Danıştay Kararı 15. Daire 2015/4539 E. 2016/810 K. 11.02.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/4539 E.  ,  2016/810 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/4539
Karar No : 2016/810

Temyiz Eden Taraflar : 1- (Davalı)
Vekili :
2-(Davacılar)
Vekili :
3-(Davalı İdare Yanında Müdahil)
Vekili :
Diğer Davalı yanında Müdahil :
Vekili :

İstemin Özeti : …3. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek taraflarca aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı idare tarafından davacının temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır. Davacı tarafından savunma dilekçesi verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Tarafların temyiz istemlerinin reddi, temyize konu mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği anlaşıldığından, davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacılar tarafından; yasal mirasçıları oldukları …’ın 29.05.2009 tarihinde …Bölge ve Araştırma Hastanesinde tedavi olmakta iken ölümü olayında, davalı idarenin kusurlu olduğu ileri sürülerek destekten yoksun kalan …için 94.649,22 TL maddi 50.000,00 TL manevi, …, …, …, …,……ve …için ayrı ayrı olmak üzere her biri için 60.000,00 TL maddi 60.000,00 TL manevi, …için 25.000,00TL maddi, 40,000,00TL manevi, …için 40.000,00 TL manevi, …için 40.000,00 TL manevi, …için 40.000,00 manevi olmak üzere toplamda 1.169.649 TL tazminatın 28.09.2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
…İdare Mahkemesi’nce, olayla ilgili olarak mahkemece Adli Tıp Kurumu Başkanlığı’ndan alınan 22.01.2014 tarihli raporda; tıbbi belgelere göre, 24.04.2009 tarihinde kranioplasti ameliyatı için …Eğitim ve Araştırma Hastanesine yatırılan, trombisit sayısının 55’ten az olduğu kişide bu bulgularda muhtemel kronik ITP tanısı ile steroid( prednol 16 mg günde 5 tb) verildiği, trombosit sayısının 80 bine yükseldiğinde ameliyat olabilir şeklinde kayıt bulunduğu, kişinin tedavisinin 2. haftasında burun kanama ve karın şişliği olduğu, dahiliye, KBB, Gastroenteroloji genel cerrahi konsültasyonu yapıldığı, batın USG istendiği, sonucuna göre karaciğer sirozu, asit ( hepatit B’ye bağlı) tanısı ile tedavisinin düzenlendiği; bu sırada özfagus varis kanaması geliştiği, kişinin eks olduğunun kayıtlı olduğu, tetkiklerinde trommbositopenisi olan HbsAg(+) ve Ousg de KC parankimi graüler görünümde ve dalak büyüklüğü sınırda olan (12.6 cm) hastada protrimbin zamanı ve albumin değerleri normal olsa bile konpanse karaciğer sirozunun akla gelmesi gerektiği, ayrıca fizyolojik dozun (15-20 mg/gün) üzerinde steroid başlanılan hastalarda hepatit B ve akciğer tbc’nin alevlenme risklerinin göz önüne alınarak gerekli taramalar ( USG, PPD akciğer grafisi …) yapılması gerektiği cihatle hematoloji Uzm. Doç. Dr. ‘ın gerekli taramalar yapmadan steroid tedavisine başlamasının uygun olmadığı, bu nedenle kusurlu olduğu, tedavisiz kalan kompanse karaciğer sirozların kendiliğinden dekompanse alabileceği, steroid tedavisi verilen hastalarda bu sürecin hızlanacağının tıbben bilindiği, kişinin steroid tedavisine başlamasından öncesi normal değerlerde bulunan albumin, PT, karaciğer enzimlerinin tedavi sonrası yükseldiği,batında asit oluştuğu dikkate alındığında steroid uygulamasının kişideki kompense sirozun dekompanse olmasına neden olduğu cihetle Doç. Dr. tarafından gerekli taramalar yapmadan steroid başlamasının ölüm meydana gelmesinde etkisinin olduğu” şeklinde görüş beyan edildiği, bilirkişi raporu nazara alınarak davalı idare ajanlarının gerekli tedaviyi uygulamayarak kusurlu olduğu ve bu nedenle davacılar tarafından uğranılan zararların davalı idarece karşılanması gerektiği, bu nedenle davacıların eşi ve babaları Emir Ertan’ın ölmesi sonucu davacıların uğrayabileceği gelir kaybının tespiti amacıyla Mahkemece dosya üzerinden yaptırılan inceleme sonucu hesaplanan davacıların destek kayıpları olarak davacılardan anne …için 94.649,22 TL, …için olay tarihinde 24 yaşında erkek olması nedeniyle hesaplanma yapılmadığı, …için 1.302,85 TL, … için 3.585,06 TL, … için 7.000,86 TL, … için 4,547,34 TL, … için 11,410,03 TL, …için 9.946,90 TL, …için 11.405,98 TL ve toplamda 143.848,24 TL destekten yoksun kalma tazminatının idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, davalı idarenin sağlık hizmetini kusurlu işletmesi nedeniyle duyulan elem ve ızdırap için de anne …için 50.000 TL, …için 40.000,00 TL, … için 40.000,00 TL, … için 40.000,00 TL, … için 40,000,00 TL, … için 40,000,00 TL, …için 40.000,00 TL, …için 40.000,00 TL, …için 20,000,00 TL, …için 20,000,00 TL, …için 20,000,00 TL , …için 20.000,00 TL olmak üzere toplamda takdiren 410.000,00 TL manevi tazminatın idareye başvuru tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Taraflarca, anılan Mahkeme kararının aleyhlerine olan kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Mahkeme kararının davanın maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddi ile manevi tazminatın kısmen reddine ilişkin kısmında 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, tarafların temyiz istemleri yerinde görülmemiştir.
Davalı idarenin mahkeme kararının kabul edilen manevi tazminata ilişkin temyiz istemine gelince;
Manevi zarar, kişinin fizik yapısının ve iç huzurunun bozulmasını, yaşama gücünün ve sevincinin azalmasını, kişilik haklarının zedelenmesini, şeref ve haysiyetinin rencide edilmesini, duyulan acı ve ıstırabı, kişinin günlük yaşamını zorlaştıran her türlü üzüntü ve sıkıntıyı ifade etmekte, fiziki veya manevi acılar duyan, ruhsal dengesi bozulan, yaşama sevinci azalan kişinin manevi yönden zarara uğramış olduğu kabul edilmektedir.
Manevi tazminat, kişinin malvarlığında meydana gelen eksilmeyi gidermeye yönelik bir tazmin aracı değil, manevi değerlerinde bir eksilme meydana gelen ve yaşama sevinci ve zevki azalan kişinin manen tatminini sağlamaya yönelik bir tazmin aracıdır. Manevi zararın başka türlü giderim yollarının bulunmayışı veya yetersiz kalışı manevi tazminatın parasal olarak belirlenmesini zorunlu kılmaktadır. Manevi tazminat, olay nedeniyle duyulan elem ve ısdırabı kısmen de olsa hafifletmeyi amaçlar. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte ise de, tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek manevi tazminat miktarının, olayın ağırlığını ortaya koyacak, hukuka aykırılığı özendirmeyecek, bir başka ifade ile benzeri olayların bir daha yaşanmaması için caydırıcı ve aynı zamanda cezalandırıcı bir miktarda olması gerekmektedir.
Olayda, davacılar murisinin davalı idare ajanlarının gerekli tedaviyi uygulamayarak ve sağlık hizmet sunumunda kusurlu davranarak vefatı sonrasında manevi varlıklarında derin elem ve sıkıntı hissedeceği açık olmakla birlikte, duyulan bu ısdırabın karşılığı olarak hükmedilecek manevi tazminatın, yukarıda belirtilen niteliği gereği zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerektiğinden, İdare mahkemesince kabul edilen manevi tazminat miktarının (410,000,00 TL) bu haliyle fazla olduğu anlaşılmakla, mahkemece zenginleşmeye yol açmayacak fakat olay karşısında duyulan acıyla da orantılı şekilde yeniden bir manevi tazminat takdiri yapılması gerektiği sonucuna varılmıştır.
Durum böyle olunca, temyize konu Mahkeme kararının, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesine uygun bulunan davalı idarenin temyiz isteminin kısmen kabulü ile …3. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının manevi tazminatın kabulüne ilişkin kısmının BOZULMASINA, davalı idare ve davacının temyiz istemlerinin reddi ile maddi tazminat isteminin kısmen kabulüne, kısmen reddine, manevi tazminatın kısmen reddine dair kısımlarının ONANMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davalı idareye iadesine, 11/02/2016 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile temyize konu idare mahkemesi kararının onanması gerektiği görüşüyle çoğunluk kararına katılmıyorum.