Danıştay Kararı 15. Daire 2014/9778 E. 2015/7922 K. 20.11.2015 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/9778 E.  ,  2015/7922 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/9778
Karar No : 2015/7922

Temyiz Edenler ve Karşı Taraf
1-) (Davacı) :
2-) (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … 8. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının davacı şirketçe, idari para cezası hakkında hüküm kurulmaması yönünden; davalı idarece, iptale ilişkin kısmının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek, karşılıklı olarak temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmaların Özeti : Taraflarca savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Davalı idarenin temyiz isteminin reddedilerek işlemin iptaline ilişkin İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği, davacı tarafın temyiz isteminin ise kabul edilerek kararın idari para cezası hakkında hüküm kurulmamış olması yönünden bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirkete ait …. plakalı aracın 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun EK 2/3. maddesi uyarınca altmış gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin 26.04.2014 tarih ve 387520 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmış olup, davacı tarafından verilen ek dilekçe ile aynı tarih ve 87826 sayılı idari para cezası verilmesine ilişkin işlemin de iptali istenilmiştir.
… 8. İdare Mahkemesince; uyuşmazlıkta, aracı kiralayan şirket tarafından kendi personelinin servis taşımacılığının yapıldığının tespit edildiği, bu taşımacılığın ticari amaçla yapıldığını gösterir herhangi bir tespit bulunmadığı, bu nedenle Kanunun Ek 2/3. maddesi kapsamında aranan ticari taşımacılık fiilinin sübuta ermediği anlaşıldığından aracın trafikten men edilmesine ilişkin işlemde hukuka uygunluk bulunmadığı gerekçesiyle iptaline karar verilmiş olup, idari para cezası verilmesine ilişkin işlem yönünden hüküm kurulmamıştır.
Anılan İdare Mahkemesi kararının, davacı şirketçe, idari para cezası hakkında hüküm kurulmaması yönünden; davalı idarece, iptale ilişkin kısmının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek, karşılıklı olarak temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyize konu kararın, söz konusu aracın altmış gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin işlemin iptaline ilişkin kısmının temyiz incelemesi:
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirkete ait … plakalı aracın davacı şirket tarafından, denetim sırasında personeli taşınan firmaya, işlem tarihini de kapsar biçimde 11.11.2014 tarihine kadar kiraya verildiği, polis memurlarınca yapılan denetim sırasında aracın kiracı şirket personeli olan sürücü tarafından şirket personelinin servis taşımacılığı faaliyeti kapsamında kullanıldığı görülmektedir.
2918 sayılı Kanun’un Ek 2. maddesinin üçüncü fıkrasının iptali istemiyle yapılan başvuru üzerine, Anayasa Mahkemesinin 11.09.2014 tarih ve E:2014/52, K:2014/139 sayılı kararıyla; alınması gereken izin veya ruhsatı olmaksızın ticari amaçlı yolcu taşımacılığı yapılması ve sürücünün araç sahibi olmaması hâlinde tescil plakası sahiplerine sadece ruhsat sahibi olmaları nedeniyle yaptırım uygulanmasının cezaların şahsiliği ilkesine aykırılık oluşturduğu, Anayasa ve ceza hukukunun temel kuralları uyarınca, kişilere ceza verilebilmesi için aranan koşullardan birinin hukuka aykırı eylemin kanunda belirtilmiş olması, diğerinin ise bu eylemin o kişi tarafından gerçekleştirilmiş olduğunun kanıtlanmasını gerektirdiği, itiraz konusu kuralda araç sahiplerinin hangi eylemlerinin suç sayıldığı için başkasının eyleminden sorumlu tutulduğu açık bir şekilde gösterilmediği gibi araç sahibi olma ile suç arasındaki illiyet bağının da ne suretle oluştuğunun belirtilmediği, kuralın bu yönleriyle açık ve belirgin olmadığı, bu nedenlerle itiraz konusu kuralın birinci cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresi ile ikinci cümlesindeki “araç sahibine” ibaresi yönünden cezaların şahsiliği ilkesine ve Anayasanın 38. maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun ek 2. maddesine, 31.5.2012 tarihli ve 6321 sayılı Kanun’un 3. maddesiyle eklenen üçüncü fıkranın; birinci cümlesinde yer alan “araç sahibine” ibaresi ile ikinci cümlesinin “araç sahibine” yönünden Anayasa’ya aykırı olduklarına ve iptallerine karar verilmiştir.
İdare Mahkemesi’nin işlemin iptali yolunda verilen kararının gerekçesi yerinde olmakla birlikte; Anayasa Mahkemesinin anılan kararıyla, dava konusu işlemin dayanağı Kanun hükmü iptal edildiğinden ortaya çıkan yeni hukuki durum nedeniyle de dava konusu işlem hukuka aykırı hale gelmiştir.
Temyize konu kararın, söz konusu aracın altmış gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin işlemin iptaline ilişkin kısmı yönünden 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenleri bulunmadığından, temyiz istemi yerinde görülmemektedir.
Davacı şirketin temyiz istemi incelendiğinde ise;
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun görevli olmayan yerlere başvurma başlıklı 9. maddesinin birinci fıkrasında; “Çözümlenmesi Danıştayın, idare ve vergi mahkemelerinin görevlerine girdiği halde, adli ve askeri yargı yerlerine açılmış bulunan davaların görev noktasından reddi halinde, bu husustaki kararların kesinleşmesini izleyen günden itibaren otuz gün içinde görevli mahkemede dava açılabilir. Görevsiz yargı merciine başvurma tarihi, Danıştaya, idare ve vergi mahkemelerine başvurma tarihi olarak kabul edilir.” hükmüne yer verilmiştir.
5326 sayılı Kabahatler Kanunu’nun “Genel Kanun Niteliği” başlıklı 3. maddesinde; bu Kanunun idari yaptırım kararlarına karşı kanun yoluna ilişkin hükümlerinin diğer kanunlarda aksine
hüküm bulunmaması halinde uygulanacağı, “Başvuru Yolu” başlıklı 27. Maddesinin birinci fıkrasında; idari para cezası ve mülkiyetin kamuya geçirilmesine ilişkin idari yaptırım kararlarına karşı sulh ceza mahkemesine başvurulabileceği, sekizinci fıkrasında ise; idari yaptırım kararının verildiği işlem kapsamında aynı kişi ile ilgili olarak idari yargının görev alanına giren kararların da verilmiş olması halinde, idari yaptırım kararına ilişkin hukuka aykırılık iddialarının bu işlemin iptal talebiyle birlikte idari yargı merciinde görüleceği hükümlerine yer verilmiş, bu maddenin gerekçesinde de, bu hükümle, Kabahatler Kanunundaki düzenlemelerin ortaya çıkardığı bağlantı sorununa çözüm getirilmesinin amaçlandığı ifade edilmiştir.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı şirketin Kanunun Ek 2/3. maddesi kapsamında 26.04.2014 tarihinde tesis edilen idari para cezası işlemine, ilk olarak 23.05.2014 tarihinde … 3. Sulh Ceza Mahkemesi nezdinde itiraz ettiği, Mahkemece yapılan değerlendirme sonucunda, 30.05.2014 tarihinde idari para cezası, idari yargının görev alanına giren araç trafikten men işlemiyle birlikte tesis edildiğinden, Kabahatler Kanunu’nun 27/8. maddesi uyarınca idari yargının görevli olduğundan bahisle itirazın görev yönünden reddine karar verildiği, anılan karara yapılan itirazın … 34. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.06.2014 tarihli kararıyla reddedildiği, bunun üzerine davacı şirket tarafından 31.07.2014 tarihli ek dilekçe ile dava konusuna idari para cezasının da dahil edilmesinin istendiği, Mahkemece davacının bu talebi karşılanmaksızın yalnızca trafikten men işlemi yönünden hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Olayda, davacı şirket hakkında uygulanan idari para cezasının idari yargının görev alanına giren başka bir idari işlem ile birlikte verildiği, bu kapsamda davanın görüm ve çözümünde 5326 sayılı Kanunun 27/8. maddesi uyarınca idari yargının görevli olduğu açıktır.
Davacının idari dava açma süresi içinde görevli olmayan yargı merciine başvurduktan sonra verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren başlayan 30 günlük dava açma süresi içinde, bu davada ek talep olarak idari para cezasının iptalini de istediği görülmüş olup, davacının süresinde İdare Mahkemesi’ne başvurması karşısında; ayrı dava açmak yerine görülmekte olan davada idari para cezasının iptalini istemesinin usül ekonomisi ilkesi uyarınca hukuka uygun olduğu sonucuna ulaşılmıştır.
Bu nedenle, idari para cezası hakkında da hüküm kurulması gerektiğinden, davacının bu talebini karşılamadan verilen temyize konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile … 8. İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının söz konusu aracın altmış gün süreyle trafikten men edilmesine ilişkin işlemin iptaline ilişkin kısmının ONANMASINA oybirliğiyle, davacı şirketin temyiz isteminin kabulü ile idari para cezası hakkında hüküm kurulmaması yönünden BOZULMASINA oyçokluğuyla, bozulan kısım hakkında yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/11/2015 tarihinde karar verildi.