Danıştay Kararı 15. Daire 2015/3243 E. 2016/985 K. 18.02.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/3243 E.  ,  2016/985 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/3243
Karar No : 2016/985

Temyiz Edenler 1- Davacı :
Vekili :
2-Davalı :
Vekili :
İstemin Özeti : … 3. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine ilişkin hükümler yönünden hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı idarece temyiz isteminin reddi gerektiği savunulurken, davacı tarafından savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Davacının temyiz isteminin kabulü ile, temyiz istemine konu kararın, maddi ve manevi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmının bozulması, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile anılan kararın manevi tazminat isteminin kabulüne ilişkin kısmının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden yürütmenin durdurulması talebi görüşülmeden, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının 10/01/2011 tarihinde … Göğüs Hastalıkları ve Cerrahisi Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde olduğu göz ameliyatı sırasında gözünü kaybettiğinden ve hizmet kusuru işlendiğinden bahisle maddi ve manevi zararlarının yasal faiziyle birlikte tazmini istemiyle açılmıştır.
… 3.İdare Mahkemesi’nce; Adli Tıp Kurumu raporunda, 10/01/2011 tarihinde davacıya yapılan katarakt operasyonunun tıbba ve fenne uygun olduğu, fakat aynı tarihte opere edilen diğer sekiz hastada da işlemden sonra endoftalminin gelişmiş olmasının, ameliyat ortamındaki sterilizasyonda bir kusur olduğunu gösterdiği belirtildiğinden, olayda ağır hizmet kusuru bulunduğu anlaşılmakta olup; tazmini istenilen maddi zararın ne şekilde gerçekleştiğinin ve uğranıldığı iddia edilen zararın ne miktarda olduğunun kanuni delillerle birlikte açık ve somut bir şekilde ortaya konulması gerekirken ortaya konulamadığı, davacının ameliyattan önce bir işte çalıştığına ve ameliyat sonrası gözündeki bu olumsuzluğun çalışmasına engel oluşturduğuna ilişkin durumun somut olarak ortaya konulamadığı gibi, davacının 1949 doğumlu olduğu ve aktif çalışma döneminin geçtiği hususları dikkate alındığında maddi tazminat isteminin reddi, manevi tazminat isteminin 20.000,00-TL’lik kısmının kabulü ile anılan miktarın idareye başvuru tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi, fazlaya ilişkin manevi tazminat isteminin reddi yolunda karar verilmiştir.
Taraflarca, aleyhlerine ilişkin hükümler yönünden hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek anılan kararın temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyize konu Mahkeme kararının, manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmında, 2577 sayılı Kanunun 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, davalı idarenin bu kısma yönelik temyiz istemi yerinde görülmemiştir. Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, maddi tazminat isteminin reddedilmesine ilişkin kısmına gelince;
İdare hukuku ilkelerine göre maddi zarar; idari işlem veya eylem nedeniyle kişinin mal varlığının (patrimuanın) aktifinde meydana gelen azalma nedeniyle uğranılan zarar ile elde edilmesi kesin olan gelirden yoksun kalma sonucu uğranılan zarar olup; bedensel nitelikteki maddi zarar ise, kişinin sağlığına kavuşmak için yaptığı tedavi giderleri ile çalışma gücünün azalması ya da yok olması nedeniyle elde edeceği gelirde meydana gelen azalmayı ifade eder.
Mahkemece, davacının 1949 doğumlu olduğu, aktif çalışma döneminin geçtiği, ameliyattan önce bir işte çalıştığına ve ameliyat sonrası gözündeki bu olumsuzluğun çalışmasına engel oluşturduğuna ilişkin durumun somut olarak ortaya konulamadığı hususları dikkate alınarak iş gücü kaybından kaynaklanan tazminat hesabı yapılmamış ise de;
Davacı, emekli ve 60 yaşın üstünde olsa, emekli olduktan sonra herhangi bir işte çalışmasa bile, şayet katarakt ameliyatı nedeniyle davacının iş gücü kaybına uğradığı saptanırsa, iş gücü kaybı oranında gündelik ihtiyaçlarını karşılarken dahi emsallerine göre daha fazla efor sarf etmek zorunda kalacağı kuşkusuzdur. Bu nedenle, 60 yaş üstü (emeklilik dönemi) için zarar hesabı yapılmaması hukuka uygun değildir. Şu halde, varsa davacının iş gücü kaybı oranında, bakiye ömür sonuna kadar, asgari ücretten hesap yapılarak zarar kapsamı belirlenmeli ve oluşacak sonuca göre karar verilmelidir.
Bu nedenle, maddi tazminat isteminin reddi yolunda verilen kararın, bu kısmında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, reddedilen manevi tazminata ilişkin kısmı incelenecek olursa;
Manevi tazminat, idari eylem veya işlem nedeniyle duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa karşılamaya yönelik bir manevi tatmin aracıdır. Belirtilen niteliği gereği manevi tazminatın, zenginleşmeye yol açmayacak şekilde belirlenmesi gerekmekte ise de, tam yargı davalarının niteliği gereği takdir edilecek miktarın aynı zamanda idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak bir miktarda olması gerekmektedir.
Dava konusu olayda, olayın oluş şekli ve zararın niteliği dikkate alındığında, Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarının, duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak düzeyde olmadığı görülmektedir. Dolayısıyla, Mahkemece takdir edilen manevi tazminat miktarı yetersiz bulunduğundan, manevi tazminatın amaç ve niteliği dikkate alınarak yukarıda belirtilen ölçütlere göre manevi tazminatın Mahkemece yeniden belirlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda İdare Mahkemesi kararının, manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin bölümünde hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulü ile … 3. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve …. sayılı kararının, maddi tazminat isteminin reddine ilişkin kısmı ile manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmının BOZULMASINA, davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile anılan kararın manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne ilişkin kısmının ONANMASINA, bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.