Danıştay Kararı 15. Daire 2015/3394 E. 2016/5687 K. 23.11.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/3394 E.  ,  2016/5687 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/3394
Karar No : 2016/5687

Davacı :
Davalı :
Vekili :
Davanın Özeti : 11.06.2009 tarih ve 27255 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 76. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinin; Karayolu Taşıma Kanunu uyarınca idari para cezası uygulanırken Taşıma Yönetmeliği uyarınca da yaptırım uygulanmasının hukuka aykırı olduğu, taşıma esnasında oluşan zararın karşılandığı ve alıcının zararının giderildiği, zarar giderilmesine rağmen kendilerine hem idari para cezası uygulandığı hem de uyarma cezası verildiği, Yönetmelikte Kanundaki ihlal için yaptırım öngörülmesinin kanunilik ilkesine aykırı olduğu ileri sürülerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davanın süresinde açılmadığı, karayolu taşımacılık faaliyetlerini düzenleme yetkilerinin bulunduğu, Karayolu Taşıma Kanunu’nun 27. maddesinde hangi hallerde uyarma yaptırımı uygulanacağının Yönetmelikte düzenlenmesi yetkisinin verildiği, ayrıca bu Kanuna göre idari para cezası verilmesinin uyarma yaptırımı uuygulanmasını engellemeyeceğinin hüküm altına alındığı, dava konusu madde gereği davacıya verilen 10 uyarmanın paraya çevrildiği ve davacı tarafından Bakanlık döner sermayesine yatırıldığı, bunun üzerine uyarmaların kaldırıldığı, dava konusu Yönetmelik maddesinde hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Karayolu taşıma mevzuatına uygun olarak öngörülen dava konusu düzenlemede hukuka ve üst hukuk normlarına aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; 11.6.2009 tarih ve 27255 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 76. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanununun 1. maddesinde; taşımada düzeni ve güvenliği sağlamanın, Kanunun amaçlarından olduğu belirtilmiş; 4. maddesinde, taşımaların, ekonomik, seri, elverişli, güvenli, çevreye kötü etkisi en az ve kamu yararını gözetecek tarzda serbest rekabet ortamında gerçekleştirileceği hükme bağlanmış; 5. maddesinde taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yetki belgesi alınabilmesi için taşıma işleri işletmecilerinin mesleki saygınlık, mali yeterlilik ve mesleki yeterliliğe ait usul ve esasların yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüş; Ceza uygulaması başlıklı 27. Maddesinde, bu Kanun kapsamında faaliyet gösterenlere hangi hallerde uyarma, geçici durdurma ve iptal şeklinde
idari müeyyideler uygulanacağına ilişkin hususların yönetmelikle düzenleneceği, bu Kanuna göre verilen idari para cezalarının, yönetmelikte düzenlenen uyarma, geçici durdurma ve iptal şeklindeki idari müeyyidelerin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği hükme bağlanmış; aynı Yasa’nın 34. maddesinde de, davalı idareye, bu Yasa uyarınca verilecek belgelerin geçerlilik süreleri, geri alınması ve uygulanacak idari müeyyideleri ve Yasa’nın uygulanmasıyla ilgili diğer esas ve usulleri yönetmelikle düzenleme yetkisi verilmiştir.
Anılan Yasa ve 3348 sayılı yasaya dayanılarak çıkarılan Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin “Sorumluluk, Yükümlülük ve Haklar, Yetki Belgesi Sahiplerinin Sorumlulukları” başlıklı 42. maddesinin 10. fıkrasında, eşya ve kargo taşımacılığı alanında yetki belgesi sahibi olanların, eşya ve kargoları teslim aldıkları andan teslim edinceye kadar, eşyanın ve kargonun tamamen veya kısmen kaybından, zayiinden, hasara uğramasından, çalınmasından, güvenliğini sağlamaktan, teslim alınan şeklini muhafaza etmekten, korunması ve taşınmasından sorumlu oldukları kurala bağlanmış; “Diğer İdari Yaptırımlar, Uyarma” başlıklı 76. maddesinin 1. fıkrasının dava konusu (m) bendinde, 42. maddesinin 10. fıkrasına aykırı hareket edenlere, zarar görenin tazmin hakkı saklı kalmak üzere, 10 uyarma verileceği ; anılan maddenin 3. fıkrasında da, yetki belgesi sahiplerinin; birinci ve ikinci fıkralara göre verilen uyarmaların veriliş tarihinden itibaren 90 gün içinde; Bakanlığa yazılı başvuruda bulunarak verilen uyarmaların paraya çevrilmesini talep edebilecekleri, verilen uyarmaların paraya çevrilebilmesi için; bu 90 günlük süre içinde uyarma başına 63 Türk Lirasının Bakanlık döner sermaye hesaplarına ödenmesinin şart olduğu, söz konusu ödemenin yapılmasından sonra uyarmaların kaldırılacağı, paraya çevrilmeyen uyarmaların kaldırılmayacağı, bu ücretin, her takvim yılı başından geçerli olmak üzere o yıl için 4.1.1961 tarihli ve 213 sayılı Vergi Usul Kanunu uyarınca tespit ve ilan edilen yeniden değerleme oranında artırılarak uygulanacağı kurala bağlanmış; aynı Yönetmeliğin 78. maddesinin 7. fıkrasında, 76. maddeye göre verilen ve veriliş tarihinden itibaren 90 gün içinde kaldırılmadığı için kalıcı hale gelen uyarmaların toplam sayısı 50 adede ulaşınca ilgilinin yetki belgesinin iptal edileceği düzenlenmiştir.
Genel anlamda idarelerin, kamu düzenini ve güvenliğini zamanında ve gereği gibi koruyabilmesi için, yönetilenler hakkında bir takım kurallar koyabilme ve bu kurallara uyulmaması halinde uygulayacağı yaptırımları önceden belirtmek suretiyle düzenlemede bulunabilme yetkisi vardır.
Mevzuat uyarınca yetki belgesi vermeye yetkili idarenin koymuş olduğu bir takım kurallara uyulmaması halinde ne tür yaptırımlar uygulayacağına ilişkin düzenleme yapabileceği açık olduğundan, eşya ve kargo taşımacılığı alanında yetki belgesi sahibi olanların, eşya ve kargoları teslim aldıkları andan, teslim edinceye kadar, eşyanın ve kargonun tamamen veya kısmen kaybından, zayiinden, hasara uğramasından, çalınmasından, güvenliğini sağlamaktan, teslim alınan şeklini muhafaza etmekten, korunması ve taşınmasından kaynaklanan sorumluluğunu yerine getirmemesi halinde karşılaşacağı yaptırımın düzenlenmesine ilişkin maddede hukuka aykırılık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerektiği, düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelendi, davalı idarenin süre itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:
Dava, 11.06.2009 tarih ve 27255 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 76. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendinin iptali istemiyle açılmıştır.
İşlem tarihinde yürürlükte bulunan 655 sayılı nın Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin “Görevler” başlıklı 2. maddesinin (d) bendinde ulaştırma, denizcilik, haberleşme ve posta iş ve hizmetlerinin ekonomik, seri, elverişli, güvenli, kaliteli, çevreye kötü etkisi en az ve kamu yararını gözetecek tarzda serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında sunulmasını sağlamak Bakanlığın görevleri arasında sayılmış, Bakanlığın hizmet birimi olan “Karayolu Düzenleme Genel Müdürlüğü” başlıklı 7. maddesinin (a) bendinde; karayolu ulaştırması faaliyetlerinin ticari, ekonomik, sosyal ihtiyaçlara ve teknik gelişmelere bağlı olarak ekonomik, seri, elverişli, güvenli, kaliteli, çevreye kötü etkisi en az ve kamu yararını gözetecek tarzda serbest, adil ve sürdürülebilir bir rekabet ortamında yapılmasını ve bu faaliyetlerin diğer ulaştırma türleriyle birlikte ve birbirlerini tamamlayıcı olarak hizmet vermesini sağlamak, (d) bendinde; karayolu taşımacılığı alanında taşımacı, organizatör, acente, komisyoncu, lojistik işletmecisi, terminal işletmecisi ve benzeri faaliyette bulunanlar ile şoförler başta olmak üzere bu işlerde çalışanların mesleki yeterlik şartlarını belirlemek, bununla ilgili eğitim vermek veya verdirmek, sınav yapmak veya yaptırmak ve bunları yetkilendirmek ve denetlemek, (f) bendinde ise ; karayolu taşımacılık faaliyetlerinde kullanılan her türlü taşıtın cins, kapasite, sahiplik, yaş ve benzeri yönden asgari niteliklerini belirlemek Kara Ulaştırması Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmış, “Düzenleme yetkisi” başlıklı 34. maddesinde ise; Bakanlığın; görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve kanunla belirlenmiş konularda idari düzenlemeler yapabileceği hüküm altına alınmıştır.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun “Amaç” başlıklı 1. maddesinde; Kanunun, karayolu taşımalarının ülke ekonomisinin gerektirdiği şekilde düzenlenmesi, taşımada düzen ve güvenliğin sağlanması, taşımacı, acente ve taşıma işleri komisyoncuları ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği ve benzeri hizmetlerin şartlarının belirlenmesi, taşıma işlerinde istihdam edilenlerin niteliklerinin, haklarının ve sorumluluklarının saptanması, karayolu taşımalarının diğer taşıma sistemleri ile birlikte ve birbirini tamamlayıcı olarak hizmet vermesi ve mevcut imkânların daha yararlı bir şekilde kullanılmasının sağlanması amacıyla çıkarıldığı, “Genel kural” başlıklı 4. maddesinde taşımaların; ekonomik, seri, elverişli, güvenli, çevreye kötü etkisi en az ve kamu yararını gözetecek tarzda serbest rekabet ortamında gerçekleştirileceği, “Yetki belgesi alma zorunluluğu ve taşıma hizmeti” başlıklı 5. maddesinin 1. fıkrasında; taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yapılabilmesi için Bakanlıktan yetki belgesi alınmasının zorunlu olduğu, 2. fıkrasında; taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yetki belgesi alınabilmesi için taşıma işleri işletmecilerinin mesleki saygınlık, mali yeterlilik ve mesleki yeterliliğe sahip olması gerektiği, bu maddeye ilişkin usul ve esasların yönetmelikle belirleneceği hükümlerine yer verilmiştir.
Anılan Kanunun “Taşımacının sorumluluğu” başlıklı 6. maddesinin 1. fıkrasında; yolcu ve eşya taşımalarının, kanunlara ve taşımacı ile yolcu ve gönderen arasındaki sözleşmelere uygun olarak yapılacağı, yolcu taşımalarının biletsiz veya taşıma sözleşmesiz, eşya taşımalarının taşıma senetsiz yapılamayacağı; 3. fıkrasında taşımacının, yolcu ve eşyanın güvenlik içinde taşınmasından sorumlu olduğu; “İdarî para cezaları ” başlıklı 26. maddesinin (d) bendinde; Bu Kanunun; 6 ncı maddesinin birinci fıkrasına aykırı davranan taşımacılara beş yüz Türk Lirası, üçüncü ve dördüncü fıkralarına aykırı davranan taşımacılara üç yüz Türk Lirası idari para cezası verileceği, “Ceza uygulaması” başlıklı 27. Maddesinde ise bu Kanunda yazılı idari para cezalarını uygulamaya Ulaştırma Bakanının yetkilendirdiği Bakanlık personelinin, trafik polisi ve zabıtasının, trafik polisinin görev alanı dışında kalan yerlerde rütbeli jandarma personelinin, sınır kapılarında görev yapan gümrük muhafaza ve gümrük muayene memurları ile bunların amirleri, terminallerde görevli belediye zabıtasının yetkili olduğu, bu Kanun kapsamında faaliyet gösterenlere hangi hallerde uyarma, geçici durdurma ve iptal şeklinde idari müeyyideler uygulanacağına ilişkin hususların yönetmelikle düzenleneceği, bu Kanuna göre verilen idari para cezalarının, yönetmelikte düzenlenen uyarma, geçici durdurma ve iptal şeklindeki idari müeyyidelerin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği hükmü yer almaktadır.
Yukarıda aktarılan mevzuat uyarınca 11.06.2009 tarih ve 27255 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin “Yetki belgesi sahiplerinin sorumlulukları” başlıklı 42. maddesinde eşya ve kargo taşımacılığı alanında yetki belgesi sahibi olanların, eşya ve kargoları teslim aldıkları andan teslim edinceye kadar, eşyanın ve kargonun tamamen veya kısmen kaybından, zayiinden, hasara uğramasından, çalınmasından, güvenliğini sağlamaktan, teslim alınan şeklini muhafaza etmekten, korunması ve taşınmasından sorumlu oldukları düzenlenmiş, “Uyarma” başlıklı 76. maddesinin 1. fıkrasının dava konusu (m) bendinde ise bu sorumluluğa aykırı hareket edenlere uygulanacak yaptırıma yer verilmiştir;
“m) 42 nci maddesinin onuncu fıkrasına aykırı hareket edenlere, zarar görenin tazmin hakkı saklı kalmak üzere, 10 uyarma,… verilir.”
Anılan Yönetmeliğin “İdari para cezası ve diğer idari yaptırımların birlikte uygulanması” başlıklı 79. maddesinin 1. fıkrasında; Kanunda öngörülen idari para cezalarının, Kanunda ve bu Yönetmelikte düzenlenen uyarma, geçici durdurma ve iptal gibi idarî müeyyidelerin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği, 2. fıkrasında; birden fazla kabahatin bir arada işlenmesi halinde her kabahat için ayrı ayrı idari para cezası uygulanacağı, 3. fıkrasında ise birden fazla ihlalin bir arada işlenmesi halinde her ihlal için ayrı ayrı idari müeyyide uygulanacağı düzenlemesi yer almaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden, kargoya verilen bir eşyanın zarar görmesi sonucu BİMER’e yapılan şikayet üzerine yapılan araştırma sonucunda; mevzuatta öngörülen sorumluluk ilkelerine aykırı davrandığından bahisle yurtiçi kargo işletmeciliği yapanlara verilen M2 yetki belgesi kapsamında faaliyette bulunan davacı şirkete 24.02.2015 tarihinde 4925 sayılı Kanununun 26. maddesinin (d) bendi uyarınca idari para cezası verildiği, 26.02.2005 tarihinde ise Taşıma Yönetmeliğinin dava konusu 76. maddesinin 1. fıkrasının (m) bendi uyarınca uyarma yaptırımının uygulandığı, bu işlem üzerine düzenleyici işlemin iptali istemiyle davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Yukarıda aktarılan mevzuat incelendiğinde; mesleki saygınlık ilkesine uygun olarak taşıma işlerini yürüten yetki belgesi sahipleri için sunulan taşıma hizmetinin kaliteli olmasını sağlamak ve yetki belgesi sahiplerine güvenerek hizmet satın alan kişilerin mağduriyetlerini önlenmek amacıyla sorumluluk esaslarının ve bu esaslara aykırılık halinde uygulanacak yaptırımların belirlendiği göülmektedir.
4925 sayılı Kanunun 26. maddesinin (d) bendinde taşımacının sözleşmeye aykırı davranması halinde para cezası yaptırımı öngörülürken; 27. maddesinde bu Kanun kapsamında faaliyet gösterenlere hangi hallerde uyarma yaptrımı uygulanacağının Yönetmelikte gösterileceğinin ve yine verilen idari para cezalarının uyarma yaptırımı uygulanmasını engellemeyeceğinin açıkça hüküm altına alındığı görülmektedir.
Bu durumda kanuni düzenlemeye uygun olarak, eşyayı ve kargoyu teslim aldıkları andan teslim edinceye kadar, eşyanın ve kargonun tamamen veya kısmen kaybından, zayiinden, hasara uğramasından, çalınmasından, güvenliğini sağlamaktan, teslim alınan şeklini muhafaza etmekten, korunması ve taşınmasından sorumlu olan yetki belgesi sahiplerine hangi hallerde uyarma yaptırımı uygulanacağının Yönetmeliğin 76. maddesinde sayıldığı, Kanun hükümlerinde sorumluluklara aykırılık halinde hem uyarma hem idari para cezası yapırımlarının uygulanabileceğinin kabul edildiği görüldüğünden, 4925 sayılı Kanun uyarınca yetki belgesi sahiplerine idari para cezası verilmesinin ardından Yönetmelik uyarınca uyarma yaptırımı uygulanmasında üst hukuk normlarına, kamu yararına ve hizmet gereklerine aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmaktadır.
Bu durumda üst hukuk normlarına, kamu yararına ve hizmet gereklerine uygun olarak tesis edilen dava konusu düzenlemede hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen … TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğ tarihinden itibaren 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu’na temyiz yolu açık olmak üzere, 23/11/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.