Danıştay Kararı 15. Daire 2015/4402 E. 2015/7917 K. 20.11.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/4402 E.  ,  2015/7917 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/4402
Karar No : 2015/7917

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, gereği görüşüldü:
Dava; davacının silah taşıma ruhsatı verilmesi istemiyle yaptığı başvurusunun, silah ruhsatı almasına engel mahkumiyeti bulunduğundan bahisle reddine ilişkin 03.02.2014 tarih ve 6136(62674) sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davacının silah taşıma ruhsat talebinin, Mülga 1918 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Hakkında Kanunun 25/3. maddesi uyarınca kaçakçılık suçundan mahkumiyeti bulunduğundan bahisle reddedildiği, olayda davacının mahkum olduğu ceza normunun başka bir Kanun hükmü ile ilga edildiği ve Adli Sicil Kanunu’nun 12/2. maddesinde; arşiv bilgilerinin fiilin Kanunla suç olmaktan çıkartılması halinde, bu suçtan mahkumiyete ilişkin adli sicil ve arşiv kayıtlarının talep aranmaksızın tamamen silineceği hükmüne yer verildiği görüldüğünden, davacı hakkında ilga edilen Kanun’a dayalı olarak verilen mahkumiyet kararının dava konusu işlemin tesis edildiği tarih itibariyle Yönetmeliğin 16. maddesinin (d) bendi kapsamında ruhsat verilmesine engel durum olarak değerlendirilemeyeceği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından hukuka aykırı olduğu ileri sürülen anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Kanuna dayanılarak çıkarılan ve 91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe giren Ateşli Silahlar ve Bıçaklar ile Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in 16. maddesinin birinci fıkrasında ; silah ruhsatı verilmesini engelleyen durumlar bentler halinde sayılmış, bu kapsamda maddenin (d) bendinde, taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlar ile zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla her türlü kaçakçılık, kara para aklama, hayali ihracat, elektronik alet ve cihazlarla işlenen suçlar, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, ideolojik, anarşik, terör ve benzeri yaygın şiddet eylemlerine katılma ve bu gibi fiilleri tahrik ve teşvik suçlarından birinden hüküm giymiş olanlara ateşli silah taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceği, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise; yukarıdaki fıkranın (a), (b), (c), (d),… bentleri kapsamına girenlere affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün neticeleri ile birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceği, bu fıkra hükmünün 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş olanlara uygulanmayacağı düzenlenmiştir. Dava dosyasının incelenmesinden; davacının tarafına silah taşıma ruhsatı verilmesi istemiyle idareye başvurduğu, idarece ruhsat işlemlerine esas alınmak üzere adli sicil arşiv kaydı üzerinden yapılan araştırmada; davacının … Asliye Ceza Mahkemesi’nin… tarih ve E:…; K:… sayılı kararıyla kaçakçılık suçu nedeniyle 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun’un 3217 Kanunla değişik 25/3. maddesi uyarınca 5.765.182 TL ağır para cezasıyla cezalandırıldığının tespit edildiği, bu tespit üzerine; Yönetmeliğin 16. maddesinin (d) bendi ve ikinci fıkrası uyarınca ruhsat almasına engel mahkumiyeti olduğundan bahisle ruhsat talebinin reddedildiği, bakılmakta olan davanın bu işlemin iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda metnine yer verilen Yönetmeliğin 16. maddesinin ikinci fıkrasında; ilk fıkrada ruhsat alma engeli olarak düzenlenen suçlardan alınan mahkumiyet kararlarının -bu dava özelinde ise kaçakçılık suçu nedeniyle alınan mahkumiyetin- adli sicilden silinmiş olsa dahi silah ruhsatı alınmasına engel olduğu, bu duruma istisna olarak ise, ceza verilmesine sebep olan fiilin 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2. maddesi uyarınca suç olmaktan çıkarılması halinde silah ruhsatı alınabileceği düzenlenmiştir.
Bu düzenlemeden hareketle, alınan mahkumiyet kararlarının ruhsat alma engeli olarak görülmemesi için, yeni bir Kanunla, bir önceki Kanunun yürürlükten kaldırılması yeterli olmayıp, Kanunla fiilin suç olma vasfının ortadan kaldırılması gerekmektedir.
Davacının yargılandığı fiilin akaryakıt kaçakçılığı olduğu ve Mülga 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun’un 25/3. maddesi uyarınca cezalandırıldığı görülmüştür.
Mülga 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun’da, kaçakçılık fiilleri ve bu fiillere karşı uygulanacak cezai hükümler düzenlenmiş olup, bu Kanun 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile yürürlükten kaldırılmıştır.
5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu’nun Geçici 1. maddesinde; diğer kanunlarda mülga 7/1/1932 tarihli ve 1918 sayılı Kaçakçılığın Men ve Takibine Dair Kanun ile bu Kanunla yürürlükten kaldırılan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununa yapılan atıfların, bu Kanuna yapılmış sayılacağı, kaçakçılık suçları başlıklı üçüncü maddesinin birinci fıkrasında, yürürlükten kaldırılan diğer iki kanunda da bulunan düzenlemelerle benzer şekilde; eşyayı, gümrük işlemlerine tabi tutmaksızın ülkeye sokan kişinin, bir yıldan beş yıla kadar hapis ve on bin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılacağı, onuncu fıkrasında ise; kaçakçılık suçunu oluşturan eşyanın akaryakıt, tütün mamülleri… olması durumunda cezanın iki katına kadar artırılacağı… düzenlemesine yer verilmiştir.
Uyuşmazlıkta; sonradan çıkarılan Kanunla, davacının yargılandığı ve ceza aldığı fiilin, ilga edilen Kanunda olduğu gibi kaçakçılık suçu olarak düzenlendiği görüldüğünden, kaçakçılık suçundan mahkumiyeti bulunan davacının Yönetmeliğin 16. maddesinin (d) bendi kapsamında bulunduğundan bahisle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Durum böyle olunca; dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile .. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/11/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.