Danıştay Kararı 15. Daire 2015/4870 E. 2015/8553 K. 07.12.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/4870 E.  ,  2015/8553 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/4870
Karar No : 2015/8553

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … 3. İdare Mahkemesi’nin … günlü, … sayılı kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakiminin Düşüncesi :Temyize konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, gereği görüşüldü:
Dava; davacı ‘a ait aracın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun Ek 2/3. maddesi uyarınca altmış gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin 06.05.2014 tarih ve 0390031 sayılı işlem ile araç sahibi adına izin alınmadan yolcu taşımacılığı yaptırılması nedeniyle düzenlenen Seri no: HH Sıra No: 115297 sayılı idari para cezasının iptali istemiyle açılmıştır.
… 3. İdare Mahkemesi’nce; davacıya ait …… plakalı araç ile ilgili belediyeden izin alınmaksızın ticari amaçlı taşımacılık yapıldığının sabit olduğu, bu nedenle dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Araçların tescil edildikleri amacın dışında kullanılması” başlıklı Ek 2. maddesinde; araçlarını motorlu araç tescil ve trafik belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahiplerinin 14.400.000 lira para cezası ile cezalandırılacağı, ayrıca, aracın onbeş gün süre ile trafikten men edileceği, ilgili belediyeden izin veya ruhsat almaksızın, belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıyan kişiye, araç sahibine, bağlı bulunduğu durak, işyeri ve işletmelerin sorumlularına birinci fıkrada gösterilen idari para cezasının üç kat olarak, fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde tekerrürü halinde ise beş kat olarak uygulanacağı, ayrıca, aracın her defasında altmış gün süre ile trafikten men edileceği hükmüne yer verilmiştir.
Anılan maddenin ilk halinde aracın üretim amacı dışında yolcu veya yük taşımacılığında kullanılması hali için ceza öngörülmüşken, maddeye 31.05.2012 tarihinde kabul edilen 6321 sayılı Kanunla eklenen üçüncü fıkrayla, “korsan” olarak tabir edilen şehir içinde ticari amaçlı kayıt dışı yolcu taşımacılığının engellenerek, hem taşımacılık hizmetlerinin düzene sokulması hem de kurallara bağlı olarak yolcu taşımacılığı yapan esnafın haklarının korunmasının amaçlandığı görülmektedir.
Dava dosyasının incelenmesinden; 06.05.2014 tarihinde saat 09:10 sıralarında emniyet yetkilileri tarafından yapılan denetimde …….plakalı araç ile belediye sınırları içinde izinsiz yolcu taşımacılığı yapıldığının tespit edilmesi nedeniyle işlem tesis edildiği, aracın davacı ‘a ait olduğu, dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte ….. isimli şahıs tarafından kullanıldığı, bu şahsın davacının eşi olduğu ve aracın ruhsatında tescilinin yük nakli olarak belirtildiği ve ücret karşılığı izinsiz yolcu taşımacılığı yaptığı anlaşılmaktadır.
2918 sayılı Kanunun Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrasının iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 11.09.2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 sayılı kararıyla; alınması gereken izin veya ruhsatı olmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılması ve sürücünün araç sahibi olmaması hâlinde tescil plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım uygulanmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturduğu, Anayasa ve ceza hukukunun temel kuralları uyarınca, kişilere ceza verilebilmesi için aranan koşullardan birinin hukuka aykırı eylemin kanunda belirtilmiş olması, diğerinin ise bu eylemin o kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanmasını gerektirdiği, itiraz konusu kuralda araç sahiplerinin hangi eylemlerinin suç sayıldığı için başkasının eyleminden sorumlu tutulduğu açık bir şekilde gösterilmediği gibi araç sahibi olma ile suç arasındaki illiyet bağının da ne suretle oluştuğunun belirtilmediği, kuralın bu yönleriyle açık ve belirgin olmadığı, bu nedenlerle itiraz konusu kuralın birinci cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “araç sahibine” ibaresi yönünden cezaların şahsiliği ilkesine ve Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, iptallerine karar verilmiştir.
Anayasa Mahkemesi’nin anılan kararıyla, dava konusu işlemin dayanağı Kanun hükmü iptal edilmiş olup, ortaya çıkan yeni hukuki durum nedeniyle işlem hukuka aykırı hale gelmiştir.
Bu durumda; dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmesi gerekirken davayı reddeden İdare Mahkemesi kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … 3. İdare Mahkemesi’nin … günlü, … sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden karar verilmek üzere anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/12/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Araç sürücünün araç sahibi olmaması hâlinde tescil plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım uygulanmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturacağına ilişkin Anayasa Mahkemesi kararının uygulanması bakımından somut olayın özelliği dikkate alınınca, davacının adına kayıtlı olan, eşinin kullandığı araçla gerçekleştirilen ihlale sebebiyet veren fiilden haberdar olmamasının hayatın olağan akışına aykırılık teşkil ettiği ve hem Anayasa Mahkemesi kararı hem de mevzuatta belirtilen duruma uygunluk göstermediği açıktır.
Temyize konu Mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla aksi yönde verilen çoğunluk kararına katılmıyoruz.