Danıştay Kararı 15. Daire 2015/2562 E. 2015/9159 K. 24.12.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/2562 E.  ,  2015/9159 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/2562
Karar No : 2015/9159

Temyiz Edenler 1- Davalı :
Vekili :

İstemin Özeti : …2. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve … sayılı kararının, taraflarca aleyhlerine ilişkin hükümler yönünden hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Davalı idarece, davacıların temyiz isteminin reddi gerektiği savunulurken, davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

Düşüncesi :Davacıların temyiz isteminin kısmen kabulü ile, temyiz istemine konu kararın, bakım ücretinin eksik belirlenmesine ilişkin kısmı ile manevi tazminata hükmedilmemesine ilişkin kısımlarının bozulması, kararın diğer kısımlarının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, dosyanın tekemmül ettiği görüldüğünden, davalı idarenin yürütmenin durdurulması talebi görüşülmeden, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava, davacıların çocuğu …’ın 27/04/1998 tarihinde …SSK Hastanesinde yapılan kalp ameliyatında kusurlu davranılması nedeniyle %100 beden gücü kaybına uğradığından bahisle baba için 100.000,00 TL maddi, 35.000,00 TL manevi, anne …için ise 40.000,00 TL maddi, 25.000,00 TL manevi olmak üzere toplam 200.000,00 TL tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
…2. İdare Mahkemesi’nce; Dairemizin bozma kararına uyularak, Adli Tıp Kurumunca düzenlenen raporda, …SSK Hastanesinde 27/04/1998 tarihinde gerçekleştirilen ameliyatta hekimin kusurlu olduğunun belirtildiği, maddi tazminatın, hekimin kusuru olan 2/8 oranında idarenin kusurlu kabul edildiği varsayılarak hesaplanmasının hukuka ve hakkaniyete uygun olmadığı, doktor hakkındaki 2/8 oranındaki kusur tespitinin davalı idarenin mukayeseli kusur oranı olarak kabul edilemeyeceği, aksi takdirde, geri kalan 6/8 oranındaki kusurun kimde olduğu, başka bir deyişle davacıların zararının 6/8’ini kimin karşılayacağı sorularının hukuken yanıtsız kalacağı, aynı şekilde, mezkur bakiye 6/8 kusur oranına tekabül eden maddi zarara davacıların katlanması gerektiği yönündeki bir düşüncenin kabul edilmesinin de hakkaniyet icabı mümkün olmadığı, bu itibarla, ameliyatın gerekli önlemler alınmadan gerçekleştirilmesi nedeniyle oluşan zarar sonucu davacılar adına hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı ile belgelendirilmek ve makul ölçüde olmak kaydıyla yaptıkları ve tazminini istedikleri tedavi masraflarının hizmet kusuru bulunan davalı idarece karşılanması gerektiği, bu hesaplama yapılırken aynı zamanda olaydan zarar gören kişinin yaşamının kalan kısmında yapılacak masrafların da dikkate alınması gerektiği, tam yargı davalarının niteliği gereği uğranıldığı ileri sürülen zararların, öncelikle davacılar tarafından tanımlanıp belirlendiği, istem aşılarak veya tanımlanıp belirlenen zararların dışında olası zararlar araştırılarak tanımlanıp istenilen zararların dışında başka zararların tazmini yoluna gidilebilmesine de olanak bulunmadığı gerekçesiyle,15/06/2011 tarihli hesap bilirkişi raporuna göre; anne için 34.154,96-TL destekten yoksun kalma tazminatı miktarı ile çocuğun bakım ücreti olarak hesaplanan 150.674,04-TL’nin anne ve baba için ikiye bölünerek takdir edilmesi ile bulunan 75.337,02-TL’nin toplamı olan 109.491,98-TL ödenmesi gerekirken, anne için 40.000,00-TL maddi tazminat istenildiği görüldüğünden, … tarihli kararda anne için takdir edilen 8.538,74-TL’ye ilave olarak 31.461,26-TL; baba için, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatı olan 23.369,18-TL ile çocuğun bakım ücreti olan 75.337,02-TL ve tedavi ve iyileştirme giderlerinden doğan zarar olan 3.729,34-TL’nin toplamı olan 102.435,54-TL’nin ödenmesi gerekirken baba için istenen maddi tazminat miktarının 100.000,00-TL olması üzerine daha önce … tarihli kararla ödenmesine hükmedilen 9.571,64-TL’ye (destekten yoksun kalma+tedavi ve iyileştirme masrafı) ilave olarak 90.428,36-TL maddi tazminat olmak üzere toplamda 121.889,62-TL maddi tazminatın dava açma tarihi olan 26/03/1999 tarihinden itibaren hesaplanacak yasal faiziyle birlikte davalı idare tarafından davacılara ödenmesine karar verilmiştir.
Taraflarca, anılan Mahkeme kararının aleyhlerine ilişkin kısımlarının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
…2. İdare Mahkemesi’nin, … tarih ve … sayılı maddi ve manevi tazminat isteminin kısmen kabulü, kısmen reddine ilişkin kararının taraflarca temyiz edilmesi üzerine, Dairemizin 12/12/2013 tarih ve E:2013/4237, K:2013/10653 sayılı kararı ile kararın kabule ilişkin kısmının onandığı, reddedilen maddi tazminata ilişkin kısmının, ameliyatın gerekli önlemler alınmadan gerçekleştirilmesi nedeniyle oluşan zarar sonucu davacılar adına hükmedilen destekten yoksun kalma tazminatı ile belgelendirilmek ve makul ölçüde olmak kaydıyla yaptıkları ve tazminini istedikleri tedavi masraflarının hizmet kusuru bulunan davalı idarece herhangi bir kusur oranı uygulanmaksızın karşılanması, bu hesaplama yapılırken aynı zamanda olaydan zarar gören kişinin yaşamının kalan kısmında yapılacak masrafların da dikkate alınması gerektiği gerekçesiyle, reddedilen manevi tazminata ilişkin kısmının ise, olayın oluş şekli ve zararın niteliği dikkate alındığında, Mahkeme tarafından takdir edilen manevi tazminat miktarının, duyulan elem ve ızdırabı kısmen de olsa idarenin kusurunun ağırlığını ortaya koyacak düzeyde olmadığı gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Temyiz istemine konu Mahkeme kararının, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminatı ile tedavi ve iyileştirme giderine ilişkin kısmında 2577 sayılı Kanun’un 49. maddesinde belirtilen bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, tarafların bu kısımlara ilişkin temyiz istemi yerinde görülmemiştir. Davalı idarenin, Mahkeme kararının, bilirkişi raporu ile belirlenen bakım ücretine ilişkin kısmında da, bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmemiştir.
Davacıların, Danıştay Onbeşinci Dairesinin, bozma kararında, manevi tazminata ilişkin hüküm bulunmasına rağmen, Mahkemece manevi tazminata hükmedilmediğine ilişkin temyiz istemi incelenecek olursa, Dairemizin 12/12/2013 tarih ve E:2013/4237, K:2013/10653 sayılı kararı ile, …2. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararı ile hükmedilen manevi tazminat miktarı yetersiz görüldüğü gerekçesiyle, manevi tazminat isteminin kısmen reddine ilişkin kısmı bozulmuştur. Mahkemece, bozma kararına uyulmak suretiyle hüküm tesis edilmiş ise de, maddi tazminat yönüyle hüküm kurulmuş, manevi tazminat istemi değerlendirilerek, manevi tazminat istemi hakkında hüküm kurulmamıştır. Bu nedenle, temyiz istemine konu kararın, reddedilen manevi tazminat istemi hakkında, bozma kararından sonra hüküm kurulmamasında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Davacıların maddi tazminata ilişkin temyiz istemi incelenecek olursa,
Anayasanın 125. maddesinde, idarenin kendi eylem ve işlemlerinden doğan zararları ödemekle yükümlü olduğu hükme bağlanmıştır.
İdarenin tazminle yükümlü tutulması, ancak, kesin olarak ortaya çıkmış, belirgin hale gelmiş maddi zararın varlığı halinde mümkündür. Kişinin isteği dışında maddi varlığında meydana gelen kayıp ve eksikliklerle, çoğalma olanağından yoksunluk olarak tanımlanan maddi zarar, henüz kesin olarak ortaya çıkmamış, belirgin hale gelmemiş ise, idarenin tazminle yükümlü tutulmasına olanak bulunmamaktadır.
Dairemizin bozma kararı üzerine, davacılar tarafından Mahkemeye 19/01/2015 havale tarihli beyan dilekçesi sunulmuş olup, anılan dilekçede, destekten yoksun kalma tazminatının güncel veriler baz alınarak yeniden hesaplanması gerektiği, hesap bilirkişi raporunda işgücü kaybının %50’si oranında bakıcı gideri hesaplandığı, ancak yerleşmiş içtihatlara göre bakıcı giderinin tamamına hükmedilmesi gerektiği, hesaplamanın net asgari ücret üzerinden yapıldığı, ancak brüt ücret üzerinden hesaplama yapılması gerektiği, tedavi ve iyileştirme giderlerine ilişkin olarak, hiçbir belge sunulmasa bile, uzman bilirkişilere tedavi ve tüm iyileşme giderlerinin hesaplatılması gerektiği, Mahkemece yeniden yaptırılacak bilirkişi incelemesi sonucu, rapor taraflarına tebliğ edildiğinde, rapora itiraz hakları saklı kalmak kaydı ile tespit edilecek maddi zararın bakiye kısmı için ıslah yoluna başvurulacağı belirtilmiştir.
Anılan dilekçe üzerine, temyiz istemine konu kararla, tam yargı davalarının niteliği gereği uğranıldığı ileri sürülen zararların, öncelikle davacılar tarafından tanımlanıp belirlenmesi gerektiği, istem aşılarak veya tanımlanıp belirlenen zararların dışında başka zararların tazmini yoluna gidilmesine de olanak bulunmadığı gerekçesiyle, maddi tazminat isteminin, bilirkişi raporu uyarınca belirlenen zarar kalemleri ve miktarları dikkate alınarak ve davacıların talepleri ile bağlı kalınarak kabulüne karar verilmiştir.
Davacıların çocuğunun özel bakıma ihtiyaç duyduğu sabit ise de, temyiz istemine konu Mahkeme kararında da belirtildiği gibi, faturalandırılmayan, yapılması muhtemel tedavi ve iyileştirme giderlerine ilişkin maddi tazminat isteminin karşılanmasına hukuken olanak bulunmamaktadır.
Temyiz istemine konu kararın, bakım ücreti yönünden tazminat hesabı incelenecek olursa,
Hükme esas alınan 15/06/2011 tarihli hesap bilirkişi raporunda, bakım ücreti, net asgari ücret üzerinden hesaplanan tazminatının %50’si oranında hesaplanmış olup, hayatının kalan kısmını başkasının yardımı olmaksızın idame ettirmesi mümkün olmayan davacıların çocuğu için, bakım ücreti ödenmesine karar verilmesi yerinde olmakla birlikte, bakım ücreti olarak hesaplanan miktardan %50 oranında düşüm yapılmasının hukuki bir dayanağı bulunmamaktadır. Ayrıca bakım ücretinin brüt asgari ücret üzerinden hesaplanması gerekirken, net asgari ücret üzerinden hesaplanmasında da hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, Mahkemece bozma kararı üzerine, bakım ücretine ilişkin olarak brüt asgari ücret üzerinden yeniden hesaplama yaptırılmalı ve bakım ücreti olarak hesaplanan miktardan indirime gidilmeksizin, talebin tam olarak karşılanması gerekmektedir.
Davacıların diğer temyiz iddialarına itibar edilmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca davacıların temyiz isteminin kısmen kabulü ile …2. İdare Mahkemesi’nin …tarih ve …sayılı kararının, manevi tazminata hükmedilmemesine ilişkin kısmı ile net asgari ücret üzerinden hesaplanan bakım ücretinden %50 oranında düşüm yapılmasına ilişkin kısımlarının BOZULMASINA, davalı idarenin temyiz isteminin reddi, davacıların temyiz isteminin kısmen reddi ile anılan kararın diğer kısımlarının ONANMASINA, bozulan kısımlar hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/12/2015 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.