Danıştay Kararı 15. Daire 2015/2631 E. 2016/6103 K. 14.12.2016 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/2631 E.  ,  2016/6103 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/2631
Karar No : 2016/6103

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :
İstemin Özeti :…. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü;
Dava; davacının 5233 sayılı Kanun uyarınca zararlarının tazmini istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; … İli, … İlçesi, …Köyü,…. Mezrası’nın boşaldığı, davalı idarece davacının sahibi ve zilyedi olduğu bir taşınmazın bulunup bulunmadığının ve bu taşınmazların zarar görüp görmediğinin araştırılarak işlem tesis edilmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, … Köyü, … Mezrası’nın terör olaylarının hiç olmadığı bir dönemde vatandaşların kendi tercihleri doğrultusunda sosyal ve ekonomik sebeplerle 1970 yılında boşaltıldığı, terör olaylarının çok azaldığı ve köye dönüş projelerinin uygulandığı 2000 yılından sonra da söz konusu mezraya dönüşün olmamasının ekonomik ve sosyal sebepli göçü kanıtladığı, mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin mal varlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
5233 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan maddelerinin değerlendirilmesinden; “terör eylemleri” veya “terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler” sonucunda bir yerleşim yerinin tamamen boşalmış/boşaltılmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşamayan kişilerce uğranılan maddi zararın, sözü edilen Kanun hükümlerine göre idarece sulh yoluyla ödenmesi gerekir. Bir başka ifadeyle, bir yerleşim yerinin güvenlik nedeniyle idarece veya güvenlik kaygısıyla o yerleşim yerinde yaşayan halk tarafından “tamamen” boşaltılmış/boşalmış olması halinde, yerleşim yerinin boşaltılmasından/boşalmasından yerleşim yerine dönüşün başladığı tarihe kadar Kanunda tek tek sayılmak suretiyle belirlenen maddi zararın idarece karşılanması mümkündür. Dolayısıyla, güvenlik kaygısına dayanılarak bir yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması nedeniyle mal varlığına ulaşamamadan kaynaklanan maddi zararın idarece ödenmesine yasal olanak bulunmamaktadır.
Yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması, o yerleşim yerinde güvenli bir şekilde yaşayabilme olanağını sağlayan asgari güvenlik şartlarının yerine getirilmiş olduğunun nesnel bir göstergesidir. Güvenlik kaygısının yerleşim yerinde sürekli yaşayan kişilere ve sözü edilen kaygı nedeniyle aynı yerleşim yerini terk eden kişilere göre değişmemesi gerekmektedir. Bu itibarla, bir yerleşim yerinde asgari güvenlik düzeyinin gerçekleştirilmiş olmasına ve bu yerde köy korucuları ile bunların aileleri dışındaki diğer köy halkının yaşamasına karşın, yerleşim yerinde yaşayan kişilerin bir kısmının, yerleşim yerini terk etmeleri sonucunda uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın, güvenlik kaygısından kaynaklandığından bahisle 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.
Bunun yanında, 5233 sayılı Kanun’un 2. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinden anlaşıldığı üzere, terör olaylarına bağlı olarak güvenlik kaygıları nedeniyle (örneğin bu sebeple yerleşim yerinin terk edilmesi vb.) mal varlığına ulaşılamamadan kaynaklanan zararların da tazmini öngörülmektedir. Bir terör olayı sonucu münferit olarak kendisi veya yakınları doğrudan zarar gören ya da bu şekilde gerçekleşen ölüm ve/veya yaralama olayları kendisi veya yakınlarına yönelen kimselerin, başta yaşam haklarından endişe ederek, güvenlik kaygısı duymaları doğaldır. Dolayısıyla, bu kapsamda oluşan zararların tazmini de anılan hükmün bir gereğidir. Bu durum, yukarıda belirtilen nesnel kriterin yanında, her davacı yönünden ayrıca öznel olarak da bir irdeleme yapılmasını gerekli kılmaktadır. Aksi bir değerlendirme, her bir davacının öznel durumundan kaynaklı olarak ileri sürdüğü hususların irdelenmemesi anlamına gelir ki, bu durum Anayasa’da öngörülen adil yargılanma ilkesine aykırılık teşkil eder.
Dosyanın incelenmesinden; davacının …. İli, … ilçesi, … Köyü, … Mezrasının terör olayları nedeniyle 1993-2003 yılları arasında boşaltılması nedeniyle uğradığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle 29/05/2008 tarihinde Zarar Tespit Komisyonuna başvuruda bulunulduğu, 20/03/2008 tarihli zilyetlik belgesinde …. Köyü, … Mezrasında taşınmazları olduğunun belirtildiği, başvurunun, … Mezrası’nın terör olaylarının hiç olmadığı bir dönemde tamamen vatandaşların tercihleri doğrultusunda sosyal ve ekonomik sebeplerle 1970 yılında boşaltıldığından bahisle reddi üzerine anılan işlemin iptali istemiyle bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dairemizin E:2015/9183 sayılı dosyasında yer alan, … İlçe Jandarma Komutanlığınca hazırlanan terör olayları nedeniyle boşalan köylere ilişkin listede … Köyü, … Mezrası’nın 1970 yılında ekonomik nedenlerle boşaltıldığının yazılı olduğu görülmektedir.
Yine anılan dosyada yer alan … İlçe Jandarma Komutanlığı’nın 03/09/2010 tarih ve 5989 tarihli yazısında, … Jandarma Karakol Komutanlığının sorumluluk alanı içerisinde … Köyü’nün … (Eski ismi …), … (Eski ismi …), … (Eski ismi …), …(Eski ismi …) Mezrası ve … Merkezinin … Mahallesinin olduğu, …Köyü’nde … diye bir mezranın bulunmadığı, halen bu isimde Kasımlı Jandarma Karakol Komutanlığı sorumluluk alanı içerisinde bulunan … Köyü’nde … (Eski ismi …) Mezrasının bulunduğu, mezralardan …ı Mezrası’nın hiç boşalmadığı, … Mezrası’nın 1992 yılında, … Mezrası’nın 1970 yılında, …Mezrası’nın 1992 yılında ekonomik nedenlerle ve bölgede hüküm süren işsizlik ve geçim sıkıntıları ile mezralara ulaşımı sağlayan karayoluna ulaşabilmek için vatandaşların … Köyüne kadar stabilize bir yoldan yürüyerek … merkezine gelerek ulaşım sağlamasından kaynaklanan güçlükler, mezrada okul olmaması gibi nedenlerle vatandaşların kendi istekleri ile … Köyü merkezine göç ettikleri belirtilmektedir.
5233 sayılı Kanunun 2. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendi gereği ekonomik ve sosyal nedenlerle göç edilmesi durumunda uğranılan zararın 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanamayacağı açıktır.
Yukarıda yapılan açıklamalardan … İli, … İlçesi, … Köyü, … Mezrası’nın 1970 yılında ekonomik ve sosyal nedenlerle boşaltıldığı anlaşılmaktadır. 1970 yılında ekonomik ve sosyal nedenlerle boşaltılan mezraya 5233 sayılı Kanunun kapsam alanı olan 19/07/1987 tarihinden sonra terör olayları ve terörle mücadale faaliyetleri nedeniyle dönülüp dönülemediği hususu dosyadan tam olarak anlaşılamamaktadır. Ayrıca davacı tarafından komisyona başvuru dilekçesinde, … Köyü, … Mezrası’nda bulunan taşınmazlarına ulaşamadığının belirtildiği, … Mezrası’nda taşınmazları bulunduğuna ilişkin zilyetlik belgesinin eklendiği, İlçe Jandarma Komutanlığı yazısında … Köyü’nün … adında mezrası bulunmadığı,… Köyü’nde … isimli mezranın bulunduğunun belirtildiği görülmekte olup .. Mezrası ile … Mezrası’nın aynı yer olup olmadığı hususu da dosya kapsamından tam olarak anlaşılamamaktadır.
Hal böyle olunca Mahkemece, … Mezrası ile … Mezrası’nın aynı yer olup olmadığı, aynı yer değilse terör olayları nedeniyle boşaltılıp boşaltılmadığı, aynı yer ise 19/07/1987 tarihinden sonra terör olayları nedeniyle mi sosyal ve ekonomik nedenlerle mi mezraya dönüş yapılamadığı hususu araştırılıp, anılan hususlar açık ve net olarak ortaya konulduktan sonra bir karar verilmesi gerekirken eksik incelemeye dayalı olarak verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 14/12/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.