylı vekaletnameleri muayene istasyonu yetkililerine vermesi, muayene istasyonu yetkilerinin de bu vekaletnameleri kayıt altına alarak bir yıl süreyle arşivlemesi,
b) Tüzel kişilerle ilgili olarak ;
1) Tüzel kişilik çalışanlarının bu tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili kişi / kişiler tarafından imzalanarak kendilerine verilmiş olan ve araç muayenesi yaptırmaya yetkili olduğunu belirten bir yazının aslı ile birlikte tüzel kişiliğe ait aracı muayeneye getirebilmesi muayene istasyonu yetkilerinin de kendilerine verilen bu yazıları kayıt altına alarak bir yıl süreyle arşivlenmesi;
2) Tüzel kişiliğe ait bir aracın tüzel kişilik çalışanı olmayan bir kişi tarafından muayeneye getirilmesi halinde ise ; bu kişi için son bir ay içerisinde düzenlenmiş noter onaylı vekaletnameyle aracı muayeneye getirebilmesi, muayene istasyonu yetkilerininde kendilerine verilen bu vekaletnameleri kayıt altına alarak bir yıl süreyle arşivlenmesi.
c) (a) ve (b) bentlerindeki kurallara uyulmadan muayeneye getirilen araçların istasyon park alanına alınmaması şeklinde düzenleme getirildiği anlaşılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden Trafik İş Takibi, sigorta acenteliği, bilgisayarlı fren test ve fren ayarı istasyonu işletmeciliği faaliyeti yapan davacı tarafından,yasalarla vekaletname ibrazı gereken işlemlerde vekaletnamenin geçerlilik süresi ve belli kişi yada kişilere ait işlerinin görülmesinde tek bir vekaletname yeterli görülmesine rağmen dava konusu düzenleme ile her bir araç için ayrı vekaletname ve bir aylık geçerlilik süresi tanınmasının eşitlik ilkesine aykırı olduğu, ayrıca düzenlenmenin (a) ve (b) fıkraları arasında da eşitlik söz konusu olduğu öne sürülerek anılan düzenlemelerin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı görülmüştür.
Dava konusu olayda, davalı Bakanlık tarafından yapılan araç muayene istasyonlarının denetimlerinde; kendilerini trafik müşaviri olarak adlandıran kişilerin, bu istasyonlara gelen araç sahiplerine yardım etme adı altında haksız kazanç sağladıkları, ayrıca bu kişilerin vatandaşları yanlış yönlendirerek Bakanlığı, işletici ve alt işletici firmaları vatandaş nezdinde olumsuz birer örnek göstermek suretiyle, vatandaşların kendilerine iş takibi yaptırma zorunluluğunun bulunduğu izlenimini verdiğinin anlaşılması üzerine; vatandaşların kolayca yaptırabilecekleri araç muayenesi için boş yere ücret ödemelerinin önlenmesi ve araç muayene istasyonlarının güvenliğinin sağlanması amacıyla yayımlanan dava konusu Genelgede eşitlik ilkesine aykırılık bulunmamaktadır.
Ayrıca, araç muayenelerinde, araç sahibi tarafından vekalet verilmesi, kamu güvenliği açısından gereklilik arz etmektedir.
Bu durumda üst hukuk normlarına uygun olarak yapılan düzenlemelerde hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle davanın reddi gerekeceği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenildikten sonra gereği görüşüldü:
Dava, ‘nın 13.10.2010 tarih ve (2010/KUGM- 18/ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelgesi’nin 6. bölümüne 15. madde olarak eklenen maddelerin iptali istemiyle açılmıştır.
19/12/2011 tarih ve ” Araç muayeneleri” konulu (2011/KUGM-17/ARAÇ MUAYENE) sayılı ile Genelgesi’nin ‘(8) Yürürlük’ maddesi ile dava konusu düzenlemelerin de yer aldığı 13.10.2010 tarih ve (2010/KUGM- 18/ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelge yürürlükten kaldırılmıştır.
İptal davasına konu işlemlerin tesis edildikleri tarihteki durumları itibariyle hukuksal değerlendirmeye tabi tutulacakları, İdare Hukukunun ve İdari Yargılama Usulünün bilinen ilkelerinden olmakla birlikte, dava aşamasında iken idari işlemin usulüne uygun olarak geri alındığı veya yürürlükten kaldırıldığı durumlarda, iptal hükmüne konu olabilecek idari işlemin varlığından söz etmek olanaklı değilse de özellikle belli süreyle de olsa uygulama işlemlerine dayanak alınan düzenleyici işlemler yönünden hukuka uygunluk denetiminin yapılması, iptal davasının “Hukuk Düzeni”nin korunması yolundaki gerçek amacına uygun olandır.
Ancak, dava konusu düzenlemenin yürürlükten kaldırılması ve bu düzenlemelere bağlı olarak tesis edilen herhangi bir bireysel işlemin de dava konusu edilmemesi karşısında, dava konusu idari işlemin yürürlükte bulunduğu süre içinde davacı yönünden gerçekleşmiş bir menfaat ihlalinden söz edilemeyeceği, davacının bu maddeler uyarınca menfaatinin ihlaline yol açan bir bireysel işlemin tesisi halinde, ilgilinin bireysel işlemi ile birlikte iş bu dava konusunu oluşturan düzenlemelerin iptalini isteyebileceği sonucuna varılmıştır.
Ayrıca davalı idare tarafından düzenlenen 30.07.2016 tarih ve “Araç Muayeneleri” konulu (2016/KDGM – 16 /ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelge’nin 15. maddesinde vekaletnamenin aynı takvim yılı içinde düzenlenmiş olması koşulunun kaldırıldığı, davacı lehine dava konusu düzenlemelerin değiştirildiği görülmektedir.
Açıklanan nedenlerle, konusu kalmayan dava hakkında KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA, davanın açılmasına sebebiyet vermiş olması nedeniyle aşağıda dökümü gösterilen …-TL yargılama giderinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 15/11/2017 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Dava, ‘nın 13.10.2010 tarih ve (2010/KUGM- 18/ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelgesi’nin 6. bölümüne 15. madde olarak eklenen maddelerin iptali istemiyle açılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 2. maddesine göre idari işlemin yetki, şekil, sebep, konu ve maksat yönlerinden biri ile hukuka aykırı olduklarından dolayı iptalleri için menfaatleri ihlal edilenlerce iptal davası açılabileceği hüküm altına alınmıştır.
İptal davalarında; her ne kadar husumet kural olarak işlemi tesis eden makama yöneltiliyor olsa da esasen yargılanan idare değil, işlemin bizatihi kendisi olduğundan objektif bir uyuşmazlık söz konusudur ve re’sen araştırma ilkesi çerçevesinde yargı yeri işleme ilişkin gerekli incelemeleri yapmaktadır.
Dava konusu Genelge gibi düzenleyici işlemler; genel ve soyut nitelikte olup belli kişiler için değil, düzenleme içinde yer alan herkes için geçerli olduğundan bu işlemlerin hukuka aykırılığı iddiası ile açılan iptal davası da objektif niteliği haizdir.
Bu durumda 19/12/2011 tarih ve ” Araç muayeneleri” konulu (2011/KUGM-17/ARAÇ MUAYENE) sayılı Genelgesi ile dava konusu düzenlemenin de yer aldığı Genelge yürürlükten kaldırılmış ise de idari yargı yerlerince hukuka uygunluk denetiminin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte bulunan mevzuata, genel düzenleyici işlemlere ve mevcut koşullara göre yapılması gerektiğinden davanın esasının incelenmesi gerekmektedir:
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Araçların muayenesi” başlıklı 34. maddesinin 1. fıkrasında; trafiğe çıkarılacak motorlu araçların teknik şartlara uyup uymadığının ekonomik yapıları da, dikkate alınmak suretiyle belirli zamanlarda muayene edilerek tespit edileceği, “Muayeneye yetkili kuruluşlar” başlıklı 35. maddesinin 1. fıkrasında ise araçların muayenelerinin Ulaştırma Bakanlığına ait muayene istasyonlarında veya bu Bakanlık tarafından işletme yetki belgesi ile yetki verilmesi halinde ise, yetki verilen gerçek veya tüzel kişilere ait muayene istasyonlarında yapılacağı, yetki verilen gerçek veya tüzel kişiler, bu yetkilerini Ulaştırma Bakanlığının onayı ile alt işleticilere aynı standartları sağlamak koşulu ile devredebileceği, bu devrin, yetki verilen gerçek ve tüzel kişilerin sorumluluklarını ortadan kaldırmayacağı, bu istasyonların yönetmelikler doğrultusunda aranan nitelik ve şartlara uygunluğunun saptanması sonucunda işletme belgesinin Ulaştırma Bakanlığı tarafından verileceği, 6. fıkrasında ise muayene istasyonlarında bulunacak makine, araç, gereç ile personelin nitelikleri, işletme, çalışma ve denetleme usulleri ve işletme belgesi ile diğer şartlar ve esasların Ulaştırma Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikte gösterileceği hükümlerine yer verilmiştir.
2918 sayılı Kanunun 35. maddesine dayanılarak 23.09.2004 tarih ve 25592 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Araç Muayene İstasyonlarının Açılması, İşletilmesi ve Araç Muayenesi Hakkında Yönetmeliğin muayene esaslarını düzenleyen 8. maddesinin 2. fıkrasında; davalı Bakanlığa muayene kurallarında düzenleme ve değişiklikler yapabilme, yapılan değişiklikler ve düzenlemeleri genelgelerle işletici veya alt işleticilere duyurma yetkisi verilmiştir.
Dava konusu Genelge’ye eklenen 15. maddede; bir kişinin bir takvim ayı içerisinde başka bir gerçek kişiye ait sadece bir aracı muayeneye getirebilmesi, aynı kişinin birden fazla aracı aynı takvim ayı içerisinde muayeneye getirmek istemesi halinde ise; her bir araç için ayrı ayrı olmak üzere son bir ay içinde düzenlenmiş noter onaylı vekâletnameleri muayene istasyonu yetkililerine vermesi, muayene istasyonu yetkililerinin de bu vekâletnameleri kayıt altına alarak bir yıl süreyle arşivlemesi, tüzel kişiliklerde ise tüzel kişilik çalışanlarının, bu tüzel kişiliği temsil ve ilzama yetkili kişi/ kişiler tarafından imzalanarak kendilerine verilmiş olan ve araç muayenesi yaptırmaya yetkili olduğunu belirten bir yazının aslı ile birlikte tüzel kişiliğe ait aracı muayeneye getirebilmesi, muayene istasyonu yetkililerinin de kendilerine verilen bu yazıları kayıt altına alarak bir yıl süreyle arşivlemesi, tüzel kişiliğe ait bir aracın tüzel kişilik çalışanı olmayan bir kişi tarafından muayeneye getirilmesi halinde ise; bu kişi için son bir ay içinde düzenlenmiş noter onaylı vekâletnameyle aracı muayeneye getirebilmesi, muayene istasyonu yetkililerinin de kendilerine verilen bu vekâletnameleri kayıt altına alarak bir yıl süreyle arşivlemesi kuralları düzenlenmiştir.
Bu durumda yukarıda aktarılan mevzuat kapsamında davalı Bakanlığa verilen yetki uyarınca araç muayenesi yaptırmak isteyen davacı gibi trafik iş takibi yapan kişilerin işlem yaptırabilmek için uymaları gereken kurallara ilişkin dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmadığı, gerçek kişilerde vekaletname aranması koşulunun da kişiler açısından hukuki güvenlik sağlayacağı, bu yönüyle de düzenlemede hizmet gereklerine ve kamu yararına aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Ayrıca gereçek kişiler ile tüzel kişiler aynı hukuki statüde bulunmadıklarından, farklı hukuki statüdeki kişilere farklı kurallar uygulanmasına ilişkin düzenlemeler yapan dava konusu Genelge’de eşitlik ilkesine de aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerektiği görüşüyle dava hakkında karar verilmesine yer olmadığı yönündeki çoğunluk kararına katılmıyorum.