Danıştay Kararı 15. Daire 2014/9699 E. 2018/5114 K. 22.05.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/9699 E.  ,  2018/5114 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/9699
Karar No : 2018/5114
Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Mahkeme kararının hukuka uygun olduğu, temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Danıştay Tetkik Hakimi :
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacı şirkete ait D2 yetki belgesinin şirket hakkında 50 adedi geçen kesinleşmiş uyarmanın bulunduğundan bahisle Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 78. maddesinin 7. fıkrası uyarınca iptal edilmesine ilişkin 15.07.2013 tarih ve 25433 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesince; D2 yetki belgesi sahibi olan davacı şirkete çeşitli ihlalleri nedeniyle verilen uyarmaların toplamının 55 adede ulaştığı ve bu uyarmaların itiraz ve dava konusu yapılmayarak kesinleştiği anlaşıldığından, Yönetmeliğin 78. maddesinin 7. fıkrası uyarınca yetki belgesinin iptal edilmesine ilişkin işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, İdare Mahkemesi kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 1. maddesinde; taşımada düzeni ve güvenliği sağlamanın, Kanunun amaçlarından olduğu belirtilmiş; 5. maddesinde taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yetki belgesi alınabilmesi için taşıma işleri işletmecilerinin mesleki saygınlık, mali yeterlilik ve mesleki yeterliliğe ait usul ve esasların yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüş; 27. maddesinde; bu Kanun kapsamında faaliyet gösterenlere hangi hallerde uyarma, geçici durdurma ve iptal şeklinde idari müeyyideler uygulanacağına ilişkin hususların yönetmelikle düzenleneceği, bu Kanuna göre verilen idari para cezalarının, yönetmelikte düzenlenen uyarma, geçici durdurma ve iptal şeklindeki idari müeyyidelerin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği hükme bağlanmış; 34. maddesinde ise davalı idareye, bu Kanun uyarınca verilecek belgelerin geçerlilik süreleri, geri alınması ve uygulanacak idari müeyyideleri ve Kanunun uygulanmasıyla ilgili diğer esas ve usulleri yönetmelikle düzenleme yetkisi verilmiştir.
11.06.2009 tarih ve 27255 sayılı Resmî Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren ve işlem tarihinde yürürlükte bulunan Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 76. maddesinde, Yönetmeliğe aykırı hareket edenlere verilecek uyarma yaptırımları düzenlenmiş, aynı maddenin 3. fıkrasında; yetki belgesi sahiplerinin; birinci ve ikinci fıkralara göre verilen uyarmaların veriliş tarihinden itibaren 90 gün içinde Bakanlığa yazılı başvuruda bulunarak verilen uyarmaların paraya çevrilmesini talep edebilecekleri, verilen uyarmaların paraya çevrilebilmesi için bu 90 günlük süre içinde uyarma başına 63 Türk Lirasının Bakanlık döner sermaye hesaplarına ödenmesinin şart olduğu, söz konusu ödemenin yapılmasından sonra uyarmalar kaldırılacağı, paraya çevrilmeyen uyarmalar kaldırılmayacağı, 78. maddesinin 7. fıkrasında ise 76. maddeye göre verilen ve veriliş tarihinden itibaren 90 gün içinde kaldırılmadığı için kalıcı hale gelen uyarmaların toplam sayısı 50 adede ulaşınca ilgilinin yetki belgesinin iptal edileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 1. maddesinde; “Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.” hükmüne yer verilmiş; 23. maddesinde ise tebliğ bir mazbata ile tevsik edileceği belirtilerek bu mazbatanın;
1. Tebliği çıkaran merciin adını,
2. Tebliği istiyen tarafın adını, soyadını ve adresini,
3. Tebliğ olunacak şahsın adını, soyadını ve adresini,
4. Tebliğin mevzuunu,
5. Tebliğin kime yapıldığını ve tebliğ muhatabından başkasına yapılmış ise o kimsenin adını, soyadını, adresini ve 22 nci madde gereğince tebellüğe ehil olduğunu,
6. Tebliğin nerede ve ne zaman yapıldığını,
7. 21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi,
8.Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı,
9.Tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını, gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanunun 12. maddesinde; hükmi şahıslara tebliğin, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılacağı, bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda ticari mümessiline yapılan tebliğin muteber olduğu, “Hükmi şahısların memur veya müstahdemlerine tebligat” başlıklı 13. maddesinde ise; hükmi şahısların namına kendilerine tebliğ yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden, davacı şirkete D2 yetki belgesi kapsamında yürüttüğü taşımacılık faaliyetleri sırasında Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin ilgili hükümlerine aykırı hareket ettiğinden bahisle 08.12.2010 tarihli işlemle 3 uyarma, 11.04.2011 tarihli işlemle 5 uyarma, 27.04.2011 tarihli işlemle 15 uyarma, 20.07.2011 tarihli işlemle 3 uyarma, 26.04.2012 tarihli işlemle 3 uyarma, 09.11.2012 tarihli işlemle 10 uyarma, 23.07.2012 tarihli işlemle 3 uyarma, 23.07.2012 tarihli işlemle 3 uyarma ile 22.03.2013 tarihli işlemle 10 uyarma olmak üzere toplamda 55 uyarma verildiği, bu uyarmaların süresinde paraya çevrilerek kaldırılmaması veya dava açılmaması nedeniyle kesinleştiğinden bahisle 15.07.2013 tarih ve 25433 sayılı işlemle yetki belgesinin iptal edildiği, davacı tarafından işleme esas alınan uyarmaların bir kısmının şirket yetkilisi ve çalışanı olmayan kişilere tebliğ edildiği, usulsüz tebligata dayalı işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı iddia edilerek bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacı şirkete, yetki belgesinin iptali sonucunu doğuracak sayıda uyarma verilmiş ise de söz konusu uyarma yaptırımlarının tüzel kişiliğe sahip davacı şirkete, yukarıda aktarılan 7201 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak tebliğ edildikten sonra Yönetmeliğin 76. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 90 gün içerisinde paraya çevrilmesinin beklenmesi ve bu süre içerisinde paraya çevrilmez ise Yönetmeliğin 78. maddesinin 7. fıkrası uyarınca yetki belgesinin iptal edilmesi gerekmektedir.
7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun yukarıda metnine yer verilen 13. maddesine göre; tebligatın tüzel kişinin yetkili temsilcisine yapılması asıl kural olup, yetkili temsilcinin tebliğin yapılacağı sırada işyerinde bulunmaması veya evrakı bizzat alamayacak bir halde olması durumunda ise tebliğ tüzel kişinin memur veya müstahdemine yapılabilecektir. Tebligat yetkili temsilci yerine kanunda belitilen sıralı kişilere yapılmışsa bunun tebliğ mazbatasına açık bir şekilde yazılması gerekir.
Dosyada yer alan tebliğ tutanakları ve davacı şirkette 2010-2013 yılları arası çalışan kişilere ait Sosyal Güvenlik Kurumu tescil sorgulama evrakları incelendiğinde; işleme esas alınan 22.03.2013 tarihli işlemle verilen 10 uyarmanın tebliğine ilişkin mazbatada şirket ortağı Özkan Tırnaksız’ın imzasının olduğu ve anılan tebliğin usulüne uygun olduğu, bu tebliğ dışında yapılan tüm tebliğlerin şirketin yetkili temsilcisine yapılmadığı gibi, tebliğ mazbatalarında imzası bulunan kişilerin Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına göre şirketin çalışanı olmadığı görülmüştür.
Uyuşmazlıkta; işleme esas alınan toplam 45 uyarmanın tebliğ evraklarında ismi yer alan kişilerin davacı şirketin memur veya müstahdemi olduğuna dair bir kayda rastlanılmadığından, söz konusu tebligatların usule uygun bir şekilde yapılmadığı anlaşılmış olup; bu haliyle davacı şirkete usulüne uygun olarak tebliğ edilen ve kesinleşen uyarmalar 50 adede ulaşmadığından, davacı şirkete D2 yetki belgesinin Karayolu Taşıma Yönetmeliğin 78. maddesinin 7. fıkrası uyarınca iptal edilmesine ilişkin dava konusu işlemde hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Bu durumda; dava konusu işlemin iptaline karar verilmesi gerekirken davanın reddi yolunda verilen İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 22/05/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.