Danıştay Kararı 15. Daire 2014/774 E. 2017/5749 K. 18.10.2017 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/774 E.  ,  2017/5749 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/774
Karar No : 2017/5749

Temyiz Eden (Davacı) :
Vekili :
Karşı Taraf (Davalı) :
Vekili :
İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:…; K:… sayılı kararının hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti :Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi :Davacının ikamet ettiği … Mezrası’nın tamamen boşalmadığı ancak … Mezrası’nın 1995-2002 yılları arasında boşalmış olduğu anlaşıldığından, davacının … Mezrası’nde yer alan taşınmazlarına ulaşamamasından kaynaklanan zararı olup olmadığının belirlenerek tazmin edilmesi gerekirken davanın reddi yönünde verilen mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesince, tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip, dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının … İli, … İlçesi, … Köyü .. Mezrası’nda ikamet etmekte iken terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle malvarlığına ulaşamaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararlarının 5233 sayılı Kanun kapsamında karşılanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin … 1 No’lu Zarar Tespit Komisyonu’nun 08/06/2012 tarih ve 72/01/2012/720 sayılı işleminin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; davacının ikamet ettiği … Köyü … Mezraasında yerleşik bir nüfusun olması ve davacı vekilince sunulan tutanaktan daha sonra İlçe Jandarma Komutanlığı’nca her bir köy ve mezraada yapılan inceleme, resmi kurumlardan alınan bilgi ve belgeler birlikte değerlendirildikten sonra hazırlanan çizelgede de … Mezrası için “boşalma olmamıştır” ibaresine yer verilmesi karşısında, davacının ikâmet ettiği yerleşim yerinin “tamamen/kısmen boşalmamış” olması, diğer bir ifadeyle nesnel güvenlik kaygısının yaşanmamış olması ve davacıya yönelik herhangi bir terör tehdidi ya da saldırısının bulunmaması nedenleriyle, dava konusu işlemde hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı tarafından, anılan Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, temyizen incelenip bozulması istenilmektedir.
Terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle maddi zarara uğrayan kişilerin, bu zararlarının karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek amacıyla yürürlüğe konulan 5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 2. maddesinin (d) bendinde, terör dışındaki ekonomik ve sosyal sebeplerle uğranılan zararlar ile güvenlik kaygıları dışında kendi istekleriyle bulundukları yerleri terk edenlerin
bu sebeple uğradıkları zararlar, Kanunun kapsamı dışında tutulmuş; aynı Kanunun 7. maddesinde ise; hayvanlara, ağaçlara, ürünlere ve diğer taşınır ve taşınmazlara verilen her türlü zararlar; yaralanma, sakatlanma ve ölüm hallerinde uğranılan zararlar ile tedavi ve cenaze giderleri; terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin malvarlıklarına ulaşamamalarından kaynaklanan maddi zararların, bu Kanun hükümlerine göre sulh yoluyla idarece ödeneceği kurala bağlanmıştır.
5233 sayılı Kanun’un yukarıda aktarılan maddelerinin değerlendirilmesinden; ”terör eylemleri” veya ”terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler” sonucunda bir yerleşim yerinin tamamen boşalmış/boşaltılmış olması nedeniyle malvarlığına ulaşamayan kişilerce uğranılan maddi zararın, sözü edilen Kanun hükümlerine göre idarece sulh yoluyla ödenmesi gerekir. Bir başka ifadeyle, bir yerleşim yerinin güvenlik nedeniyle idarece veya güvenlik kaygısıyla o yerleşim yerinde yaşayan halk tarafından ”tamamen” boşaltılmış olması halinde, yerleşim yerinin boşaltılmasından yerleşim yerine dönüşün başladığı tarihe kadar uğranılan ve Kanunda tek tek sayılmak suretiyle belirlenen maddi zararların idarece karşılanması mümkündür.
Yerleşim yerinin ”kısmen” boşalmış olması, o yerleşim yerinde güvenli bir şekilde yaşayabilme olanağını sağlayan asgari güvenlik şartlarının idarece yerine getirilmiş olduğunun nesnel bir göstergesidir. Güvenlik kaygısının, yerleşim yerinde sürekli yaşayan kişilere ve sözü edilen kaygı nedeniyle aynı yerleşim yerini terk eden kişilere göre değişmemesi gerekmektedir. Terör olayları nedeniyle toplumda oluşan korku ve endişe karşısında her bireyin farklı tepki göstermesi mümkündür. Bu nedenle, kişiden kişiye değişebilen bir duygu olan güvenlik kaygısının yukarıda belirtildiği şekilde nesnel bir ölçüte dayandırılması zorunludur. Dolayısıyla, güvenlik kaygısına dayanılarak bir yerleşim yerinin kısmen boşalmış olması nedeniyle malvarlığına ulaşılamamasından kaynaklanan maddi zararın idarece ödenmesine yasal olanak bulunmamakla birlikte bir yerleşim yerinde meydana gelen terör olayları nedeniyle yerleşim yerinde sadece köy korucuları ile bunların aileleri kalmış, diğer köy halkının yerleşim yerini terk etmiş olması halinde, bir başka ifade ile bu şekilde bir yerleşim yeri kısmen boşalmış ise, yerleşim yerini kısmen terk eden köy halkının da güvenlik kaygısıyla köyden ayrıldığının kabul edileceği ve bu nedenden dolayı malvarlığına ulaşılamamasından kaynaklanan maddi zararın 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre idarece karşılanacağı açıktır.
Bu itibarla, bir yerleşim yerinde asgari güvenlik düzeyinin gerçekleştirilmiş olmasına ve bu yerde köy korucuları ile bunların aileleri dışındaki diğer köy halkının yaşamasına karşın, yerleşim yerinde yaşayan kişilerin bir kısmının, yerleşim yerini terk etmeleri sonucunda uğranıldığı ileri sürülen maddi zararın, güvenlik kaygısından kaynaklandığından bahisle 5233 sayılı Kanun hükümlerine göre idarece karşılanmasına olanak bulunmamaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacı tarafından, … İli, … İlçesi, … Köyü … Mezrası’nda ikamet etmekte iken terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle malvarlığına ulaşamaması nedeniyle uğradığını iddia ettiği zararlarının tazmini istemiyle yaptığı başvurunun Zarar Tespit Komisyonu’nca; … Mezrası’nın tamamen boşalmadığı ve kişiye yönelik tehdit ve saldırı olmadığı gerekçesiyle reddedildiği, davacı tarafından da … Mezrasında birçok terör olayı yaşandığı, anılan mezranın yanında bulunan … Mezrası gibi boşaldığı, davacının … Mezrası’nda mal varlığının bulunduğu, mezranın boş olduğu ve zararların tazmin edilmesi gerektiği gerekçeleri ile temyiz yoluna başvurduğu anlaşılmaktadır.
Buna göre; dosyadaki bilgi, belgeler ve Dairemizin aynı köye ilişkin olarak verdiği kararlar incelendiğinde; … İl Jandarma Komutanlığı’nın 25/03/2011 tarih ve 18647 sayılı yazısı eki Liste ile 28/08/2012 tarih ve 50801 sayılı yazısı eki Listede, … Köyü Merkezi ile … Mezralarının “1995-2002 yıllarında tamamen boşaldığı”, … ve … Mezraalarının “1994 yılında tamamen boşaldığı ve mezraaya dönüş olmadığı”nın belirtildiği, … , … ve … Mezraaları için ise “boşalma olmamıştır” ibaresine yer verildiği, terör nedeniyle terk edilen köyler listesinin yer aldığı 04/03/2005 tarihli yazı ekinde, … Köyü ile birlikte … Mezraalarının 1995 yılında boşaldığı, 1999 yılında geri dönüş olduğunun belirtildiği görülmektedir.
… Köyü’nün Köy Merkezi ile … Mezraalarının (ziraat bilirkişi raporunda ve tanık beyanlarında 5 yıl boş kaldığı belirtildiğinden) 1995-2000 yıllarında, … ve … Mezraalarının ise “1994 yılından itibaren” “tamamen boşalmış/boşaltılmış”; ancak … , … ve … Mezraalarının ise “hiçbir zaman boşalmamış/boşaltılmamış” yerlerden olduğu anlaşılmaktadır.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacının temyiz dilekçesine ekli dört adet tapu fotokopisi sunduğu, tapu fotokopilerinden üçünün … Mezrası’na, birinin ise … Mezrası’na ait olduğu, kadastro bilirkişisi raporunda da davacının … Köyü ve mezraalarında yer alan taşınmazlarına ilişkin hesaplama yapılırken söz konusu tapuların göz önüne alındığı, … Mezrası’na ait 10.543,72 metrekarelik tarla tapusu fotokopisinin dosya içerisinde de yer aldığı anlaşılmıştır. İdare Mahkemesinin … Mezrası’nın terör olayları nedeniyle tamamen boşalmadığı yönündeki tespiti yerinde ise de, davacı tarafından … Mezrası’nda mal varlığı olduğu ve bu mezranın da belirtilen tarihlerde boş olduğu iddia edilmiş olup, mezranın terör olayları nedeniyle tamamen boşaltılmış olması halinde, davacının mezrada bulunan mal varlığına ulaşamaması nedeniyle uğradığı zararının tazmini gerekmektedir.
Buna göre, Zarar Tespit Komisyonu tarafından, davacının … Mezrası’nda bulunan taşınmazlarına ulaşamaması nedeniyle uğradığı zarar olup olmadığı ile varsa zararının belirlenmesi ve tazminine karar verilmesi gerekirken, … Mezrası’nın boşalmadığı/boşaltılmadığı gerekçesiyle başvurusunun reddine ilişkin eksik incelemeye dayalı işlemde ve davanın reddi yolunda verilen mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve E:… ; K:… sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18.06.2014 gün ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 18/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.