Danıştay 15. Daire Başkanlığı 2015/2600 E. , 2017/5603 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/2600
Karar No : 2017/5603
Davacı :
Vekili :
Davalı :
Vekilleri :
Davanın Özeti : 22/05/2014 tarihli ve 29007 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmeliğin sağlık meslek mensuplarının iş ve görev tanımlarının yapıldığı EK-1’de yer alan “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibarelerinin ve (c) bendinin 2. cümlesinin, (b) bendinde yer alan ibarelerin laboratuvar sonuçlarını yorumlamayı ve ultrason bilgisini gerektirdiği, ebelerin dış gebeliği tespit edemeyeceği, buna göre gebeliği tespit sorumluluğunu ebeye yüklememek gerektiği, ebelerin anneye ait riskli durumları tespit edebileceği ancak bebeğe dair down sendromu gibi riskli durumları tespit edemeyeceği, (c) bendinin 2. cümlesinin doğum sürecinde normalden sapma durumunda sezaryen, vakum ve forseps uygulaması gerekeceği, bu uygulamaların ebenin yetkisi dahilinde uygulamalar olmaması gerektiği iddia edilerek; Ek-1’de yer alan “Hemşire Yardımcısı” başlıklı bölümünün (a) bendinin, (b) ve (d) bentlerinde “Hastanın…” ibaresinden önce gelmek üzere “Yatağa bağımlı” ibaresine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin ve “Günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyen hastalara yardım eder.” olarak düzenlenmemesi nedeniyle (ğ) bendinin, sağlık hizmetleri sınıfında yer alan ve sağlık hizmeti ifa eden bir meslek mensubuna oda temizliği görevi verilmemesi gerektiği, zaten bu görevi yardımcı hizmetler sınıfının ifa ettiği, yatağa bağlı olamayan hastaların zaten kendi ihtiyaçlarını görebilecek durumda oldukları, kendilerinin yapamayacağı işleri de yardımcı hizmetler sınıfı personelinin yaptığı iddia edilerek; diğer meslek mensuplarının sağlık hizmetlerinde iş ve görev tanımlarının yapıldığı Ek-2’de yer alan “Psikolog” ve “Biyolog” unvanlarının Ek-1’e dahil edilmemesine ilişkin düzenlemenin, psikolog ve biyologların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36. maddesinde sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfında sayıldıkları, sağlık meslek mensubu oldukları net olan anılan personelin Yönetmelik eki Ek-1’de yer alması gerektiği iddia edilerek iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Davacı sendikanın bu davayı açmakta menfaatinin olmadığı, EK-1’de yer alan “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibareleri ve (c) bendinin 2. cümlesi bakımından, ebelerin iş ve görev tanımları belirlenirken, Bakanlığın ilgili birimlerinden katılımcılar, üniversitelerin ebelik bölümünden akademisyenler, dernek temsilcileri, sahada çalışan ebelik meslek mensupları ve kadın doğum uzmanı hekimlerden oluşan bir komisyon oluşturulduğu ve toplantılar gerçekleştirildiği, bu komisyon toplantısı sonucu alınan karar metnine şerh düşen katılımcının olmadığı, bahse konu hükümlerin bu karar metninde aynen yer aldığı, Yönetmelik Resmî Gazete’de yayımlanmadan evvel de ilgili kurum ve kuruluşların görüşünün alındığı, herhangi bir itirazın olmadığı, Doktorluk, Hemşirelik, Ebelik, Diş Hekimliği, Veterinerlik, Eczacılık ve Mimarlık Eğitim Programlarının Asgari Eğitim Koşullarının Belirlenmesine Dair Yönetmelik’te ebelik meslek mensuplarının eğitim müfredatları ve eğitim sonunda kazanılması gereken bilgi ve beceri düzeylerinin belirlendiği, dava konusu düzenlemenin bu bilgi ve beceri düzeyine uygun olduğu; Ek-1’de yer alan “Hemşire Yardımcısı” başlıklı bölümünün (a) bendi, (b) ve (d) bentlerinde “Hastanın…” ibaresinden önce gelmek üzere “Yatağa bağımlı” ibaresine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleme ve “Günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyen hastalara yardım eder.” olarak düzenlenmemesi nedeniyle (ğ) bendi bakımından, hemşire yardımcılarının iş ve görev tanımları belirlenirken, Bakanlığın ilgili birimlerinden katılımcılar, üniversitelerin hemşirelik bölümünden akademisyenler, dernek temsilcileri, sahada çalışan hemşirelik meslek mensupları, Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) yetkililerinden oluşan komisyonca toplantı gerçekleştirildiği, bu komisyon toplantısı sonucu oluşan karar metnine şerh düşen katılımcının olmadığı; Ek-2’de yer alan “Psikolog” ve “Biyolog” unvanlarının Ek-1’e dahil edilmemesine ilişkin düzenleme bakımından, bu sınıflandırmanın dayanak Kanun hükmüne uygun olduğu belirtilerek, dava konusu düzenlemelerin hukuka uygun olduğu, davanın reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Dava konusu düzenlemelerde üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmadığı, davanın reddi gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Davacı Sendika tarafından, 22/05/2014 tarih ve 29007 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren “Sağlık Meslek Mensupları İle Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik”in, sağlık meslek mensuplarının unvanlara göre iş ve görev tanımlarının yapıldığı Ek-1 inci maddesinde yer alan “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibarelerinin ve (c) bendinin 2. Cümlesinin; yine Ek-1 inci maddesinde yer alan “Hemşire Yardımcısı” başlıklı bölümünün (a) bendinin; (b) ve (d) bentlerinde “Hastanın…” ibaresinden önce gelmek üzere “Yatağa bağımlı” ibaresine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin ve “Günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyen hastalara yardım eder” olarak düzenlenmemesi nedeniyle (ğ) bendinin; Yönetmeliğin, diğer meslek mensuplarının sağlık hizmetlerinde iş ve görev tanımlarının yapıldığı Ek-2 inci maddesinde yer alan “Psikolog” ve “Biyolog” unvanlarının Ek-1 inci maddesine dahil edilmemesine ilişkin düzenlemenin iptali istenilmektedir.
Anayasanın 56. maddesinin 1. fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; 3. fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; 4. fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği hükme bağlanmıştır.
Sağlık hizmeti sunulmasına ilişkin Devlete verilmiş görevler, 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname ile yapılandırılarak, görev ve yetkileri belirlenen nca yürütülmektedir. Anılan KHK’nın; 2. maddesinde de, herkesin hayatını bedenen, zihnen ve sosyal bakımdan tam iyilik hali içinde sürdürmesini sağlamak için fert ve toplum sağlığını korumak ve bu amaçla ülkeyi kapsayan plan ve programlar yapmak, uygulamak ve uygulatmak, gerekli teşkilatı kurmak ve kurdurmak ‘nın görevleri arasında sayılmış, 40. maddesinde ise, Bakanlık ve bağlı kuruluşların, görev yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda düzenlemeler yapabileceği kurala bağlanmıştır.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun Ek 13. maddesinde; sağlık meslek mensuplarının iş ve görev ayrıntıları ile sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensuplarının sağlık hizmetlerinde çalışma şartları, iş ve görev tanımlarının nca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği öngörülmüş ve 22.05.2014 tarih ve 29007 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik ile “Sağlık Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına” İlişkin hususlar yönetmelik eki “Ek-l’de belirtilmiştir.
Davanın, Yönetmeliğin eki Ek-1’in “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibarelerinin ve (c) bendinin 2. Cümlesinin; yine Ek-1 inci maddesinde yer alan “Hemşire Yardımcısı” başlıklı bölümünün (a) bendinin; (b) ve (d) bentlerinde “Hastanın…” ibaresinden önce gelmek üzere “Yatağa bağımlı” ibaresine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin ve “Günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyen hastalara yardım eder” olarak düzenlenmemesi nedeniyle (ğ) bendinin iptali isteminin incelenmesi,
Yönetmeliğin hazırlığı aşamasında Bakanlığın ilgili birimlerinden katılımcılar, üniversitelerin ebelik bölümlerinden akademisyenler, ebelikle ilgili derneklerin temsilcileri, sahada çalışan ebe ve kadın doğum uzmanlarından oluşan komisyonun yaptığı 07.06.2011 tarihli toplantıda alınan kararlar, ebelik mesleğine ilişkin uluslararası düzenlemeler, ebelik eğitim müfredatı ve eğitim sonunda kazanılması gereken bilgi ve beceri düzeyleri dikkate alınmak suretiyle yapılan düzenlemede üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davanın, Yönetmeliğin eki Ek2 de yer alan psikolog ve biyolog düzenlemelerin bu başlık altından kaldırılıp Ek1 de düzenlenmesine karar verilmesi istemine ilişkin kısmının incelenmesine gelince,
Davacı tarafından 657 sayılı Kanunun sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmeteleri başlıklı 36. maddesinde biyolog ve psikoloğun sayıldığını, burada sayılmalarının onların sağlık çalışanı anlamına geldiği, yönetmelik ek 2 de sayılmakla ise sağlık hizmetinde çalışan diger meslek mensubu olarak değerlendirildiklerini, bunun hukuka aykırı olduğu iddia edilmişse de, 6225 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile 1219 sayılı Kanuna eklenen 13. maddede sayılan meslek mensupları arasında anılan meslekler sayılmamış, sağlık meslek mensuplarının iş ve görev ayrıntıları ile diğer meslek mensuplarının sağlık hizmetlerinde çalışma şartları, iş ve görev tanımlarının, sertifikalı eğitime ilişkin usul ve esasların nca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
Kanunun verdiği bu yetkiye dayanılarak Bakanlığın ilgili birimlerinden katılımcılar, üniversitelerin ilgili bölümlerinden akademisyenler, MEB temsilcileri, mesleğe ilişkin dernek temsilcileri, sahada çalışan teknisyen/teknikerleri ile ilgili uzman hekimlerden oluşan komisyonların toplantılarında alınan kararlar doğrultusunda iş ve görev tanımlarının belirlenmesinde üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi gerekeceği düşünülmüştür.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce tetkik hakiminin açıklamaları dinlenildikten sonra, davalı idarenin davacı sendikanın bu davayı açmakta menfaatinin olmadığı yönündeki itirazı yerinde görülmeyerek işin esasına geçildi, gereği görüşüldü:
Dava; 22/05/2014 tarihli ve 29007 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmeliğin sağlık meslek mensuplarının iş ve görev tanımlarının yapıldığı EK-1’de yer alan “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibarelerinin ve (c) bendinin 2. cümlesinin; yine Ek-1’de yer alan “Hemşire Yardımcısı” başlıklı bölümünün (a) bendinin, (b) ve (d) bentlerinde “Hastanın…” ibaresinden önce gelmek üzere “Yatağa bağımlı” ibaresine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin ve “Günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyen hastalara yardım eder.” olarak düzenlenmemesi nedeniyle (ğ) bendinin; diğer meslek mensuplarının sağlık hizmetlerinde iş ve görev tanımlarının yapıldığı Ek-2’de yer alan “Psikolog” ve “Biyolog” unvanlarının Ek-1’e dahil edilmemesine ilişkin düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır.
Anayasanın 56. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkına sahip olduğu; üçüncü fıkrasında, Devletin, herkesin hayatını, beden ve ruh sağlığı içinde sürdürmesini sağlamak; insan ve madde gücünde tasarruf ve verimi artırarak, işbirliğini gerçekleştirmek amacıyla sağlık kuruluşlarını tek elden planlayıp hizmet vermesini düzenleyeceği; dördüncü fıkrasında da, Devletin, bu görevini kamu ve özel kesimlerdeki sağlık ve sosyal kurumlarından yararlanarak, onları denetleyerek yerine getireceği hükmüne yer verilmiştir.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’da tabipler, diş tabipleri, ebeler, sünnetçiler, hastabakıcı hemşireler gibi bazı meslek mensuplarının mesleğe giriş şartları, görev, yetki ve sorumlulukları ile ilgili düzenlemelere yer verilmişken, sağlık hizmeti ekibinde yer aldığı ve sağlık hizmetlerinde ihtiyaç duyulduğu halde bir çok sağlık mesleğinin kanuni düzenlemesi bulunmadığından 26/04/2011 tarihli ve 27916 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren 6225 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile 1219 sayılı Kanuna Ek 13. madde eklenmiştir.
Ek 13. maddede, 29 sağlık meslek mensubunun tanımına yer verildikten sonra, sağlık meslek mensuplarının iş ve görev ayrıntıları ile sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensuplarının sağlık hizmetlerinde çalışma şartları, iş ve görev tanımları, sertifikalı eğitime ilişkin usul ve esasların nca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmış, 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname’nin 40. maddesinde ise; Bakanlık ve bağlı kuruluşların görev, yetki ve sorumluluk alanına giren ve önceden kanunla düzenlenmiş konularda idarî düzenlemeler yapabileceği düzenlenmiştir.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanunun Ek 13. maddesi ile 11/10/2011 tarihli ve 663 sayılı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin 40. maddesi hükümlerine dayanılarak Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmelik 22/05/2014 tarihli ve 29007 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
Sekiz maddeden oluşan Yönetmeliğin 6. maddesinde, sağlık meslek mensuplarının unvanlara göre iş ve görev tanımlarının Ek-1’de, sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensuplarının unvanlara göre iş ve görev tanımlarının ise Ek-2’de düzenlendiği belirtilmiş; Sağlık Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarının yer aldığı Ek-1’de “tabip ve uzman tabip, diş tabibi ve uzman diş tabibi, eczacı, ebe, hemşire, klinik psikolog, fizyoterapist, fizyoterapi teknikeri, odyolog, odyometri teknikeri, diyetisyen, dil ve konuşma terapisti, podolog, sağlık fizikçisi, radyoterapi teknikeri, anestezi teknikeri/teknisyeni, tıbbi laboratuvar teknisyeni, tıbbi laboratuvar ve patoloji teknikeri, tıbbi görüntüleme teknisyeni/teknikeri, ağız ve diş sağlığı teknikeri, diş protez teknikeri, tıbbi protez ve ortez teknisyeni/teknikeri, ameliyathane teknikeri, adli tıp teknikeri, diyaliz teknikeri, perfüzyonist, eczane teknikeri, iş ve uğraşı terapisti (ergoterapist), iş ve uğraşı teknikeri (ergoterapi teknikeri), elektronörofizyoloji teknikeri, mamografi teknikeri, optisyen, acil tıp teknikeri, acil tıp teknisyeni, hemşire yardımcısı, ebe yardımcısı, sağlık bakım teknisyeni” mesleklerine; Diğer Meslek Mensuplarının Sağlık Hizmetlerinde Görev ve İş Tanımlarının yer aldığı Ek-2’de ise, “Psikolog, biyolog, çocuk gelişimcisi, sosyal çalışmacı/sosyal hizmet uzmanı, sağlık eğitimcisi/tıbbi teknolog, sağlık idarecisi, çevre sağlığı teknikeri/teknisyeni, yaşlı bakım teknikeri/evde hasta bakım teknikeri, tıbbi sekreter, biyomedikal cihaz teknikeri” mesleklerine yer verilmiştir.
1)Yönetmeliğin sağlık meslek mensuplarının iş ve görev tanımlarının yapıldığı EK-1’de yer alan “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibareleri ve (c) bendinin 2. cümlesi bakımından:
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının İcrası Hakkında Kanun’un Üçüncü Faslında ebelere ilişkin düzenlemelere yer verilmiş, 47. maddesinin birinci fıkrasında, “Türkiye’de üniversitelerin ebelik ile ilgili lisans eğitimi veren fakülte ve yüksekokullarından mezun olan ve diplomaları nca tescil edilenler ile öğrenimlerini yurt dışında ebelik ile ilgili bir okulda tamamlayarak denklikleri onaylanan ve diplomaları nca tescil edilenlere ebe unvanı verilir.” hükmüne; 51. maddesinde de, “Ebeler gebelerin muayenesiyle bunların hıfzıssıhhatlerine mütaallik tedabirin ifasına ve doğumun teshiline ve bu esnada yapılacak basit manevraların ve çocuk için lazım gelen ilk tedbirlerin ifasına salahiyettar iseler de her nevi alet ve saire tatbik etmeleri memnu ve sureti avarızı velade vekayiinde behemahal bir tabip davetine mecburdurlar. Her ebe Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaletince tayin olunacak levazım ve edviyeyi doğum vekayiinde beraberinde bulunduracaktır. Ebeler çiçek aşısı tatbik edebilirler.” hükmüne yer verilmiştir.
Dava konusu Yönetmeliğin sağlık meslek mensuplarının iş ve görev tanımlarının yapıldığı eki EK-1’de, ebenin iş ve görev tanımı;
“Ebe
“a) Cinsel sağlık ve üreme sağlığı hizmetlerinde; gebelik öncesi dönemde gebeliğe hazırlık eğitimi ile anne-babalığa ve doğuma hazırlık programlarının hazırlanmasını ve yürütülmesini sağlar. Doğurganlık sınırları içerisindeki kadınların üreme sağlığı konusunda izlemini yapar.
b) Gebelik tanısını koyar, normal gebe izlemini ve gerekli muayenelerini yapar, riskli durumları erken dönemde belirler, gerekli önlemleri alarak sevk eder.
c) Doğum sürecini yönetir; travay sırasında anne ve bebeğin sağlığını izler, normal doğumları ve tabibin olmadığı hallerde acil makat doğumları yaptırır, gerektiğinde epizyotomi uygular. Doğum sürecinde normalden sapmaları belirler, acil durum tedbirlerini alır ve tabibe haber verir, tabibin direktifleri doğrultusunda acil müdahalede bulunur.
ç) Doğum sonrası dönemde; yenidoğanın ilk bakım ve muayenesini yapar, gerektiğinde acil resüsitasyon gerçekleştirir, anneye emzirme eğitimi verir, annenin bakım ve izlemini yapar, normalden sapmaları tespit ederek sevk eder.
d) Acil obstetrik durumlarda Bakanlıkça düzenlenen protokoller doğrultusunda tanımlanan ilaçları uygular.
e) Gebelik, doğum ve doğum sonrası dönemde anne ve bebek sağlığını korumak ve geliştirmek için gerekli eğitim ve danışmanlık hizmeti verir.
f) Aile planlaması hizmetlerinde, kadın ve yenidoğana ait tarama programlarında görev alır.
g) 0-6 yaş çocuk bakım ve gelişimini izler, özellikle gebe ve 0-6 yaş çocuk aşıları olmak üzere bulaşıcı hastalıkların kontrol programlarında ve bağışıklama hizmetlerinde görev alır.” şeklinde yapılmıştır.
Davacı tarafından, maddenin (b) bendinde yer alan, “gebelik tanısı koyar”, “riskli durumları erken dönemde belirler” yönündeki ibarelerin laboratuvar sonuçlarını yorumlamayı ve ultrason bilgisini gerektirdiği, ebelerin dış gebeliği tespit edemeyeceği, buna göre gebeliği tespit sorumluluğunu ebeye yüklememek gerektiği, ebelerin anneye ait riskli durumları tespit edebileceği ancak bebeğe dair down sendromu gibi riskli durumları tespit edemeyeceği, (c) bendinin 2. cümlesinin doğum sürecinde normalden sapma durumunda sezaryen, vakum ve forseps uygulanması gerekebileceği, bu uygulamaların ebenin yetkisi dahilinde uygulamalar olmaması gerektiği iddia edilerek (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibareleri ve (c) bendinin 2. cümlesinin iptali istenilmektedir.
Dava konusu Yönetmelik ile ebeye verilen iş ve görevlerden dava konusu edilen, gebelik tanısı koyma, riskli durumları erken dönemde belirleme görevi ile doğum sürecinde normalden sapmaları belirleme, acil durum tedbirlerini alma ve tabibe haber verme, tabibin direktifleri doğrultusunda acil müdahalede bulunma görevinin ebenin aldığı eğitim sonucu edindiği bilgi ve tecrübe ile sınırlı olarak yorumlanması gerektiği, hekimlik bilgi ve tecrübesi gerektiren hususlarda ebeye sorumluluk yüklenemeyeceği muhakkaktır.
Bu doğrultuda, Yönetmeliğin hazırlığı aşamasında Bakanlığın ilgili birimlerinden katılımcılar, üniversitelerin ebelik bölümlerinden akademisyenler, ebelikle ilgili derneklerin temsilcileri, sahada çalışan ebe ve kadın doğum uzmanlarından oluşan komisyonun yaptığı 07/06/2011 tarihli toplantıda alınan kararlar, ebelik mesleğine ilişkin uluslararası düzenlemeler, ebelik eğitim müfredatı ve eğitim sonunda kazanılması gereken bilgi ve beceri düzeyleri dikkate alınmak suretiyle yapılan düzenlemede üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
2) Ek-1’de yer alan “Hemşire Yardımcısı” başlıklı bölümünün (a) bendinin, (b) ve (d) bentlerinde “Hastanın…” ibaresinden önce gelmek üzere “Yatağa bağımlı” ibaresine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenleme ve “Günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyen hastalara yardım eder.” olarak düzenlenmemesi nedeniyle (ğ) bendinin iptali istemi bakımından:
1219 sayılı Kanun’un Ek 13. maddesinin (v) bendinde; “Hemşire yardımcısı; sağlık meslek liselerinin hemşire yardımcılığı programından mezun olup hemşire nezaretinde yardımcı olarak çalışan, ayrıca hastaların günlük yaşam aktivitelerinin yerine getirilmesi, beslenme programının uygulanması, kişisel bakım ve temizliği ile sağlık hizmetlerine ulaşımında yardımcı olan ve refakat eden sağlık teknisyenidir.” şeklinde tanımlanmıştır.
Dava konusu Yönetmeliğin sağlık meslek mensuplarının iş ve görev tanımlarının yapıldığı EK-1’de hemşire yardımcısının görevleri;
“a) Hasta odasının düzenini ve temizliğinin yapılmasını sağlar.
b) Hastanın yatağını yapar,
c) Hasta güvenliğinin sağlanmasına yardım eder.
ç) Hastanın tedavi planında yer alan ve hemşirenin uygun gördüğü oral ilaçları hastaya verir.
d) Hastanın kişisel bakım ve temizliği ile ilgili gereksinimlerinin karşılanmasına yardım eder.
e) Hastanın deri bütünlüğünü gözlemleyerek hemşireye bilgi verir.
f) Hastaların muayene, tetkik ve tedavi için hazırlanmasına, tıbbi işlem öncesinde elbiselerinin değiştirilmesine ve işlem sonrasında giyinmesine yardım eder.
g) Yatak yarasını önlemeye yönelik koruyucu işlemlerde hemşireye yardım eder.
ğ) Hastanın günlük yaşam aktivitelerinin yerine getirilmesine yardım eder.
h) Yataktan kalkamayan veya kalkması uygun görülmeyen hastanın boşaltımına yardımcı olur, varsa boşaltımla ilgili sorunlarını hemşireye bildirir.
ı) Hastanın idrar torbasını boşaltır veya değiştirir.
i) Hastadan steril olmayan idrar örneği ve dışkı örneği alır.
j) Hastanın beslenme programına uygun olarak beslenmesine yardımcı olur.
k) Kilo takibi gereken hastalarda günlük kilo takibini yapar.
l) Hemşirenin uygun gördüğü durumlarda hastanın yürümesine ve hareket etmesine yardım eder.
m) Hareket kısıtlılığı olan hastalarda uygun görülen pozisyonu verir.
n) Hastanın başka bir kliniğe ya da birime transferine yardım ve refakat eder.
o) Hasta için planlanan egzersiz programının hastaya uygulanmasına yardım eder.
ö) İlgilendiği hastaların genel durumunda fark ettiği değişiklikleri hemşireye bildirir.
p) Ölüm sonrası yapılması gereken bakımları uygular.
r) Alınan kan, doku veya diğer örneklerin laboratuvara naklini sağlar.
s) Hasta bakımında kullanılan malzemelerin hazırlanmasını, temizliğini, dezenfeksiyonunu ve uygun şekilde saklanmasına yardım eder. ” şeklinde sayılmıştır.
Davacı tarafından, sağlık hizmetleri sınıfında yer alan ve sağlık hizmeti ifa eden bir meslek mensubuna oda temizliği görevi verilmemesi gerektiği, zaten bu görevi yardımcı hizmetler sınıfının ifa ettiği, yatağa bağlı olamayan hastaların zaten kendi ihtiyaçlarını görebilecek durumda oldukları, bu hastaların kendilerinin yapamayacağı işleri de yardımcı hizmetler sınıfı personelinin yaptığı iddia edilerek, maddenin (a) bendinin, (b) ve (d) bentlerinde “Hastanın…” ibaresinden önce gelmek üzere “Yatağa bağımlı” ibaresine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin ve “Günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyen hastalara yardım eder.” olarak düzenlenmemesi nedeniyle (ğ) bendinin iptali istenilmektedir.
İptali istenilen hükümler ile hemşire yardımcına verilen iş ve görevlerin, 1219 sayılı Kanun’un Ek-13. maddesinin (v) bendinde sayılan, hemşire nezaretinde yardımcı olarak çalışma, ayrıca hastaların günlük yaşam aktivitelerinin yerine getirilmesi, beslenme programının uygulanması, kişisel bakım ve temizliği ile sağlık hizmetlerine ulaşımında yardımcı olma ve refakat etme görevleri ile bağdaşır nitelikte olduğu anlaşılmaktadır.
Yönetmeliğin hazırlığı aşamasında, Ek 13. maddenin yukarıda yer verilen hükmü esas alınarak, Bakanlığın ilgili birimlerinden katılımcılar, üniversitelerin hemşirelik bölümünden akademisyenler, ilgili derneklerin temsilcileri, sahada çalışan hemşirelik meslek mensupları, Milli Eğitim Bakanlığı temsilcilerinden oluşan komisyonun yaptığı 20/01/2014 tarihli toplantıda alınan kararlar doğrultusunda, hemşire yardımcısının iş ve görev tanımlarının belirlenmesinde üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
3) Ek-2’de yer alan “Psikolog” ve “Biyolog” unvanlarının Ek-1’e dahil edilmemesine ilişkin düzenleme bakımından:
1219 sayılı Kanun’un Ek 13. maddesinde sağlık meslek mensupları arasında psikolog ve biyoloğa yer verilmemiş, dava konusu Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmeliğin sağlık hizmetlerinde çalışan diğer meslek mensuplarının unvanlara göre iş ve görev tanımlarının yapıldığı Ek-2’de psikolog ve biyoloğun iş ve görev tanımları yapılmıştır.
Davacı tarafından, psikolog ve biyologların 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’nun 36. maddesinde sağlık hizmetleri ve yardımcı sağlık hizmetleri sınıfında sayıldıkları, sağlık meslek mensubu oldukları net olan anılan personelin Yönetmeliğin Ek-1’de yer alması gerektiği iddia edilmişse de, 6225 sayılı Kanun’un 9. maddesi ile 1219 sayılı Kanuna eklenen 13. maddede sayılan meslek mensupları arasında anılan mesleklerin sayılmamış, sağlık meslek mensuplarının iş ve görev ayrıntıları ile diğer meslek mensuplarının sağlık hizmetlerinde çalışma şartları, iş ve görev tanımlarının, sertifikalı eğitime ilişkin usul ve esasların nca çıkarılacak yönetmelikle düzenleneceği kurala bağlanmıştır.
Kanunun verdiği bu yetkiye dayanılarak Bakanlığın ilgili birimlerinden katılımcılar, üniversitelerin ilgili bölümlerinden akademisyenler, MEB temsilcileri, mesleğe ilişkin dernek temsilcileri, sahada çalışan biyolog ve psikologlar ile ilgili uzman hekimlerden oluşan komisyonların toplantılarında alınan kararlar doğrultusunda iş ve görev tanımlarının yukarıda açıklandığı şekilde belirlenmesinde üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu Yönetmeliğin sağlık meslek mensuplarının iş ve görev tanımlarının yapıldığı EK-1’de yer alan “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibareleri ve (c) bendinin 2. cümlesi bakımından oyçokluğuyla, diğer hükümler bakımından oybirliğiyle davanın reddine, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen …-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalı idareye verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu kararın tebliğini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 17/10/2017 tarihinde karar verildi.
KARŞI OY :
Dava; 22/05/2014 tarihli ve 29007 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Sağlık Meslek Mensupları ile Sağlık Hizmetlerinde Çalışan Diğer Meslek Mensuplarının İş ve Görev Tanımlarına Dair Yönetmeliğin sağlık meslek mensuplarının iş ve görev tanımlarının yapıldığı EK-1’de yer alan “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibarelerinin ve (c) bendinin 2. cümlesinin; yine Ek-1’de yer alan “Hemşire Yardımcısı” başlıklı bölümünün (a) bendinin, (b) ve (d) bentlerinde “Hastanın…” ibaresinden önce gelmek üzere “Yatağa bağımlı” ibaresine yer verilmemesine ilişkin eksik düzenlemenin ve “Günlük yaşam aktivitelerini yerine getiremeyen hastalara yardım eder.” olarak düzenlenmemesi nedeniyle (ğ) bendinin; diğer meslek mensuplarının sağlık hizmetlerinde iş ve görev tanımlarının yapıldığı Ek-2’de yer alan “Psikolog” ve “Biyolog” unvanlarının Ek-1’e dahil edilmemesine ilişkin düzenlemenin iptali istemiyle açılmıştır.
Yönetmeliğin dava konusu edilen ve sağlık meslek mensuplarının unvanlara göre iş ve görev tanımlarının yapıldığı Ek-1’de yer alan “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibarelerinin ve (c) bendinin 2. cümlesi dışında kalan maddeleri bakımından, üst hukuk normlarına, hizmet gereklerine ve hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Davacının, Yönetmeliğin eki Ek-1’de yer alan “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibarelerinin ve (c) bendinin 2. cümlesinin iptali istemine gelince;
Davacı tarafından, gebelik tanısı konulması görevinin, laboratuar sonuçlarının değerlendirilmesi ve ultrason bilgisini gerektiren bir iş olduğu; yine riskli durumların erken dönemde belirlenmesi durumunda sezaryen ve vakum gibi uygulamaların yapıldığı ve sonuç olarak bunların gebelerin yetkileri dahilinde olan işler olmadığı iddia edilmektedir.
1219 sayılı Tababet ve Şuabatı San’atlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun’un 51. maddesinde: “Ebeler gebelerin muayenesiyle bunların hıfzıssıhhatlerine mütaallik tedabirin ifasına ve doğumun teshiline ve bu esnada yapılacak basit manevraların ve çocuk için lazım gelen ilk tedbirlerin ifasına salahiyettar iseler de her nevi alet ve saire tatbik etmeleri memnu ve sureti avarızı velade vekayiinde behemahal bir tabip davetine mecburdurlar. Her ebe Sıhhiye ve Muaveneti İçtimaiye Vekaletince tayin olunacak levazım ve edviyeyi doğum vekayiinde beraberinde bulunduracaktır. Ebeler çiçek aşısı tatbik edebilirler.” hükmü yer almaktadır.
Davacının iddialarının yukarıda yer alan mevzuatla birlikte değerlendirilmesinden; ebelerin doğum esnasında yapılacak basit manevralardan ve çocuk için lazım gelen ilk tedbirlerin alınmasından sorumlu tutulabileceği; bunun dışında gebelik tanısı konulması, riskli durumların erken dönemde belirlenmesi, ya da doğum sürecinde normalden sapmaların belirlenmesi gibi görevlerin, ebelerin iş ve görev tanımları arasında sayılamayacağı sonucuna varılmaktadır. Bu sayılan işler uzman hekimin görevinde olduğundan ve ebelere bu durumları hekimlere haber verme görevinden başka sorumluluk yüklenemeyeceğinden, dava konusu Yönetmeliğin eki Ek-1’de yer alan “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibarelerinin ve (c) bendinin 2. cümlesinde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, dava konusu Yönetmeliğin eki Ek-1’de yer alan “Ebe” başlıklı bölümünün (b) bendindeki “gebelik tanısı koyar” ve “riskli durumları erken dönemde belirler” ibarelerinin ve (c) bendinin 2. cümlesinin iptaline karar verilmesi gerektiği oyuyla, kararın bu kısmına yönelik çoğunluk kararına katılmıyorum.