Danıştay Kararı 15. Daire 2014/8684 E. 2018/1064 K. 31.01.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/8684 E.  ,  2018/1064 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/8684
Karar No : 2018/1064

Temyiz Edenler (Davacılar) :
Vekilleri :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki bilgi ve belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacıların murisi …’ın 22/03/1992 tarihinde …’de terör örgütü mensuplarınca gerçekleştirilen gösterilerde yaşamını yitirmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun kapsamında idareye yapılan başvurunun reddedilmesine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; adı geçen şahsın yasa dışı terör örgütü lehine izinsiz gerçekleştirilen gösteriler sırasında göstericiler arasında bulunduğu ve polisin yapılan gösterinin kanunsuz olduğu ve dağılmaları gerektiği yönündeki uyarılarına karşın eylemin devam ettirilmek suretiyle çıkan arbede öldüğü, böylece uğranıldığı iddia edilen zararın kendi kasıtlı-kusurlu davranışı sonucunda meydana geldiği, adı geçen kişinin terörle mücadele kapsamında güvenlik güçlerince yürütülen bir faaliyet sırasında kusuru ve terör olayıyla ilgisi olmadan bu olaydan zarar gören konumunda olmadığı, dolayısıyla yapılan başvurunun 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilemeyeceği sonucuna ulaşıldığından, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacılar tarafından, anılan Mahkeme kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanunun 2. maddesinin birinci fıkrasında; bu Kanunun, 3713 sayılı Terörle Mücadele Kanunun’nun 1.,3. ve 4. maddeleri kapsamına giren eylemler veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle zarar gören gerçek kişiler ile özel hukuk tüzel kişilerinin maddi zararlarının sulhen karşılanması hakkındaki esas ve usullere ilişkin hükümleri kapsadığı belirtilmiş; aynı maddenin ikinci fıkrasının (e) bendinde, kişilerin kendi kasıtları sonucunda oluşan zararların; (f) bendinde ise, 3713 sayılı Kanunun 1., 3. ve 4. maddeleri kapsamındaki suçlar ile terör olaylarında yardım ve yataklık suçlarından mahkum olanların bu fiillerinden dolayı uğradıkları zararların Kanun kapsamında bulunmadığı hükme bağlanmış, 7. maddesinde ise yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zarar ile tedavi ve cenaze giderleri, bu Kanuna göre sulh yoluyla karşılanabilecek zarar kalemleri arasında sayılmıştır.
Dosyanın ve Dairemizin aynı konuya ilişkin dosyalarının birlikte incelenmesinden, davacılar murisi …’ın 22/03/1992 tarihinde …’de terör örgütü lehine yapılan gösteriler sırasında hayatını kaybetmesi nedeniyle uğranılan zararın tazmini istemiyle yapılan başvurunun, ölüm olayının 5233 sayılı Kanun kapsamı dışında olduğu gerekçesiyle reddedilmesi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olaya ilişkin düzenlenen olay yakalama ve zapt etme tutanağında özetle; 22/03/1992 tarihinde saat 08.00 sıralarında yasadışı örgüt militanlarının … İlçesi, …. Mahallesi’nde bulunan sokaklarda evleri dolaşarak … Köprüsü ve kütüphane binası çevresinde toplanıp …’de meydana gelen olayları protesto etmek amacıyla yürüyüş yapılacağı, yürüyüşe katılmayanların örgüt tarafından tespit edilerek cezalandırılacaklarını bildirmeleri üzerine … Mahallesi’nde bulunan sokaklardan 50-100 kişilik grupların ellerinde bulunan yasadışı terör örgütünü simgeleyen bez parçaları ile örgüt lehine sloganlar atarak yürüdüğü, kütüphane binası ve yeni yapılan köprü civarında yaklaşık 500-600 kişilik bir grubun toplandığı, topluluğa katılmaların devam ettiği sırada İlçede bulunan panzer aracının olay yerine intikal ettiği, aracın içerisinde bulunan görevlilerin, topluluğa, yapmış oldukları gösterinin kanunsuz olduğu, bölgenin olağanüstü hal bölgesi olduğu, toplantı ve gösteri yürüyüşü yapmak için izin almaları ve dağılmaları gerektiğini ikaz ederek bildirmeleri üzerine, topluluk içerisinde bulunan yasadışı terör örgütü mesuplarının, topluluğa, dağılmamaları, panzer üzerlerine geldiğinde yola oturmalarını söyledikleri, bu arada panzer aracına bir roket atıldığı, arkasından seri şekilde evlerin damlarından otomatik silahlarla panzerin taranması üzerine, panzerin etrafında bulunan topluluk içerisindeki şahıslardan bazılarının silahlarla, bazılarının da panzerin manevra yaparak olay yerinden uzaklaşmak istediği sırada yaralandığı ve öldüğü, ölenler arasında davacılar murisinin de bulunduğu belirtilmiştir.
Olaya ilişkin … Cumhuriyet Savcılığı’nın 10/04/1992 tarih ve Hazırlık No: 1992/184, Karar No: 1992/38 sayılı Ek Görevsizlik Kararı ile; yapılan ek soruşturma neticesinde sanıkların A.S. yönetiminde halkı zorla toplayarak panzer önüne sürdükleri, 25/03/1992 tarihli görevsizlik kararında tutuklananların olaya zorla sokulduğu, kast unsurları tespit edilemediğinden tutukluluk hallerinin yeniden değerlendirilmesi gerektiği belirtilerek hazırlık evrakının yetkili ve görevli … Devlet Güvenlik Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığına gönderilmesine karar verilmiştir.
Durum böyle olunca, davacılar murisinin yasa dışı bir gösteri yürüyüşünde çıkan olaylar sırasında öldüğü sabit olmakla birlikte, terör örgütü üyesi olduğu, terör örgütüne yardım ve yataklıkta bulunduğu ya da gösteri yürüyüşüne gönüllü olarak katıldığı, 22/03/1992 tarihinde meydana gelen olaylarda aktif olarak rol aldığı, güvenlik güçlerine ateş ettiği veya herhangi bir şekilde saldırıda bulunduğu yönünde bir belirleme bulunmadığından, ilgilinin ölümünün 5233 sayılı Kanun kapsamında değerlendirilmesi gerekirken aksi yönde tesis edilen işlemde hukuka uyarlık görülmemiştir.

Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 31/01/2018 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.

(X) KARŞI OY :

Temyizen incelenen karar, usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmediğinden temyiz isteminin reddi ile temyize konu idare mahkemesi kararının onanması gerektiği oyu ile çoğunluk kararına katılmıyorum.