Danıştay Kararı 15. Daire 2014/8204 E. 2018/3842 K. 12.04.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/8204 E.  ,  2018/3842 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/8204
Karar No : 2018/3842

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:…; K:…. sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
Düşüncesi : Temyize konu İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce gereği görüşüldü:
Dava; C2 yetki belgesine sahip olan davacı şirket tarafından, adına düzenlenen uyarma cezalarını, ödeme süresinin geçirildiğinden bahisle paraya çevirememesi üzerine uyarma yaptırımının paraya çevrilmesi yolunun yeniden açılması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin 17.01.2014 tarih ve 618 sayılı işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
…. İdare Mahkemesince; davacı şirkete verilen uyarmaların 53 adedinin mevzuatta öngörülen süre içerisinde paraya çevrilmediği, süresi içerisinde paraya çevrilmeyen uyarmaların paraya çevrilmesi için ek süre verilmesi olanağı bulunmadığından, davacı şirket tarafından, adına düzenlenen uyarma cezalarının ödeme yolunun yeniden açılması istemiyle yapılan başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek kararın bozulması istenilmektedir.
4925 sayılı Karayolu Taşıma Kanunu’nun 1. maddesinde; taşımada düzeni ve güvenliği sağlamanın, Kanunun amaçlarından olduğu belirtilmiş; 5. maddesinde taşımacılık, acentelik ve taşıma işleri komisyonculuğu ile nakliyat ambarı ve kargo işletmeciliği yetki belgesi alınabilmesi için taşıma işleri işletmecilerinin mesleki saygınlık, mali yeterlilik ve mesleki yeterliliğe ait usul ve esasların yönetmelikle düzenlenmesi öngörülmüş; 27. maddesinde; bu Kanun kapsamında faaliyet gösterenlere hangi hallerde uyarma, geçici durdurma ve iptal şeklinde idari müeyyideler uygulanacağına ilişkin hususların yönetmelikle düzenleneceği, bu Kanuna göre verilen idari para cezalarının, yönetmelikte düzenlenen uyarma, geçici durdurma ve iptal şeklindeki idari müeyyidelerin uygulanmasına engel teşkil etmeyeceği hükme bağlanmış; 34. maddesinde ise davalı idareye, bu Kanun uyarınca verilecek belgelerin geçerlilik süreleri, geri alınması ve uygulanacak idari müeyyideleri ve Kanunun uygulanmasıyla ilgili diğer esas ve usulleri yönetmelikle düzenleme yetkisi verilmiştir.
Anılan Kanuna dayanılarak çıkarılan Karayolu Taşıma Yönetmeliği’nin 76. maddesinde, Yönetmeliğe aykırı hareket edenlere verilecek uyarma yaptırımları düzenlenmiş, aynı maddenin 3. fıkrasında; yetki belgesi sahiplerinin; birinci ve ikinci fıkralara göre verilen uyarmaların veriliş tarihinden itibaren 90 gün içinde Bakanlığa yazılı başvuruda bulunarak verilen uyarmaların paraya çevrilmesini talep edebilecekleri, verilen uyarmaların paraya çevrilebilmesi için bu 90 günlük süre içinde uyarma başına 63 Türk Lirasının Bakanlık döner sermaye hesaplarına ödenmesinin şart olduğu, söz konusu ödemenin yapılmasından sonra uyarmalar kaldırılacağı, paraya çevrilmeyen uyarmalar kaldırılmayacağı, 78. maddesinin 7. fıkrasında ise 76. maddeye göre verilen ve veriliş tarihinden itibaren 90 gün içinde kaldırılmadığı için kalıcı hale gelen uyarmaların toplam sayısı 50 adede ulaşınca ilgilinin yetki belgesinin iptal edileceği düzenlemesine yer verilmiştir.
7201 sayılı Tebligat Kanununun 1. maddesinde; “Kazaî merciler, 10/12/2003 tarihli ve 5018 sayılı Kamu Malî Yönetimi ve Kontrol Kanununa ekli (I) sayılı cetvelde yer alan genel bütçe kapsamındaki kamu idareleri, (II) sayılı cetvelde yer alan özel bütçeli idareler, (III) sayılı cetvelde yer alan düzenleyici ve denetleyici kurumlar, (IV) sayılı cetvelde yer alan sosyal güvenlik kurumları ile il özel idareleri, belediyeler, köy hükmî şahsiyetleri, barolar ve noterler tarafından yapılacak elektronik ortam da dâhil tüm tebligat, bu Kanun hükümlerine göre Posta ve Telgraf Teşkilatı Genel Müdürlüğü veya memur vasıtasıyla yapılır.” hükmüne yer verilmiş; 23. maddesinde ise tebliğ bir mazbata ile tevsik edileceği belirtilerek bu mazbatanın;
1. Tebliği çıkaran merciin adını,
2. Tebliği istiyen tarafın adını, soyadını ve adresini,
3. Tebliğ olunacak şahsın adını, soyadını ve adresini,
4. Tebliğin mevzuunu,
5. Tebliğin kime yapıldığını ve tebliğ muhatabından başkasına yapılmış ise o kimsenin adını, soyadını, adresini ve 22 nci madde gereğince tebellüğe ehil olduğunu,
6. Tebliğin nerede ve ne zaman yapıldığını,
7. 21 inci maddedeki durumun tahaddüsü halinde bu hususlara mütaallik muamelenin yapıldığını, adreste bulunmama ve imtina için gösterilen sebebi,
8.Tebligatın adres kayıt sistemindeki adrese yapılması durumunda buna ilişkin kaydı,
9.Tebliğ evrakı kime verilmiş ise onun imzası ile tebliğ memurunun adı, soyadı ve imzasını, gerektiği hükmüne yer verilmiştir.
Anılan Kanunun 12. maddesinde; hükmi şahıslara tebliğin, salahiyetli mümessillerine, bunlar birden ziyade ise, yalnız birine yapılacağı, bir ticarethanenin muamelelerinden doğan ihtilaflarda ticari mümessiline yapılan tebliğin muteber olduğu, “Hükmi şahısların memur veya müstahdemlerine tebligat” başlıklı 13. maddesinde ise; hükmi şahısların namına kendilerine tebliğ yapılacak kimselerin herhangi bir sebeple mutat iş saatlerinde iş yerinde bulunmadıkları veya o sırada evrakı bizzat alamayacak bir halde oldukları takdirde tebliğin, orada hazır bulunan memur veya müstahdemlerine yapılacağı hüküm altına alınmıştır.
Dava dosyasının incelenmesinden, davacı şirkete 25.11.2010 tarih ve UBAK-A-061623 numaralı ihlal tespit tutanağı ile 3 adet uyarma, 08.07.2011 tarih ve UBAK-A-329314 numaralı ihlal tespit tutanağı ile 10 adet uyarma, 29.11.2012 tarih ve UBAK-A-205057 numaralı ihlal tespit tutanağı ile 5 adet uyarma, 03.01.2013 tarih ve UBAK-A-205096 numaralı ihlal tespit tutanağı ile 5 adet uyarma, 31.01.2013 tarih ve UBAK-A-427080 numaralı ihlal tespit tutanağı ile 5 adet uyarma, 03.02.2013 tarih ve UBAK-A-427084 numaralı ihlal tespit tutanağı ile 5 adet uyarma, 27.02.2013 tarih ve UBAK-A-423015 numaralı ihlal tespit tutanağı ile 5 adet uyarma, 07.09.2013 tarih ve UBAK-A-220222 numaralı ihlal tespit tutanağı ile 5 adet uyarma, 01.10.2013 tarih ve UBAK-A-155846 numaralı ihlal tespit tutanağı ile 10 adet uyarma verildiği, 03.01.2014 tarihinde anılan 53 adet uyarmanın davacı şirket tarafından paraya çevrilmesi için yetkili bankaya yapılan ödemenin banka tarafından ödeme süresi geçirildiğinden bahisle kabul edilmemesi üzerine davacı şirket tarafından 15.01.2014 tarihinde davalı idareye başvurularak uyarma yaptırımlarına ait tebligatların ellerine ulaşmadığı, tebligatların usulsüz olduğu, bu nedenle uyarma yaptırımları için yeniden ödeme süresi açılmasının istenildiği, istemin dava konusu işlem ile reddi üzerine bakılan davanın açıldığı, ayrıca 17.01.2013 tarih ve 13 sayılı kurul kararı ile Karayolu Taşıma Yönetmeliğinin 78/7. maddesi gereğince davacı şirketin yetki belgesinin iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacı şirkete, yetki belgesinin iptali sonucunu doğuracak sayıda uyarma verilmiş ise de söz konusu uyarma yaptırımlarının tüzel kişiliğe sahip davacı şirkete, yukarıda aktarılan 7201 sayılı Kanun hükümlerine uygun olarak tebliğ edildikten sonra Yönetmeliğin 76. maddesinin 3. fıkrası uyarınca 90 gün içerisinde paraya çevrilmesinin beklenmesi ve bu süre içerisinde paraya çevrilmez ise uyarmaların kesinleştiğinin kabulü gerekmektedir.
Dava dosyasına sunulan bilgi ve belgelerden, davalı idare tarafından 01.10.2013 tarih ve UBAK-A-155846 numaralı 10 adet uyarmanın tebliğine ilişkin evrakın sunulamadığı, 07.09.2013 tarih ve UBAK-A-220222 numaralı 5 adet uyarmanın ise davalı idare tarafından 31.10.2013 tarihinde tebliğ edildiğinin iddia edildiği dolayısıyla bu uyarma açısından doksan günlük paraya çevrilme süresinin en erken 31.01.2014 tarihinde sona ereceği görülmektedir.
Bu durumda, dava konusu işlem tarihinde 01.10.2013 tarihli 10 adet, 07.09.2013 tarihli 5 adet toplamda 15 adet olan uyarmalar yönünden doksan günlük paraya çevrilme süresinin dolmadığı açık olduğundan, dava konusu işlemde ve davanın reddi yolunda verilen idare mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesi uyarınca temyiz isteminin kabulü ile …. İdare Mahkemesi’nin …. tarih ve E:….; K:…. sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 12/04/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.