Danıştay Kararı 15. Daire 2015/3350 E. 2015/6272 K. 19.10.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/3350 E.  ,  2015/6272 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/3350
Karar No : 2015/6272

Temyiz Eden (Davacı)
Vekilleri : Av.
Karşı Taraf (Davalılar) : 1-
Vekili :

İstemin Özeti : … 5. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti :’nca temyize cevap verilmemiş, ‘nca mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuştur.
Düşüncesi :İdare Mahkemesi kararının UKOME kararına ilişkin kısmının onanması, idari para cezasına ilişkin kısmının lehe düzenleme nedeniyle bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren, 2575 sayılı Danıştay Kanunu’nun Ek 1. maddesi uyarınca, Danıştay Onbeşinci ve Sekizinci Dairelerinden oluşan Müşterek Kurulca, işin gereği görüşüldü:
Dava; … Büyükşehir Belediyesi tarafından … İli, … İlçesi, … Sokak No:… … adresinde faaliyet gösteren … Alışveriş Merkezi Otoparkında yapılan denetim sonucunda, 05.09.2013 tarih ve 347/8674 cilt sıra nolu tespit tutanağına bağlanan; 30.01.2007 tarih ve 2007/1-4 sayılı UKOME kararına aykırı olarak (1-2 saat), (2-3 saat) aralığında otopark ücreti alındığı, bu durumun 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 12.maddesi 4.fıkrasına aykırı olduğundan bahisle, aynı Kanunun 25.maddesinin 2.fıkrası ve 26.maddesi uyarınca iki ayrı saat diliminde tarifeye uymadıkları için 291×2=582 TL. ve fiil yıl içerisinde tekrarlandığı için tekerrür hükmü (25/11.madde) uygulanmak suretiyle 582×2=1.164-TL. idari para cezası verilmesine ilişkin, ‘nın 21.10.2013 tarih ve 349 sayılı işlemi ile bu dosyaya dayanak oluşturan Ulaşım Koordinasyon Merkezi (UKOME) kararının iptali ve ihtirazi kayıtla yatırılan 873-TL.nin iadesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesince, alışveriş merkezlerine müşteri olarak gelenlerin otopark ihtiyaçlarının, esas itibarıyla ticari amaç güdülmeksizin ve ücretsiz olarak bina içinde veya parselinde karşılanması gerektiği, söz konusu otoparkların zaman kısıtlaması olmaksızın tamamen ücretsiz olmasının ise amacına aykırı kullanımlara yol açarak kısa süreli otopark yerinin giderek azalması sonucunu doğuracağı, bu durumda da trafiğin yine olumsuz olarak etkileneceği dikkate alındığında, bu sakıncayı da göz ardı etmeyecek bir şekilde, … genelindeki alışveriş, ticaret merkezi gibi yerlerin binaya ait hizmet otoparklarına gelen müşterilerden ilk üç saate kadar ücret alınmaması, ilk üç saat dışında alınabilecek ücretin ise 5393 sayılı Yasa’nın 18/f maddesinden kaynaklanan yetkiye dayalı ve kamu yararına uygun olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesinin tarife komisyonunca belirlenen ücret oranında alınması yönünde tesis edilen işlem ile bu işleme dayalı olarak davacıya idari para cezası kesilmesi işleminde hukuka aykırılık görülmediği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, söz konusu UKOME kararında İstanbul genelindeki alışveriş merkezi, ticaret merkezi gibi yerlerin binaya ait hizmet otoparklarından gelen müşterilerden ilk üç saate kadar ücret alınmamasının karara bağlandığı, davalı idarenin karardaki “müşteri” kavramını yanlış yorumladığı; müşteri adayı ziyaretçiler, alışveriş merkezine alışveriş yapmaya gelmeyenler, alışveriş merkezine sadece ücretsiz otoparktan yararlanmak için gelen ve uzun süreli park ile yoğunluk yaparak gerçek alışveriş müşterilerinin sağlıklı otopark hizmetinden yararlanmasına engel olan araçları ayırt etmek için, alışverişe gelip tiyatro, sinema bileti sunan, bowling fişi, çocuk oyun alanı fişi, alışveriş fişi vs. sunan müşterilerden ilk beş saate kadar otopark ücreti alınmadığı, müşteri sıfatı taşımayan kişilerden ise bir saate kadar otopark ücreti alınmadığı, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.
Dava konusu işlemin 30.01.2007 tarih ve 2007/1-4 sayılı UKOME kararına ilişkin kısmı yönünden incelenmesinden;
5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Yasası, 5393 sayılı Belediye Yasası, Büyükşehir Belediyeleri Koordinasyon Merkezleri Yönetmeliğinin ilgili hükümleri uyarınca, mahalli ihtiyaç ve şartlara göre trafik düzeni ve güvenliğini sağlamak amacıyla gerekli tedbirleri almak ve trafikle ilgili sorunları çözümlemek konusunda UKOME yetkili bulunmaktadır.
Alışveriş ve ticaret merkezleri gibi özellikle halkın yoğun olarak kullandığı, umuma açık nitelikteki yerlerde, müşteri olarak gelen ve yalnızca belirli bir süre için otopark ihtiyacı söz konusu olan kişilerin bu ihtiyaçlarının binaya ait hizmet otoparklarından karşılanması noktasında bir ücretlendirmeye gidilmesinin, binaya ait hizmet otoparklarının tercih edilmeyerek çevre trafiğinin olumsuz etkilenebilmesi sonucunu doğurabileceği dikkate alındığından, olayın ulaşım ve trafikle yakından ilgili olduğu, bu nedenle de UKOME’nin bu konudaki düzenleyici nitelikte kararlar almakla görevli ve yetkili olduğu tartışmasızdır.
Otopark Yönetmeliği, İstanbul İmar Yönetmeliği ve İstanbul Otopark Yönetmeliğinde hükme bağlandığı üzere, “binayı kullananların otopark ihtiyacının bina içinde veya parselinde karşılanması esas” olduğu gibi, alışveriş merkezlerinin müşterilerinin de “binayı kullananlar” kapsamında değerlendirilmesi ve bu nedenle de otopark ihtiyaçlarının bina içinde veya parselinde karşılanması gerekmekte olup, bunun dışında, bina içinde ayrıca ticari amaçlı ve dışa dönük olarak otopark yapılıp işletilebilmesi ise ancak bağımsız bölüm olarak bodrum ve zemin katlarda olmak kaydıyla ve binayı kullananların otopark ihtiyacının bina içinde veya parselinde karşılanması sağlandıktan ve bu konuda UKOME görüşü alındıktan sonra mümkün olabilecektir.
Ticari amaçlı otoparkların, ancak binanın ihtiyacı olan otoparkın parsel veya bina bünyesinde karşılanması halinde yapılabileceği hüküm altına alındığından alışveriş merkezi, ticaret merkezi, merkezi iş alanlarına ilişkin hizmet otoparklarının (binanın ortak kullanım alanları arasındadır) binanın ihtiyacını karşılamak amacıyla ücretsiz hizmet vermesi, binanın ihtiyacını karşıladığı ve yönetmelikte yer verilen diğer şartları taşıdığı zaman ticari amaçlı otopark olarak kullanılması gerekir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davanın, İstanbul genelindeki alışveriş ve ticaret merkezi gibi yerlerin binaya ait hizmet otoparklarına gelen müşterilerden ilk üç saate kadar ücret alınmaması, ilk üç saat dışında alınabilecek ücretin ise İstanbul Büyükşehir Belediyesinin Tarife Komisyonu’nca belirlenen ücret oranında alınmasına, bu hususta hazırlanacak bilgilendirme levhalarının otopark girişlerine, otoparkın boş/dolu olup olmadığını belirten bilgi sistemi ile beraber konulmasına ilişkin Ulaşım Koordinasyon Merkezinin 30.01.2007 tarih ve 2007/1-4 sayılı kararına aykırı olarak davacı tarafından iki ayrı saat diliminde tarifeye uymayarak otopark ücreti alındığının tespiti üzerine, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 12/4.maddesi ” Fiyatı; Bakanlar Kurulu, kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları tarafından belirlenen mal veya hizmetlerin, belirlenen bu fiyatın üzerinde bir fiyatla satışa sunulması yasaktır” hükmünün ihlal edildiğinden bahisle idari para cezası verilmesi işlemi ile dayanak UKOME kararının iptali istemiyle açıldığı anlaşılmaktadır.
İmar Yasası, İmar Yönetmeliği, Otopark Yönetmeliği, İstanbul İmar Yönetmeliği ve İstanbul Otopark Yönetmeliği uyarınca alışveriş merkezleri, merkezi iş alanları ve ticaret merkezi vb.yapılara ait hizmet otoparklarından, ücret alınmaması gerektiği, bina otopark alanlarının hizmet amaçlı olup ticari amaçla kullanılamayacağı; binanın ihtiyacını karşıladığı ve yönetmelikte yer verilen diğer şartları taşıdığı zamanda ticari amaçlı otopark olarak kullanılanlardan otopark ücreti alınabileceği; dava konusu UKOME kararının, İstanbul genelinde ulaşım ve trafiğin yoğun olduğu otopark sorununun yaşandığı bölgelerdeki merkezi iş alanları, alışveriş merkezleri, ticaret merkezlerine ait hizmet otoparkı olarak düzenlenen otoparkların ücretsiz hizmet vermesi gerekirken, söz konusu otoparkların zaman kısıtlaması olmadan tamamen ücretsiz olmasının amacına aykırı kullanımlara yol açarak kısa süreli otopark yerinin giderek azalması sonucunu doğurduğu ve yine, yalnızca belirli bir süre için otopark ihtiyacı söz konusu olan kişilerin bu ihtiyaçlarının binaya ait hizmet otoparklarından karşılanması noktasında bir ücretlendirmeye gidilmesinin, binaya ait hizmet otoparklarının tercih edilmeyerek çevre trafiğinin olumsuz etkilenebilmesi sonucunu doğurduğu, otopark ve trafik sorununun had safhada yaşandığı İstanbul’da trafik ve otoparkla ilgili sorunları aza indirmek amacı ile ilk üç saate kadar ücret alınmamasının Ulaşım Koordinasyon Müdürlüğü’nün tespiti neticesinde alındığı anlaşılmıştır.
Bu durumda İstanbul genelindeki alışveriş, ticaret merkezi gibi yerlerin binaya ait hizmet otoparklarına gelen müşterilerden ilk üç saate kadar ücret alınmaması, ilk üç saat dışında alınabilecek ücretin ise 5393 sayılı Yasa’nın 18/f maddesinden kaynaklanan yetkiye dayalı ve kamu yararına uygun olarak İstanbul Büyükşehir Belediyesinin tarife komisyonunca belirlenen ücret oranında alınması yönünde tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Dava konusu işlemin davacıya 1.164-TL idari para cezası verilmesine ilişkin kısmı yönünden incelenmesinden;
08/03/1995 gün ve 22221 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 28/11/2013 gün ve 28835 sayılı 6502 sayılı Kanunun 86.maddesi ile yürürlükten kaldırılmış ve 87.maddesi ile de bu Kanunun yayımı tarihinden itibaren altı ay sonra yürürlüğe gireceği hüküm altına alınmıştır. 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun, 28/05/2014 tarihinde yürürlüğe girmiştir.
Dava konusu işleme dayanak olan, 4077 sayılı Kanun’un “Fiyat Etiketi” başlıklı 12.maddesinin 4.fıkrasında; ” Fiyatı; Bakanlar Kurulu, kamu kurum ve kuruluşları veya kamu kurumu niteliğinde meslek kuruluşları tarafından belirlenen mal veya hizmetlerin, belirlenen bu fiyatın üzerinde bir fiyatla satışa sunulması yasaktır” hükmü yer almış; aynı Kanunun “Ceza Hükümleri” başlıklı 25.maddesinin ikinci fıkrasında ise 12.maddesindeki yükümlülüklerden her birine aykırı hareket edenlere ikiyüz Türk Lirası idari para cezası verileceği, 25.maddenin 11. fıkrasında da ” Yukarıdaki fıkralarda belirtilen para cezaları, fiilin bir yıl içerisinde tekrarı halinde iki misli olarak uygulanır” hükmüne yer verilmiş iken;
4077 sayılı Kanunu yürürlükten kaldıran 6502 sayılı Kanun’da fiyat etiketi ile ilgili düzenleme getiren 54.maddesinde “Fiyat Etiketi” başlığı altında ;
“(1) Perakende satışa arz edilen malların veya ambalajlarının yahut kaplarının üzerine kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde tüketicinin ödeyeceği tüm vergiler dâhil satış fiyatı ve birim fiyatını gösteren, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içeren etiket konulması; etiket konulması mümkün olmayan hâllerde aynı bilgileri kapsayan listelerin görülebilecek şekilde uygun yerlere asılması zorunludur. Hizmetlerin tarife ve fiyatlarını gösteren listeler de bu madde hükmüne göre düzenlenerek asılır.
(4) Bakanlık, belediyeler ve ilgili odalar, bu madde hükümlerinin uygulanması ve izlenmesine ilişkin işleri yürütmekle görevlidirler.
(5) Etiket, tarife ve fiyat listeleri, indirimli satışlara ilişkin süre ile diğer uygulama usul ve esasları yönetmelikle belirlenir.” hükümleri yer almıştır.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun “Ceza hükümleri” başlıklı 77.maddesinin 1.fıkrasında ise, 54.madde hükümlerine aykırılık halinde, aykırılığı tespit edilen her bir işlem veya sözleşme için ikiyüz Türk Lirası idari para cezası uygulanır, şeklinde düzenlenmiştir.
Buna göre; 28/05/2014 tarihinden önce 4077 sayılı Kanunun ticari reklam ve ilanlarla ilgili hükümlerine aykırı hareket edenlere uygulanacak müeyyide 2013 tarihi itibariyle uygulanacak idari para cezalarına ilişkin 31.12.2012 tarihli Tebliğ (TGM 2012/1) gereği 291- TL idari para cezası iken; 6502 sayılı Kanunda 2015 tarihi itibariyle uygulanacak idari para cezalarına ilişkin 27.12.2014 tarihli Tebliğ (TGM 2014/1) gereği 220-TL olarak belirlenmiştir. Yine 4077 sayılı Kanun’un 12.maddesindeki aykırılığın yıl içerisinde tekrarı halinde cezanın iki misli olarak uygulanacağı hüküm altına alınmış iken, 6502 sayılı Kanun’da tekerrüre ilişkin bir hüküm getirilmemiştir.
Bu durumda gerek davacıya verilen idari para cezasının miktarı mülga 4077 sayılı Kanunda düzenlendiği haline kıyasla düştüğünden gerekse yeni Kanunda tekerrüre ilişkin hüküm konulmadığından davacının lehine bir durum ortaya çıkmaktadır.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun 3. maddesinde; Kanun’un, idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin, diğer kanunlarda aksine hüküm bulunmaması halinde, diğer genel hükümlerinin ise, idari para cezası veya mülkiyetin kamuya geçirilmesi yaptırımını gerektiren bütün fiiller hakkında uygulanacağı hükmü yer almıştır.
Aynı Kanun’un 5. maddesinde, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun zaman bakımından uygulamaya ilişkin hükümleri kabahatler bakımından da uygulanacağı, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Zaman bakımından uygulama” başlıklı 7. maddesinde ise, suçun işlendiği zaman yürürlükte bulunan kanun ile sonradan yürürlüğe giren kanunların hükümleri farklı ise, failin lehine olan kanun uygulanacağı ve infaz olunacağı belirtilmiştir.
Kabahatler Kanunu’nun anılan hükümlerinin gözardı edilerek karar verilmesi mümkün olmadığı gibi, bir çeşit hukuk güvenliği sağlayan ve günümüz temel ceza hukuku ilkelerinden biri olan lehe kanun uygulamasından davacının mahrum edilmesinin de düşünülemeyeceği açıktır.
Bu halde, 4077 sayılı Kanunun 12.maddesine aykırılığı tespit edilen davacıya uygulanan idari yaptırımın yerinde olduğu ancak, davacıya verilen idari para cezasının 28.05.2014 tarihinde yürürlüğe giren 6502 sayılı Kanunun 54.maddesine aykırılık halinde müeyyideyi düzenleyen 77.maddesinin 1.fıkrasının davacı lehine uygulanması gerektiğinden dava konusu işlemde ve temyize konu mahkeme kararında bu yönüyle hukuka uygunluk görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kısmen kabulü ile … 5. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının; davanın idari para cezası yönünden reddine dair kısmının BOZULMASINA oyçokluğuyla, UKOME kararı yönünden reddine dair kısmının ONANMASINA oybirliğiyle, bozulan kısım için yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/10/2015 tarihinde karar verildi.