Danıştay Kararı 15. Daire 2015/4263 E. 2015/5578 K. 01.10.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/4263 E.  ,  2015/5578 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/4263
Karar No : 2015/5578

Karar Düzeltme İsteminde
Bulunan (Davalı) :
Vekili :
Karşı Taraf(Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti : Danıştay Onbeşinci Dairesi’nin 02.12.2014 tarih ve E:2014/6262;K:2014/9105 sayılı kararının 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca düzeltilmesi istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Dava konusu işlemin iptaline dair mahkeme kararının; dosya içerisindeki mevcut bilgi ve belgelere dayanarak, ilgili mevzuatı gereği davacı şirket adına dava konusu yaptırımın uygulanabileceği; 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 28.11.2013 tarih ve 28835 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 86.maddesi ile yürürlükten kaldırıldığından ve dava konusu işlemle davacıya uygulanan idari yaptırıma ilişkin 6502 sayılı Kanunda davacı lehine düzenleme söz konusu olduğundan, davacı lehine olan hükmün uygulanması gerektiği görüşüyle, belirtilen gerekçeyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 54. maddesi uyarınca davacının kararın düzeltilmesi istemi kabul edilerek Dairemizin 02.12.2014 tarih ve E:2014/6262, K:2014/9105 sayılı kararı kaldırılarak gereği görüşüldü;
Dava, davacı şirkete ait, www……com internet sitesinin 23.01.2013 tarihli görünümünde yer alan muhtelif gıda takviyelerine ilişkin reklam ve tanıtımların, 4077 sayılı Kanun’un 16. maddesine aykırılığından bahisle aynı Kanun’un 17. ve 25/8. maddeleri uyarınca 87.915,00 TL idari para cezası verilmesi ve anılan reklamların durdurulmasına ilişkin 05.04.2013 tarih 4110 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
….. İdare Mahkemesi’nce; söz konusu reklamların yayınlandığı internet sitesinin kime ait olduğunun Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’na ara kararla sorulması üzerine verilen cevabi yazıda söz konusu sitenin … isimli şahsa ait olduğunun anlaşılması üzerine, söz konusu reklamlar nedeniyle 4077 sayılı Kanun uyarınca tesis olunacak işlemlerin, bu reklamların yayınlandığı internet sitesinin sahibi olan … adına tesis olunması gerekmekte iken, Anayasa’nın 38.maddesinde ifadesini bulan ve hukukun genel ilkelerinden olan, suç ve cezaların şahsiliği ilkesine aykırı olarak davacı şirkete idari para cezası uygulanmasına yönelik dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı tarafından, anılan mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Dava konusu işleme dayanak olan, 4077 sayılı Kanun’un “Ticari Reklam ve İlanlar” başlıklı 16.maddesinde; “
1)-Ticari reklam ve ilânların kanunlara, Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere, genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, dürüst ve doğru olmaları esastır.
2)-Tüketiciyi aldatıcı, yanıltıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, tüketicinin can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve özürlüleri istismar edici reklam ve ilânlar ve örtülü reklam yapılamaz.
3)- Aynı ihtiyaçları karşılayan ya da aynı amaca yönelik rakip mal ve hizmetlerin karşılaştırmalı reklamları yapılabilir.
4)-Reklam veren, ticari reklam veya ilânda yer alan somut iddiaları ispatla yükümlüdür.
5)-Reklam verenler, reklamcılar ve mecra kuruluşları bu madde hükümlerine uymakla yükümlüdürler.” hükmü yer almış; aynı Kanunun “Ceza Hükümleri” başlıklı 25.maddesinin sekizinci fıkrasında ise “16.maddeye aykırı hareket edenler hakkında Reklam Kurulu tarafından ihlalin niteliğine göre birlikte veya ayrı ayrı üç aya kadar tedbiren durdurma, durdurma, düzeltme veya 8.788- TL.(2013 yılı için) idari para cezası uygulanır. 16. maddeye aykırılık, ülke düzeyinde yazılı, sözlü, görsel ve sair araçlar ile gerçekleşmiş ise, idari para cezası on katı olarak uygulanır.” hükmüne yer verilmiş;
4077 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 6502 sayılı Kanunda ticari reklam ve ilanlar ile ilgili düzenleme getiren 61.maddesinde de “Ticari Reklam” başlığı altında ;
“1)-Ticari reklam, ticaret, iş, zanaat veya bir meslekle bağlantılı olarak; bir mal veya hizmetin satışını ya da kiralanmasını sağlamak, hedef kitleyi oluşturanları bilgilendirmek veya ikna etmek amacıyla reklam verenler tarafından herhangi bir mecrada yazılı, görsel, işitsel ve benzeri yollarla gerçekleştirilen pazarlama iletişimi niteliğindeki duyurulardır.
2)-Ticari reklamların Reklam Kurulunca belirlenen ilkelere genel ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına uygun, doğru ve dürüst olmaları esastır.
3)- Tüketiciyi aldatıcı veya onun tecrübe ve bilgi noksanlıklarını istismar edici, can ve mal güvenliğini tehlikeye düşürücü, şiddet hareketlerini ve suç işlemeyi özendirici, kamu sağlığını bozucu, hastaları, yaşlıları, çocukları ve engellileri istismar edici ticari reklam yapılamaz.
4)-Reklam olduğu açıkça belirtilmeksizin yazı, haber, yayın ve programlarda, mal veya hizmetlere ilişkin isim, marka, logo veya diğer ayırt edici şekil veya ifadelerle ticari ünvan veya işletme adlarının reklam yapmak amacıyla yer alması ve tanıtıcı mahiyette sunulması örtülü reklam olarak kabul edilir. Her türlü iletişim aracında sesli, yazılı ve görsel olarak örtülü reklam yapılması yasaktır.
5)-Aynı ihtiyaçları karşılayan ya da aynı amaca yönelik rakip mal veya hizmetlerin karşılaştırmalı reklamı yapılabilir.
6)-Reklam verenler ticari reklamlarında yer alan iddiaların doğruluğunu ispatla yükümlüdür.
7)-Reklam verenler, reklam ajansları ve mecra kuruluşları bu madde hükümlerine uymakla yükümlüdür.
8)-Ticari reklamlara ilişkin getirilecek sınırlamalar ile bu reklamlarda uyulması gereken usul ve esaslar yönetmelikle belirlenir.” hükümleri yer almıştır.
Reklam veren, 4077 sayılı Kanun’un “Tanımlar” başlıklı 3.maddesine şöyle tanımlanmıştır: “Reklam veren: Ürettiği ya da pazarladığı malın/hizmetin tanıtımını yaptırmak, satışını artırmak veya imajını yaratıp güçlendirmek amacıyla hazırlattığı, içinde firmasının ya da mal/hizmet markasının yer aldığı reklamları yayınlatan, dağıtan ya da başka yollarla sergileyen gerçek ya da tüzel kişiyi ifade eder”. Aynı maddede mecra kuruluşu “Ticari reklam veya ilanı hedef kitleye ulaştıran iletişim kanallarının ya da her türlü aracın sahibi, işleticisi veya kiralayıcısı olan gerçek veya tüzel kişiyi ifade eder” şeklinde tanımlanmıştır.
Anılan mevzuat hükümlerine göre reklam verenler, reklam ajansları ve mecra kuruluşları, ticari reklamlara ilişkin mevzuatta belirlenen usul ve esaslara uymakla ayrı ayrı yükümlü tutulmuşlardır. Dolayısıyla her birinin diğerine bu hususta önceliği bulunmamaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, İdare Mahkemesi’nce Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’na dava konusu işlemin yayınlandığı mecra kuruluşunun sahibinin kim olduğunun sorulduğu, gelen cevabi yazıda internet sitesinin sahibinin … isimli şahıs olduğunun ifade edildiği, bu minval üzere cezaların şahsiliği ilkesi uyarınca internet sitesi sahibi …’a ceza verilmesi gerekirken, cezanın davacı şirkete verilmesinin yerinde olmadığı gerekçesi ile dava konusu işlemin iptaline karar verildiği anlaşılmıştır.
Her ne kadar idari para cezasına konu, edilen aykırılık, mecra kuruluşu olarak internet aracılığıyla işlenmiş ise de reklam verenin de yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri gereğince sorumlu tutulabileceği açıktır. Sadece mecra kuruluşunun sorumlu tutulmasıyla reklam verenin bu durumda sorumluluktan kurtulacağı düşünülemez.
Davacı şirketin, yazılı görüşlerinin ve bilgi-belgelerin davalı İdare tarafından istenmesine ilişkin yazısına davacı şirketin verdiği 18.02.2013 tarihli yazıda, aralarında “www…..com” adresli internet sitesinin de bulunduğu altı adet internet sitesinin kendilerine ait olduğu, şirketin üretim yapmadığı ancak ürünlerin üretici firmadan alınıp pazarlamasının kendileri tarafından gerçekleştirildiğinin, ifade edildiği görülmüştür. Bu durumda davacı şirketin Kanunda tanımlanan reklam veren olduğunda şüphe bulunmamaktadır.
Ayrıca, davacı şirketin ticaret sicil gazetesine kaydı yapılan adresi ile…’un yönetim kurulu üyesi olduğu …Doğal Yaşam Ürünleri Ltd.Şti.nin ticaret sicil gazetesinde kayıtlı adresin de aynı adres olduğu; www…..tv ve www…..com adresli internet sitelerinde Dr….’un … grup kurucusu olduğunun yazıldığı, dava konusu internet sitesi çıktılarında “…medya” ibaresinin görünümünün bulunduğu, alan adı sorgulama sayfası olan www….gov.tr adresli internet sitesinin 23.01.2013 tarihli çıktısında www…..com adlı internet sitesine ait alan adı kayıt ettirenin adresi ile davacı şirketin adresinin aynı olduğu, bir tüketicinin şikayet dilekçesinde söz konusu internet sitesinden aldığı ürünle birlikte davacı şirket adına düzenlenmiş irsaliyenin bulunduğu görülmüş olup söz konusu internet sitesinin davacı şirket adına faaliyet gösterdiği ve … ile aralarında bağlantı olduğu anlaşılmıştır.
Bu durumda, idari yaptırımın yerinde olup olmadığının denetiminin yapılarak bir karar verilmesi gerekirken davacı şirkete idari para cezası uygulanmasında hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu idari işlemin iptaline dair verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamıştır.
Diğer yandan idari yaptırım yerinde görülse dahi 6502 sayılı Kanun’un “Ticari reklamlar” başlıklı 61.madde hükümlerine aykırılık halinde uygulanacak müeyyideyi düzenleyen 77.maddesinin 12.fıkrasının (e) bendinde “Aykırılık internet aracılığıyla gerçekleşmiş ise elli bin Türk Lirası idari para cezası verilir” hükmü getirildiğinden aykırılığın internet aracılığıyla gerçekleşmesi halinde verilen idari para cezasının miktarı mülga 4077 sayılı Kanunda düzenlendiği haline göre daha düşük miktarda olduğundan davacının lehine bir durum ortaya çıktığı, lehe kanun uygulamasından davacının mahrum edilmesinin de düşünülemeyeceği açıktır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesine uygun bulunan davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile …. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve E:…; K:…sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 01/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.