Danıştay Kararı 15. Daire 2014/815 E. 2018/2146 K. 27.02.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/815 E.  ,  2018/2146 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/815
Karar No : 2018/2146

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :

İstemin Özeti : Davacının, … İli’nde sağlık memuru olarak görev yaptığı 04/02/1992 tarihinde ikâmet ettiği kamu konutuna gelen iki kişinin silahlı saldırısına uğraması neticesinde ağır yaralandığından bahisle uğradığı ileri sürülen zararın tazmini istemiyle 5233 sayılı Kanun kapsamında yapılan başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılan dava sonucunda, … İdare Mahkemesi’nce; davacının ikâmet ettiği kamu konutuna gelen iki Hizbullah terör örgütü mensubu tarafından yapılan silahlı saldırı sonucu yaralandığı sabit olmakla birlikte, terör ve terörle mücadeleden kaynaklanan maddi zararların tazmini amacıyla çıkarılan 5233 sayılı Kanun uyarınca maddi tazminat ödenebilmesi için, uğranıldığı belirtilen maddi zararların tespit edilmesi gerektiğinden, davacı tarafından uğranılan maddi zararların nelerden ibaret olduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgenin sunulmaması, davalı idare tarafından yapılan araştırma neticesinde de, davacının uğradığı zararlara yönelik herhangi bir bilgi ve belgenin temin edilememiş olması nedeniyle, başvurunun reddine ilişkin dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddi yolunda verilen kararın, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Davacının anılan yaralanma olayı nedeniyle iş gücü kaybına uğradığına ilişkin hukuken kabul edilebilir herhangi bir bilgi ve belge dosyaya sunulmamış ise de, davacının anılan olay nedeniyle hastanede (… Devlet Hastanesi ve … Üniversitesi’nde) yatarak tedavi gördüğü hususu sabittir.
5233 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelikte yaralanma, engelli hale gelme ve ölüm hallerinde ilgililere yapılacak olan nakdi ödemeye ilişkin hesap yöntemi ayrı ayrı belirtilmiş olup, dosyaya sunulan hastane evrakları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılıp, anılan yaralanma olayı nedeniyle davacının uğradığı iş ve güce engel olma süresi tespit edildikten sonra 5233 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik uyarınca yapılacak hesaplama sonucu bulunacak miktarın davacıya ödenmesi gerekirken, eksik inceleme sonucu tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
5233 sayılı Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu hükme bağlanmıştır.
Uyuşmazlık konusu olayda, davacının yaralanmasına neden olan olayın 5233 sayılı Kanun kapsamında olduğu sabit olmakla birlikte, davacının anılan olay nedeniyle iş gücü kaybına uğradığına ilişkin herhangi bir bilgi ve belge dosyaya sunulmamıştır. Ayrıca, davacı anılan yaralanma olayı nedeniyle hastanede yatarak tedavi görmüş olup, davacının kamu görevlisi olması nedeniyle tedavi gördüğü sürelere ilişkin olarak maaşını alamadığı ya da maddi zarara uğradığına ilişkin olarak da herhangi bir bilgi ve belge sunulmamış olması nedeniyle davacının talebinin reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun “Kararın Bozulması” başlıklı 49. maddesinin 2. fıkrasında; temyiz incelemesi sonucu Danıştayın; a) Görev ve yetki dışında bir işe bakılmış olması, b) Hukuka aykırı karar verilmesi, c) Usul hükümlerinin uygulanmasında kararı etkileyebilecek nitelikte hata veya eksikliklerin bulunması sebeplerinden dolayı incelenen kararı bozacağı kuralına yer verilmiştir.
Dosyadaki belgeler ile temyiz dilekçesindeki iddiaların incelenmesinden, temyiz istemine konu kararın hukuka ve usule uygun olduğu, kararın bozulmasını gerektirecek yasal bir sebebin bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Açıklanan nedenlerle; temyiz isteminin reddine, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının yukarıda belirtilen açıklamayla ONANMASINA, dosyanın Mahkemesine gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 27/02/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.