Danıştay Kararı 15. Daire 2015/1038 E. 2018/4149 K. 24.04.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2015/1038 E.  ,  2018/4149 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2015/1038
Karar No : 2018/4149

Temyiz Eden (Davalı) : …
Karşı Taraf (Davacı) : …
Vekili : …
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E: …; K: … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; dosyanın tekemmül ettiği anlaşılmakla yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, … İli, Merkez İlçesi, … Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; 5233 sayılı Kanunun 2/f maddesinde 3713 sayılı Kanunun 1, 3 ve 4. maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkum olanların bu fiillerinden dolayı uğradıkları zararlar karşılanmayacak zararlar arasında sayılmış olup, davacının, mülga 765 sayılı Kanun’un 169. maddesi uyarınca mahkûmiyet cezasıyla cezalandırıldığı açık ise de davacının başvurusuna konu zararların mahkumiyetine esas alınan fiiller nedeniyle oluştuğuna dair herhangi bilgi ve belge bulunmadığından bu gerekçeyle tesis olunan dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idare tarafından, anılan kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinde, bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu’nun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddî zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı; aynı maddenin ikinci fıkrasının (f) bendinde, 3713 sayılı Kanunun 1 inci, 3 üncü ve 4 üncü maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkûm olanların bu fiillerinden dolayı uğradığı zararların 5233 sayılı Kanunun kapsamı dışında olduğu hükmü yer almaktadır.
5233 sayılı Kanunun irdelenmesinden, Kanun koyucunun terör örgütüne yardım ve yataklık
suçu işleyen kişiler ile terör suçundan mahkum olan kişileri bu Kanun hükümlerinden faydalandırmamayı amaçladığı anlaşılmaktdır. Dolayısıyla, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunu kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkum olanlara bu kanun kapsamında tazminat ödenmesi hukuken mümkün değildir.
Diğer yandan, Kanun hükümlerinin amacı dikkate alındığında, terör örgütüne yardım ve yataklık suçu işleyen kişiler ile terör suçundan mahkum olan kişilerin, kendilerinin terör örgütü mensubu olarak katılmadıkları ya da suç faili olmadıkları olaylar nedeniyle uğradıkları zararlar nedeniyle de bu Kanun hükümlerinden faydalandırılmamaları gerektiği sonucuna varılmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, … İli, Merkez İlçesi, … Köyü’nden terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması talebiyle davalı idareye başvuru yaptığı, davacının terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan mahkumiyeti bulunduğu gerekçesiyle başvurusunun reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Dosyada yer alan bilgi ve belgelere göre, davacının … Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin … tarih ve E:… , K: … sayılı kararıyla terör örgütüne yardım ve yataklık suçundan mahkumiyeti bulunduğu, dolayısıyla söz konusu suç nedeniyle mahkumiyeti olan davacının zararının 5233 sayılı Kanun kapsamında tazmini mümkün olmadığından, başvurunun reddine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmamaktadır.
Bu nedenle, dava konusu işlemin iptali yolundaki mahkeme kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E: …; K: … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.