Danıştay Kararı 15. Daire 2015/174 E. 2018/7933 K. 28.11.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/174 E.  ,  2018/7933 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ON BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/174
Karar No : 2018/7933

Davacı :
Vekili :

Davalı :
Vekili :
Davanın Özeti : Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Sağlık Sigortası Medula Web Servisleri Kullanım Kılavuzu’nun “Acil Branşlarda Kota Uygulaması” başlıklı kısmında yer alan ” Dal Merkezi ve Dal Hastanesi dışında kalan tüm özel sağlık hizmeti sunucularında herhangi bir branş ile sözleşmesi olan doktorlar acil branşı ile sözleşme yapamayacaktır. Mevcutlar sistem tarafından otomatik kapatılacaktır.” ibaresinin iptali istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Dava konusu düzenlemenin, acil servis başvurularında suistimallerin ve sağlık hizmeti sunucularının olası mağduriyetlerinin önlenmesi ile daha kaliteli ve çağdaş bir sağlık hizmeti sunulabilmesi amacıyla yapıldığı savunulmaktadır.
Düşüncesi : Üst hukuk normları ile dayanak kurala aykırı olan dava konusu işlemin iptali gerektiği düşünülmektedir.
Danıştay Savcısı :
Düşüncesi : Dava; Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Sağlık Sigortası Medula Web Servisleri Kullanım Kılavuzu’nun “Acil Branşlarda Kota Uygulaması” başlıklı kısmında yer alan ” Dal Merkezi ve Dal Hastanesi dışında kalan tüm özel sağlık hizmeti sunucularında herhangi bir branş ile sözleşmesi olan doktorlar acil branşı ile sözleşme yapamayacaktır. Mevcutlar sistem tarafından otomatik kapatılacaktır.” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Dava konusu düzenlemede yer alan hüküm 21.5.2018 tarihinde ” 3.1.0 Değişen Bölümler Acil Branşında Kota Uygulaması SUT’un 2.2.1.B-1 – Ayakta tedavilerde ödeme uygulaması maddesinin 12. fıkrasına istinaden 01.09.2014 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek Acil Kota Uygulaması aşağıdaki gibi işletilecektir:
Dal Merkezi ve Dal Hastanesi dışında kalan tüm özel Sağlık Hizmet Sunucularında herhangi bir branş ile sözleşmesi olan doktorlar Acil branşı ile sözleşme yapamayacaktır. Mevcutlar sistem tarafından otomatik kapatılacaktır. Kaldırıldı.
Birden fazla tesis ile Acil Sözleşmesi olan doktorların muayene kotası hesaplanırken, tüm tesislerde yapmış olduğu muayeneler dahil edilecektir.
Dal Merkezi ve Dal hastanesinde branş ile sözleşmesi olup aynı zamanda Acil sözleşmesi olan doktorların kotası, normal branş muayeneleri ile Acil muayeneleri toplanarak hesaplacaktır.” düzenlemesi getirilerek iptali istenilen ibare uygulamadan kaldırılmış olduğundan davanın esasının incelenmesine gerek görülmemiştir.
Açıklanan nedenle konusu kalmayan dava hakkında “karar verilmesine yer olmadığına ” karar verilmesinin uygun olacağı düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, taraflara önceden bildirilmiş bulunan 28/11/2018 tarihinde, davacı vekili Av. … ile davalı vekili Hukuk Müşaviri …’ın geldikleri, Danıştay Savcısı’nın hazır olduğu görülmekle açık duruşmaya başlandı. Taraflara usulüne uygun olarak söz verilerek dinlenildikten ve Danıştay Savcısı’nın düşüncesi alındıktan sonra taraflara son kez söz verilip duruşma tamamlandı. Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlenildikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Dava, Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Sağlık Sigortası Medula Web Servisleri Kullanım Kılavuzu’nun “Acil Branşlarda Kota Uygulaması” başlıklı kısmında yer alan ” Dal Merkezi ve Dal Hastanesi dışında kalan tüm özel sağlık hizmeti sunucularında herhangi bir branş ile sözleşmesi olan doktorlar acil branşı ile sözleşme yapamayacaktır. Mevcutlar sistem tarafından otomatik kapatılacaktır.” ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.
Davacı tarafından, pratisyen hekim olarak hem ….Belediyesi’ne ait …..Sağlık Birimi’nde hem de Özel …….Hastanesi Acil Servisi’nde görev yapan davacının dava konusu düzenleme üzerine 01/09/2014 tarihinde Medula sisteminden çıkartıldığı, kadrosunun bulunduğu Özel …. Hastanesi’nde hizmet veremez duruma gelen davacının anılan hastanedeki kadrosunu kaybetmemek için aylık ciddi bir gelir kaybına maruz kalarak ….. Sağlık Birimindeki işinden ayrılmak zorunda kaldığı, 25.07.2014 tarihli değişiklikle (SUT 2.2.1.B-1 maddesinin 12. fıkrasına eklenen cümle) getirilen kota uygulaması ile, özel sağlık kuruluşlarında acil hekimi olarak görev yapan hekimlerin muayene edebilecekleri günlük hasta sayısının sınırlandırıldığı, kota uygulaması olarak adlandırılan düzenlemenin uygulamasının ise dava konusu Medula Kullanma Kılavuzu’nun dava konusu kısmında düzenlendiği, anılan kılavuzun dava konusu kısmının Sağlık Uygulama Tebliği’ndeki düzenlemeyi daha daraltıcı ve yasaklayıcı biçimde kurala bağladığı, buna göre acil servis hekimlerinin bu görevleri devam ettiği sürece başka sağlık kuruluşlarında çalışmalarının engellendiği, 1219 sayılı yasanın 12. maddesinde hekimlere birden fazla sağlık kuruluşunda çalışma hakkı tanındığı, dava konusu düzenlemenin anılan yasa hükmüne aykırı olduğu, dava konusu düzenlemenin dayanağı olan Sağlık Uygulama Tebliği’nin 2.2.1.B-1 maddesinin 12. fıkrasında acil serviste görev yapan hekimlerin yalnızca günlük muayene edebilecekleri hasta sayısına ilişkin bir sınırlama getirildiği, buna göre dava konusu düzenlemenin anılan Tebliğ kuralına aykırı olduğu, Özel Hastaneler Yönetmeliği’nin Ek-5/1-(e) maddesine göre, kadrosu özel bir sağlık kuruluşunda bulunan hekimin, bu kadrosunu koruduğu müddetçe başka bir özel sağlık kuruluşunda çalışabileceğinin düzenlendiği, dava konusu düzenlemenin anılan yönetmelik kuralına da aykırı olduğu, Anayasa’nın 48 ve 49. maddelerinde düzenlenen ve temel hak ve hürriyetler kapsamında yer alan çalışma hakkının, Anayasanın 13. maddesinde belirtildiği şekilde özüne dokunulmaksızın yalnızca kanunla sınırlanabileceği, hekimlerin çalışma haklarını ölçüsüz biçimde sınırlayan dava konusu kılavuz ile getirilen düzenlemenin Anayasanın amir hükümlerine aykırı olduğu, ayrıca dava konusu düzenleme ile dal merkezi ya da dal hastanelerinde çalışan hekimlerin sınırlama dışında tutulduğu, bunun da Anayasının 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesine aykırı olduğu iddia edilerek dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmesi talep edilmektedir.
Dava konusu düzenleme incelendiğinde; söz konusu kılavuz kuralının Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliği’nin “Ayaktan tedavilerde ödeme uygulaması” başlıklı 2.2.1.B-1 maddesinin 12. fıkrasına istinaden 01/09/2014 tarihinde yürürlüğe girecek Acil Kota Uygulamasını göstermek amacı ile düzenlendiği anlaşılmaktadır.
24/03/2013 tarih ve 28597 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Sosyal Güvenlik Kurumu Sağlık Uygulama Tebliğinin değişik 2.2.1.B.1 maddesinin 12. fıkrasında, acil servis/polikliniğine başvurularda özel sağlık hizmeti sunucularında bir acil servis doktoru için günlük muayene sayısının 90’ı geçemeyeceği, Sağlık Bakanlığının “Yataklı Sağlık Tesislerinde Acil Servis Hizmetlerinin Uygulama Usul ve Esasları Hakkında Tebliğ” e göre triyaj uygulamasında kırmızı alan tarifine giren acil servis/polikliniğine başvurular olması halinde günlük muayene sayısının 90’ı geçebileceği, ancak bu durum dahil günlük toplam sayının hiçbir şekilde 100’ü geçemeyeceği kurala bağlanmıştır.
Davalı idare savunmasında dava konusu düzenlemenin aktarılan Sağlık Uygulama Tebliği hükümlerinin uygulanması amacına yönelik olduğu belirtilmiştir. Oysa uyuşmazlık konusu Kılavuz kuralı herhangi bir branşla anlaşması olan ve kota uygulamasına takılmayan hekimlerin acil servislerde çalışmasını da engellemektedir.
Türkiye’de hekimlerin meslek uygulamaları ile ilgili yürürlükteki en temel Kanun, 1928 yılında çıkarılan 1219 sayılı “Tababet ve Şu’abatı Sanatlarının Tarzı İcrasına Dair Kanun” olup anılan Kanunda, hekimlik mesleğinin kazanılması, mesleğin icra edilme koşulları, meslek icrasının sınırları, muayenehane açmaya dair hükümler, tıpta uzmanlık gibi konular düzenlenmiştir.
1219 sayılı Kanunun 5. maddesinde, hekimlerin muayenehane açarak hasta görmesine ilişkin izin, 12. maddesinde ise hekimlerin uğraşamayacağı işler düzenlenmiş, 12. maddesinde de;
“Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, aşağıdaki bentlerden yalnızca birindeki sağlık kurum ve kuruluşlarında mesleklerini icra edebilir.
a) Kamu kurum ve kuruluşları,
b) Sosyal Güvenlik Kanunu ve kamu kuruluşları ile sözleşmeli çalışan özel sağlık kurum ve kuruluşları, Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmeli çalışan vakıf üniversiteleri,
c) Sosyal Güvenlik Kurumu ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan özel sağlık kurum ve kuruluşları, Sosyal Güvenlik Kurum ve kamu kurumları ile sözleşmesi bulunmayan vakıf üniversiteleri, serbest meslek icrası,
Tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanlar, ikinci fıkranın her bir bendi kapsamında olmak kaydıyla birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabilir. Bu maddenin uygulanması bakımından Sosyal Güvenlik Kurumunca branş bazında sözleşme yapılan özel sağlık kurum ve kuruluşları ile vakıf üniversiteleri yalnızca sözleşme yaptıkları branşlarda (b) bendi kapsamında kabul edilir. Mesleğini serbest olarak icra edenler, hizmet bedeli hasta tarafından karşılanmak ve Sosyal Güvenlik Kurumundan talep edilmemek kaydıyla, (b) bendi kapsamında sayılan sağlık kuruluşlarında da hastalarının teşhis ve tedavisini yapabilir. Sözleşmeli statüde olanlar da dahil olmak üzere mahalli idareler ile kurum tabipliklerinde çalışan ve döner sermaye ek ödemesi almayan tabipler işyeri hekimliği yapabilir. Döner sermayeli sağlık kuruluşları ise kurumsal olarak işyeri hekimliği hizmeti verebilir. Bu maddenin uygulanmasına ve işyeri hekimliğine ilişkin esaslar Sağlık Bakanlığınca belirlenir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aktarılan mevzuat hükümleri değerlendirildiğinde, tabipler, diş tabipleri ve tıpta uzmanlık mevzuatına göre uzman olanların 1219 sayılı yasanın 12. maddesinin 2. fıkrasının her bir bendi kapsamında olmak kaydıyla birden fazla sağlık kurum ve kuruluşunda çalışabileceği hususunda herhangi bir duraksama bulunmamaktadır.
Öte yandan, Özel Hastaneler Yönetmeliğinin “Özel Hastanelerde Asgari Bulundurulacak Sağlık Personeli” başlıklı eki EK-1’in IX. kısmında, acil ünitesinde en az beş pratisyen tabip veya klinik olmayan uzmanlık dallarından uzman tabip çalıştırılacağı, mevcut kadrolu uzman tabiplerin, mesul müdürce düzenlenen nöbet listesine göre acil ünitesinde pratisyenlik yetkisini de kullanarak nöbet tutabilecekleri, yine Ayakta Teşhis ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmeliğin “Özel Sağlık Kuruluşlarında Bulundurulması Zorunlu Asgari Personel Listesi” eki EK-5’in III. kısmında ise, acil ünitesi bulunan sağlık kuruluşunda bir pratisyen tabip veya klinik olmayan uzmanlık dallarından bir uzman tabip çalıştırılacağı, mevcut kadrolu uzman tabiplerin, mesul müdürce düzenlenen nöbet listesine göre acil ünitesinde pratisyenlik yetkisini de kullanarak nöbet tutabilecekleri hüküm altına alınmıştır.
Yukarıda yer verilen düzenlemeler uyarınca, acil ünitesi bulunan özel sağlık kuruluşlarında mevcut kadrolu uzman tabiplerin de, mesul müdürce düzenlenen nöbet listesine göre acil ünitesinde pratisyenlik yetkisini de kullanarak nöbet tutabilmelerinin mümkün olduğu görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu düzenlemenin, herhangi bir branşla anlaşması olan ve kota uygulamasına da takılmayan ve yukarıda belirtilen mevzuat uyarınca da birden fazla sağlık kuruluşunda çalışma hakkı olan tabiplerin bu çalışma hak ve özgürlüğünü sınırladığı, yine bünyesinde acil ünitesi bulunan sağlık kuruluşlarında mevcut kadrolu uzman tabiplerin mesul müdürce düzenlenen nöbet listesine göre acil ünitesinde pratisyenlik yetkisini de kullanarak nöbet tutabilmesini engellediği ortadadır.
Dolayısıyla dava konusu Kılavuz hükmünün, kota uygulamasının sınırlarını aşar nitelikte olduğu ve yasa veya diğer mevzuatla belirlenen çalışma hak ve özgürlüğünü engellediği açıktır.
Belirtilen hususlar göz önünde bulundurulduğunda, üst hukuk normlarına ve dayanak Tebliğ kurallarına aykırılığı açık olan dava konusu düzenlemenin iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Açıklanan nedenlerle, Sosyal Güvenlik Kurumu Genel Sağlık Sigortası Medula Web Servisleri Kullanım Kılavuzu’nun “Acil Branşlarda Kota Uygulaması” başlıklı kısmında yer alan “Dal Merkezi ve Dal Hastanesi dışında kalan tüm özel sağlık hizmeti sunucularında herhangi bir branş ile sözleşmesi olan doktorlar acil branşı ile sözleşme yapamayacaktır. Mevcutlar sistem tarafından otomatik kapatılacaktır.” ibaresinin İPTALİNE, davacı tarafça sarf edilen ve aşağıda dökümü yapılan … -TL yargılama gideri ile kararın verildiği tarihte yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre duruşmalı işler için belirlenen ….-TL avukatlık ücretinin davalı idareden alınarak davacıya verilmesine, davalı idare tarafından yapılan yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, artan posta ücretinin istemi halinde ilgililere iadesine, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 48. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren 30 gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 28/11/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.