Danıştay Kararı 15. Daire 2014/7578 E. 2018/78 K. 16.01.2018 T.

Danıştay 15. Daire Başkanlığı         2014/7578 E.  ,  2018/78 K.
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONBEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2014/7578
Karar No : 2018/78

Temyiz Eden (Davalı) :
Karşı Taraf (Davacı) :
Vekili :

İstemin Özeti : … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının, hukuka uygun olmadığı ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Savunmanın Özeti : Savunma verilmemiştir.
Düşüncesi : Temyiz istemine konu Mahkeme kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Karar veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce; tetkik hakiminin açıklamaları dinlenip dosyadaki belgeler incelenerek gereği görüşüldü:
Dava; davacının, … İli, … İlçesi, … Köyü’nde (… Mezrası) ikamet etmekte iken yaşanan terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığını ileri sürdüğü zararların 5233 sayılı Kanun uyarınca karşılanması istemiyle yaptığı başvurunun reddine ilişkin işlemin iptali istemiyle açılmıştır.
… İdare Mahkemesi’nce; … Mezrası’nın 1996 yılında, … Merkezinin ise 1995 yılında boşaldığı, davacının başvurusunun da … Mezrası’na ilişkin olduğu, bununla birlikte davacının isminin müracaatçı olarak yer aldığı keşif tutanağında yapılan değerlendirmeler neticesinde; bazı kişilerin imzalarının alındığı, ancak bu imzaların kimlere ait olduğunun anlaşılamadığı, bu nedenle usulüne uygun şekilde yapılmayan keşif sonucunda davacının malının bulunmadığından bahisle tazminat talebinin reddedilmesinde hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Davalı idarece, kararın hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
5233 sayılı Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Kanun’un 1. maddesinde, bu Kanunun amacının, terör eylemleri veya terörle mücadele kapsamında yürütülen faaliyetler nedeniyle kişilerin uğradığı maddi zararların karşılanmasına ilişkin esas ve usulleri belirlemek olduğu düzenlenmiş; aynı Kanunun 4. ve 5. maddelerine göre zarar görenlerin veya bunların mirasçılarının başvurması halinde bu Kanun kapsamına giren zararlarının bulunup bulunmadığını tespit etmek üzere valilikler bünyesinde zarar tespit komisyonları oluşturulması gerekmektedir.
Adı geçen Kanunun 6. maddesinin 3. fıkrasında, “Komisyon, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarından başvuru konusu ile ilgili her türlü bilgi ve yardımı isteyebileceği gibi, kamu kurum ve kuruluşlarında çalışanları bilirkişi olarak da görevlendirebilir. Komisyon, gerekli gördüğü uzmanları çalıştırabilir veya bunlardan görüş alabilir.” kuralına; 8. maddesinin 1. fıkrasında ise; “7 nci maddede belirtilen zararlar, zarar görenin beyanı, adlî, idarî ve askerî mercilerdeki bilgi ve belgeler göz önünde tutularak olayın oluş şekli ve zarar görenin aldığı tedbirlere göre, zarar görenin varsa kusur veya ihmalinin de göz önünde bulundurulması suretiyle, hakkaniyete ve günün ekonomik koşullarına uygun biçimde komisyon tarafından doğrudan doğruya veya bilirkişi aracılığı ile belirlenir.” kuralına yer verilmiştir.
5233 sayılı Kanun’un 17.maddesi gereğince hazırlanan ve 20/10/2004 tarih ve 25619 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zararların Karşılanması Hakkında Yönetmeliğin 11. maddesinde, komisyonun gerek görmesi halinde keşif yapabileceği; keşif esnasında, başvuru sahibinin kendisi veya yetkili temsilcisi ve varsa şahitleri ile muhtar veya o yer mahallinden iki kişinin keşif mahallinde hazır bulundurulacağı; tespit edilen günde komisyonun olay mahalline giderek zararı tespit edeceği, bu tespitte, zararın nev’i ve miktarı gibi hususlar ile gerekli görülen diğer hususların tutanağa bağlanarak hazır bulunanlarca imza altına alınacağı düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinden; davacının, … İli, … İlçesi, … Köyü, … Mezrası’ndan terör olayları nedeniyle göç etmek zorunda kaldığından bahisle uğradığı ileri sürülen zararın 5233 sayılı Kanun uyarınca tazmini istemiyle başvuru yapıldığı, … Köyü, … Mezrası’nda tasarruflarında taşınır ve taşınmaz mallar ile ürünleri bulunanların yazılı olduğu köy muhtarı ve azaları tarafından düzenlenen tarihsiz tasarruf tutanağında davacının adının da yazılı olduğu, anılan tutanakta adı yazılı olanların tasarruflarındaki taşınır ve taşınmaz mallar ile ürünlerin neler olduğuna ilişkin bilgiye yer verilmediği, … Köyü’nde komisyon üyeleri, köy muhtarı, aza ve bilirkişilerin katılımı ile 13/07/2006 tarihinde yapılan keşifte ekli listede adı-soyadı yazılı şahıslara ait herhangi bir taşınmaz bulunmadığı gerekçesiyle tespit yapılamadığının belirtildiği, ekli listenin 9. sırasında davacının adının yazılı olduğu, Terör ve Terörle Mücadeleden Doğan Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı’nın 10/09/2007 tarih ve 2007/2-5042 sayılı işlemiyle anılan yerde davacıya ait mal varlığı bulunmadığından bahisle talebinin reddedildiği, anılan işlemin iptali istemiyle açılan davada … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararı ile yeterli araştırma yapılmaksızın tesis edilen işlemde hukuka uyarlık bulunmadığı gerekçesiyle işlemin iptaline karar verildiği, anılan karar üzerine 10/06/2013 tarihinde mahallinde keşif yapıldığı, yapılan keşfe komisyon üyeleri, köy muhtarı, azası, bilirkişiler ve davacının katıldığı, davacı tarafından imzalanan tutanakta bu mahalde taşınır veya taşınmaz malı bulunmadığının belirtildiği, keşifte davacı tarafından, … Mezrası’nda arazisi olduğu, fakat tapuların kaynanası adına düzenlendiğinin ifade edildiği, 4 Nolu Zarar Tespit Komisyonu Başkanlığı’nın 12/07/2013 tarih ve 860 sayılı işlemiyle anılan yerde malı olmadığından bahisle talebinin reddi üzerine bakılan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.
Uyuşmazlık konusu olayda, … Köyü ve mezralarında kadastro çalışmalarının 2010 yılında tamamlandığı, 10/06/2013 tarihinde komisyon üyeleri, muhtar, aza, bilirkişiler ve davacı tarafından mahallinde yapılan keşifte davacı adına herhangi bir mal varlığı bulunmadığının tespit edildiği, davacı tarafından da anılan yerde köyün boş kaldığı süre içerisinde zilyetliğinde ya da mülkiyetinde mal varlığı bulunduğunu ispatlayacak hukuken kabul edilebilir herhangi bir bilgi ve belge sunulmadığı görülmektedir.
Bu durumda, usulüne uygun olarak mahallinde yapılan keşif sonucu davacı adına herhangi bir mal varlığı tespiti yapılmamış olması ve davacı tarafından da aksini ortaya koyan hukuken kabul edilebilir herhangi bir bilgi ve belge sunulmamış olması nedeniyle talebin reddi yolunda tesis edilen işlemde hukuka aykırılık, dava konusu işlemin iptali yolunda verilen Mahkeme kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, … İdare Mahkemesi’nin … tarih ve … sayılı kararının BOZULMASINA, yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın adı geçen mahkemeye gönderilmesine, 2577 sayılı Kanunun 18/06/2014 tarih ve 6545 sayılı Kanunla eklenen Geçici 8. maddesinin 1. fıkrası ve 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren onbeş gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 16/01/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.