Danıştay Kararı 15. Daire 2015/106 E. 2017/351 K. 19.01.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/106 E.  ,  2017/351 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/106
Karar No : 2017/351

Temyiz Edenler (Davacılar) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… sayılı kararının kabul edilen kısım yönünden işletilecek faizin başlangıç tarihinin adli yargıda açılmış olan 04.11.2003 dava tarihinden başlatılması gerektiğinden bahisle; hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Temyiz isteminin kabulü gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; işin esasına geçilerek gereği görüşüldü:
Dava, ……..’nin ……… plakalı aracı ile …. İlçesinde seyir halinde iken hemzemin geçitte 23806 sefer sayılı yük treninin çarpması sonucunda yaralanmasından bir süre sonra vefatı nedeniyle, kendisi yönünden idarenin hizmet kusurundan kaynaklandığından bahisle 40.000-TL maddi, 40.000-TL bakım ihtiyacı ve 20.000-TL manevi tazminat ile mirasçısı olan eşi ………. için 25.000-TL maddi, 20.000-TL manevi, oğlu ………. için 4.000-TL manevi , oğlu …………. için 4.000-TL manevi, oğlu ………… için 4.000-TL manevi, kızı ………………. için 4.000-TL manevi, oğlu …………… için 4.000-TL manevi, oğlu ……………… için 4.000-TL manevi , kızı ………………….. için 4.000-TL manevi, kızı ………………… için 4.000-TL manevi, 2.000-TL maddi, oğlu ……… için 4.000-YTL manevi, 2.000-TL maddi, oğlu ……………….. için 4.000-TL manevi, 2.000-TL maddi, kızı ………. için 4.000-TL manevi, 5.000-TL maddi, olmak üzere toplam 84.000-TL manevi, 116.000-TL maddi tazminata, kaza tarihinden itibaren işletilecek faizi ile birlikte karar verilmesi istemiyle açılmış; Mahkemece … tarih E:… sayılı kararı ile davaya konu olayda davalı idarenin hizmet kusuru bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş olup; Danıştay Onuncu Dairesi’nin 13.02.2012 tarih E:2008/4869, K:2012/511 sayılı bozma kararına uyularak, yeniden yapılan yargılama sırasında 12.12.2007 tarihli İstanbul Teknik Üniversitesi öğretim üyelerince hazırlanan ve davalı idarenin %20 kusurlu olduğunu belirten raporu hükme esas alınarak, hesaplanan destekten yoksun kalma tazminat raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulü ile müteveffa ………….. yönünden hükmedilen 1.519,79 TL maddi tazminata ve 10.000,00 TL manevi tazminata davanın açıldığı 08.12.2004 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte, diğer davacılar yönünden hükmedilen Hanımzer için 15.070,18 TL, ……….. için 2.000,00 TL, ….. için 243,29 TL, ……… için 1.198,31 TL maddi, davacı eş yönünden 10.000,00 TL manevi ve diğer davacılar yönünden her bir davacı için ayrı ayrı 4.000,00 TL manevi tazminata dava dilekçesinin mahkeme kayıtlarına girdiği 22.12.2005 tarihinden itibaren işletilecek yasal faizi ile birlikte davalı idarece davacılara ödenmesine, fazlaya ilişkin tazminat miktarları açısından reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından İdare Mahkemesi kararının kabule ilişkin kısmına yürütülecek faiz başlangıç tarihinin adli yargıda davanın açıldığı 4.11.2003 tarihinin olması gerektiği ileri sürülerek yalnızca faiz başlangıç tarihine yönelik kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Faiz; en basit biçimiyle, idarenin tazmin borcu bağlamında; kişilerin, idarenin eylem ve/veya işlemlerinden dolayı uğradıkları zararların giderilmesi istemiyle başvurmalarına karşın, idarenin zararı kendiliğinden ödemeyip, yargı kararıyla tazminata mahkûm edilmesi sonucunda, idarenin temerrüde düştüğü tarihten tazminatın ödendiği tarihe kadar geçen süre için 3095 sayılı Kanuna göre hesaplanacak tutarı ifade etmektedir.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 13. maddesinde, idari eylemlerden hakları ihlal edilmiş olanların dava açmadan önce, bu eylemleri yazılı bildirim üzerine veya başka suretle öğrendikleri tarihten itibaren 1 yıl ve her halde eylem tarihinden itibaren 5 yıl içinde idareye başvurarak haklarının yerine getirilmesini istemeleri gerektiği; bu isteklerinin kısmen veya tamamen reddi halinde, bu konudaki işlemin tebliğini izleyen günden itibaren veya istek hakkında altmış gün içinde cevap verilmediği takdirde bu sürenin bittiği tarihten itibaren dava süresi içinde dava açılabileceği kuralı yer almakta olup, anılan maddede, idari eylemler nedeniyle uğranılan zararın tazmini için idareye başvuruda bulunulmasının, dava ön şartı olarak öngörülmesi ve zararın idare tarafından en erken bu tarihte sulhen ödenebilecek olması nedeniyle yargı yerince hükmedilecek tazminat miktarına, ön karar için idareye yapılan başvuru tarihi, adli yargıda dava açılması halinde adli yargıda dava açıldığı tarih itibariyle yasal faiz uygulanması, Danıştay’ın yerleşik içtihatlarıyla kabul edilmiştir.
Bakılan davanın, davacılar tarafından öncelikle …. tarihinde …. 17.Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılan tazminat davasında, anılan Mahkemece verilen görevsizlik kararı üzerine açıldığı görülmektedir. Dolayısı ile İdare Mahkemesi’nce hüküm altına alınan maddi ve manevi tazminat miktarı bakımından adli yargıda açılan dava tarihinden (04.11.2003) itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi gerekirken, müteveffa …. açısından dava açma tarihi olan 08.12.2004 tarihinden, diğer davacılar açısından ise 22.12.2005 tarihinden itibaren faiz yürütülmesi yönünde verilen kararda hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca davacının temyiz isteminin kabulüyle; …. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… sayılı kararının tazminat miktarına işletilecek yasal faizin başlangıç tarihlerine ilişkin kısmının BOZULMASINA, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/01/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.