Danıştay Kararı 15. Daire 2015/4531 E. 2017/5624 K. 17.10.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/4531 E.  ,  2017/5624 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/4531
Karar No : 2017/5624

Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekilleri :
Davanın Özeti : 22/01/2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Halk Sağlığı Laboratuvarları ve Yetkilendirilmiş Laboratuvarların Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin Geçici 2. maddesinin, Yönetmeliğin, kapsam maddesinde geçen “halk sağlığı alanında faaliyet gösteren klinik dışı laboratuvarlar” ifadesinden, 1. maddede belirtilen halk sağlığı laboratuvarları ile birlikte sadece yüzme havuz suyu analizi yapan kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ile gerçek ve tüzel kişilere ait laboratuvarların analiz için yetkilendirilmesi, çalışması ve denetlenmesi ile ilgili usul ve esasları kapsadığı, ancak, içme ve kullanma amaçlı suyun temini, arıtımı, dağıtımı ve kalitesinden sorumlu olan Su ve Kanalizasyon İdarelerinin Laboratuvarlarını kapsamadığının anlaşıldığı; dava konusu Geçici 2. madde ile içme-kullanma sularında kontrol izlemesi ve denetim izlemesi analiz yetkileri bulunan yerel yönetim laboratuvarlarının yetkilerinin kısıtlandığı, yerel idarelerin varsa yalnızca yüzme suyu analizleri yapmaları için yetkilendirilebildikleri, içme ve kullanma sularındaki analiz yetkilerinin 01/03/2016 tarihi itibariyle sonlandırıldığı, bu durumun hukuka aykırı olduğu; idarelerinin 2009 yılından itibaren, Bakanlığın ve İl Halk Sağlığı Müdürlüğünün uygun görüş yazıları doğrultusunda, kontrol ve denetim izlemesine ait numunelerin analizlerini akredite kuruluş olan…Laboratuvarında yaptıkları, adı geçen laboratuvarın akredite edilen Türkiye’deki ilk ve tek Su ve Kanalizasyon İdaresi Laboratuvarı olduğu; davalı idare tarafından, anılan laboratuvara yetki verilmesi öngörülerek, bu bağlamda akreditasyon çalışmalarına yönelik yatırım yapıldığı, ancak, dava konusu düzenleme ile analiz yetkisinin ellerinden alınarak tek elde toplandığı; söz konusu düzenlemede hizmet gerekleri ve kamu yararı gözetilmediği; düzenlemenin üst hukuk normlarına ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Halk sağlığı laboratuvarlarının her türlü suyun analizlerini gerçekleştiren kurum laboratuvarları olduğu, bahse konu içme kullanma sularının analizinin daha özelde 17/02/2005 tarih ve 25730 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” kapsamında olduğu; anılan Yönetmelik ile kaynak suları, içme suları ve içme-kullanma sularının teknik ve hijyenik şartlara uygunluğu ile suların kalite standartlarının düzenlendiği; bu Yönetmeliğe göre iki tür izleme analizi bulunduğu (kontrol izleme analizi-denetim izleme analizi); Halk Sağlığı Müdürlüklerince alınan numunelerin kontrol izleme analizlerinin Yönetmelik Ek-2 Tablo A’da yer alan parametreler yönünden, denetim izleme analizlerinin ise Yönetmeliğin eki EK-l’in (a) ve (b) başlığındaki parametreler yönünden nca yetki verilen laboratuvarlarda yapıldığı; Bakanlığın daha evvel yayımladığı bir Genelge ile 16 Belediyeye içme-kullanma sularında KONTROL İZLEME ANALİZİ YAPMA YETKİSİ verdiği, bu 16 il merkezi dışında başka hiçbir yerde mahalli idarelerin kontrol izleme analizi yapamadığı, bu yerlerde de DENETİM İZLEME ANALİZLERİ’nin ise yine halk sağlığı laboratuvarlarında yapıldığı; 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile yapılandırıldıktan sonra Başkanlık oluru ile 109 adet Halk Sağlığı Laboratuvarına 83 tane daha eklendiği, 7 adet Hıfzıssıhha Enstitüsü Müdürlüğünün yeniden yapılandırıldığı; halk sağlığı laboratuvarlarının alt yapısının güçlendirilmesi ile içme-kullanma ve kaplıca sularının kontrol izleme ve denetim izleme analizlerini yapan laboratuvarlar için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğu, bu amaçla yayımlanan dava konusu Yönetmelik ile kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve yerel yönetimlerin bünyesinde faaliyet gösteren laboratuvarların içme-kullanma ve kaplıca sularında denetim ve kontrol izleme analiz yetkilerinin 01/03/2016 tarihinde sona ermesinin öngörüldüğü; 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 3202 sayılı Köye Yönelik Hizmetler Hakkında Kanun uyarınca tüketime sunulan içme-kullanma suyunun temin edilmesi, suyun sağlık yönünden bir tehlike oluşturmayacak şekilde teknik ve hijyenik şartlara uygunluğunun sağlanması ve uygun bir dağıtım ağı ile kullanıcılara ulaştırılmasından sorumlu olan mahalli idarelerin otokontrol analizleri yapmalarına hukuken bir engel bulunmadığı; dava konusu düzenlemenin üst hukuk normlarına, kamu menfaatine ve hizmet gereklerine uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi:
Düşüncesi : Dava konusu düzenlemede hizmet gereklerine, kamu yararına, üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmadığı cihetle davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava, 22.01.2015 tarih ve 29244 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Halk Sağlığı Laboratuvarları ve Yetkilendirilmiş Laboratuvarların Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik’in Geçici 2. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasa’nın 8. maddesinde; yürütme yetkisi ve görevinin Anayasa ve yasalara uygun olarak kullanılıp yerine getirileceği; 124. maddesinde de; bakanlıkların, kendi görev alanlarını ilgilendiren yasaların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkarabileceği hükme bağlanmıştır.
Belirtilen düzenlemeye göre, idare tarafından çıkarılacak yönetmeliğin yasal bir dayanağının olması, idarenin kendi görev alanını ilgilendirmesi ve üst hukuk kurallarına aykırı olmaması gerekir. Ancak, bir konunun yönetmelikle düzenleneceği yasada açıkça belirtilmemiş olsa dahi, bu durum, idarenin o konuda yönetmelik çıkarmasına engel teşkil etmemektedir. İdare, dayanağını yasada bulmak ve genel esasları yine yasada gösterilmek kaydıyla görev alanını ilgilendiren her konuyu yönetmelikle düzenleyebilir.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 3. maddesinde; sağlık hizmetleriyle ilgili temel esaslar sayılmış olup, anılan maddenin 1/(c) bendinde, bütün sağlık kurum ve kuruluşları ile sağlık personelinin ülke sathında dengeli dağılımı ve yaygınlaştırılmasının esas olduğu, sağlık kurum ve kuruluşlarının kurulması ve işletilmesinin bu esas içerisinde Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca düzenleneceği, 1/(e) bendinde, tesis edilecek eğitim, denetim, değerlendirme ve oto kontrol sistemi ile sağlık kuruluşlarının tespit edilen standart ve esaslar içinde hizmet vermesinin sağlanacağı, 1/(i) bendinde, sağlık hizmetlerinin yurt çapında istenilen seviyeye ulaştırılması amacıyla; bakanlıklar seviyesinden en uçtaki hizmet birimine kadar kamu ve özel sağlık kuruluşları ile kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları arasında koordinasyon ve işbirliği yapılacağı, sağlık kurum ve kuruluşlarının coğrafik ve fonksiyonel hizmet alanlarının, verecekleri hizmetler, yönetim, hizmet ilişki ve bağlantıları gibi konularda tespit edilen esaslara uymak ve verilen görevleri yapmakla yükümlü oldukları belirtilmiştir.
Anılan Yasa’nın 9. maddesinin 1/(c) bendinde de, bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarının tesis, hizmet, personel, kıstaslarını belirlemeye, sağlık kurum ve kuruluşlarını sınıflandırmaya ve sınıflarının değiştirilmesine, sağlık kuruluşlarının amaca uygun olarak teşkilatlanmalarına, sağlık hizmet zinciri oluşturulmasına, hizmet içi eğitim usul ve esasları ile sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile bu Kanunla ilgili diğer hususların Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle tespit edileceği öngörülmüştür.
Dava konusu Yönetmeliğin 1. maddesinde, “Bu Yönetmeliğin amacı; halk sağlığı laboratuvarlarının kuruluşu, sınıflandırılması, görev ve faaliyetlerinin düzenlenmesi, açılması, yetkilendirilmesi ve denetlenmesi ile yüzme havuz suyu analizi yapan kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ile gerçek ve tüzel kişilere ait laboratuvarların yetkilendirilmesi, çalışması ve denetlenmesi ile ilgili usul ve esasları belirlemektir.” hükmü, 2. maddesinde, “Bu Yönetmelik; halk sağlığı alanında faaliyet gösteren klinik dışı laboratuvarları kapsar.” hükmü, 4-a maddesinde “Analiz yapma yetkisi; Kurum laboratuvarları ve yüzme havuzu suyu analizi yapmak isteyen kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ile gerçek ve tüzel kişilere ait laboratuvarlara verilen yetkiyi,” hükmü, 4-j maddesinde, “Yetkilendirilmiş laboratuvar: Kamu kurum ve kuruluşları,yerel yönetimler ile gerçek ve tüzel kişilere ait laboratuvarlara yüzme havuz suyu analizlerinde Kurumca yetki verilen laboratuvarı” geçici 2. maddesinde ise “Kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ile yerel yönetimler bünyesinde faaliyet gösteren laboratuvarların, radyoaktivite hariç olmak üzere içme-kullanma sularında kontrol izlemesi ve denetim izlemesi analiz yetkileri ile kaplıca sularında tüm analiz yetkileri 1/3/2016 tarihinde sona erer.” hükmü bulunmaktadır.
Davacı , Yönetmeliğin 1., 2. ve 4. maddelerinden kapsam maddesinde geçen “halk sağlığı alanında faaliyet gösteren klinik dışı laboratuvarlar” ifadesinden, 1. maddede belirtilen halk sağlığı laboratuvarları ile birlikte sadece yüzme havuz suyu analizi yapan kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ile gerçek ve tüzel kişilere ait laboratuvarların analiz için yetkilendirilmesi, çalışması ve denetlenmesi ile ilgili usul ve esasları kapsadığının anlaşıldığını, Yönetmeliğin 1., 2. ve 4. maddelerinin “İçme ve kullanma amaçlı suyun temini, arıtımı, dağıtımı ve kalitesinden sorumlu olan Su ve Kanalizasyon İdarelerinin Laboratuvarlarını kapsamadığını, ancak geçici 2. madde ile içme -kullanma sularında kontrol izlemesi ve denetim izlemesi analiz yetkileri bulunan yerel yönetim laboratuvarlarının yetkilerinin de kısıtlandığını, yerel idarelerin varsa yalnızca yüzme suyu analizleri yapmaları için yetkilendirilebildikleri, içme ve kullanma sularındaki analiz yetkilerinin 01.03.2016 tarihi itibariyle sonlandırıldığını, bununda hukuka aykırı olduğunu öne sürmektedir.
Davalı idareler savunmalarında; Halk sağlığı laboratuvarlarının her türlü suyun analizlerini gerçekleştiren Kurum Laboratuvarları olduğunu, bahse konu içme kullanma sularının analizinin daha özelde 17.02.2005 tarih ve 25730 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” kapsamında olduğunu, kaynak suları, içme suları ve içme-kullanma sularının teknik ve hijyenik şartlara uygunluğu ile suların kalite standartlarının düzenlendiği bu Yönetmeliğe göre 2 tür izleme analizi bulunduğunu (kontrol izleme analizi-denetim izleme analizi), Halk Sağlığı Müdürlüklerince alınan numunelerin kontrol izleme analizlerinin yönetmelik eki tablo A’da yer alan parametreler yönünden, denetim izleme analizlerinin ise Yönetmeliğin eki EK.l’in (a) ve (b) başlığındaki parametreler yönünden nca yetki verilen laboratuvarlarda yapıldığını, Bakanlığın o günün şartlarında yayımladığı bir Genelge ile 16 Belediyeye içme-kullanma sularında KONTROL İZLEME ANALİZİ YAPMA YETKİSİ verdiğini, bu 16 il merkezi dışında başka hiçbir yerde mahalli idarelerin kontrol izleme analizi yapamadığını, bu yerlerde de DENETİM İZLEME ANALİZLERİ nin de yine halk sağlığı laboratuvarlarında yapıldığını, aynı şekilde kaplıca suyunun da Kaplıcalar Yönetmeliği kapsamında olduğunu, sağlık teşkilatı denetiminde olduğundan senede bir defa Bakanlıkça oluşturulan bir komisyon tarafından denetlendiğini, kullanım yerinden alınan numunelerin mikrobiyolojik kontrol analizinin üç ayda bir, kimyasal analizinin yılda bir, kaynaktan alınan numunelerin analizinin üç yılda bir yapıldığı, 663 sayılı KHK ile yapılandırıldıktan sonra Başkanlık oluru ile 109 adet Halk Sağlığı Laboratuvarına 83 tane daha eklendiğini, 7 adet Hıfsısıhha Enstitüsü Müdürlüğünün yeniden yapılandırıldığını, halk sağlığı laboratuvarlarının alt yapısını güçlendirilmesi ile içme-kullanma ve kaplıca sularının kontrol izleme ve denetim izleme analizlerini yapan laboratuvarlar için yeni bir düzenlemeye ihtiyaç duyulduğunu, bu amaçla yayımlanan dava konusu Yönetmelik ile kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve yerel yönetimlerin bünyesinde faaliyet gösteren laboratuvarların içme-kullanma ve kaplıca sularında denetim ve kontrol izleme analiz yetkilerinin 01.03.2016 tarihinde sona ermesinin öngörüldüğünü belirtmektedir.
Bu durumda, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 3202 sayılı Köye Yönelik Hizmetler Hakkında Kanun uyarınca tüketime sunulan içme-kullanma suyunun temin edilmesi, suyun sağlık yönünden bir tehlike oluşturmayacak şekilde teknik ve hijyenik şartlara uygunluğunun sağlanması ve uygun bir dağıtım ağı ile kullanıcılara ulaştırılmasından sorumlu olan mahalli idarelerin otokontrol analizleri yapmalarına hukuken bir engel bulunmaması ve davalı idarelerin anılan konuda düzenleme yapma ve işlem yapma yetkisinin bulunduğu gözönüne alındığında, dava konusu düzenlemede hukuka ve hizmet gereklerine aykırı bir yön bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelde yer aldığı cihetle 659 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 2/1-ç ve 6/1 maddeleri uyarınca taraf sıfatını haiz bulunduğundan bakılan davada hasım mevkiine alınan ‘nun, 25/08/2017 tarih ve 30165 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 694 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin 203. maddesi ile 5018 sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’na ekli (I) sayılı cetvelden çıkartılarak anılan Kanun Hükmünde Kararname’nin 185. maddesi ile Halk Sağlığı Genel Müdürlüğü adıyla Sağlık Bakanlığı’nın hizmet birimi olarak teşkilatlandırıldığı anlaşıldığından, dosya Sağlık Bakanlığı husumetiyle ele alınıp, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenerek, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, 22/01/2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Halk Sağlığı Laboratuvarları ve Yetkilendirilmiş Laboratuvarların Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmeliğin Geçici 2. maddesinin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 56. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; 3. fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; 4. fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği hükmüne yer verilmiştir.
11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 2. maddesinin 2. fıkrasının (a) bendinde, halk sağlığının korunması ve geliştirilmesi hastalık risklerinin azaltılması ve önlenmesi, (e) bendinde insan gücünde ve maddi kaynaklarda tasarruf sağlamak ve verimi artırmak, sağlık insan gücünün ülke sathında dengeli dağılımını sağlamak ve bütün paydaşlar arasında işbirliğini gerçekleştirmek suretiyle yurt sathında eşit, kaliteli ve verimli hizmet sunumunu sağlamak, (f) bendinde kamu ve özel tüzel kişileri ile gerçek kişiler tarafından açılacak sağlık kuruluşlarının ülke sathında planlanması ve yaygınlaştırılması ile ilgili olarak sağlık sistemini yönetmek ve politikaları belirlemek Sağlık Bakanlığı’nın görevleri arasında sayılmış, 40. maddesinde ise, Bakanlık ve bağlı kuruluşların görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idari düzenlemeler yapabileceği belirtilmiştir.
663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname’nin -işlem tarihinde yürürlükte bulunan- (mülga) 26. maddesi ile Bakanlık politika ve hedeflerine uygun olarak, temel sağlık hizmetlerini yürütmekle görevli, Bakanlığa bağlı kurulmuş, halk sağlığını korumak ve geliştirmek, sağlık için risk oluşturan faktörlerle mücadele etmek ve birinci basamak sağlık hizmetlerini yürütmek, bu hususta gerekli düzenlemeleri yapmak, birey, toplum ve çevre sağlığını etkileyen ve genel sağlığı ilgilendiren her tür etkeni incelemek, teşhis etmek, değerlendirmek ve kontrol etmek üzere gerekli laboratuvar hizmetlerinin organizasyonunu sağlamak ve ulusal referans laboratuvarı kurmak ve işletmek, içme suları, biyosidal ürünler gibi görev alanına giren konularda tüketici güvenliği ile ilgili tedbirleri almak ve buna yönelik her türlü iş ve işlemi tesis etmek, Kurumun görev ve yetkileri arasında sayılmıştır.
3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu’nun 9. maddesinin birinci fıkrasının (c) bendinde, bütün kamu ve özel sağlık kuruluşlarının tesis, hizmet, personel, kıstaslarının belirlenmesinin, sağlık kurum ve kuruluşlarının sınıflandırılmasının ve sınıflarının değiştirilmesinin, sağlık kuruluşlarının amaca uygun olarak teşkilatlanmalarının, sağlık hizmet zinciri oluşturulmasının, hizmet içi eğitim usul ve esasları ile sağlık kurum ve kuruluşlarının koordineli çalışma ve hizmet standartlarının tespiti ve denetimi ile bu Kanunla ilgili diğer hususların Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığınca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği hükme bağlanmıştır.
1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu’nun 2. maddesinde, “Umumi sıhhat ve içtimai muavenet hizmetlerine ait Devlet vazaifi Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti tarafından ifa ve hususi idarelerle belediyelere ve sair mahalli idarelere bırakılan hizmetlerin sureti icrası murakabe olunur. Milli Müdafaa teşkilatına ait sıhhi işler müstesna olmak üzere bütün sıhhat ve içtimai muavenet işlerinin mercii ve murakıbı bu Vekalettir.” hükmüne, 3. maddesinin 1. fıkrasının 11. bendinde de, “Sıhhat ve İçtimai Muavenet Vekaleti bütçeleriyle muayyen hatlar dahilinde olarak aşağıda yazılı hizmetleri doğrudan doğruya ifa eder:

11- Hıfzıssıhha müesseseleri ve bakteriyoloji laboratuvarları ve alelümum hayati muayene ve tahlillere mahsus müesseseler küşat ve idaresi.” hükmüne yer verilmiştir.
Aktarılan Kanun hükümlerine istinaden, halk sağlığı laboratuvarlarının kuruluşu, sınıflandırılması, görev ve faaliyetlerinin düzenlenmesi, açılması, yetkilendirilmesi ve denetlenmesi ile yüzme havuz suyu analizi yapan kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ile gerçek ve tüzel kişilere ait laboratuvarların yetkilendirilmesi, çalışması ve denetlenmesi ile ilgili usul ve esasları düzenlemek amacıyla hazırlanan Halk Sağlığı Laboratuvarları ve Yetkilendirilmiş Laboratuvarların Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Yönetmelik 22/01/2015 tarihli ve 29244 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin “Kapsam” başlıklı 2. maddesinde, işbu Yönetmeliğin halk sağlığı alanında faaliyet gösteren klinik dışı laboratuvarları kapsadığı, klinik laboratuvarların ise 09/10/2013 tarih ve 28790 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Tıbbi Laboratuvarlar Yönetmeliğine tabi olduğu hükme bağlanmıştır.
Anılan Yönetmeliğin Geçici 2. maddesinde, “Kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ile yerel yönetimler bünyesinde faaliyet gösteren laboratuvarların, radyoaktivite hariç olmak üzere içme-kullanma sularında kontrol izlemesi ve denetim izlemesi analiz yetkileri ile kaplıca sularında tüm analiz yetkileri 1/3/2016 tarihinde sona erer.” hükmüne yer verilmiştir.
Mezkûr hüküm ile kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ile yerel yönetimler bünyesinde faaliyet gösteren laboratuvarların, içme-kullanma sularında kontrol izlemesi ve denetim izlemesi analiz yetkileri ile kaplıca sularında tüm analiz yetkilerinin 1/3/2016 tarihinde sona ereceği açıkça hükme bağlanmıştır.
Davacı tarafından, Yönetmeliğin, kapsam maddesinde geçen “halk sağlığı alanında faaliyet gösteren klinik dışı laboratuvarlar” ifadesinden, 1. maddede belirtilen halk sağlığı laboratuvarları ile birlikte sadece yüzme havuz suyu analizi yapan kamu kurum ve kuruluşları, yerel yönetimler ile gerçek ve tüzel kişilere ait laboratuvarların analiz için yetkilendirilmesi, çalışması ve denetlenmesi ile ilgili usul ve esasları kapsadığı, ancak, içme ve kullanma amaçlı suyun temini, arıtımı, dağıtımı ve kalitesinden sorumlu olan Su ve Kanalizasyon İdarelerinin Laboratuvarlarını kapsamadığının anlaşıldığı; dava konusu geçici 2. madde ile içme-kullanma sularında kontrol izlemesi ve denetim izlemesi analiz yetkileri bulunan yerel yönetim laboratuvarlarının yetkilerinin kısıtlandığı, yerel idarelerin varsa yalnızca yüzme suyu analizleri yapmaları için yetkilendirilebildikleri ileri sürülerek anılan Yönetmelik hükmünün iptali istemiyle işbu dava açılmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, halk sağlığı laboratuvarlarının her türlü suyun analizlerini gerçekleştiren kurum laboratuvarları olduğu, esasen bahse konu içme kullanma sularının analizinin 17/02/2005 tarih ve 25730 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik” kapsamında olduğu, anılan Yönetmelik ile kaynak suları, içme suları ve içme-kullanma sularının teknik ve hijyenik şartlara uygunluğu ile suların kalite standartlarının düzenlendiği, bu Yönetmeliğe göre iki tür izleme analizi bulunduğu (kontrol izleme analizi-denetim izleme analizi); Halk Sağlığı Müdürlüklerince alınan numunelerin kontrol izleme analizlerinin Yönetmelik Ek-2 Tablo A’da yer alan parametreler yönünden, denetim izleme analizlerinin ise Yönetmeliğin eki EK-l’in (a) ve (b) başlığındaki parametreler yönünden nca yetki verilen laboratuvarlarda yapıldığı anlaşılmaktadır.
Bu bağlamda, Bakanlığın daha evvel yayımladığı bir Genelge ile 16 Belediyeye içme-kullanma sularında kontrol izleme analizi yapma yetkisi verdiği, bu 16 il merkezi dışında başka hiçbir yerde mahalli idarelerin kontrol izleme analizi yapamadığı, denetim izleme analizlerinin ise sadece halk sağlığı laboratuvarlarında yapıldığı; bu kapsamda, davacı tarafın yetkilendirildiği, anılan Müdürlüğün numunelerin analizlerini akredite kuruluş olan … Laboratuvarında yaptığı; bilahare, 663 sayılı Kanun Hükmünde Kararname ile nun yapılandırılması ve halk sağlığı laboratuvarlarının alt yapısının güçlendirilmesi ile içme-kullanma ve kaplıca sularının kontrol izleme ve denetim izleme analizlerini yapan halk sağlığı laboratuvarları için dava konusu Yönetmeliğin yayımlandığı, söz konusu düzenleme ile içme-kullanma ve kaplıca sularının kontrol izleme ve denetim izleme analizleri halk sağlığı laboratuvarlarında yapılacağı, bu sebeple dava konusu geçici madde ile, kamu kurum ve kuruluşları, üniversiteler ve yerel yönetimlerin bünyesinde faaliyet gösteren laboratuvarların içme-kullanma ve kaplıca sularında denetim ve kontrol izleme analiz yetkilerinin 01/03/2016 tarihinde sona ermesinin öngörüldüğü anlaşılmakta olup, bu yönüyle dava konusu düzenlemede üst hukuk normlarına ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Kaldı ki, 5393 sayılı Belediye Kanunu ve 3202 sayılı Köye Yönelik Hizmetler Hakkında Kanun uyarınca tüketime sunulan içme-kullanma suyunun temin edilmesi, suyun sağlık yönünden bir tehlike oluşturmayacak şekilde teknik ve hijyenik şartlara uygunluğunun sağlanması ve uygun bir dağıtım ağı ile kullanıcılara ulaştırılmasından sorumlu olan mahalli idarelerin otokontrol analizleri yapmalarına hukuken bir engel bulunmamaktadır.
Bu durumda, kamu yararı ve hizmetin gereklerine uygun olduğu anlaşılan düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan ….-TL yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL. avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, kararın tebliğini izleyen günden itibaren 30 (otuz) gün içinde İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yoluna başvurulabileceğinin taraflara bildirilmesine 17/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.