Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2015/3865 E. , / K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/3865
Karar No : 2015/5620
Temyiz Eden (Davacı) :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, gereği görüşüldü:
Dava; davacıya ait … plakalı aracın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun EK 2/3. maddesi uyarınca altmış gün süreyle trafikten men edilmesine ve davacıya 2.102,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemler ile okul taşıtlarına ilişkin getirilen kurallara uyulmadığından bahisle aynı Kanunun 75. maddesi uyarınca 172,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince; dava konusu araçla, ilgili belediyeden izin ya da ruhsat alınmaksızın ticari amaçla yolcu taşımacılığı yapıldığı sabit olduğundan, dava konusu işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, hukuka aykırı olduğu ileri sürülen anılan İdare Mahkemesi kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Uyuşmazlıkta; dava konusu aracın, ilgili belediyeden izin almaksızın belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıdığından bahisle altmış gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin işlem ile buna bağlı olarak verilen 2.102,00 TL idari para cezasının ayrı, okul taşıtlarına ilişkin getirilen kurallara uyulmadığından bahisle Kanunun 75. maddesi uyarınca verilen 172,00 TL idari para cezasının ayrı değerlendirilmesi gerekmektedir.
Mahkemece para cezaları yönünden herhangi bir ayrım yapılmaksızın karar verilmiştir.
Temyize konu Mahkeme kararının, dava konusu aracın, ilgili belediyeden izin almaksızın belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıdığından bahisle altmış gün süreyle trafikten men edilmesine ve davacıya 2.102,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin işlemler yönünden verilen davanın reddine yönelik kısmı incelendiğinde;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun “Araçların tescil edildikleri amacın dışında kullanılması” başlıklı Ek 2. maddesinde; araçlarını motorlu araç tescil ve trafik belgesinde gösterilen maksadın dışında kullananlar ile sürülmesine izin veren araç sahiplerinin 14.400.000 lira para cezası ile cezalandırılacağı, ayrıca, aracın onbeş gün süre ile trafikten men edileceği, ilgili belediyeden izin veya ruhsat almaksızın, belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşıyan kişiye, araç sahibine, bağlı bulunduğu durak, işyeri ve işletmelerin sorumlularına birinci fıkrada gösterilen idari para cezasının üç kat olarak, fiilin işlendiği tarihten itibaren bir yıl içinde tekerrürü halinde ise beş kat olarak uygulanacağı, ayrıca, aracın her defasında altmış gün süre ile trafikten men edileceği hükmüne yer verilmiştir.
Anılan maddenin ilk halinde aracın üretim amacı dışında yolcu veya yük taşımacılığında kullanılması hali için ceza öngörülmüşken, maddeye 31.05.2012 tarihinde kabul edilen 6321 sayılı Kanunla eklenen üçüncü fıkrayla, “korsan” olarak tabir edilen şehiriçinde ticari amaçlı kayıt dışı yolcu taşımacılığının engellenerek, hem taşımacılık hizmetlerinin düzene sokulması hem de kurallara bağlı olarak yolcu taşımacılığı yapan esnafın haklarının korunmasının amaçlandığı görülmektedir.
Öte yandan, 4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasında; taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yapılabilmesi için Bakanlıktan yetki belgesi alınmasının zorunlu olduğu, 26. maddesinin (a) bendinin birinci fıkrasında; bu Kanunun, 5. maddesine göre yetki belgesi almadan taşıma işinde faaliyette bulunanlara idari para cezası verileceği, 34. maddesinin (a) bendinde, taşımacılık yapmak isteyen gerçek ve tüzel kişilerde aranacak şartların, verilecek yetki belgeleri ve taşıt belgelerinin, her belge türü için gerekli olan taşıt kapasitelerinin, taşıtların yaşı, nitelikleri, istiap hadleri ve terminal hizmetlerinde öngörülecek hususların yönetmelikle gösterilmesi öngörülmüştür.
4925 sayılı Kanun’a dayanılarak çıkarılan, Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin “Yetki belgesi alma zorunluluğu” başlıklı 5. maddesinde, bu Yönetmelik kapsamına giren taşımacılık, acentelik, taşıma işleri komisyonculuğu, taşıma işleri organizatörlüğü, nakliyat ambarı işletmeciliği, kargo işletmeciliği, lojistik işletmeciliği, dağıtım işletmeciliği, terminal işletmeciliği ve benzeri faaliyetlerde bulunacak gerçek ve tüzel kişilerin yapacakları faaliyetlere uygun olan yetki belgesini/belgelerini Bakanlıktan almalarının zorunlu olduğu, “Yetki belgesi türleri” başlıklı 6. maddesinde ise, D türü yetki belgesinin otobüsle yurtiçi yolcu taşımacılığı yapacak gerçek ve tüzel kişilere verileceği, taşımanın şekline göre türlere ayrıldığı, Dl yetki belgesinin, tarifeli olarak şehirlerarası ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara, D2 yetki belgesinin, tarifesiz olarak yurtiçi ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara, D3 yetki belgesinin, sadece kendi esas iştigal konusu ile ilgili personelini yurtiçinde taşımak üzere yolcu taşımacılığı yapacak ve ticari maksatla taşımacılık yapmayacaklara, D4 yetki belgesinin de, taşıma mesafesine bakılmaksızın iliçi ve 100 kilometreye kadar olan şehirlerarası tarifeli ve tarifesiz olarak ticari yolcu taşımacılığı yapacaklara verileceği kuralı yer almaktadır.
Dosyadaki belgelerin incelenmesinden; görevli polis memurlarınca 09.07.2014 tarihinde yapılan denetimde, davacı şirkete ait … plakalı araç ile ilgili belediyeden izin veya ruhsat alınmaksızın Kocaeli İli Darıca İlçesi ile İstanbul İli Tuzla İlçesi arasında ticari amaçla servis taşımacılığı yapıldığının tespit edildiğinden bahisle dava konusu işlemlerin tesis edildiği anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı tarafından, Kocaeli İli Darıca İlçesi ile İstanbul İli Tuzla İlçesi arasında yapılan taşımacılık faaliyetinin belediye sınırları dahilinde bir taşımacılık olmadığı, yurtiçi ticari yolcu taşımacılığı olduğu görülmektedir.
Bu veriler ışığında, otobüs ile yurtiçi ticari yolcu taşımacılığı yapan davacı hakkında ilgili belediyeden izin veya ruhsat almaksızın, belediye sınırları dahilinde ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapıldığından bahisle tesis edilen dava konusu işlemlerde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Diğer taraftan; otobüs ile yurtiçi ticari yolcu taşımacılığına ilişkin kurallar Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nde düzenlenmiş olup, anılan Yönetmeliğe aykırı davranılması halinde Karayolu Taşıma Kanunu’nun 26. maddesinde belirlenen yaptırımın uygulanması da mümkündür.
Durum böyle olunca; dava konusu işlemlerin iptaline karar verilmesi gerekirken, davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuka uygunluk görülmemiştir.
Temyize konu Mahkeme kararının, okul taşıtlarına ilişkin getirilen kurallara uyulmadığından bahisle 172,00 TL idari para cezası verilmesine ilişkin kısmına gelince;
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 75. maddesinin ilk üç fıkrasında okul taşıtları ile ilgili uyulması gerekli kurallar belirtilmiş, dördüncü fıkrasında bu madde hükümlerine uymayan sürücülerin para cezası ile cezalandırılacakları düzenlenmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3 üncü maddesinde de;
” (1) Bu Kanunun;
a) İdari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümleri, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde,
b) Diğer genel hükümleri, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında, uygulanır.” düzenlemesi yer almıştır.
Anılan Kanunu’nun “Saklı tutulan hükümler” başlığını taşıyan 19. maddesinde ise, “(1) Diğer kanunlarda kabahat karşılığında öngörülen belirli bir süre için;
a) Bir meslek ve sanatın yerine getirilmemesi,
b) İşyerinin kapatılması,
c) Ruhsat veya ehliyetin geri alınması,
d) Kara, deniz veya hava nakil aracının trafikten veya seyrüseferden alıkonulması, gibi yaptırımlara ilişkin hükümler, ilgili kanunlarda bu Kanun hükümlerine uygun değişiklik yapılıncaya kadar saklıdır.” hükmü yer almıştır.
Aynı Kanunun 27. maddesinin 8. fıkrasında ise; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde; idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kurala bağlanmıştır.
Yukarıda alıntısı yapılan mevzuat hükümleri uyarınca, Kabahatler Kanunu’nun; idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı; diğer kanunlarda görevli mahkemenin gösterilmesi durumunda ise uygulanmayacağı açıktır. Ancak, idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde, idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının, bu işlemin iptali talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği kuşkusuzdur. Kabahatler Kanununun 27. maddesinin gerekçesinde de, bu hükümle, Kabahatler Kanunu’ndaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığı belirtilmiştir.
Bu veriler ışığında, davacı hakkında uygulanan trafik para cezasının 5326 sayılı Kanun’un 16. maddesinde belirtilen idari yaptırım türlerinden biri olduğu, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nda da bu para cezasına itiraz konusunda görevli mahkemenin gösterilmediği, okul taşıtlarına ilişkin getirilen kurallara uymamak fiili nedeniyle verilen para cezası kapsamında idari yargının görev alanına giren kararın verilmediği anlaşıldığından, dava konusu uyuşmazlığın bu kısmının idari yargı yerinde çözümlenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Durum böyle olunca, İdare Mahkemesince davanın bu kısmının görev yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, herhangi bir ayrıma gidilmeksizin davanın esastan reddi yolunda verilen kararda usul hükümlerine uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 01/10/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.