Danıştay Kararı 15. Daire 2015/3747 E. 2015/8631 K. 07.12.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/3747 E.  ,  2015/8631 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/3747
Karar No : 2015/8631

Temyiz Eden (Davacılar)
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin……..tarih ve E:……… K:…….sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Danıştay Tetkik Hâkimi :
Düşüncesi :Dava konusu işlemin davacı murislerine tebliğ edilmediği görüldüğünden dava açma hakkını öğrenme ihtimali bulunmadığı gerekçesiyle mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, muris …’ın ikâmet ettiği… İli, … ilçesi, … Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle, mal varlığına ulaşamaması ve taşınır, taşınmaz mallarının zarara uğradığı nedeniyle, zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin 4/11/2011 tarih ve 7152 sayılı işlemin hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davacının öldüğünü bilme olanağı bulunmayan idarenin kararı mirasçılara tebliğ etme yükümlülüğü bulunmadığı gibi, söz konusu yükümlülüğün vekile ait olması ve vekil tarafından kendisine tebliğ edilen işlemi mirasçılara bildirmesi ve gerektiğinde mirasçılar adına dava açması gerekirken, vekil tarafından 28/09/2007 tarihinde ölen başvuran adına 5/4/2012 tarihinde açılan davanın ehliyet yönünden reddedilmesinden çok sonra, 21/11/2013 tarihinde açılan davanın süre aşımı nedeniyle inceleme olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın süre aşımı yönünden reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 7. maddesinde; özel kanunlarında ayrı süre gösterilmeyen hallerde idare mahkemelerinde dava açma süresinin altmış gün olduğu, 8. maddesinin 1. bendinde; sürelerin tebliğ, yayın veya ilan tarihini izleyen günden itibaren işlemeye başlayacağı, 2. fıkrasında; tatil günlerinin sürelere dahil olduğu, şu kadarki, sürenin son günü tatil gününe rastlarsa, sürenin tatil gününü izleyen çalışma gününün bitimine kadar uzayacağı, 11. maddesinin 1. fıkrasında; ilgililer tarafından idari dava açılmadan önce, idari işlemin kaldırılması, geri alınması, değiştirilmesi veya yeni bir işlem yapılması üst makamdan, üst makam yoksa işlemi yapmış olan makamdan, idari dava açma süresi içinde istenebileceği, bu başvurunun, işlemeye başlamış olan idari dava açma süresini durduracağı, 2. fıkrasında; altmış gün içinde bir cevap verilmezse isteğin reddedilmiş sayılacağı, 3. fıkrasında; isteğin reddedilmesi veya reddedilmiş sayılması halinde dava açma süresi yeniden işlemeye başlayacağı ve başvurma tarihine kadar geçmiş sürenin de hesaba katılacağı kuralı öngörülmüş olup, 14. maddesinin 3. fıkrasının (e) bendinde; dava dilekçesinin süreaşımı yönünden inceleneceği, son fıkrasında; ilk incelemeden sonra tespit edilmesi halinde de davanın her safhasında 15. madde hükmünün uygulanacağı, 15. maddenin 1. fıkrasının (b) bendinde ise; davanın süresinde açılmadığının belirlenmesi durumunda davanın reddedileceği hükmüne yer verilmiştir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un ”başvurunun süresi, şekli, incelenmesi ve sonuçlandırılması”na ilişkin esaslara yer verilen 6. maddesinin 1. fıkrasında; zarar gören veya mirasçılarının veya yetkili temsilcilerinin zarar konusu olayın öğrenilmesinden itibaren altmış gün içinde, her hâlde olayın meydana gelmesinden itibaren bir yıl içinde zararın gerçekleştiği veya zarar konusu olayın meydana geldiği il valiliğine başvurmaları hâlinde gerekli işlemlere başlanacağı, bu sürelerden sonra yapılacak başvuruların kabul edilmeyeceği, 12. maddesinin 1. fıkrasında; Komisyon’un, uğranılan zararı sulh yoluyla karşılayacak safi miktarı belirleyeceği ve hazırlanan sulhname tasarısının örneği davet yazısı ile birlikte hak sahibine tebliğ edeceği, 16. Maddesinde; bu Kanun gereğince yapılacak tebligatlar hakkında 7201 sayılı Tebligat Kanunu hükümlerinin uygulanacağı hüküm altına alınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacıların murisi ……….. tarafından verilen 9/3/2006 tarih ve 3067 sayılı vekâletname uyarınca, vekil olan Av. ………… tarafından, 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan başvuru neticesinde tesis edilen 4/11/2011 tarih ve 7152 sayılı dava konusu işlemin iptali istemiyle açılan davada, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:.., K:… sayılı kararıyla, davacı ……….. (davacıların murisi) dava tarihi olan 5/4/2012 tarihinden çok önce (28/09/2007 tarihinde) öldüğü halde, sağlığında verilen vekâletnameye dayanarak avukat tarafından açılan davanın ehliyet yönünden reddine karar verildiği, anılan karardan çok sonra aynı vekil tarafından, belirtilen gerekçelerle, aynı işlemin iptali istemiyle murisler adına bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmıştır.
Bakılan uyuşmazlıkta; dava önce ehliyet yönünden ret kararı verilen … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının davacı vekiline 23/10/2013 tarihinde tebliğ edildiği; murisler adına davacı vekilince 21/11/2013 tarihli havale edilen dilekçe ile davanın açıldığı görülmektedir. Davalı idare tarafından iptali istenen işlemin davacının murislerine tebliğ edildiğine ilişkin dava dosyasında bilgi belge olmadığı ve dava açma hakkının kendilerine geçtiğini daha önce verilen ehliyet yönünden ret kararıyla öğrenen davacıların aynı işlemin iptali istemiyle açtığı davanın esasına girilerek bir karar verilmesi gerekmektedir.
Bu durumda İdare Mahkemesi’nce davanın ehliyet yönünden reddine karar verildikten sonra, aynı vekil tarafından aynı işlemin iptali istemiyle açılan davada süre yönünden reddi yolunda verilen kararda hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulü ile… İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere anılan mahkemeye gönderilmesine,2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07/12/2015 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

KARŞI OY :

Temyiz isteminin reddedilerek Mahkeme kararının onanması gerektiği oyuyla çoğunluk kararına katılmıyorum.