Danıştay Kararı 15. Daire 2015/2796 E. 2016/23 K. 18.01.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/2796 E.  ,  2016/23 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/2796
Karar No : 2016/23

Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
Temyiz Eden ve Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : Davacının oğlu ……’in 15.10.2008 tarihinde rahatsızlanması üzerine olay yerine çağrılan doktorun hatalı müdahalesi neticesinde hayatını kaybettiğinden bahisle kendisinin dul olması ve oğlunun yardımıyla hayatını idame ettirdiğinden uğradığı 212.238,86-TL maddi ve duyduğu elem ve ızdırap nedeniyle 100.000,00-TL manevi tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle tazmini istemiyle açılan dava sonucunda; … 7. İdare Mahkemesi’nce; davalı idareye bağlı kurumda acil tıp doktoru olarak görev yapan şahsın müdahalesinde yeterli özeni göstermediği ve netice itibariyle ortada bir hizmet kusuru olduğu sonucuna varılarak, davanın kısmen kabul, kısmen reddi ile 212.238,86- TL maddi, 50.000-TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olarak kabul edilen tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesi yolunda verilen kararın, taraflarca hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek aleyhlerine olan kısımların temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Davacının Savunmasının Özeti :Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Davalının Savunmasının Özeti :Savunma verilmemiştir.
Tetkik Hakimi düşüncesi :Mahkeme’nin arttırılan tazminat miktarına davalı idareye başvuru tarihi olarak kabul edilen tarihten itibaren faiz işletileceği şeklinde hüküm kurulduğu fakat dosyada davalı idareye davacı tarafından yapılmış bir başvuru olmadığı, dosyanın adli yargıda açılan tazminat davasında verilen görevsizlik kararı üzerine bakılan dosya olduğu, davacılar tarafından dava açarken istenmiş bulunan 26.6500,00 TL maddi tazminat miktarına adli yargıda dava açılma tarihi olan 07.06.2012 tarihinden itibaren, miktar arttırım dilekçesi ile arttırılan miktar açısından ise, 08/09/2014 havale tarihli dilekçe ile hesap bilirkişi raporu uyarınca maddi tazminat miktarı 185.588,86 TL artırılmış olup, Mahkeme tarafından miktar arttırım dilekçesinin davalı idareye tebliğ edilmediği görüldüğünden, arttırılan 185.588,86 TL için idareye başvuru tarihi olarak kabul edilecek tarihten anlaşılması gerekenin miktar arttırım dilekçesinin Mahkeme kaydına girdiği tarih olan 08/09/2014 tarihi olduğu bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiği Mahkeme kararının bu yönden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının oğlu …………….’in 15.10.2008 tarihinde rahatsızlanması üzerine olay yerine çağrılan doktorun hatalı müdahalesi neticesinde hayatını kaybettiğinden bahisle uğranıldığı ileri sürülen 212.238,86-TL maddi ve duyulan elem ve ızdırap nedeniyle 100.000,00-TL manevi tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle iadesi istemiyle açılmıştır.
İdare Mahkemesi’nce; davacının oğlu ……………’in 15.10.2008 tarihinde rahatsızlandığı, 112 acil müdahale ekibinde görevli doktorun gelerek müdahale ettiği, bu kapsamda kas gevşetici ve yatıştırıcı iğne yaptığı, olay yerinden ayrıldıktan sonra anılan şahsın öldüğü, davacının, müdahaleyi yapan sağlık personeli hakkında savcılığa yaptığı şikayet üzerine kamu davası açıldığı, … 55. Asliye Ceza Mahkemesinin …. esaslı dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen 20.03.2012 tarih ve 2012/156 sayılı kararda; Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu ve Yüksek Sağlık Şurası raporlarında, hekimin hastayı görmesi ile kişinin ölümü arasında geçen süresinin çok kısa olması ve sürecin hızla gelişmesi nedeniyle bu eksik eylemin ölüme katkısının olup olmayacağının bilinemeyeceği ve eylemle ölüm arasında illiyet bağı bulunup bulunmadığının belirlenemeyeceği, ancak doktorun müdahalesinin eksik olduğu yönünde tespitlere yer verildiği ve netice olarak müdahalede bulunan doktor …………..’e taksirle ölüme sebebiyet verme suçunu işlediğinden bahisle ”2 yıl hapis” cezası verildiği, ceza yargılamasında esas alınan tespitler de dikkate alındığında davacının maddi manevi zarara uğramasına hizmetin kötü işlemesinin neden olduğu, davalı idareye bağlı kurumda acil tıp doktoru olarak görev yapan şahsın müdahalesinde yeterli özeni göstermediği ve netice itibariyle ortada bir hizmet kusuru olduğu sonucuna varıldığı, davacının hizmet kusuru nedeniyle uğradığı maddi zararların tespitinin teknik bilgiyi gerektirmesi nedeniyle Mahkemece 13.12.2013 tarihinde bilirkişi incelemesi yapılmasına karar verildiği, neticede tanzim edilen ve 18.06.2014 tarihinde kayda giren bilirkişi raporunda yapılan hesaplamaya göre maddi tazminat (destekten yoksun kalma niteliğindeki) miktarının davacı açısından 212.238,86-TL olacağının hesaplandığı, bunun üzerine davacı tarafından 08.09.2014 tarihinde mahkeme kaydına giren miktar arttırım dilekçesi ile maddi tazminat miktarının 212.238,86 TL’ye arttırıldığı, İdare Mahkemesi’nce 212.238,86-TL maddi ve 50.000-TL manevi tazminatın davalı idareye başvuru tarihi olarak kabul edilen tarihten itibaren hesaplanacak yasal faiziyle davacıya ödenmesi yönünde karar verildiği anlaşılmaktadır.
Mahkemece, arttırılan tazminat miktarına davalı idareye başvuru tarihi olarak kabul edilen tarihten itibaren faiz işletileceği şeklinde hüküm kurulduğu görülmüştür.
Dosya içeriğinde davalı idareye davacı tarafından yapılmış bir başvuru bulunmamaktadır.
Bakılan davada, dava dosyası adli yargıda açılan tazminat davasında verilen görevsizlik kararı üzerine idare mahkemesine intikal etmiştir.
Bu nedenle, mahkemece hükmedilen tazminata davalı idareye başvuru tarihi olarak kabul edilen tarihten itibaren faiz işletileceği şeklinde hüküm kurulduğundan idareye başvuru tarihi olarak kabul edilecek tarihten anlaşılması gerekenin, davacı tarafından dava açılırken istenmiş bulunan 26.6500,00 TL maddi tazminat miktarına adli yargıda dava açılma tarihi olan 07.06.2012 tarihinden itibaren, miktar arttırım dilekçesi ile arttırılan miktar açısından ise, 08/09/2014 havale tarihli dilekçe ile hesap bilirkişi raporu uyarınca maddi tazminat miktarı 185.588,86 TL artırılmış olduğundan, arttırılan 185.588,86 TL için miktar arttırım dilekçesinin Mahkeme kaydına girdiği tarih olan 08/09/2014 tarihi olduğu, bu tarihten itibaren faiz yürütülmesi gerektiği sonucuna varılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 1. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerine uyulmamış olunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçelerindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemlerine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz istemlerinin reddine,… 18. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E… sayılı kararının yukarıda belirtilen açıklamayla ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanun’un 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/01/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.